Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

SEYFİ İÇİN...

08 Mayıs 2012 Salı 20:28
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Çok erken oldu bu! Seyfi Teoman… 1977 doğumlu gencecik bir adam. İlk uzun metraj filmi “Tatil Kitabı”nı çektiği günlerden bu yana tanışıyoruz. Üzerimde bıraktığı ilk intiba, ‘çok düzgün bir insan’ olduğu yönündeydi. Hiç değişmedi bu. Hep bunu düşündüm; kaza geçirdiği 18 Nisan tarihinden beri. O, yoğun bakımda yaşam savaşı verirken, ‘Seyfi çok düzgün biri, kendini iyi yetiştirmiş, yedi yaş terbiyesine sahip, entelektüel, çok iyi bir yönetmen, daha yapacağı çok iş var, hadi; uyan Seyfi, aç gözlerini, kalk yataktan’ diye geçirdim içimden hep. Vapurda, sokakta, evde, hep bunu söyledim kendi kendime…

İkinci uzun metrajı “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” başka bir filmdi. Yaralıyordu insanı. Hüzünle gülümsetirken, içli, buruk, bir tuhaf oluyordunuz. Özel bir mizahı vardı. Seyfi gibi gülüyordu film. İçten, doğal, Seyfi gibi… Bu arada aklıma gelmişken, gülüşü; ona çok yakışan insanlar vardır. Seyfi Teoman onlardan biriydi. Her karşılaşmamızda içtendi. Hemen her şey üzerine konuşurduk. Sinema, hayata dair detaylar, başka şeyler… En son, İstanbul Film Festivali sırasında görüştük Seyfi’yle. 11 Nisan Çarşamba günü Fitaş Sineması’nın dördüncü salonunda yan yana izledik “Onun Geldiği Gün / Book Chon Bang Hyang” adlı filmi. Güney Koreli auteur sinemacı Hong Sang-Soo’nun sıcacık, çok hoş bir filmiydi. Konuşurken öğrendim; Seyfi’nin çok sevdiği yönetmenlerden biriydi Sang-Soo. İkimizde çok beğendik filmi. Üzerine konuştuk, güldük. Sonra çıkışta, veda edip ayrıldık Seyfi’yle. Öylesine bir veda. Hemen ertesi gün, hatta bir sonraki matinede görüşecekmiş gibi. Olmadı işte… Neler bekliyordu Seyfi’yi… Bence çok güzel şeyler. Çok iyi başka filmler çekecekti. Bir dolu şey yapacaktı. ‘Öyle bakıyordu’ her zaman. Bir dolu şey yapacak insanlar gibi…

Hayata veda eden bu genç adamın ardından buna benzer çok şey söylenebilir. Benim söyleyeceğimse, onu her daim, hep çok düzgün bir adam olarak hatırlayacağım… Işıklar içinde uyu Seyfi!

Aşağıda, 15 Nisan 2011’de vizyona giren “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” üzerine yazdığım yazı bulunuyor. İngilizcesi de FIPRESCI’nin internet sitesinde.

BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ
Barış Bıçakçı’nın 2004’te yayımlanan aynı adlı romanından perdeye uyarlanan filmin yönetmeni Seyfi Teoman. Ender ve Çetin’in, otuzlarını hızla tüketmekte olan orta yaşlı iki erkeğin öyküsü. Dostluk, dayanışma ve sadeliğin şehri Ankara’nın ‘ne yaptığını bilen’ vakur hali içinde ‘ne yaptıklarını tam bilmeden’ olduklarının dışında görünmeye çalışan iki dostun ruh haritası. Bu coğrafyanın bazı insanlarının belki de. Orta yaşlı iki erkek, yuvalarına aldıkları emanet bir genç kız, Nihal. Kaçınılmaz duygu aşk, oto kontrolün boğucu hali, ömür tüketen sorumluluklar, içerde kopan fırtınalar, doğal döngü ve kaçınılmaz son; yalnızlığın sarmaladığı koca çocuklar. Mutfak penceresinden eve dolan, içine karışılması güç çocuk sesleri. Hep aynı biçimde sürecek bir hikâyenin Orta Anadolu anlatısı. Gölbaşı, Seymenler Parkı, Atatürk Orman Çiftliği, Kızılay, Ayrancı, Bahçelievler, Dikmen, Kavaklıdere, Arjantin, Farabi, Siyasal Bilgiler, suyunu çeken ayşe kadın fasulye, mutfak, salon, çalışma odası, emanet, öfke, aşk ve geçip giden yıllar. Umutsuzluk ve çaresizliğin sözlük anlamları. Hiç yaşanmamış sevgi üzerinden ‘gerçek’ bir aşk öyküsü. Paylaşılan anlar, güzellikler, önemler. Lise yıllarından çok sonraya uzanan omuz omuza bir birliktelik. Adı konmamış şefkat sözleri, isimsiz bir bağlılık, ham sevgi… Beraber olmanın değil, son tahlilde hep beraber kalmanın hayati önemi. Geçip giden, ıskalanan anlara karşılık eldeki değerlerin orta halli sıcaklığı. Memur çocuklarının değişmez alışkanlıkları, bir gün Tunus durağına doğru yürürken, hiç yaşanmayacak şeyleri duyumsayıp hüzünlenmek. Beyaz peynirle çilek reçelinin izahı zor uyumu. Hayatın kenar süsleri… Laf kalabalığı yapmadan anlatan, gösterişe kaçmadan gösteren, sömürmeden hissettiren bir iş olmuş. Alabildiğine hüzünlü bir de. Yüreğe sokulmuş bir bıçak aslında, kanatmadan öldürüyor…
MURAT ERŞAHİN


MURAT ERŞAHİN´İN 04 MAYIS 2012 TARİHLİ YAZISI



Diğer Yazılar