1 DÖNDÜ PİR DÖNDÜ
11 Kasım 2024 Pazartesi 22:05
Başlığımızın 1’ini Perihan Mağden’den ödünç aldık, Nazan Öncel’in (ilk elde insana biraz Princevari gibi görünen ama albüme birkaç tur kulak verdikten sonra tam da yerini bulmuş olduğuna inandıran bir biçimde adlandırılmış) “7’n Bitirdin” albümünden söz edecek bir yazı için makul bir borçlanma bu; belki biraz kolay-basit, ama uygun bir borçlanma… “Yan Yana Fotoğraf Çektirelim”den beri gözlerimiz yollardaydı; bekledik, çok bekledik. O kadar çok bekledik ki, bağrımıza ne leblebi-çekirdekler, ne taşlar bastık. “Hay Hay”ın, “Otomobil”in verdiği coşkuyu, yaşama tutunma gücünü yeniden, tekrar ve bir kere daha yaşamak, hissedebilmek için ne “Of Of”lar çektik, ne “Lo Lo Lo”lar mırıldandık, ne “Olay Bitmiştir” çığlıkları attık, ne “Benim İçin N’apardın?” soruları sorup durduk: Tonla… Hepsini de, Nazan Öncel’in söyleyecekleriyle dünyamızı doldurmak, anlatacaklarıyla üzerimizdeki ölü toprağını silkelemek, gösterecekleriyle ayağa kalkmak ve hayata, bıraktığımız yerden tutunmak için yaptık. Çünkü çok oldu Öncel’e tüm benliğimizle güveneli, dört elle sarılalı. Kendimizi ve hayatı anlamaya çabamızda örnek aldığımız isimlerden biridir Öncel, mihenk taşlarımızdandır; Fikret Kızılok gibi, Bülent Ortaçgil gibi, Ezginin Günlüğü gibi. Hatta Mor ve Ötesi gibi, Şebnem Ferah gibi. Her söylediğini (yüce bir sözmüş gibi) çok ciddiye alıyor, her işaret ettiğini (dünyanın merkeziymiş gibi) uzun uzun inceliyor, her altını çizdiğini (dünümüzün-bugünümüzün-yarınımızın şifresini ele geçirecekmişiz gibi) kafamızda evirip çeviriyor, anlamaya çalışıyoruz. Öyle olduğu için de büyük bir kısmımız Öncel’i yalnızca bir ‘şarkıcı’, yalnızca bir ‘yaratıcı’ ya da şarkı yazarı, yalnızca bir popüler kültür ‘ikon’u olarak görmüyor-kabul etmiyor, bundan daha fazlası, çok daha fazlası olduğunu düşünüyor. Yanılmıyoruz da! Böyle diyen-düşünenlerden yanılan olmadı şimdiye kadar. O bir ‘can simidi’; çilesi, sıkıntısı, tasası, cefası asla asla asla durmak-bitmek bilmeyen şu üç günlük-üç kuruşluk dünyayı önce anlaşılabilir, ardından da katlanılabilir kılan görmüş-geçirmiş bir çelebi. Yükseklerde uçmayan, ‘insan’, hem de biz dinleyicileri hizasında-seviyesinde bir insan olmayı hiç unutmamış, bundan hiç vazgeçmemiş bir bilge.
