49. ANTALYA ALTIN PORTAKAL 08 EKİM
8 Ekim Pazartesinin ilk filmi, Dilek Keser ve Ulaş Güneş Kacargil’in birlikte yönettikleri bir ilk film olan “Evdeki Yabancılar”dı. Karaburun’da geçiyordu öykü. Balıkçı kasabasından mübadele yıllarında ayrılmış bir kadın ve torunu yıllar sonra evlerine gelirler. Yaşlı kadın, çocukluk ve gençlik anılarını, ilk aşkını aramaktadır. Evin yeni sahibi ise büyük şehirde ‘şansını’ denedikten sonra tekrar doğup büyüdüğü topraklara yerleşmeye gelmiş ‘okumuş’ bir balıkçıdır. Yıllardır hemen her oluşa tanıklık etmiş sessiz duvarlar. Farklı nesiller. Geçmiş ve geleceğin kesişmesi. İnsan ilişkileri, yıllar, yollar, imkânsızlıklar, toprak ve aşk… Ama ayakları yere basmayan, boşlukta salınan bir iş “Evdeki Yabancılar”. Perdeden geçmiyor bir türlü duygular. Görüntü yönetmeni Türksoy Gölebeyi’nin kamerası ise öykünün üzerinde. Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi durumu sonra…
Günün ikinci filmi “Güzelliğin On Par Etmez”, yine bir ilk filmdi. Yönetmeni Hüseyin Tabak. Nazmi Kırık, Lale Yavaş ve Abdülkadir Tuncer başrolleri paylaşıyorlar. On iki yaşındaki Veysel, ailesiyle birlikte ülkesini terk edip, Avusturya’ya yerleşmiştir. Yeni bir hayat kolay değildir bazıları için. O ‘bazılarından’ biridir işte Veysel’de… Kısa hayatına ışık saçan tek şey komşu Ana’dır. Yugoslav göçmeni güzel kıza aşkını söylemekte zorlanmaktadır Veysel. Babasının da çok sevdiği Aşık Veysel’den gelmektedir adı ve o çok sevdiği başucu türküsü: Güzelliğin On Par’ Etmez… Bu enfes türkünün sözlerini Almancaya çevirip, Ana’ya aşkını ilan etmek için komşusu Cem’den yardım ister Veysel. Hayatın olanca zorluğu, zalimliği, adaletsizliği, yoksunluğu içinde zordur söylemek bir şeyleri… İnsani film, duygusunu aksettirmekte başarılı. Gözleriniz dolarak izliyorsunuz perdedekini. Belli formüllere bağlı kaldığı aşikar film, naif yapısıyla; bunu unutturuyor. Dürüst, samimi ve güçlü yapım, yoksuluz diyor, gecelerimiz çok kısa…
Filmlerden önce iki reklam yansıyor perdeye. İlki, Sabah gazetesinin. İkincisi ise Çin telekomünikasyon şirketinin. İkinci reklam tamamen Çince ve alakayı çözmek mümkün değil. Her gün, filmlerden önce hızlandırılmış Çince dersi veriliyor Antalya’da. Bizden söylemesi!
İyi geçiyor festival. Organizasyon da öyle.
Önümüzde heyecan dolu günler var.
MURAT ERŞAHİN