ÇOK GEÇ KALDIN ELENİ
Sonunda Anna Vissi de çaldı kapımızı. Epeydir Yunan müziğinin rüzgarlarına bıraktık kendimizi. Bizim İzel’imize denk gelen Angela Dimitriou ve tastamam Sertab Erener muadili Mando’dan sonra, geçen yaz da efsanevi Haris Alexiou’yu ağırladık. Şimdi de Anna Vissi’nin sırası. Alexiou’yu, ülkemizden kiminle karşılaştırmak gerektiğini söylemeye gerek bile yok, her şey ortada. Anna Vissi ise çoğumuz için yeni bir isim ve (kafalarda bir fikir uyandırmak babından) bizim buralardan kendisine bir kan kardeşi seçmek gerekseydi, rahat rahat Nilüfer olabilirdi bu...
Aynı hava, aynı şarkılar, aynı popülerlik, aynı güç. Hiç bilinmedik, bizim için yeni bir şarkıcının, sınırlarımızdan içeri girebilmesi için, oldukça fazla sebebin bir araya gelmesi gerekiyor. Sony’nin Yunanistan şubesi, epeyce sıkı isimleri bünyesinde bulunduruyor olmasına rağmen, bizim Sony’nin aklına ancak gelebildi bunlardan birini bizim buralarda pazarlamak.
Yepnew’den Zeynep Bölükbaşı’nın dediklerine bakılırsa da, tamamen Sony’nin dışında gelişmiş her şey. ‘Etnik’ müziğe pek meraklı Number One FM, şarkıcının 1994 tarihli “Re!” albümünde yer alan “Eleni”yi arka arkaya çalmaya başlamış, şarkı çok ilgi görmüş ve bunun üzerine de, bizim Sony, “ehh, bu albümü de getirelim bakalım” demiş. Çok mantıklı. Bizim buradakilerin, nasıl bir repertuar üzerinde oturuyor olduklarından zerre kadar haberleri yok. Cehalet diz boyu. Koca Mina’nın da bir-iki albümünü getirtmiş, sonra da yan gelip yatarak, hiçbir şey yapmayarak, “bu Mina da pek tutmadı” deyip işin arkasını kesmişlerdi.
Ama Zeynep Bölükbaşı’nın söylediklerini tamamen doğru kabul ettiğimiz zaman da, Number One FM’in, hatta genel olarak radyonun gücünü de abartmış oluruz gibime geliyor. Aynı radyo, Sawt El Atlas için de deli gibi çırpınmıştı ama, Açıkhava’daki konserde ancak elli kişi toplanabilmiştik. Albüm de bin tane satmışsa iyidir. Yani yalnızca şu ya da bu nedenle değil Anna Vissi’nin bizde patlaması. Çok daha karmaşık bir sürecin sonunda olmuşa benziyor bu.
AŞK YALNIZLIKTIR
Anna Vissi’nin, çok da şık bir internet sitesi var. Bu sitenin de katkılarıyla devam edelim: Sanatçı Kıbrıs doğumlu ve ilk önemli başarılarını orada elde ediyor. 1982 yılında, memleketini Eurovision’da temsil etti, iyi bir derece (galiba beşincilik) ile döndü memlekete. Zaten Eurovision’un en güzel yıllarından biriydi 1982. Almanların tatsız Nicole’ü, had safhada tüccarca bir şarkı ile ipi göğüslemişti ama, bir dolu insanın gözü başka şarkılarda takılıp kalmıştı. İspanya adına yarışan Lucia’nın “El”, İsrail adına yarışan Avi Toledano’nun “Hora” adlı şarkılarında söz gelimi. Bir de Anna Vissi elbette. Ama henüz ‘Vishy’ di o zaman. Şarkısı o kadar güzel, o kadar etkileyiciydi ki, zaten hazır olan İngilizce versiyonu da, “Love is a Lonely” adıyla derhal plak olarak piyasaya sürülmüştü. Bu plak epeyce ses getirdi, hem Yunanistan’da, hem de Avrupa’da. Bizim buralardan bile epeyce seveni çıktı.