YABANCI OLMAYALIM ŞİMDİ
“7’n Bitirdin” adlı son Öncel albümü (ya da son ‘hayat dersi’), hem dünya ve atmosfer, hem de müzik anlamında tam (ya da ancak) Nazan Öncel’den beklenilebileceği gibi cesur, yenilikçi ve farklı. Cesur, çünkü söylenemeyenleri söylemeye, yapılamayanları yapmaya devam ediyor Öncel: “Bizimiz sonumuz varmış yokmuş, yoksa da kime ne, elini tutar yürürüm yürürüm, başka işim ne, bizim yolumuz darmış zormuş yokuşmuş, kime ne…” Başkasından duyulsa, ‘muzır’ yasası kapsamına sokulup poşetlere tıktırılacak dizeler bile (“Çok çok çok kötü geçirdin”) çok normal, çok olağan duruyor anlattıklarında, hikayesinde. Başkası anlatsa hemen hatta ilk anda cinsel bir çağrışım yapacak, bu nedenle belki de müstehcen görünecek dizeler-sözcükler, Öncel’in ağzından döküldüğünde yalnızca acı ve hüzün çağrıştırıyor, anlatıyor. Yenilikçi, çünkü daha çok ‘söz’ üzerinde yükselen, daha çok ‘söz’den cesaret alıp çoğalan, anlattığını inandırıcı kılan şarkıların her biri, artık ilk notasıyla birlikte “Ben bir Nazan Öncel şarkısıyım,” diyen kapı gibi sağlam bir sound’la sarılıp sarmalanmış. Başta (tanıyanların “Tam bir stüdyo kuşu,” diye tanımladıkları) Öncel’in bizzat kendisi ve sanatçının uzun bir zamandır birlikte çalışmakla çok rahat ettiği bilinen Hamit Ündaş olmak üzere, kayda değer sayıdaki müzisyen kadrosu, Öncel’in büyük bir içtenlikle anlattıklarının-itiraf ettiklerinin altını layıkıyla döşemiş, sözcüklerin havada asılı kalmalarını önleyecek, daha inandırıcı olmalarını sağlayacak bir yapının üzerine oturtmuş. Ve farklı: Çok farklı; herkesin yaptığından, söylediklerinden, anlattıklarından, gösterdiğinden farklı. Tuhaf bir biçimde Kenan Doğulu’nun “Çakkıdı”sı gibi açılan (artık her nasıl olabildiyse, albümün açılış şarkısı olan “Aşkım Baksana Bana”da da “Çakkıdı”nın izleri var) “Utan” bile, “Kendinle sorunların vardı, kıskançlık durumların vardı, hoyratlı davranışların, aslında görüşlerin dardı,” dizelerinden hemen sonra, üzerine basmaktan hoşnut olduğu topraklara dönüyor, dersini veriyor, işini görüyor: “Bir gün benim ellerimi öpeceksin.”
Kapağı-ambalajı-rengi ile bir tasarım harikası da olan bu albümü müzik piyasamızda kimse tutamayacak; bu albümdeki şarkıların, hayatın dört bir yanına dağılıp türlü dertlere-ıstıraplara deva olmasını kimse engelleyemeyecek. Nazan Öncel’i artık kimse tutamaz! Yüksek sesle (ve Perihan Mağden’e biraz daha borçlanarak) tekrarlıayalım: KİMSE TUTAMAZ!
