Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

29 HAZİRAN 2012

28 Haziran 2012 Perşembe 21:46
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Bu hafta, vizyona merhaba diyen yeni film sayısı beş. Ülkemizde de çok sevilen popüler animasyon serisinin dördüncü halkası olan “Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor / Ice Age 4: Continental Drift”, Fransız yapımı dram “Daha İyi Bir Hayat / Une Vie Meilleure” ve İspanya’dan gelen romantik komedi “Ya Aşk Olmasaydı / Lo Contrario Al Amor”, haftanın notlarımız arasında yer almayan diğer filmleri… Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu. İçimizde yaşayan ‘sinemadan çıkmış insana’ iyi bakmamız gerek! Herkese iyi seyirler.

FAUST
Sinemanın en özel yaratıcılarından, usta Rus Alexandr Sokurov’un yeni filmi, Venedik’te ‘Altın Aslan’ı kazanmıştı. Sokurov’un iktidarın doğasını, güç ve iktidar ilişkisini, en nihayet gücün yozlaşmasını didik didik eden serisinin son halkası (diğerleri sırasıyla Hitler, Lenin ve Hirohito etrafında gelişen hikâyelerin işlendiği, “Molokh” (1999), “Boğa” (Telets – 2001) ve “Güneş” (Solntse – 2005)), Goethe’nin (1749-1832) ünlü eseri ‘Faust’un serbest bir uyarlaması. 19. Yüzyılda geçiyor film. Hırs, açlık, şehvet, açgözlülük güdülerine teslim olmuş Dr. Heinrich Faust’un, bütün bir insanlığı ilgilendiren ibretlik öyküsü. Sefaletten kurtulmak, herkes tarafından sayılıp, takdir edilmek, güzel Margarete’yi elde etmek, en önemlisi de kendisini en güçlü olmaya götürecek, hep aradığı ‘bilgiye’ ulaşmak adına ruhunu şeytana satan mutsuz ve tatminsiz adamın trajedisi. Hepimizin trajedisi. Neredeyse bütün duyulara seslenen Sokurov filmi, müthiş metnin, güçlü diyalogların ve ustanın titizlikle kullandığı eşsiz ‘ışığın’ gücüyle akla takılıp kalıyor. Oyuncu kadrosuna ayrıca değinmek gerekli sanırım. Faust rolünde Ralph Fiennes’i andıran güçlü aktör Johannes Zeiler ve kötücül ‘Tefeci’ rolünü üstlenen Rus mim sanatçısı ve palyaço Anton Adasinsky harikalar. Genç Rus aktris Isolda Dychauk ve yılların ustası Hanna Schygulla, filmin diğer isimleri. Bilgiye ulaşmak adına, kötü tarafta ilerlemek ve yitirmek kendini, benliğini. Evrensel öykünün dokundurduğu çağdaş değiniler çok yerinde. Özenle çekilmiş sanat eseri, 31. İstanbul Film Festivali’nde buluşmuştu izleyiciyle ilkin. Sinemaysa ilgi alanınız, sakın kaçırmayın!

ÇERNOBİL’İN SIRLARI
Altı turist, özel bir tur için, kiraladıkları rehberle birlikte, Pripyat’a bir gezi düzenlerler. Ukrayna’nın kuzeyinde, terk edilmiş bir şehirdir Pripyat. Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için 1970 yılında kurulmuştur bu şehir ve 1986’da nükleer santralde meydana gelen büyük patlama ve ardından hüküm süren felaket sonucu boşaltılmıştır. Turistler, keşif gezileri sırasında tek başlarına olmadıklarını anladıklarında geri dönmek için çok geçtir artık. Gayet önemli bir mevzuya değinip, elindeki malzemeyi korkutmak ve sıçratmak uğruna feda eden korku filminin öyküsü, “Paranormal Activity” serisiyle adını duyurup, şöhrete kavuşan İsrail asıllı Oren Peli tarafından yazılmış. Peli’nin projesinde yönetmenliği ise, özel efektlerden gelip yönetmenlik koltuğuna ilk kez oturan Bradley Parker üstlenmiş. Yaydığı ‘radyasyona’ rağmen, hayal kırıklığı yaratan korku filmi, “Quarantine” adıyla Hollywood’da yeniden çekilen, 2007 tarihli İspanyol yapımı korku denemesi “Rec”in izinden gitmeyi denemiş. MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar