GÖKYÜZÜNDE YALNIZ GEZEN YILDIZLAR
Ünlüler ünlüsü Yulduz Usmanova’nın son albümü, bir süre önce bizde de, aşağı yukarı Avrupa ile aynı zaman içerisinde piyasaya verildi. Avrupa'da ,sanatçının son beş yıl içinde elde ettiği ünün büyüklüğüne güvenerek yalnızca ‘Yulduz’ olarak isimlendirilmiş bu albüm, bizde ‘Yıldız Usmanova’ adı ile yayımlandı...
’Double T Music’ etiketi ile yayımlanan albümün Türkiye ayağını Sony üstlendi. Sony’nin aklına nedense ‘Osmanova’ diye yazmak gelmemiş. ‘Yulduz’ u ‘Yıldız’ yaparken ‘Usmanova’ olduğu gibi kalmış. Yalnızca tuhaf bir ayrıntıdan bahsetmiyorum... Çünkü bu projenin sonunda, ilk defa Yulduz Usmanova’ya bir ‘Türkçe’ albüm yapılmış olacaktı... Dışarıda çıkan albüm olduğu gibi yayımlanmadı memleketimizde; şarkıların hepsine yeniden Türkçe sözler yazıldı, sanatçı burada da stüdyoya girdi ve vokal kayıtları yeniden yapıldı. Sony; bütün alt yapıyı, hatta kapak ve kitapçık tasarımını olduğu gibi dışarıdan hazır aldı, ülkenin en önemli müzisyenlerinden Murat Hasarı’yı kattı Usmanova’nın yanına; şarkılar tamamen, sanatçının adı kısmen Türkçeleştirildi ve albüm sessiz sedasız piyasaya verildi. Sonuç tam bir sessizlik... Sanki böyle bir albüm yokmuş gibi davranmayı seçtik hepimiz. Avrupa’nın (hatta Amerika ve Japonya’nın) yere göğe koyamadığı Yulduz Usmanova’nın bu epeyce emek harcanmış albümüne kimse en ufak bir ilgi göstermeye gerek duymadı.
SEVEN NERDE GÖRÜR MÜRÜVVET
Aslında, Yulduz Usmanova ile yıldızımız bir türlü barışmadı. Kendi memleketinde milyonlarca, Avrupa’da binlerce satmış olan ilk üç albümüne de aynı muameleyi gösterdik. Topkapı tarafından ithal edilip piyasaya sürülen Alma Alma, Jannona ve Binafscha adlı albümler neredeyse hiç satmadı bizde...Üçüncü albümünde yer alan ‘Yolgon’ isimli şarkısının ‘Yalan’ olarak yapılmış Türkçe versiyonunun memleketi birbirine katması bile bu albümlere ilgi gösterilmesine sebep olamadı...Candan Erçetin’in şarkısı, Türk popunun ‘Şıkıdım’dan sonra görüp görebileceği en büyük hit haline gelebilmiş olmasına rağmen, şarkının orijinalinin yer aldığı albüm plakçı raflarında bekledi durdu. Bu toptan ilgisizlikten iyice ürkmüş olan Topkapı, sanatçının, ilk üç albümünden yapılmış bir tür ‘pre - best of’ olan ‘++ The Selection Album’ adlı ara albümünü ithal etmedi bile. Herhalde haklıydı da plak şirketi...Satmayan üç albümün yanına bir de dördüncüyü eklemiş olacaktı. Topkapı’nın yerine Sony eklemiş oldu dördüncüyü. ‘Dünya’ adlı şarkıya çok güvenmiş olmasından olsa gerek ;dışarıdaki albümün sıralamasını değiştirip, ‘Dünya’ yı üçüncülükten birinciliğe yükselten Sony de şeytanın bacağını kıramadı bu konuda. Yulduz Usmanova, Murat Hasarı’nın muhteşem sözleri ile ‘Dünya Dünya Bir Gam Dünyasın/Bazı Sahte Bazı Rüyasın/Yalan Dünyasın’ diye kendi kendine mırıldanıp durdu, hala da öyle... Oysa tersi umulmaz mıydı? Özbek şarkıcıyı kendimize çok yakın bulmamız, melodilerinin ve anlattıklarının arkasına tam gaz takılıp gitmemiz gerekmiyor muydu? Çünkü Usmanova neredeyse bizden biri... ‘Yalan’ bunun en büyük kanıtı. Sanatçının bütün albümleri, neredeyse bu tür, bizim hiç yadırgamayacağımız melodilerle dolu. Bu albümlere kendimizi kaptırıp gitmeliydik. Hatta kendimizi biraz zorlasak sözleri bile sökebilirdik. ‘Yolgon’ ı üç beş defa dinlemiş birinin ‘Yalan’ ı kendi kendisine mırıldanması işten bile değildi... Hem de daha ortada Türkçe versiyon yokken.