BULURSANIZ KAÇIRMAYIN
(Nazan Öncel gibi yetkin bir sanatçının ilk plağı olduğu için tarihi önemi büyük) “Sana Kul Köle Olmuşum” (Melodi) 45’liği
(Nazan Öncel gibi filozof bir sanatçının aştığı yolları daha iyi ölçebilmek için) “Bizden Sesler 1” (Liste Başı Kasetçilik) kaseti
(Nazan Öncel gibi radikal ötesi bir sanatçının cesaretini tartabilmek için) “Bir Şarkı Tut” (A3/Seyhan Müzik) paketi
(Nazan Öncel gibi bir hayat guru’sunun hakkını layıkıyla teslim edebilmek için) “Yan Yana Fotoğraf Çektirelim” (Hitt Müzik) CD’si
KEŞKE OLSA
Ajda Pekkan’dan bir “Of Of” cover’ı
Sezen Aksu’dan bir “Gidelim Buralardan” cover’ı
Nilüfer’den bir “Lo Lo Lo” cover’ı
Ajda Pekkan-Sezen Aksu-Nilüfer ve Nazan Öncel’den bir “Erkekler de Yanar” cover’ı
İbrahim Tatlıses’ten bir “Canım” cover’ı
NAİM DİLMENER
Diğer Yazılar
17 Aralık 2024 Salı 21:13
EMI, Türk popunun emektarlarından Hurşit Yenigün’ün önderliğinde çok parlak çok da sıra dışı bir projeye imza attı. EMI, Türk popunun altın çağı olan 70’lerden, o döneme sahiden damgasını vurmuş sanatçı ve şarkılardan bir demeti tek bir albümde getirdi önümüze. Nur Yoldaş, Banu, Melike Demirağ, İskender Doğan, Ercan Turgut, Kartal Kaan, Güzin ile Baha, Esmeray, Semiha Yankı ve Atilla Atasoy; o zamanlar bile bir araya gelememişken, bu sefer Hurşit Yenigün’ün önderliğinde toplandılar ve en önemli şarkılarını, Türk popunın tarihinde zaten çoktan yerini almış şarkılarını yeniden söylediler. Hepsi birden; Hurşit Yenigün’ün Sezen Aksu tarafından söylenmiş “Gölge Etme” adlı şarkısının üstüne yeniden yazılmış “Çok şükür tekrar kavuştuk birbirimize, bir hüzünlü şarkı oldu ayrılık bize” dizeleri ile açıyor albümü ve sırayla, birer birer en önemli şarkılarını söylemeye geçiyorlar.
11 Aralık 2024 Çarşamba 16:27
Kitsch’ten bol bir şey yoktur Türk topunda. Ama ‘en, en, en kitsch?’ diyecek olursanız Rana ve Selçuk Alagöz diyebilirim. Bütün bir müzik geçmişlerini, bizi eğlendirmek, keyiflendirmek, güldürmek üzerine kurdular… Bütün o kılık kıyafetler, şarkı sözleri, plak kapakları, Kızılderili tabloları, ‘Stüdyo Taç’ fotoğrafları, Malabadi Köprüsü’nde başlayan ve biten aşkların öyküleri, Edremit’ten Van’a bakmalar. Hepsi, hepsi parmak ısırtacak güzellikte. Alagözler koca bir tarihi böyle kurdular ve hâlâ devam ediyorlar.
17 Kasım 2024 Pazar 10:16
Tam dört yıl önce kaybetmiştik Hamiyet Yüceses’i, 10 Temmuz 1996 tarihinde. Türk Sanat Müziği’nin bu ‘ölmez’ şarkıcısı, 80’li yaşlarının hemen başında aramızdan ayrılmıştı. Yazılarımda; ‘ölmez’, ‘muhteşem’, ‘mükemmel’, ‘inanılmaz’ gibi sıfatları çok sık kullandığımı bu konuda cimrilik etmek bir yana aksine son derece bonkör davrandığımı herkes bilmekte. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, kimi zamanlar; okurun, bu sıfatları uygun bulduğum insanlara dudak büktüğünü ya da burun kıvırdığını hissetmiyor ya da duymuyor değilim. Benim ‘muhteşem’im, herkesin ‘muhteşem’i olmuyor kimi zamanlar. Bu, yazmakta ya da anlatmakta olduğum kişinin bu sıfatı hak etmiyor olmasından değil, herkesin, benim kadar abartmaya niyetli olmamasından kaynaklanmakta. Ama bu sefer, herkesin, hepinizin, benimle hemfikir olacağınızdan asla şüphe duymadan uçuşturacağım en şahane sıfatları... Yazının konusu Hamiyet Yüceses, öyle olunca da akan sular herkes için durmakta...
