Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

28 MART 2014

27 Mart 2014 Perşembe 20:51
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Yeni haftanın film sayısı altı. Geçtiğimiz hafta, 19. Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde jüri üyesi olduğum için, vizyon filmleri adına düzenlenen bazı basın gösterimlerine iştirak edemedim. Bu sebeple, notlarımız arasında haftanın dört filmi yer alamıyor. Yerli aşk filmi ‘Peri Masalı’, Başrolünde Juliette Binoche’nin yer aldığı, İsveç-Norveç-İrlanda ortak yapımı dram, ‘A Thousand Times Good Night / Binlerce Kez İyi Geceler’, başrollerini Vincent Cassel ve Léa Seydoux’nun paylaştıkları, klasik öykünün yeni yorumu ‘La belle et la bête / Güzel ve Çirkin’ ile ünlü Fransız modacı Yves Saint Laurent’in hayat hikayesini öyküleyen, dünyaca ünlü dizaynırla aynı adı taşıyan biyografik dram, haftanın, köşemizdeki eksikleri. Cannes’de Altın Palmiye için yarışan ‘Michael Kohlhaas / Adalet İçin’ ve yerli dram ‘Meddah’ ise, notlarımızda yer alıyorlar. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın bırakmayın. Herkese iyi seyirler!

ADALET İÇİN
Cannes Film Festivali’nin prestijli ödülü ‘Altın Palmiye’ için yarışan Fransa-Almanya ortak yapımı, kısa film ve belgeselden gelen Fransız sinemacı Arnaud des Pallières’in imzasını taşıyor. 1777-1811 tarihleri arasında yaşamış ünlü Alman yazar Heinrich von Kleist’ın aynı adlı ünlü ‘novella’sından perdeye uyarlanan filmin başrolünü, usta Danimarkalı aktör Mads Mikkelsen üstleniyor. Von Kleist’ın on dokuzuncu yüzyılın başlarında yazdığı kısa romanın, dev kalem Franz Kafka’nın da en sevdiği eserlerin başında geldiği biliniyor. Feodal düzende adalet arayan sıradan bir adamın başına gelenler ve otorite-birey ilişkisinin hüzün dolu öyküsü karşımızda duran. On altıncı yüzyılda, Fransa’dayız. Genç, hain ve kötücül bir derebeyi, dürüst bir at taciri olan Michael Kohlhaas’ın iki atına, haksız ve kanunsuz biçimde el koyar. Başvurduğu mahkeme tarafından hak ettiği adaleti alamayan Kohlhaas, ‘hakları’ için kralın huzuruna çıkan çok sevgili eşinin, saldırı sonucu öldürülmesiyle intikam arayışına girer. Yanında toplanan köylülerle, derebeyine ve feodal düzene karşı bir ayaklanma başlatır. Yanından ayırmadığı genç kızı, değerleri ve inandıklarıyla birlikte, adalet için verilen zorlu mücadele, trajik anlara neden olacaktır. Değişen dünya ve geçen zamana karşı, feodal yapının yerini alan otoriteye ve her daim nefes alan büyük sisteme karşı ayaklanmanın cezasız kalmayacağını ve küçük insanın adalet arayışının ağır ve zorlu karşılığını akla düşüren öykü, güçlü meselesi ile öne çıkıyor. ‘En iyi orijinal müzik’ ve ‘en iyi ses’ dallarında Fransız Oscar’ları olarak bilinen César ödüllerini elde eden yapım, yaratılan titiz dönem atmosferi ve gerçeklikle kurulan, dürüst ve ciddi temasla dikkat çekiyor. Bireysel bir intikam öyküsü üzerinden, toplumsal ve evrensel, sert bir eleştiriye soyunan sarsıcı filmin, Jeanne Lapoirie imzalı görüntü yönetimi de birinci sınıf. Mads Mikkelsen’in ‘üstün’ performansı, yönetmenin güçlü anlatımı ve birinci sınıf yapım tasarımıyla birleşince, yılın mutlaka izlenmesi gereken filmlerinden biri çıkmış ortaya. Dönemin röntgeni, on altıncı yüzyılın karanlığına, tekinsiz yalnızlığına götürüyor bizleri. Sinek vızıltıları, bağnaz ve koyu bir boyun eğiş, isyan, birey üzerindeki yok edici, acımasız otorite ve insanın adalet için feda edebilecekleri üzerine derin derin düşündürecek, son derece güçlü bir sinemayla örülmüş incelikli bir yapım, ‘Michael Kohlhaas’. (4,5 / 5)

MEDDAH
Batur Emin Akyel’in yönettiği yerli dramda başrolü, usta aktör Münir Canar üstlenmiş.
Geniş kitle tarafından, televizyon tarihinin altın günlerinde izlenme rekorları kıran ünlü dizi ‘Kaynanalar’ın ‘Katip Kerim’i olarak bilinen Canar, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun duayen isimlerinden biri. Geçmişin ünlü tiyatro oyuncusu Aziz, geçen yılların ve değişen dünyanın; değer tahribatından, kendine düşen acı gerçeği yaşamaktadır. AVM’lerde, küçük organizasyonlarda meddahlık yaparak, sağdan soldan aldığı yardımlarla, hayatını sürdüren bir adamdır artık, geçmişin yıldız aktörü Aziz. İlerlemiş yaşının yanında, kalp hastalığı; önünde az zamanı olduğunu söylemektedir. Geçmişinde yaptığı hatalar sonucu, çektiği derin, tanımı güç vicdan azabını bastırmak ve dünyadan huzurlu ayrılmak amacıyla, turne ekibiyle, Ayvalık’a doğru bir yolculuğa çıkar. ‘Herkes, yaşadığı hayatın bedelini öder’, diyen film, son derece duygusal tonuyla, kültür erozyonundan nasibini almış günümüz değerlerine söyleyeceğini söyleyerek, sahne dünyasına, sanatçılara, geçmiş günlerin pırıltısına ve sanata saygılarını sunuyor. Derde, meseleye sahip fakat bütün iyi niyetine rağmen, sineması kısıtlı bir dram olmuş ‘Meddah’. Sinema duygusu ve ‘büyüde’ eksiklik var. (2,5 / 5) MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar