28 NİSAN 2023
Çok şiddetli depremler, büyük bir felaket yaşadık!
Ülke olarak tarifsiz bir acı içindeyiz!
06 Şubat 2023 saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 ve saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi ve yüreklerimiz yandı. Bütün yurtta ve dış temsilciliklerde yedi gün süreyle millî yas ilan edildi.
Depremden, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Kilis ve Malatya illerimiz etkilendi. Resmi rakamlara göre bu satırların yazıldığı an, elli bine aşkın vatandaşımız hayatını kaybetmişti ve yüz küsur bini aşkın yaralımız vardı. Neredeyse beş yüz bin vatandaşımız bölgeden tahliye edildi. 20 Şubat gecesi ise Hatay’da 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki bağımsız deprem daha meydana geldi. Altı can daha hayatını kaybederken üç yüze yakın kişi de yaralandı.
Hayatını kaybeden canlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Tek düşüncemiz yaraların bir an evvel sarılması! Gün, yardım, destek ve dayanışma günü! Nerede olursak olalım, depremzedeler için yapabilecek mutlaka bir şeyimiz olmalı! Yüreğimiz yanıyor!
Kelimeler kifayetsiz! Hal böyleyken hemen hiçbir şeyin, bizim işimiz özelinde filmlerin ve vizyonda ne olup olmadığının bir önemi kalmıyor! İnsan deprem bölgesinden uzakta, yatağında yatmaya, bir bardak çay içmeye, neredeyse nefes alıp vermeye utanıyor!
Öte yandan film şirketleri çalışmalarına devam ediyorlar. Sinemalar açık. Her hafta yeni filmler vizyona girmeye devam ediyor. İki hafta süreyle ara verdiğimiz vizyon/film tanıtımlarına, işimiz mecburiyeti gereği 24 Şubat haftasından itibaren yeniden başladık.
SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK
The Maltese Falcon / Malta Şahini
(Yönetmen: John Huston / 1941)
Ace in the Hole / Diri Gömülenler
(Yönetmen: Billy Wilder / 1951)
The Night of the Hunter / Caniler Avcısı
(Yönetmen: Charles Laughton / 1955)
Paths of Glory / Zafer Yolları
(Yönetmen: Stanley Kubrick / 1957)
Anatomy of a Murder / Bir Cinayetin Tahlili
(Yönetmen: Otto Preminger / 1959)
Vizyonda bu hafta (28 Nisan 2023)
Dördü yerli yapım olmak üzere toplam beş yeni film ağırlıyor Nisan ayının son vizyon haftası!
Özcan Alper’in, katıldığı festivallerden ödüllerle ayrılan yeni filmi ‘Karanlık Gece’, senaryosunu Ümit Ünal’ın kaleme alıp, Kerem Ayan’ın yönettiği ‘Oregon’ ve Güney Kore yapımı tempolu aksiyon ‘Kuralsızlar’, haftanın notlarımız arasında yer alan yenileri!
KARANLIK GECE
-Derin suçlar topografyası!-
Özcan Alper, beşinci uzun metraj kurmacasının senaryosunu Murat Uyurkulak ile birlikte kaleme almış. Berkay Ateş, Pınar Deniz, Cem Yiğit Üzümoğlu, Sibel Kekilli ve Taner Birsel, oyuncu kadrosunu oluşturan isimler.
Gezgin bir müzisyen olan İshak, doğup büyüdüğü küçük dağ kasabasından kaçarak ayrılmıştır adeta! Yedi yıl önce kendisini sorumlu ve daha da önemlisi bir parçası olarak hissettiği linç vakası üzerine terk ettiği yere, ölüm döşeğindeki annesine veda etmek üzere geri döner. Bir zamanlar çocukluk arkadaşı olan diğer failler ve duyarsız kasaba halkı ile yüzleşirken, içinde büyüyen suçluluk duygusuyla da başa çıkmaya çalışmaktadır. Herkesin eli kanlı, vicdanı karadır!