SON SEFERDE HEP GÜLEN DÜNYA
Bizim ısrarlı bir şekilde göstermediğimiz bütün ilgiyi ise, diğer dünya ülkeleri, özellikle Avrupa fazlasıyla gösterdi sanatçıya... Son beş yıldır, Yulduz Usmanova bütün Avrupa ülkelerinde tam bir ‘world music’ kraliçesi olarak muamele görüyor. Albümleri çok satıyor, konserlerinde izdiham yaşanıyor...Sanatçının ‘Alma Alma’ adını taşıyan ilk albümü 1993 yılında yayımlandı Avrupa’da... Herkesin ilgisini çekmiş olduğu meşhur ‘Voice of Asia’ festivalinde sahne almasından tam iki yıl sonra...Ama biraz daha eskiye dönelim...Yulduz Usmanova’nın müziğe olan ilgisinin başlangıç noktası Rai yıldızlarının Cezayir’deki serüvenleri ile aynı neredeyse.Sanatçı,tıpkı Khaled gibi, tıpkı Chaba Fadela gibi düğünlerde şarkı söylemeye başlıyor. Düğün düğün gezmesinin yanında bir ipek imalathanesinde de çalışıyor sanatçı o sıralar. Müziğe olan ilgisi ve yeteneği, aynı zamanda ünlü bir şarkıcı olan işyeri sahibi Gavhar Rahimova’nın da dikkatini çekiyor ve Yulduz Usmanova soluğu Taşkent’teki konservatuarda alıyor. Yıl tam olarak 1984.Gavhar Rahimova’nın maddi manevi desteği bu eğitim boyu sürüyor ve nihayet 1991 yılında, Yulduz Usmanova Alma Ata’da yapılmakta olan ‘Voice of Asia’ festivalinde sahneye çıkması için bir davet alıyor. Bu festival sanatçının en büyük imtihanı oluyor ve Usmanova tam anlamı ile her yeri birbirine katıyor. Konser sonrası kıyamet kopuyor... Binlerce kişinin alkışı dinmiyor ve bu elbette festivali izlemekte olan ‘world music’ avcılarının dikkatinden kaçmıyor. Hikayenin sonrası tam bir rüya gibi devam ediyor. Atılan her adımla birlikte Yulduz Usmanova’nın ünü artıyor, albümler giderek daha fazla satıyor, konser verdiği mekanlar dolup boşalıyor... İlk albümü ‘Jannona’ adlı ikincisi takip ediyor, bir süre sonra da ‘Binafscha’ adlı üçüncüsü. Bu üçüncü albüme ayrı bir özen gösteriliyor. Albümün yapımcılığını, Transvision Vamp ve Nina Hagen ile de çalışmış olan Zeus B.Held yapıyor. Albüm Londra’da kaydediliyor. Zeus B.Held ve etrafına toplanmış muhtelif DJ’ler, albüme adını veren ‘Binafscha’ ya fazladan ilgi gösteriyorlar ve hatırı sayılır sayıda mix’li bir şekilde, bu şarkı single olarak veriliyor piyasaya. Bu single ile, Usmanova klüp ve diskolara da girmiş oluyor.
Zaten aradan geçen zaman ile birlikte görüldü ki,yaptığınız işin dans versiyonları yoksa işiniz çok zor. Dans versiyonu olmayan bir şarkıya dikkati çok zor çekebiliyorsunuz artık. Bu üçüncü albümden sonra (belki aradan geçecek boş zamanı doldurma, belki Usmanova’nın yuvadan uçacağını sezen Blue Flame -ilk üç albümü yayımlayan firma - öyle istediği için) seçmelerden oluşan dördüncü albüm gelir ve nihayet bu yıl da beşincisi. Değişen hiçbir şey olmadı...Hepsi hak ettiği ilgiyi gördü, hepsi tuttu, Usmanova eleştirmenlere göre hala en ‘dört dörtlük’ ‘world music star’ı...
Bana göre de öyle... Kolay kolay insanın karşısına çıkmayacak sanatçılardan Usmanova. Geçen yıl, festivallerden birinin kapsamında Açık Hava’da verdiği konseri yalnızca bir avuç insan izledi. Sanatçının kendisi de şaşırdı buna, bir anlam veremedi... Ama ben daha çok şaşırdım. Nedir bu ilgisizliğin sırrı? Yalnızca plak şirketlerinin beceriksizliği , tanıtım işine sıkı asılmamaları mı? Evet bu var...Sanatçının son albümünün, bu albümle ilgilenecek insanların eline ulaştırılamadığını düşünüyorum. Sony’nin hazırladığı basın bülteni geçti elime; daha renksiz, daha sıradan bir bülten az bulunur. O kadar bilgiyi her isteyen internetin başında toplar zaten (tıpkı benim bu yazıyı yazarken yapmış olduğum gibi) ...
Bir klip çekildiğini duymuştum... Hiçbir yerde karşıma çıkmadı... Sony, var gücüyle Sertab Erener’i pazarlamakla uğraşmakta, Usmanova’yı ne yapsın. Ama yalnızca bu değil... Yulduz Usmanova, bize ulaşmak için çok çalıştı, çok çırpındı ama biz istemedik.
Hala vakit var... Son albüm plakçı raflarında duruyor... Khaled’e,Taha’ya gösterdiğiniz ilginin bir bölümünü Usmanova’ya göstermeyi deneyin. Kazançlı çıkarsınız demek az bile, ‘Dünya’ lar sizin olacak.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Alma Alma-Blue Flame-CD
Jannona-Blue Flame-CD
Binafscha-Blue Flame-CD single
Binafscha-Blue Flame-CD
++ The Selection Album-Blue Flame-CD
Yulduz-Double T Music-CD
Dünya-Sony-CD
NAİM DİLMENER