1984 yılında ise, şarkıcının ilk albümü yayımlandı. Sitenin, “I Wish You Had a Hearth” olarak İngilizceye çevirdiği bu albüm sonrası ise her şey arka arkaya geldi. Ün, başarı ve para... Anna Vissi, aşağı yukarı her yıl bir albüm yayımladı ve bu albümlerin tamamı da ‘altın plak’ aldı. 1996 yılında yayımlanan “Tropical Climate” ve bir yıl sonra çıkan “Trauma” daha da fazlasını yaptı. Bu iki albüm, Yunanistan’da mevcut, bütün satış rekorlarını kırdı. “Trauma”, Yunanistan’ın dışında da ses getirdi ve bir dünya turnesi ile desteklenen bu albüm, dışarda da epeyce iyi sattı. Ülkelerini ziyaret eden ‘birinci sınıf’ yıldızlara özel baskılar yapması ile ünlü Avusturalya’da, “Trauma” albümünün ikili bir baskısı da yapıldı ve ikinci diske de, Anna’nın her zaman çok iyi olduğu ‘live’ kayıtlar ve mix’ler kondu.
1998 yılında yayımlanan “Antidote” ise, bana göre, gelmiş geçmiş en iyi albüm tasarımına sahip. Bu baskıyı gördüğümde, ister istemez bizde yapılanlar ile karşılaştırmış ve kendi adıma çok umutsuzluğa kapılmıştım. Allahtan, biz de iki yıl içinde epeyce yol aldık, bizde de mükemmel şeyler yapılabiliyor artık ama, henüz “Antidote” kadar değil. Zaten bu tasarım harikası albüm ile, henüz Avrupa ve Amerika bile boy ölçüşemedi.
Anna Vissi, geçtiğimiz yaz iki single ile yokladı ortalığı. Her zamanki gibi, yalnızca Yunanistan için yapılan “Agapi Ipervoliki”, Temmuz ortalarında yayımlandı ve deli gibi bekleyen Anna Vissi hayranları tarafından kapışıldı. Avrupa için yapılan ve 16 Kasım’da satışa sunulmuş olan “Everything I Am” adlı İngilizce albümün ilk ‘single’ı olan aynı adlı şarkı da, bu Yunanca ‘single’dan yalnızca bir-iki hafta sonra piyasaya verildi.
Bu single, tamamen gümledi Avrupa’da. Anna Vissi, Yunancayı bir kenara bıraktığında, neredeyse tamamen yok olmuş ve ortada hiçbir şey kalmamıştı. Açıkhava konserleri sırasında bir röportaj nedeni ile tanıştığım Haris Alexiou ile, ‘world-music’ ten konuşurken konu buraya kadar gelmiş ve Alexiou, bu İngilizce meselesini, mükemmel bir şekilde özetlemişti: “Her ülkenin bir Madonna’sı vardır, bizimki de Anna Vissi...”
Anna Vissi, varını yoğunu döktüğü bu İngilizce albüm projesinden yüzünün akı ile çıkacağa benzemiyor. Söylemeye çalıştığı şarkıları, binlerce insan söylemekte Avrupa’da. Değil Madonna’nın, Sandra’nın bile hizasına varılmaz böyle bir albümle. Ama denemiş ve bir şekilde geri dönmüş olacak Anna Vissi. Eskisi gibi albümler yapacak ve biz de sevmeye devam edeceğiz onu. Aşkın, yalnız geçirilen bir hafta sonu olduğunu anlattığı şarkısının tam kırk yıl hatırı vardır.
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
Love Is A Lonely-45’lik
Agapi Ipervoliki-CD single
Everything I Am-CD single
Everything I Am-CD
Epitihies-CD
Trauma-CD
Antidote-CD
NAİM DİLMENER