59. Antalya Filme Festivali’nden En İyi Film ve En İyi Senaryo ödülleriyle dönen sarsıcı dram, 33. Ankara Film Festivali’nden ise En İyi Yönetmen, Jüri Özel Ödülü ve SİYAD En İyi Film ödülleriyle ayrılmıştı. Ustalıklı anlatımı ile toplumsal hafızayı canlandırmayı öneren, linç kültürüne inat vicdanı ve insanı yücelterek, zalim olanın gözlerinin içine bakmayı deneyen, karanlık karşıtı bir öykü izlediğimiz. Ötekini yok etmek ve uzaklaştırmak değil, aksine, anlamak, kollamak, sevmek; unutarak değil, hatırlayarak, vicdanın insancıl sıcaklığıyla yaşamayı seçmek gerektiğini, derin günahların, suçların ve kötülüğün oralarda, derinlerde bir yerlerde her an küçük insanı beklediğini, sükûnetle fakat sarsarak anlatıyor güçlü film. Derinliğin çıkarcı, ikiyüzlü, kötücül yüzünü kıvırmadan ve cesaretle göstermeyi seçiyor bir de!
En koyu kötülüğe sessiz kalan suçlu, kirli, günahkâr ruhlar ve insan paydasında durmayı seçen az ve öz kalmış diğerleri… Unutulmaz final anı, zihnin ve yüreğin en güzel odasında uzun süreliğine yatıya kalıyor! Kayıtsız kalmayın sakın! (4 / 5)
KURALSIZLAR
-Tek kural cesaret!-
Güney Kore yapımı adrenalini yüksek, aksiyonu bol suç öyküsü, 2017’de perdeye yansıyan ‘Beomjoidosi’ adlı yapımın devam filmi! Farklı öykü, bildik aksiyon yeni filmde de sürmüş!
‘Train to Busan / Zombi Ekspresi’ filminden anımsayacağınız Güney Kore’nin popüler aktörü Ma Dong-seok’un başrolünü üstlendiği yüksek doz aksiyonlu polisiye öykü, yeni filmde hız kesmeden sürüyor!
‘Beomjoidosi 2 – The Roundup / Kuralsızlar’, adeta Güney Kore’nin Hollywood efsanelerinden ‘Leathal Weapon / Cehennem Silahı’ serisine cevabı! Sang-yong Lee’nin yönettiği filmde başrol yine, aynı zamanda filmin yapımcıları arasında yer alan Ma Dong-seok’un! Canavar Polis geri dönüyor tanıtımıyla perdeye yansıyan yüksek tempolu suç öyküsü, gözünü budaktan esirgemeyen kahraman polis Ma Seok-do ve ekibinin tanıdık formüllerle; buna karşılık, yerel hassasiyetlerle süren yeni macerası!
Garibong bölgesi toplama operasyonu olaylarından dört yıl sonra Geumcheon Polisinin Büyük Suçlar Birimiwne, Vietnam’a kaçan bir kaçağı ülkesine geri getirme görevi verilir. Polis Ma Seok-do işin içinde bir terslik olduğunu fark eder kısa sürede. Kang Hae-sang adlı soğukkanlı ve zalim katil tarafından işlenen suçlar sebebiyle emniyet, iki ülkede de derin araştırmalara başlar ve Kang'ın geride bıraktığı kanlı ipuçlarını takip eder.
Sıkı dövüş koreografileri ve elini korkak alıştırmayan sert şiddet sahneleriyle baştan sona ilgiyle izletiyor film kendini! Baltalar, palalar, bıçaklar, sustalılar, uçan tekmeler, çıplak yumruklar, kaçış, takip, intikam, görev, iyi ve kötü… Vaatlerini yerine getiren yapım, mizah ve gerilimi de öyküsüne yedirmekten geri kalmıyor. Türün ve Güney Kore sineması meraklılarının keyif alacakları muhakkak! (3,5 / 5)
OREGON
-Değişmeyen memleket halleri üzerine-
Bir müzik kaseti yüzünden başlayıp süren anlaşmazlıklar ve kara mizah!
