BİR SÜRÜ MELEKLER, NE DERDİN VAR DERLER
21 Ocak 2024 Pazar 10:52
"Işıkları karartılmış salonda dans edenler yerlerine oturmuşlardı. Kahkahalar sigara dumanlarına karışıyordu. Pistin kenarındaki piyanonun başına genç bir adam geçti. Parmakları bir müddet tuşlar üzerinde dolaştı. Sonra genç ve güzel bir kadını mikrofona davet etti. 'Şimdi' dedi, 'size genç şantöz Gönül Turgut'u takdim ediyoruz.' Salon önce alkışlara boğuldu. Az sonra alkışlar ve konuşmalar kesildi. Mikrofonda romantik bir parçanın sözleri, orkestranın eşliğinde yayılıyordu..."
1962 tarihli Ses dergisinin bir sayısı, Gönül Turgut'u böyle başlayan bir yazı ile okurlarına tanıtmış. Türkçe pop henüz başlamamış bile. Fecri Ebcioğlu daha sonra bir çığır açacak olan 'Bak Bir Varmış Bir Yokmuş'u henüz yazmamış.
Sahnelerde Ayten Alpman, Rüçhan Çamay, Erol Büyükburç, Gönül Yazar, Tülay German fırtına gibi esiyor. Ama henüz kimse Türkçe söylemiyor. Çoğunlukla caz söyleniyor .Repertuarlarına popüler birkaç şarkı almak isteyenler de İtalyanca, Fransızca ya da İspanyolca şarkıları tercih ediyorlar.
Henüz 62'nin başlarındayız. Bir süre sonra Fecri Ebcioğlu 'Bak Bir Var-mış...'ı yazacak, Tülay German 'Burçak Tarlası'nı aranje edip söyleyecek, Erol Büyükburç 'Kırık Kalp'i besteleyecek ve Balkan Festivali'ydi, Altın Mikrofon'du derken Türk popu kıyamet gibi her tarafı saracaktı...
Henüz Ajda Pekkan yok, henüz Berkant yok, Sezen Cumhur Önal yok... Ama Gönül Turgut var...Ülkemizin efsane şarkıcılarından. Tıpkı Sevinç Tevs, Ayten Alpman, Tülay German, Erol Büyükburç ve Alpay gibi...'Türkçe pop'tan da önce sahnelerimizde fırtına gibi esmiş olanlardan.
Ses'in muhabiri, Gönül Turgut'u Çayhane'de seyredip yazmış bu yazıyı. Çayhane de önemli kulüplerden bir tanesi. Gönül Turgut'un, Şerif Yüzbaşıoğlu, Celal Bozsoy ve Şevket Uğurluer orkestraları ile başlayan şarkıcılık yaşamı Çayhane ile mukavelesi ile tamamen değişiyor ve profesyonel müzik yaşamına ilk adımı atmış oluyordu. O gece, Gönül Turgut'un ikinci şarkısı "kıvrak bir İspanyol melodisi"ymiş...
"Pist bir anda orkestraya ayak uyduran çiftlerle" dolmuş...Gelin biz 'çift'lerin, orkestraya zar zor uydurdukları ayaklarını bozmalarına sebep olmayıp aradan çekilelim ve şarkıcımızın 45'lik macerasına bir göz atalım...
VE BEN YALNIZ
Gönül Turgut'un bilebildiğim ilk 45'likleri Regal'den çıkmıştır. Superstarının Ajda Pekkan olduğu Regal Plak, 60'lann ikinci yarısında epeyce önemli 45'lik basmıştı. Bunların bir bölümü de Gönül Turgut'a aitti. Rahbani Brothers'in bir şarkısının Türkçe versiyonu olan 'Biraz Yüz Ver', Selmi Andak'ın bir bestesi olan 'Vazgeçtim Bu Aşktan' bunların en önemlileri... Her ikisinin de sözlerini Fecri Ebcioğlu yazmış.
