GÜNLERİN O GÜN VE BUGÜN GETİRDİĞİ
Nazım Hikmet 100 yaşında. Unesco’nun katkıları ile, bu dev şairimizin yüzüncü yaşını biz de, elden geldiğince ortalığı bir bayram yerine çevirerek kutlamaya gayret ediyoruz. Böyle bir şey yapabilmek için şartlar hiçbir zaman yeterince elverişli olmamıştı. “Günlerin bugün getirdiği”, düne göre pek fazla değişmedi. Ama en azından alenen “baskı zulüm ve kan” defteri kapanmışa benziyor. En azından ‘görünürde’ bir rahatlama var, ipler eskisi gibi sıkılmıyor. Televole ve magazin programlarının hakimiyetini delebilen üç–beş adam, bu tür tartışma programlarını ekrana getirmeye cesaret ediyor. Çoğunlukla ipin ucu kaçırılsa bile, konuşulabiliyor, tartışılabiliyor.
Aynı şey müzik piyasamız için de geçerli. Pop rüzgarına sırtını çevirme cesaretini gösteren firmalar da çıkabiliyor. Bu yılın Nazım Hikmet yılı olmasını fırsat bilerek, arka arkaya hem Nazım Hikmet’li projeleri hem de bunların yanında sırıtmayacak başka önemli projeleri piyasaya sunuyorlar. Giderek ‘büyük bir firma’ olmanın gereklerini yerine getirme konusunda çok istekli olan DMC, başından beri piyasanın genel talepleri dışında iş çıkarmayı kendine amaç edinmiş Ada ve küçük bir firma olmasına karşın, değme büyük firmalardan daha önemli işlere imza atan Metropol bu ara rafları çok renklendiren albümleri ardı ardına sundular piyasaya.
Hem, bu tür albümleri zaten oturduğu yerde epeydir bekleyenlere, hem de, “Kahpe felek”, “kader bize kaç yazar” ve benzeri söylemlerden bunalmış olanlara ilaç gibi gelecek albümler bunlar: Yalnızca, “biraz çakılından, biraz da masmavi tuzundan, sonsuzluğundan birazcık, birazcık da kederinden” almak ya da “denizliğin kaderi” hakkında yeniden bir şeyler duymak isteyenlerin değil, kendini bu sürüp giden genel karmaşanın dışında görmek–bulmak isteyen herkesin beklentilerini fazlasıyla karşılayacak albümler...
HOŞÇA KAL KARDEŞİM DENİZ
Ada Müzik, Zülfü Livaneli’nin külliyatını, “Bütün Eserleri” adı verilen bir başlık altında ve bir plan dahilinde geçen yıl yayınlamaya başlamıştı. “İlk Türküler (1971 – 81)” adlı ilk albümü, bu yıl da iki albüm daha takip etti: “Nazım Türküsü” ve “Merhaba”. Ecevit’in hala bir ‘umut’ olmayı sürdürdüğü 1978 yılında yayınlanan ve tamamı Nazım Hikmet’in şiirlerinden oluşan “Nazım Türküsü”, kısa bir zaman içinde herkesin gönül verdiği bir albüm olmuştu. “Umudumuz Ecevit”in, ancak partilerinden ayrılıp ‘bağımsız’ kalmış 11 milletvekilinin, (karşılığında birer bakanlık verilmiş) desteği ile ayakta zor duran bir hükümet kurduğu, bu nedenle de, gelecek ile ilgili beklentilerimizi epeyce törpülememize neden olduğu zamanlardı. Bu albüme ve içindeki her şarkıya deliler gibi bağlanabilmek için herkesin iyi–kötü bir sebebi vardı o zamanlar.
Başta “Karlı Kayın Ormanı”, “Hoş Geldin Bebek” ve “Hoşça Kal Kardeşim Deniz” olmak üzere, albümün tamamı ezberlendi, her fırsatta (bazen marş, bazen şarkı niyetine) yüksek sesle söylendi. O gün, bugün, bu albüme olan ilgi (bizzat Zülfü Livaneli’nin çabalarına ve bir uçtan diğer uca savrulmasına rağmen) hiç azalmamış olmasına rağmen, yeni baskısı bir türlü yapılmıyor, herkes LP’den yapılmış kötü kopya kasetlerle idare ediyordu. Ada Müzik, bir ayıbı daha çözmüş oldu. Şık bir kapak tasarımı ile sunulmuş albümü artık çok daha çağdaş şartlar altında dinleyebilirsiniz...
DMC de, “Allaturca” adını verdiği yeni bir dizi başlattı. Bu başlık altında tam dört albüm yayınlandı bugüne kadar: Göçmen’in “The End”, Hasan Yükselir’in “Nazım Şarkıları” ve Fuat Saka’nın “Nazım Türküleri Kerem Gibi” ile “Arhaveli İsmail”... Nazım Hikmet’in şiirlerine, en az Zülfü Livaneli kadar emek vermiş, bu şiirlerle hem kendisine hem de bize yeni bir dünya kurmaya çalışmış isimlerden biri olan Fuat Saka; “Nazım Türküleri Kerem Gibi” albümünü, 1984 yılının son aylarında Hamburg ve Paris’te kaydediyor. Yurt dışında 1985 yılında piyasaya sürülen bu albümden, memleketin üzerini saran kasvetin bir türlü dağılamıyor olması nedeni ile 1992 yılına kadar bir türlü haberimiz olmaz. Önümüze, gözlerimizi alamayacağımız bir “Magic Box” sürülen günlerde duyabildik bu şarkıları. Müzikal anlamda her zaman yenilikçi davranıp, deneysel işler çıkarmaktan hiç kaçınmamış olan Fuat Saka, daha önce Zülfü Livaneli tarafından bestelenip, herkesin diline yerlşmiş olan “Karlı Kayın Ormanı”nı bile yeniden bestelemekten çekinmemiştir. Saka, bu şiiri, bambaşka bir noktaya götürebileceğinden emin bir şekilde girişmiştir böyle bir deneye. Üstünde yükselebileceği sağlam bir zemin olduğunda, ‘cesaret’ her zaman işe yaramıştır.
Aynı şey “Arhaveli İsmail” albümü için de söylenebilir. Fuat Saka’nın müziği bu sefer geri planda tutularak, Nazım Hikmet’in şiirleri, (Demir Gökgöl’ün yorumu ile) en öne çıkarılmış... Hem radikal hem de çok çalışkan gruplarımızdan Kızılırmak’ın son albümü “Figan”ı da Metropol yayınladı. Muhtelif kaynaklardan toplanmış tam on iki türkünün, olabildiğince sade olarak yorumlandığı “Figan”, her zamanki Kızılırmak albümleri gibi. İlkay Akkaya’nın yüreklere işleyen hüzünlü sesi ile daha ilk parçadan itibaren sizi içine alıyor ve bir daha hiç bırakmıyor. Albümün “Havar” adlı türküsü, beni, grubun baş tacı ettiğim albümleri olan “Gidenlerin Ardından”a sürükledi yeniden. Kızılırmak da böyledir işte. Hiç “yeter” demezsiniz; bir albümleri bir başka albümlerini, herhangi bir şarkıları, diğer bütün şarkılarını çağırır durur. “Havar”dan “Kızıldere”ye, oradan bir başka yer ya da duyguya sürüklenir durursunuz.
Bugün, pek de kimselere anlatamayacağınız, anlatsanız bile inandıramayacağınız günlerin albümleri bunların büyük bir kısmı. Nazım Hikmet’in adını anmanın bile hayat karartabildiği o günlerden gelenler, bu tür albümlerin plakçı raflarına rahat rahat kurulabilmesinin öneminin tamamen farkında. Yarının ne getireceği bilinmez. Bir Nazım Hikmet şiiri, bir Fuat Saka ya da Zülfü Livaneli şarkısı, bir Kızılırmak çığlığı sizi yarınlara hazırlayabilir, karanlık bastığında sizi ayakta tutabilir. Bunlara kulak verme sırası sizde: “İşsizlik, açlık, kuraklık... hapishane kapısı, polis copu”nun yolunu gözlemediği kimse yoktur.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
İlk Türküler / Zülfü Livaneli – Ada – CD
Nazım Türküsü / Zülfü Livaneli – Ada – CD
Merhaba / Zülfü Livaneli – Ada – CD
The End / Göçmen – DMC – CD
Nazım Şarkıları / Hasan Yükselir – DMC – CD
Nazım Türküleri / Fuat Saka – DMC – CD
Arhaveli İsmai / Fuat Saka – DMC – CD
Figan / Kızılırmak – Metropol – CD
Gidenlerin Ardından / Kızılırmak – Son Müzik – CD
NAİM DİLMENER