Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

YİNE AYVALIK…

23 Eylül 2022 Cuma 09:48
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

AYVALIK ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ 2022

Bu yıl Seyir Derneği tarafından düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali 16-21 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti!

Kuzey Ege’nin en özel köşelerinden biri Ayvalık. Tarihi dokusu ve kültürel zenginliğiyle kesinlikle kendine özgü bir medeniyet. Sokakları, evleri, kapıları, doğası, zeytinyağı, balığı ve sinemasıyla ‘farklı’ bir yer… Ayvalık DNA’sıyla bütünleşmiş, adeta bütün ilçenin hakiki sinemaseverlerle dolu olduğu, sadece izlemekle değil, sinema üzerine yapılan sohbetlerle zenginleşen, genişleyen bir sinema ailesinin üyelerine ev sahipliği yapan kendine özgü bir festival Ayvalık Uluslararası Film Festivali! Gençliğin enerjisiyle, görgünün ve birikimin olgunluğunu aynı vücuda taşımış, kıpır kıpır, paylaşan, düşünen, özgüveni yüksek, tartışan özgür bir festival! İzleyiciler ve sinemacıları buluşturmanın yanı sıra, çocuklar için film gösterimleri ve atölye çalışmaları düzenleyen, görsel okuryazarlığı küçücük yaşta zihne ve yüreğe aşılayan bir sinema şöleni.

Bu yıl, kariyerinin başındaki sinemacıları ödüllendirmeyi ve teşvik etmeyi hedefleyen ‘Yeni Bir…’ ödülü, Mey|Diageo’nun katkılarıyla ‘Yeni Bir Yönetmen’ başlığıyla Ela ile Hilmi ve Ali’ filmiyle dikkatleri çeken yönetmen Ziya Demirel’e sunuldu. Son bir yıl içinde vizyona girmiş ya da ulusal festivallerde gösterilmiş uzun metraj kurmaca filmlerden birindeki başarısıyla dikkat çeken genç bir sinemacıya verilen/ verilecek 40.000 TL değerindeki ödülün bu yılki seçici kurulu Tülin Özen, Aslı Özge, Ercan Kesal, Levent Aygül ve Nadir Öperli’den oluştu.

Festivalin programı özenle hazırlanmıştı. Açılış filmi Park Chan-wook imzalı ‘Heojil kyolshim / Ayrılma Kararı’, açık hava sinemasında, Büyük Park Amfitiyatro’da buluştu izleyiciyle. Cannes’den en iyi yönetmen ödülü ile dönen gizem yüklü duygusal dram, oldukça stilize bir yapımdı. Park Chan-wook’un bildik dokunuşu ve dertleri, aşk, tutku, kırılganlık, yalnızlık gibi hayati temaları, şiirimiz karadır tarzıyla bir araya getiriyordu itinayla!

Amfitiyatro’da düzenlenen 20:00 ve 22:30 suare seansları yanı sıra, Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi ve Eski Köylü Pazarı, festivalin özenli seçkisine ev sahipliği yaptılar. ‘Uluslararası Seçki’ çok zengindi! David Cronenberg’in yine dağılan beden bütünlüğü üzerine düşündüğü ‘Crimes of the Future / Müstakbel Suçlar’, Cannes’de Jüri Büyük Ödülü’nü elde eden Claire Denis imzalı ‘The Stars at Noon / Öğle Güneşinde Yıldızlar’, Jerzy Skolimowski’nin imzaladığı, Cannes’den Jüri Ödülü ve En İyi Soundtrack ödülü ile dönen duygu yüklü ‘Eo / Ai’, Berlin’de ‘En iyi Senaryo’yu kazanmış Andreas Dresen’in yönettiği ‘Rabiye Kurnaz Vs. George W. Bush / Rabiye Kurnaz George W. Bush’a Karşı’, Kristoffer Borgli imzalı Norveç-İsveç ortak yapımı kara komedi ‘Sick of Myself / İlgi Manyağı’, Yönetmenliğini Lucile Hadzihalilovic’in üstlendiği fantastik ve korku öğeleri içeren dram ‘Earwig’, François Ozon’un Fassbinder uyarlaması ‘Peter von Kant’, Mia Hansen-Løve’ın yeni filmi olan romantik dram ‘Un Beau Matin / Güzel Bir Sabah’ ve Rainer Werner Fassbinder ustanın müthiş bir sinema hissine sahip başyapıtlarından ‘Die bitteren Tränen der Petra von Kant / Petra von Kant’ın Acı Gözyaşları’ seçkinin ilk akla gelen filmleriydi.

‘Bu Dünyanın Çocukları’ bölümünde Jean-Pierre Dardenne ve Luc Dardenne kardeşlerin Cannes 75. Yıl Özel Ödülü’nü elde ettikleri dramları ‘Tori et Lokita / Tori ve Lokita’, Louis Garrel’in yazdığı, yönettiği ve başrolü üstlendiği kara komedi ‘The Crusade / Kurtarıcı’, Cannes’den ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülü ile dönen Japon yönetmen Hirokazu Kore-Eda imzalı ‘Broker / Bebek Servisi’, Erige Sehiri’nin gençlik aşklarına baktığı romantik öykü ‘Under the Fig Trees / İncir Ağaçlarının Altında’ ve Volkan Üce’nin geçtiğimiz yıl Antalya Altın Portakal’da En İyi Belgesel ödülünü kazanmış filmi ‘All-In / Her Şey Dahil’ izleyiciyle buluştu.

‘İlk Filmler’ bölümünde ise adeta geleceğin ‘yaman’ isimlerinin anlatılarına tanık olduk! Thomas Hardiman’ın yazıp yönettiği gizemli dram ‘Medusa Deluxe’, Şilili sinemacı Manuela Martelli’nin ‘1976’sı, Léa Mysius’un ‘Les Cinq Diables / Beş Şeytan’ı, Charlotte Wells’in benzersiz ilk filmi ‘Aftersun / Güneş Sonrası’, zihinlere ve yüreğe yerleşti.

Fransız sinematek’inde sinemaya aşkla bağlanan yönetmen, senarist, ressam, fotoğrafçı ve seyyah Ulrike Ottinger’in seksen yaşına basması dolayısıyla, sanatçının en karakteristik filmlerinden biri, 1984 tarihli ‘Dorian Gray im Spiegel der Boulevardpresse / Dorian Gray’in Magazin Basınındki Portresi’, ‘Ulrike Ottinger 80 Yaşında’ bölümünde buluştu izleyiciyle.

‘Anısına’ bölümü festivalin özel ve leziz duraklarından biriydi! Aramızdan bu yıl ayrılan Erden Kıral, Cüneyt Arkın, Peter Brook ve Cem Madra’yı anarak saygıyla izledik bölümdeki dört filmi. Erden Kıral’ın 2008’de çektiği ‘Vicdan’, Cüneyt Arkın anısına Orhan Oğuz’un yönettiği 1990 yapımı ‘İki Başlı Dev’, Peter Brook’u andığımız, Jeanne Moreau ve Jean-Paul Belmondo’lu harika 1960 tarihli ‘Moderato Cantabile / Yedi Gün… Yedi Gece…’ ve Cem Madran’ın çok sevdiği 1968 tarihli John Cassavetes filmi, ‘Faces / Yüzler’, buruk bir tat bıraktı bünyede!

Yerli sinemadan örneklerin yer aldığı ‘Türkiye’den Filmler’ bölümünde, bu yıl ülkemiz adına Oscar aday adayı olan, 2021 Antalya Altın Portakal ve 2022 İstanbul Film Festivali’nden ‘En İyi Yönetmen’ ödülü ile dönen usta sinemacı Tayfun Pirselimoğlu’nun yeni filmi ‘Kerr’, 41, İstanbul Film Festivali’nde elde ettiği ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Kadın Oyuncu’, ‘Mansiyon’ve ‘FIPRESCI’ ödüllerinin yansı sıra, 29. Adana Altın Koza’dan ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Kadın Oyuncu’, ‘En İyi Kurgu’, ‘En İyi Sanat Yönetmeni’ ve ‘Umut Veren En İyi Erkek Oyuncu’ heykelleriyle ayrılan Ziya Demirel imzalı ‘Ela İle Hilmi Ve Ali’, 41. İstanbul Film Festivali’nde ‘Seyfi Teoman İlk Film Ödülü’nü elde eden Nazlı Elif Durlu’nun yönettiği ‘Zuhal’, yine 41. İstanbul Film Festivali’nde Onat Kutlar anısına verilen Jüri Özel Ödülü’nün yanı sıra Ahmet Rıfat Şungar ve Barış Gönenen’e ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü kazandıran Ali Kemal Güven’in yazıp yönettiği ‘Çilingir Sofrası’, Kasap Havası ile tanıdığımız Çiğdem Sezgin’in özgür ruhlu, güçlü kadın hikâyesi ‘Suna’, Ali Tansu Turhan imzalı ‘Diyalog’, Cem Demirer’in yazdığı ve yönettiği ‘Mendirek’ ve Tarek Daoud imzası taşıyan ‘Yaban’la buluştu Ayvalık izleyicisi.

‘Türkiye’den Belgeseller’ seçkisindeki filmlere gelirsek… Nur Akalın’ın 41 dakikalık diyalogsuz filmi ‘Do You Like Jupiter?’, Cem Kaya’nın müzikle yoğrulmuş sosyolojik çalışması ‘Love, Deutschmarks and Death / Aşk, Mark ve Ölüm’, Ceylan Özgün Özçelik’in Cadı Üçlemesi’nin ikinci filmi, deneysel dokümanter ‘15+’, Coşkun Aşar’ın yönettiği ‘Koudelka: Aynı Nehirden Geçmek’, Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun yazıp yönettikleri ‘Dermansız’, Senem Tüzen, Adam Isenberg ve Noah Amir Arjomand’ın yönettikleri ‘Eat Your Catfish’, klasik belgeselin sınırlarını aşan yapımlar olarak ilgi gördüler.

