DUYMAK İSTEDİĞİM BUNLAR DEĞİLDİ

Kıvanç K'nın civarından bir isim daha çıktı ortaya: Nev… Müziğe deliler gibi tutkun Kıvanç K, etrafına da hep kendi gibi olan isimleri toplamış meğer. Daha önce Yaşar Gaga ve Göksel bu çevreden gün yüzüne çıkan isimler olmuştu. Şimdi de, müzisyenin Chantage döneminden ahbabı Nev (Nevzat Doğansoy) "Her Şeye Rağmen" ile huzurlarda. Grubun bir diğer elemanı Hakan Özer de, hem bu albümün bir diğer ayağı (prodüktör, düzenleme, kayıt…) hem de "jingle" piyasasının en önde gelen isimlerinden biri. Sonuncu eleman Tolga İnci de mutlaka bu piyasanın kayda değer isimlerinden biridir ya, ben bilmiyorum. Biliyorsunuz, Kıvanç K, Tarkan'ın "Kuzu Kuzu" projesinden beri artık Kıvanch K mertebesine evrildi. Tarkan'a tutunup yurt dışına açıldığında, Türkçe karakterlerle başı ağrısın istememişti. Ama bunun yetmediğini o da görüyor olmalı, ismindeki ikinci harfi de bir ara noktalaması gerekiyor, dışardakileri durduk yerde şaşırtmayalım.
Bir yerlerde, "new" anlamında bir şeyler çağrıştırsın diye isminin yalnızca ilk hecesini kendine ad olarak seçtiğini söyleyen (bana kalırsa, asıl "Nevzat" isminden duyulan bir tür mahcubiyetten dolayı böyle yapan) Nev'in etrafında herkes kenetlenmiş bu albümde. Bir aile albümü gibi. Kıvanch K, albünün açılış şarkısına bir remix yapmış, vokallerde Göksel var, Hakan Özer de (vokal bile yapmış) geri kalan her şeyi halletmiş. Bir tek Tolga İnci yok işin içinde. Bu işe hiç karıştırılmamış. Chantage'da her ne yapıyorduysa burada da yapabilirmiş ama her niyeyse olmamış. Albüm kapağında teşekkür edilmiş uzun bir listenin içine bile girememiş. Teoman'ın basın danışmanı olarak ünlenmiş Funda Sanlıman ile Tarkan'ın avukatı olarak kameraları artık hiç yadırgamıyor olan avukat Süheyl Atay'ın bile yer aldığı bir liste bu… "Albüm benim değil mi, istediğim payeyi dağıtırım" demiş Nevz kardeşimiz.
INTEGRATION
Müzisyenimiz 1968 doğumlu. Erken bir yaşta mandolin ile kafayı takmış müziğe, üniversite sıralarında (yani biraz geç bir saatte) bir gitar sahibi olmuş ve ancak 1995 yılında (yani "allahtan umut kesilmez" özdeyişine binaen 27 yaş civarlarında) Chantage ile bu işe ciddi ciddi asılmış… Chantage, Cool Bar'daki programlarında, Depeche Mode ve Cure tutkunu olarak nam salmıştı. Bu albümün şifresi de bu iki gruptan biri olan Cure. "Es" adlı şarkı, boydan boya Cure'un "Disintegration" sezonuna bir saygı gösterisi. Albümün tamamı da, böyle "parlak" ya da "zeki" olduğu sanılmış türlü fikirler üzerine inşa edilmiş zaten. "Burası Muş'tur" yokuşuna tırmanacakmış gibi gözüküp son anda çarkeden ve yolunu herhangi bir Sezen Aksu - Onno Tunç şarkısına düşüren "Efkarlı"; şarkıcının Çamlıca Kız Lisesi'nde "kız" dolu bir okulda okurken düştüğü "acayip gergin" günlerin bir ürünü olan "Zor" ve "Küçük Kız"; "tam size göre bir şarkım var" deyip, bestelediği şarkıyı Teoman'a satmak üzere götüren genç bir müzisyenin alelacele kaydetmiş olduğu bir demo versiyona benzeyen "Bazen"; "alışamadım bir türlü sığlara" iddiası ile başlayıp, rotasını denizlere doğru ayarlamak yerine "nanananana…" nakaratlarının yardımı ile "mavi mavi masmavi…" ye kilitleyen "Mavi"; Cure ve Mazhar - Fuat - Özkan'ı aynı potada eritmek gibi manasız ve yersiz bir çabanın ürünü "Gülüm" ve "Umut Sahili"; "Cure üstü alaturka" gibi insanı çok heyecanlandıracak ama başarılamamış bir niyetin ürünü "Herşeye Rağmen"; Cure - Opus / Live is Life gibi kimselerin aklına gelmez olduğu varsayılmış feci bir formülün sonucu "Yaşarken Doğmak"; "Amr Diab / Hakim türü hem sağlam hem eğlenceli bir şey yapayım" niyeti ile yola çıkılmasına rağmen ancak Neşe Karaböcek'in kapısı tıklatılabilmiş "Nereye"… bu, türlü - çeşitli fikirlerin sonuçları olmuş.
Denemenin kimselere bir zararı yok, varsın Nev de denesin. Ama "yepyeni" bir şey yaptık iddiası da boş. Üstelik berbat bir şarkıcı da Nev. Dil uzattığı "efemine tandanslı" şarkıcılardan bile daha kötü. Hiç olmazsa onların "çağ açtık" gibi bir iddiaları yok, yalnızca "eğlendiriyoruz" diyorlar. (Nevzat'tan) Nev ise eğlendirmiyor bile.
NAİM DİLMENER