NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

HAYATTA EN GÜZEL ŞEY SEVDİĞİNLE DANS EDEBİLMEK

24 Aralık 2023 Pazar 18:47
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Ayla Dikmen...Türk popunun en ilginç, en kendine özgü, en renkli şarkıcısı Ayla Dikmen. 
Ölümünün üzerinden bunca zaman geçmiş olmasına rağmen hala bir CD'si yok. Bir dolu LP, bir dolu 45'lik yapmış olmasına rağmen. Ardında, değil 10-15 şarkılık bir Best Of'u, double CD'leri, Box-Set'leri dolduracak kadar çok ve nitelikli malzeme bırakmış olmasına rağmen.
Ölümünden sonra tek yapılan, son 45'lik ve LP'lerini yaptığı Coşkun Plak'ın çıkardığı kötü kayıtlı bir toplama kaset. Bugün Ayla Dikmen'i kim hatırlıyor? Kaç kişi Türk popundan onun gibi birinin gelip geçtiğini biliyor? Yapı Kredi gibi, Ada ve Kalan Müzik gibi, gerçekten çok hoş şeyler yapan, epey emek ve epey araştırma gereken işler yapan yerler de Ayla Dikmen ve benzerlerini yeterince CD'ye aktarılmaya değer bulmuyorlar besbelli. Varsa yoksa; Hafızlar, Gazeller, Operetler, Kantolar.

STADLARDA SÖYLENDİ
Türk popunun ilk ortaya çıkışıyla birlikte tanıdık Ayla Dikmen'i. Her kaçıncısı idiyse, Balkan Festivali'ne katıldı Erol Büyükburç'la birlikte. Türk popunun gelişmesine bayağı katkıda bulunmuş Balkan Festivali'nin en şaşaalı olduğu yıllarda. 
Çok fazla şirket değiştirmedi Ayla Dikmen, çok fazla ekip de değiştirmedi. İlk çalıştığı şirket Netfon Plak'tı. Netfon Plak'a birbirinden hoş 45'likler yaptı. 'Nereye', 'Gençlik Gençlik', 'Yanan Mum/Alyanaklım' ve diğerleri. 
'Nereye', Özdemir Erdoğan'ın 'Duyduk Duymadık Demeyin' diye ortalığı allak bullak eden şarkısının bir başka Türkçe versiyonu olmasına rağmen çok tuttu. O dönem öyle şeyler olurdu. Çok sevilen yabancı bir parçanın Türkçe versiyonunu, iki ya da daha fazla kişi yapabiliyordu. Bir tür güç sınama: Kimin versiyonu daha çok satacak? (Bu konuda rekor Mary Hopkin'in 'Those Were The Days'ine aittir. Onlarca Türkçe versiyonu yapıldı. Yapanların arasında hatırladıklarım; Semiramis Pekkan, Ay-Feri, Gönül Turgut, Erol Büyükburç, Zümrüt...)  Her iki yüzünde Mustafa Alpagut'un birer bestesi bulunan 'Yanan
Mum/Alyanaklım' 45'liği ise kıyamet kopardı. Hele 'Alyanaklım', stadlarda söylenir oldu; Alma alma yanakların al gibi... Elbette stad taifesi şarkinin geri kalanını, her zamanki genel açık saçıklıkla bezeyerek değiştirmişti.
Sonra siyah beyaz TV, pazar öğleden sonraları Tele-Spor'lar, konuk şarkıcılar, konuk liseler, alkış kıyamet. 
Ayla Dikmen şirket değiştirmişti artık. Netfon Plak'tan Coşkun Plak'a. Ayla Dikmen bu TV'li dönemi yeni bir plak şirketi ile ama eski ekibiyle geçiriyordu. Ya yabancı bir parça seçiliyor, ya Mustafa Alpagut besteliyor, sözleri de Ülkü Aker ya da Fikret Şeneş yazıyordu. Düzenlemeler de her zamanki gibiydi.

GİYSİLERİ CESARET İSTERDİ
Ülkemizin yetiştirdiği en iyi müzisyenlerden biri olan  Emin Fındıkoğlu yapıyordu düzenlemeleri  çoğunlukla. Bu nedenle Ayla Dikmen'in bazı şarkıları üç kuruşluk olsa bile alt yapıları sağlamdır ve hala büyük bir zevkle dinlenebilir. TV dönemi ile birlikte Ayla Dikmen, şarkılarının
yanında o eşi benzeri zor bulunacak 'kitsch' kıyafetlerini sergileme imkanını da buldu. Payetler, işlemeler, boncuklar ve tüylerden oluşmuş, insanın ağzını bir karış açık bırakan kıyafetler. 
Ne o dönem. ne daha sonra: hiç kimse bu tür kıyafetler giymedi. Ama Ayla Dikmen bu kıyafetler eşliğinde, kimi gün 'Aşk Defteri'ni açtı, kimi gün 'Bir-ki-üç' diye seyircilere öpücük gönderdi, kimi pazarlarsa 'Onu bunu bilmem kararlıyım, hiç yalvarma ben haklıyım' dedi kameramanın gözlerinin içine bakarak.
Sonrası bu dünyaya erken bir veda, ancak sahafları gezip tozarak edinilebilecek 45'lik ve LP'Ler, bir de kötü kayıtlı bir toplama kaset. Tam bir kadir bilmezlik; yani çoğunlukla yaptığımız gibi; Ayla Dikmen'e neden daha farklı davranalım ki.



Diğer Yazılar