İstanbul’dayız. Yıl 1985! 12 Eylül darbesinin üzerinden beş yıl geçmiş! Sinema okuduktan sonra, sektörde umduklarını bulamayıp, Bodrum’a yerleşmiş ve takı işleri yapan Gaye ile Hakan, arkadaşları Selen’e uğrayıp uzun süredir kendilerinde duran emanet müzik kasetini bırakacaklardır. Selen’i evde bulamazlar! Apartmanın işgüzar kapıcısı Durmuş, tekin bulmadığı iki yabancı gence düşmanca davranınca aralarında çıkan tartışma sonucu karakolluk olurlar. Karakoldakilere şefkatini esirgemeyen Komiser Şevket’se o şanssız güne problemle başlamıştır!
Yanlış anlaşmalar, anlaşamamalar, genel ahvaller, toplumsal ve sınıfsal çatışmalar, geniş anlamda memleketimden insan manzaraları! Senaryosunu Ümit Ünal’ın kaleme aldığı komedi dramı Kerem Ayan yönetmiş. Ayan’ın ilk uzun metraj kurmacası adını, 1970’de Ralph Towner, Paul McCandless, Glen Moore ve Collin Walcott tarafından kurulan Amerikalı Jazz ve New Age grubu Oregon’dan alıyor! Olaylara sebep olan kasetin Oregon’a ait olduğunu anlıyoruz. Dımbır dımbır hep aynı çalıyor komiserim diyor, kaseti karakolda ‘walkman’ ile dinleyen polis memuru!
Aslı İnandık, Serkan Çayoğlu, Ferit Aktuğ, Selen Uçer, Özgür Emre Yıldırım, Nazlı Bulum, Burcu Biricik, Melisa Doğu, Onur Gürçay’ın yanı sıra, Nejat İşler ile usta oyuncular Nevra Serezli ve Zihni Göktay, zengin oyuncu kadrosunu oluşturuyorlar.
Metin olarak yakalanıp üzerine gidilen sıkı ‘damar’, sinema olarak pek güçlü yansımamış perdeye. Bir TV filmi veya dijital platform ürünü olarak daha etkin olabilir yapım! Kendini bir şekilde ‘hafifçe’ izletiyor o ayrı! (2,5 / 5)
Haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenilerine bakacak olursak…
Ahmet Toklu’nun yönettiği, bütün aile üyelerine seslenen avantür ‘Büyük Macera: Hazine Peşinde’, aynı mahallede yaşayan dört yakın arkadaşın yaşadıkları serüvene odaklanıyor! Eski bir hazine haritası ve mahalleye göz diken kötü adamla olan mücadele! Emir Ali Doğrul, Muharrem Türkseven, Güzin Usta, öne çıkan rolleri üstlenen isimler. Elif ve arkadaşlarının Kapadokya’ya düzenlenen okul gezisinde yaşadıkları maceralar… ‘Elif ve Arkadaşları Kapadokya’, özellikle küçük yaştaki izleyiciye seslenen bir animasyon!
İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!
İyi seyirler herkese!
TARİHTE BU HAFTA
Altı yıl öncesine, 2017 yılına gidiyor, tarihte bu haftayı anımsıyoruz!
Vizyonda bu hafta (28 Nisan 2017)
Yeni haftanın beraberinde getirdiği film sayısı on! Kalabalık haftanın farklı tür ve beğenilere seslendiği açık. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.
GELECEK GÜNLER
-Ömür dediğin...-
Evli, iki çocuklu, orta yaşı geride bırakmış tecrübeli felsefe öğretmeni Nathalie Chazeaux’un hayatı, beklenmedik değişikliklerle, planlamadığı biçimde değişir. Önümüzdeki günlerin beraberinde neler getireceğini kim kestirebilir ki? Yönetmeni Mia Hansen-Løve’e, Berlin Film Festivali’nde ‘en iyi yönetmen’ ödülü kazandıran incelikli dramın başrolünü, dev aktris Isabelle Huppert üstleniyor. Kelimelerin kifayetsiz kalacağı ustalıktaki kim bilir kaçıncı performansı bu ünlü aktrisin…
Felsefi meselelere ne denli hâkim olursanız olun, hayatınıza dair sorduğunuz bütün sorular cevapsız kalabilir diyor orijinal adıyla ‘L’avenir’. Frankfurt Okulu, Wittgenstein, Platon, hepsi ama hepsi sonuçta, küçük bir evin odasında; kucağınızdaki bebeğin kulağına sevgi sözcükleri fısıldamakla eşdeğerdir. Tek başına ama belli anlamlarla kalakalırsınız. André Marcon, Roman Kolinka ve bir başka tecrübeli aktris Edith Scob’un, Huppert’e eşlik ettikleri zarif film, gencecik yaşına rağmen yazar-yönetmeni Mia Hansen-Løve’un ne denli olgun bir sanatçı olduğunu kanıtlıyor.