Sanatçı daha sonra Philips'e transfer olur. Çalıştığı kulüpler de değişmektedir; Gönül Turgut, 45'liklerle artan ününe paralel olarak, da-ha iyi şartlarla çok parlak teklifler almaya başlar. Çayhane'den Yeşil Horoz'a, oradan da Viski A Go Go'ya geçer. Viski A Go Go da Playboy ile birlikte dönemin iki kulübünden biridir zaten... Philips'ten arka arkaya plaklar çıkar. Fecri Ebcioğlu'nun yazıp bestelediği 'O Yaz Gecesi', kim bilir kime ait iki yabancı şarkı üzerine yazılmış 'Uzat Artık Elini/Kim İçin Ne için' oldukça fazla tutulur. Ama asil kıyamet kopartan 45'lik 'Üzüntüyü Birak Sen Yaşamaya Bak' olur. Mary Hopkin'ın 'Those were the days' adlı şarkısının onlarca Türkçe versiyonundan biri olan bu plak, Semiramis Pekkan'ın 'Bu Ne Biçim Hayat' adli şarkısından sonra en çok tutulan ikinci versiyonu olur. Bunun en önemli nedeni Gönül Turgut'un o aralar çok popüler olmasıdır. Bir diğer nedeni de plağın 'B' yüzüdür. Mina'nın çok hoş bir şarkısına yine Fecri Ebcioğlu söz yazmıştır: 'Ağlama Boş Yere'...Bize, "Gelmedi Diye-Sevmedi Diye" üzülmememizi ve ağlamamamızı tavsiye eden şarkıyı çok sever ve hatta inanırız. "Biraz Gururlu ol-Budur En Güzel Yol" sözleri bize de çok 'makul' görünür. Artık kim bilir nereye kadar?
Muhtemelen yeni bir Ajda Pekkan şarkısına kadar. O zamanlar Ajda Pekkan'ın henüz 'post-feminizm' günleri başlamamıştı ve her durumda, her şart altında sevmekten yanaydı süperstarımız. 'Sev Sen de Gönlünce' demiştir muhtemelen ve biz Gönül Turgut'u bir kenara bırakıvermişizdir.
HATA BENDE
Ama öyle olmadı. Aksine o bizi bıraktı. Disko'dan Selmi Andak'ın bestesi (daha önce de Sevinç Tevs'in söylemiş olduğu) 'Ve Ben Yalnız'ı yapar ve 'öncesiz sonrasız' bir şekilde sona erdirir müzik hayatını. Bir zamanlar Beşiktaş'ın başkanlığını yapmış olan Mehmet Üstünkaya ile evlenir ve onu unutmamızı ister. Unuturuz da sonuçta. Yirmi küsur yıldır Gönül Turgut'tan hiç ses yok. Yakın bir zamanda Fikret Şeneş'in evinde, bir röportaj sırasında eskilerden konuşurken, söz Gönül Turgut'tan açıldı ve Fikret Seneş moda dergilerinden birini açarak, "Bakın bu yakın bir zamanda yayınlandı," deyip, Gönül Tur-gut'un bir fotoğrafını gösterdi bize. 'Açılışlar-davetler'in birinde çekilmiş bir fotoğraftı bu ve hâlâ çok güzel, çok şık bir Gönül Turgut gülümsüyordu fotoğrafta.
'Hata Bende' diyordu bir şarkısında Gönül Turgut. Ama gelmiş geçmiş en önemli şarkıcılarımızdan birinin henüz tek bir şarkısını bile CD üzerinde bulamıyorsak hata herhalde bizim şirketlerin olmalı. Hata Philips ve diğerlerinin... Philips dışarıda her şeyi diske aktarmışken bizde oturmayı tercih ediyor...
Belki de hata benim. Bütün bunların ihtiyaç olduğu yanılsamasına belki fazlaca kapılır oldum.
NAİM DİMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.