BİZE MERHABA DEDİ
İki yıl önce yaptığı “Aşkın Nur Yengi 2002” albümünden beri sesi çıkmayan Aşkın Nur Yengi, uzun zamandır üzerinde çalıştığı bilinen albümünü nihayet yayınladı: “Yasemin Yağmurları”. Tıpkı Levent Yüksel’in yaz ortası yayınlanan son albümünde olduğu gibi, Aşkın Nur’un bu albümü de sıra dışı bir kadro ile oluşturulmuş. Nazan Öncel, Adnan Ergil, Sezen Aksu, Müfide İnselel, Cengiz Baltepe, Vedat Sakman, Şehrazat, Murat Uncuoğlu, Fahir Atakoğlu, Emre Irmak, Erdem Kınay ve daha bir çok ismin emeği–çabalarıyla oluşturulmuş bu albüm, Levent Yüksel’in albümünde ulaşılabilmiş çok ses ya da renkliliğe sahip değil.
Birbirinden çok farklı şarkı yazarının yarattıkları, yine birbirine benzemez aranjörlerin tezgahından geçip önümüze gelmiş olmasına rağmen, şarkılar birbirinden yeterince farklı kılınamamış. Aşkın Nur Yengi gibi, artık diğer genç kuşak şarkıcılardan çok daha farklı yerde durması gereken bir isim, ne yazık ki bu albümüyle de, günün ‘standart sound’unun müdavimi olmaya devam etmiş.
Pop müzik piyasası içinde var olmayı sürdürmek isteyen hemen hemen herkesin gelip dayandığı nokta artık bu: Ya sivriliklerinizi törpüleyecek ‘herkes gibi’ olmaya devam edecek, dolayısıyla risk almayacaksınız; ya da (Özcan Deniz ve Levent Yüksel’in son albümlerinde yaptıkları ya da Mirkelam’ın hep yaptığı gibi) “Herkes gibi olacağıma olmayayım daha iyi…” diyecek ve tehlikeye atılacaksınız. Hiç şüphesiz, tehlikeye atılarak elde edilen başarı, sürünün bir üyesi kalınarak elde edilen başarıdan çok daha fazla kalıcı. Gelip kalınan durumun bir özelliği de şu çünkü: ‘Günün hakim sound’u ile yapılan işlerde, artık hiç kimse şarkıcıyı iplemiyor, yalnızca şarkıya bakıyor. Şarkı sevilmişse; bu şarkıyı söyleyenin Aşkın Nur Yengi ya da Gülşen olması kimse için bir şey ifade etmiyor. Öyle eski usul “Filancaya taparım, ne yapsa ne söylese dinlerim…” gibi bir takıntısı kalmadı kimsenin; belki bir parça eski kuşak şarkıcılar için söz konusu böyle bir şey, ama yeniler için hiç.
SIRAMI BEKLİYORUM
Çok genç bir yaşta ilk albümünü (“Sevgiliye”) yapan Aşkın Nur Yengi, böyle bir şeyi ummamış–tahmin etmemiş olmasına rağmen, bu albümüyle (ve Yonca Evcimik, Hakan Peker gibi diğer isimlerin desteği ile) bir pop patlamasına yol açmış ve defteri çoktan dürülmüş bir müzik ile gündelik yaşam türünün yeniden alevlenmesine sebep olmuştu. Şarkıcımız henüz çok gençti ama bu albümü çıkarana kadar epeyce şey yapmıştı. Konservatuar eğitimi almış, Türk popunun en büyük isimlerinden birisinin arkasına geçip vokal yapmış, başta Eurovision olmak üzere, bir sürü yarışmada–festivalde yarışmış, şansını denemişti. Bunları yaparken de usul usul sıranın ona gelmesini beklemişti.
İlk albümle gelen başarı nedeniyle, fazla bir zaman geçmeden ikinci albüm “Hesap Ver” yayınlandı. Bu albüm daha da büyük başarı kazandı. Satışı kolaylıkla bir milyonu buldu, sonra geçti ve piyasada mevcut her firmanın ‘genç popçu’ avına çıkmasına sebep oldu.
“Sevgiliye”nin silemediği şüpheleri de silmişti bu albüm. Artık satan, cep dolduran müzik türü buydu. 1993 yılında, Sezen Aksu destekli üçüncü albüm yapıldı, ardından da dördüncü albüm “Kara Çiçeğim”. Bu albümle birlikte, Aşkın Nur Yengi ‘Sezen ablası’ndan ayrıldı ve bağımsızlığını ilan etti. “Haberci”, “Aşk Kazası” ve “Aşkın Nur Yengi 2002” sonrası biraz durmak – düşünmek, şirket değiştirmek gerektiğine karar veren Aşkın Nur, o gün bugündür de henüz yayınlanmış bu son albümüyle uğraşmaktaydı. Bu albümde bir araya getirilen 11 şarkının muhtelif kaynaklardan toplanması epey bir zaman almış, ardından da birkaç koldan alt yapı çalışmaları başlamıştı.
Başta Şehrazat’ın “Kardelen”i olmak üzere, şarkıların büyük bir kısmı çok orta halli ve ‘müzik’ten çok slogana dayanmakta. Herkesin düşüncesi “genel bir ortalamayı tutturmak” olmuş. Günün standart soundunu korumak–kollamak durumunda olan herkes müthiş bir disiplinle (omuz omuza) çalışmaya başlamış gibi görünüyor. Hep aynı sözler, hep aynı yaşam biçimine övgü, hep sıradanlık, hep tatsız ‘romantizm’. ‘Aşk’ üzerine edilen laflar öyle basit ve bayağı ki bu şarkılarda; bu şarkıları dinleyenlerin bırakın aşık olmayı, aşka kapılıp gitmeyi, yüzlerini buruşturup evlerine, rahat koltuklarına sığınmak istemeleri işten bile değil. Vedat Sakman bile bu albümde aynı koroda. “Gökten yağmur değil sevgiler yağsın” anlayışının bir uzantısı gibi duran “Yasemin Yağmurları”, müzik olarak değil ama söz olarak Vedat Sakman’ın bugüne kadar yaptıklarının çok uzağında duruyor. Aşka, yaşananlara bu tür bir bakışın bir sonraki adımı ‘bıldırcın yağmuru, orkide, glayöl, pırlanta’dır ya, inşallah Vedat Sakman işleri bu noktaya kadar getirmeden doğru bildiklerini yapmaya devam eder.
Şarkıların tatsız – renksiz olması Aşkın Nur Yengi’nin çok çok iyi bir şarkıcı–yorumcu olduğunu gölgeleyememiş ama. Bir ‘patlama’ya sebep olmuş Aşkın Nur Yengi, önüne sürülen şarkı ne–nasıl olursa olsun layıkıyla söylemekte. Her albümü ile biraz yol aldı ve bu son albümle de bu işin doruk noktasında. Çok güzel bir kapak tasarımına sahip olan “Yasemin Yağmurları”, bir de müzikal açıdan derli toplu olsaydı Aşkın Nur Yengi’yi kimse tutamazdı artık.
Şimdi ise Aşkın Nur, Gülşen ve Hande Yener’i tutmak – yakalamak durumunda. Off off…
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
“Sevgiliye” albümü
(“Hesap Ver” albümünden) “Hadi Git” şarkısı
(“Haberci” albümünden) “Yabani” şarkısı, remix’i değil, orijinal versiyonu; remix’i, bu memlekette yapılmış en külüstür mix’lerdendir
Levent Yüksel’in “Uslanmadım” albümü, özellikle “Yarabbim”in remix’i
Nezih Ünen’in, (başta Özcan Deniz için yaptıkları olmak üzere) her şeyi
SAKIN YAKLAŞMAYIN
“Sıramı Bekliyorum” albümü, özellikle kapağı; albümü ille de almak istiyorsanız kapağını değiştirme konusunu bir düşünün
“Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” diyenler (çektikleri “of of” çok cazip olsa bile)
“Eskisi kadar sevmiyorsun” derken kasıla kasıla bir hal olan ve bu nedenle cümleyi (neredeyse) “içki sigara sevmiyorsun” şeklinde anlamamıza sebep olanlar
“Kırmızı”nın klibinde binlerce yumurta kırılarak pişirilen ‘menemen’
“Kırmızı”nın klibindeki mutfak
“Acele etme bu aşk dediğin, biraz zaman alıyor” dizesindeki ‘aşk’
“Bilenin ve bana katlananın yanına kar kalıyor” dizesindeki bana
NAİM DİLMENER / RADİKAL