Hayatın gündelik akışı, yalın fakat o derece girift senaryoda son derece titiz alınmış ele. Denis Lenoir’in, insan ruhunu, mekânlara yerleştirdiği kamerası ve içimize işleyen soundtrack şahane! Yaşarken sahip olduklarımız, olamadıklarımız, sevdiklerimiz, öfkelerimiz, sorumluluklarımız, düşlerimiz, saplantılarımız, zaaflarımız ve hiçbir şeyi tınmadan omuz başımızdan son hız akıp geçen hayat. İnsanla tatsız bir oyun oynarken, diğer yandan en hakiki ve keyifli oluşları da sunan tuhaf armağan… Ömür dediğin bu işte, altı üstü bir sevgi anı diyor zarafet yüklü bilge film! (4,5 / 5)
GALAKSİNİN KORUYUCULARI 2
-Bu evren sahipsiz değil!-
James Gunn’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ve Marvel sinematik evrenine yeni ve ‘haklı’ bir heyecan katan Marvel çizgi roman uyarlaması, ilk olarak 2014’te yansımıştı perdeye ve büyük sükse yapmıştı! İkinci filmde, sevimli ekibimiz, kainâtın uzak ve netameli köşelerinde bu kez Peter Quill nam-ı diğer Star-Lord’un geçmişinin gizemini çözme mücadelesi veriyorlar. Eski düşmanların, dost müttefiklere dönüştüğü yeni filmde, yine keyifli, aynı anda hüzünlü sıkı bir macera bizi bekliyor.
Peter Quill, Gamora, Groot, Rocket ve Drax, Yondu, Mantis ve Nebula’nın da katılımıyla soluksuz bir serüvene atılıyorlar yine. Yıllar sonra ortaya çıkan Ego’nun, Peter’ın babası olduğunu açıklaması ve ardından yaşananlar, sevimli ekibin birliktelik ve fedakârlık kavramlarıyla yeniden tanışmasını sağlıyor. Chris Pratt, Zoe Saldana, Dave Bautista’nın yanı sıra, Vin Diesel ve Bradley Cooper’ın seslerine eşlik eden isimler, Michael Rooker, Pom Klementieff, Karen Gillan, Sean Gunn ile birlikte iki usta aktör; Kurt Russell ile Sylvester Stallone.
Bilimkurgu aksiyon, Brecht’yen metniyle de dikkat çekici bu kez! Bertolt Brecht’in epik eserlerinin ruhunu, hüzün ve mizahın iç içe geçtiği öyküsüne başarıyla yediren sürükleyici yapım, ilk filmde olduğu gibi yine Peter Quill’in yanından ayırmadığı ünlü Walk-men’inden dökülen enfes şarkılarla artı değer kazanıyor. Özellikle finalde çalan Cat Stevens şaheseri ‘Father and Son’, ağlatıyor! (3,5 / 5)
Dört yerli film, korku türündeki ‘Lanet: Ervah Cinleri’, bir aile dramı olan ‘Bir Annenin Feryadı’ ve iki komedi; ‘Aç Kapıyı Çok Fenayım’ ile ‘Nereden Nereye’nin yanı sıra; D.J. Viola imzalı korku-gerilim ‘Tell Me How I Die / Ölümcül Deney: Dejavu’, Mısır-Fransa ortak yapımı dram ‘Eshtebak / Çatışma’, Kahire'de doğan ve henüz yirmi üç yaşındayken Paris’in ünlü konser salonu Olympia’da ilk konserini vererek şöhret basamaklarını tırmanan efsane şarkıcı Dalida’ın hüzünlü hikâyesinin anlatıldığı biyografi ‘Dalida’ ile birlikte, bilimkurgu gerilim ‘The Circle’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese!
MURAT ERŞAHİN