03 Kasım 2024 Pazar 09:24
Esmeray, tam da “Eski Dostlar” projesi içinde yer almış, çalışmanın – şarkı söylemenin tadını yeniden çıkartabilmeye başlamıştı. Hayat, daha fazlasına izin vermedi. Türk popunun gelmiş geçmiş en renkli şarkıcılarından biri olan Esmeray, daha yapacağı onlarca şey varken, genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Şarkıcının anısına, geçtiğimiz günlerde özel bir gece düzenlendi. Bu gecede, başta, vefa duygusu en gelişmiş sanatçılarımızdan Sezen Aksu olmak üzere, epey sayıda isim sahneye çıktı, Esmeray şarkıları söyledi. Şimdi de, Tan Müzik, “Unutamadık Seni / Unutama Beni” adlı bir albüm verdi piyasaya. Otuz yıla yakındır şarkı söyleyen Esmeray’ın, müzikal geçmişinin en önemli anları – noktaları yer almakta bu albümde.
07 Ekim 2024 Pazartesi 22:49
Hepimizin ağzında aynı cümleler, aynı sloganlar: “Müzik piyasamız çöktü! Artık kim, neden albüm (ya da şarkı) yapsın ki? ADSL’ler, 3G’ler gürül gürül, daya aletini bedava doldur!” DMC’nin başındaki Samsun Demir’in bir televizyon programında söylediği gibi her şey; “Musluklardan bedava meyve suyu, gazoz, ayran aktığını düşünün; bunlara para verip de alan çıkar mı hiç? Müzik de öyle, musluklardan bedava akıyor şimdi.”
Demir’in metaforu doğru ve zekice. Şarkılar “Her şey serbest!” diye sular seller gibi (bedava elbette) kapışılıyorsa, içinde akrep olsun olmasın, kim elini cebine atar ki? Artık öyle olduğu içindir ki, daha az yazılıyor-yaratılıyor, bunların da daha azı yayınlanabiliyor. Çünkü kimsede moral-motivasyon kalmadı.
28 Eylül 2024 Cumartesi 19:52
Şu ‘Popstar’ ve benzeri yarışmalar, bir sürü şeyin yanında şunu da gösterdi: Herkes ünlü olmak istiyor. Şarkıcı, olmadı oyuncu, o da olmadı dizici, sunucu ya da futbolcu. Eh, kimseye “Ne gerek var şimdi, otur oturduğun yerde!” demeye hakkımız yok, isterler elbet; renkli hayat-eğlence bu işte, para bu işte. Böyle bir toplu isteğin elbette tatsız bir yanı da var. Hiç normal seyirci – dinleyici kalmayabilir geriye…
Ama, “Rekabet bunu gerektiriyor zaten” der, birbirimizi dinler ya da seyrederiz artık, bu saçma durum da böyle çözülür. Ünlü olmanın yolunu bir şekilde açmış olanlardan ikisinin, Bayhan ve Sezen’in albümleri henüz yayınlandı. Bayhan ilk, Sezen ise ikinci Ahmet Özden postasından.
15 Eylül 2024 Pazar 09:44
Yıl 2002: Alpay, “Küçük Bir Öykü... Best of (Volume One)” adlı albümünü DMC’den çıkartıyor. Türk popunun temelini atanların en başında gelen sanatçı, kırk küsur yıllık bir zamanı; hiç geri çekilmeden, arkalara kalmadan sürdürebilen tek kişi olarak müzikal yaşamını sürdürmekte. 60, 70 ve 80’lerde hep başa oynamış bu ulu çınar, tıpkı 90’larda yaptığı gibi, 2000’lerde de, genç kuşak şarkıcılara meydan okuyor, “ben hala buradayım” diyor. Geçen yıl, müzikal yaşamının en güzel albümlerinden biri olan “Tango & Latin”i yayınlamıştı, bu yıl da bir “best of” ile karşımızda. Kırk küsur yıllık süre içerisinde, yüzlerce isim geldi geçti Türk popundan. Bırakın eski günleri, 90’ların ilk yarısında ortaya çıkan genç isimler bile sıralarını savdı, unutulup gitti. Alpay hala şarkı söylüyor, biz hala dinliyoruz.