Kısa filmler… Arda Gökçe’nin yönettiği ‘Sıradan Bir Gün’, Deniz Tortum, Kathryn Hamilton imzalı ‘Our Ark’, Sami Morhayim imzası taşıyan ‘Susam’, Can Merdan Doğan’ın yönettiği ‘Stiletto’, Türkay Döşkaya’nın ‘Rüzgar İçinde’si, İnan Erbil’in yönettiği ‘Belki Bir Gün Gideriz’ ve Ali Ercivan’ın ‘Lekesiz’i, seçkinin ilgi ve merak uyandıran kısa metraj örnekleri oldular.

‘Çocuklar İçin Sinema’ bölümünde küçük izleyicilerle buluşan film Sarah Winkenstette’nin yönettiği ‘Zu Weit Weg / Çok Uzakta’ oldu. Film, ‘Bütün Çocuklar Bizim Derneği’ bünyesindeki Cüneyt Cebenoyan Çocuk ve Sinema Buluşmaları katkılarıyla gösterildi.

Festivalin etkinlikleri de bir hayli zengindi ve ilgi gördü Ayvalık seyircisinden! Moderatörlüğünü Ahmet Gürata’nın üstlendiği ‘Türkiye’de Yaratıcı Belgesel: Yeni Anlatım Olanakları’ paneline konuşmacı olarak Ceylan Özgün Özçelik, Melik Saraçoğlu, Volkan Üce ve Noah Amir Arjomand katıldılar. ‘Bir Zanaat Olarak Oyunculuk’ söyleşisinin moderatörlüğünü Özen Yula üstlendi. Konuşmacılar ise Funda Eryiğit, Hare Sürel, Gülçin Kültür Şahin, Nihal Yalçın ve Nurgül Yeşilçay’dı. Ekonomik ve duygusal kadın yoksulluğu üzerine sert ve çarpıcı bir film olan ‘Suna’dan yola çıkılarak, Türkiye’de kadın olmak, özgürlük ve boyun eğmemek üzerine Armağan Çağlayan, Nurcan Eren ve Çiğdem Sezgin, ‘Boyun Eğmeyen Bir Kadının Hikâyesi: Suna’ adlı sohbette bir araya geldiler. Festival filmlerinin neden çoğu zaman ‘anlaşılmaz’ olarak nitelendirildiği üzerine, ‘Şu Anlaşılmazlık Meselesi: Bir Filmi Anlamamak’ konulu söyleşide Tayfun Pirselimoğlu, Fatih Özgüven ve Aslı Ildır yer aldılar. Çocuklar da unutulmadı atölye çalışmalarında. ‘Çocuklar İçin Atölyeler’ başlığı altında ‘Çok Uzakta’ filminin gösterimin ardından Bütün Çocuklar Bizim Derneği eğitmenlerinden pedagog Ayşegül Cebenoyan çocuklar için paralel hareket ve oyunlar içeren bir atölye çalışması düzenledi. Louis Garrel filmi ‘Kurtarıcı’ gösterimin ardındansa, yaratıcı drama eğitmeni Elif Özsoğuk çocuklara farklı sanatsal disiplinlerden yararlanarak içinde yaşadıkları çevrenin, onlara miras bırakılan dünyanın durumu üzerine farkındalık geliştirmelerine yönelik bir başka atölye çalışması gerçekleştirdi.

Bu zengin ve yoğun kültürel koşuşturma arasında fırsat buldukça Ayvalık’ın tadı da çıkarıldı tabii. Dost sofraları, enfes doğa, sihirli Ayvalık sokakları, mitolojik zeytin ürünleri ve mavinin tonları… Nitelikli, vaatlerini yerine getiren, yaratıcı, ciddi, eğlenceli ve dost bir festivali geride bıraktık. Yürek cebimize dahil ettiğimiz unutulması güç anlar kaldı geride yine… Başta festival direktörü Azize Tan olmak üzere, Merve Genç’e, Çiğdem Öztürk’e, Fatih Özgüven’e, Cansu Uzun Gün’e, Pınar Pala’ya, Yunus Thurston’a, Yücel Kurşun’a, bkz. İletişim’den Hande Harmandalı’na teşekkürü borç bilmek önemli! Emeği geçen herkese ve oradan oraya heyecanla koşuşturan genç sinema gönüllülerine çok teşekkürler. Ayvalık her yıl daha fazla heyecanla beklenen bir festivale sahip!

MURAT ERŞAHİN

 

 


 



Diğer Yazılar