ÇOK ÖZLETTİN KENDİNİ
19 Haziran 2020 Cuma 23:49
Aylin Aslım’ın ilk albümü “Gel Git”in üzerinden beş yıla yakın bir zaman geçti. O albümle birlikte Aslım’ın peşine takılanlar, onu hayatlarının ‘ses’i yapanlar yeni şarkılar için çok beklemek zorunda kaldı. Ama Aslım, çok beklettiğine değecek bir biçimde çıktı karşımıza.
“Gülyabani” adlı albümü oluşturan 12 şarkının tamamı sıra dışı. Aslım ve arkadaşları her şarkı, her şarkının her dizesi üzerinde çok fazla düşünmüş-kafa yormuş; bilinen şeyleri anlatmak-tekrarlamak yerine yeni şeyler söylemek istemiş. Ya da 80’lerden beri söylemenin-tekrarlamanın hoş karşılanmadığı durumlar yeniden önümüze sürülmüş. Çoğunlukla Aylin Aslım tarafından yazılmış şarkılar, son yılların en süper, en yetenekli müzisyenlerinden Sunay Özgür’ün eliyle mükemmel bir alt yapıya kavuşturulmuş.
Bu albümdeki ‘dünya’, Aslım’ın ilk albümünden çok farklı değil aslında. Son derece kırılgan bir duruşu olan Aylin Aslım, ilk albümünde söylemek istediklerini tek ‘kişi’ (‘ben’) üzerinde yoğunlaşıp söylemişti. Bu albümde söz konusu olansa ‘herkes’, daha doğru bir deyişle bütün kadınlar.
Aylin Aslım’ın olup bitenlere baktığı pencere çok çok farklı bir pencere. Sanatçı, kimi çevrelerin arkasından teneke çalacağını bile bile herkesten farklı bir yerde durarak yazmış-seslendirmiş şarkılarını. Kimselerin üzerinde düşünmeyi akılına bile getirmediği “beyaz boş sayfa”lar bütün albümün temel yapısını oluşturmuş. Bu sayfalarda “tatlı güzel sözler söyleyen bembeyaz” kızlar, “kayıp kızlar”, “Çocuk yaşında üstüne herifler çıkan” kızlar var. Ve Aslım, bu kızların her birinin hikayesini son derece dokunaklı bir biçimde aktarmış bize. O kadar dokunaklı ki, insan kendisini o 70’li yılların bir ‘seminer’inde, o yılların (AST ya da Dostlar’ın sahnelediği) bir oyunundaymış gibi hissediyor. Eleştirmenin, yüze vurmanın, talep etmenin ayıp sayılmadığı o günlerdeymişiz gibi kurulmuş bu albümdeki şarkılar. Bu şarkı-bu dizelerin o günlerdekinden tek farklı yanı ‘slogan atma’ biçiminde değil, bir çığlık olarak haykırılmış olması. Aslım ve arkadaşlarının söylemeye çalıştığı (muhtemelen) şu: “Bıçak kemiğe dayandı, yeter artık!”
BAŞTAN KAYBOLANLAR
“Gel Git” albümünde elektronik dans müziğinin en yetkin örneklerini önümüze süren Aylin Aslım’ın o günlerden sonra çok değiştiğinin-farklılaştığının işaretleri bir şekilde alınmaktaydı. Şarkıcının sahne performanslarını seyredebilenler zaten karşılarında o albümdekinden tamamen farklı bir Aylin Aslım bulmaktayd. Murathan Mungan’ın “Söz Vermiş Şarkılar”ındaki “Kimdi Giden Kimdi Kalan” şarkısı bu farklılaşmayı zaten resmileştirdi de. “Gülya bani” adlı albüm bu nedenele çoğu insan için hiç de şaşırtıcı olmadı. Dışardakilerden (K.D. Lang ve benzerlerinden, hatta Marianne Faithfull’dan) aşağı kalmayan bir ‘ozan’ vardı karşımızda. Kendisi ve etrafıyla ilgili, nerede ve nasıl yaşandığına kafasını takmış, ses çıkarmaktan çekinmeyen bir ozan…
Hayatın yalnızca ‘baş aşağı’ giden yanlarını değil, (çok sık rastlanmasa da) keyifli ya da dingin yanlarını da (“Sabaha kadar gülsek keşke”) şarkılarına aktarmış olan Aslım’ın bütün şarkıları insanda bir ‘güçlü olmak’ gerektiği hissiyatını uyandırıyor. Kısmen Sunay Özgür’ün kurduğu yapı ile birlikte gelen bu hissiyat, daha çok Aylin Aslım’ın dile getirdikleri ile ilgili. “Sokak İnsanları”ndan ‘sersem sarhoş’ ve ‘yağmurun altında sızıp kalmış güzel genç kız’ın kafalara kazınan ‘durum’ları, insana sokaklara çıkma, birileriyle ‘omuz omuza’ mücadele etme duygusu veriyor. Epey bir zamandır ‘sokak’lar bu tür şeylere kapalı; sokaklarda yalnızca Aylin Aslım’ın anlattığı tür ya da biçimde hikayeler yaşanıyor. Ama böyle bile olsa, hepimiz bir şekilde “Bakkal çırağı İhsan’ın” tavsiyelerini beklemeden sokaklara dökülecek, niye böyle yaşamaya mahkum edildiğimizi sorgulayacağız…
Artık ‘dans müziği’ değil, adlı adınca ‘rock’ yapan Aylin Aslım’ın, çoğu şarkıcının onlarca albüm sonrası bile ulaşamayacağı bir olgunluk ve sağlamlıktaki albümü “Gülyabani”yi hemen şimdi, hiç ertelemeden alın. Bülent Ortaçgil’in (70’li yıllarda basılan) “Benimle Oynar mısın?”ının günümüzdeki karşılığı bu albüm. Dinlerken sabır gösterin, ilk birkaç turda hiçbir şey olmuyormuş gibi gelebilir size. Ama sonra, apansız bir yumruk yemiş gibi hissedeceksiniz kendinizi, çok sert bir yumruk. Aylin Aslım, bu albümle birlikte (hem de hiçbir şey olmayacak sanılırken) herkesi huzursuz edecek.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Aylin Aslım’ın her iki albümü
İlk albüm “Gel Git”in çok şık promo kutusu
Mor ve Ötesi ve arkadaşlarının “Savaşa Hiç Gerek Yok” single’ı
Murathan Mungan’ın “Söz Vermiş Şarkılar”ı
Umay Umay’ın “Ağzı Bozuk Aşk Mektubu”
Harika’nın “Ağlatma Beni” 45’liği
Banu’nun “Vefasız” 45’liği
SAKIN YAKLAŞMAYIN
Farklı olmaları gerekirken ‘düzenin şarkısı’nı söyleme konusunda en önde koşanlar
Yeni ‘hayatlar – yaşamlar’ anlatmaları gerekirken ‘gelinlik – aile – çoluk çocuk’ ihtiyacı ile kıvrananlar
KEŞKE OLSA
Aylin Aslım’dan Türkçe bir Madonna şarkısı
Aylin Aslım ve Rashit’in birlite yapacağı “These Boots Are Made For Walking”in Türkçe versiyonu
Aylin Aslım ve Mor ve Ötesi’nin birlikte yapacağı bir Ajda Pekkan şarkısı
Aylin Aslım ve Umay Umay’ın birlikte yapacağı herhangi bir şey
NAİM DİLMENER RADİKAL
[email protected]
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.