27 MAYIS 2016
Yeni haftanın beraberinde getirdiği yeni film sayısı dokuz. Dördü yerli toplam dokuz yapımın yer aldığı hafta, hemen her beğeniye sesleniyor. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.
KRONİK
Ölüme çok yaklaşmış, yatalak hastalarla, evlerinde ilgilenen özel bakım hemşiresinin öyküsü. Erkek hemşirenin, acı dolu geçmişi ve hayatın acımasız yüzü; ‘çaresiz’ adamın ölümle flörtünde hatırı sayılır, elemli bir fon oluşturur. Meksikalı yaman sinemacı Michel Franco’nun yazıp yönettiği keskin dram, geçtiğimiz yıl Cannes’de, ‘en iyi senaryo’ ödülünün sahibi olmuştu. Altın Palmiye’sinin çalındığını düşündüren yapımda başrolü, usta aktör Tim Roth üstleniyor. Roth’un tarifi zor performansına eşlik eden isimlerse, Sutherland ailesinin üçüncü kuşağı Sarah Sutherland, Bitsie Tulloch, Claire van der Boom, Rachel Pickup ve Harris Shore. Sona gelip dayanmış ömürlere, sessiz, nazik, anlayışlı, şefkatli ve dostça eşlik eden adamın artık dayanamamasının öyküsü aslında ‘Kronik’. Bu denli acı ve elem yüklü bir yerde devam etme çabasının anlamı üzerine düşündüren kişilikli yapım, sinema dili ve şeklini, meselesi üzerinden bir an olsun ‘kıvırmadan’ yürütüp, sonuçlandırıyor. Sabır gerektiren, zor işini, müthiş bir profesyonellik ve özveriyle yerine getiren adamın, gönüllü içtenliği, ‘durumu’ benliğimize kazıyan uzun planlarla verilmiş. Yaşamın kural tanımaz kodları yanında, insanoğlunun çaresizlik ve acınası ruh haritası, tavizsiz film. Sahici, içten ve çok güçlü. Sezonun en iyilerinden kuşkusuz. (4,5 / 5)
PARA TUZAĞI
İki Oscar’lı aktris Jodie Foster’ın dördüncü uzun metraj yönetmenlik denemesi, Foster’ın yönetmen koltuğuna iyice ısındığının kanıtı! Alan DiFiore ve Jim Kouf’un öykülerinden perdeye uyarlanan koyu dram, bir sistem eleştirisi. Medya, ekonomi ve politika üzerinden ağır bir yeni dünya ve global çürüme eleştirisi, şova kaçan, spekülatif bir finans programı sunucusu ve programın teknik ekibinin, gerçek habercilik yaptığı tek bir günü ve bu değerli dönüşümü onlara kazandıran sıradan genç adamın öyküsünü yansıtıyor perdeye. Şarlatan denilebilecek kıvama gelmiş program sunucusu Lee Gates, yönetmeni Patty Fen ve finansal şov programının kamera ardı ekibi, stüdyoyu basan eli silahlı genç adamın zoruyla, küresel piyasanın ortalık yerinde yatan komployu ortaya çıkarmaya, belki de ilk gez gerçek habercilik yapmaya soyunurlar. Acıtan ve karanlık gerçeklerin buz gibi yüzüyle karşılaştığımız sarsıcı ve sert eleştirinin başrollerini, usta aktörler George Clooney ve Julias Roberts’la birlikte, genç yetenek Jack O’Connell üstleniyor. Dominic West, Giancarlo Esposito ve Caitriona Balfe, kadronun öne çıkan diğer isimleri. Wall Street yalanları, düzmece ekonomik gelişmeler, zalim üç kağıtçılar, sadece kâr düşünen güce tapan zorbalar ve arada ezilen küçük insanın kadersizliği. Adına ekonomi denen yalanın ve sistemin bütün uyduruk çarklılarının, kanıksanmış hemen her şeyin öyküsü, belki fazlaca orijinal değil ama son derece dürüst ve yekten yansımış perdeye. Bir anlık şok ve üzüntünün ardından langırtta fırfıra devam diyen genç adam, her şeyin özeti işin aslı! (3,5 / 5)
ALİS HARİKALAR DİYARINDA: AYNANIN İÇİNDEN
‘İmkansızı başarmanın tek yolu yapabileceğine inanmaktır!’ diyor Lewis Carroll’un ünlü klasiğinin yeni beyazperde macerası. Ünlü İngiliz yazar Lewis Carroll’un (1832-1898), eskimeyen klasiği ‘Alis Harikalar Diyarında’, çılgın yaratıcı Tim Burton’un hünerli elleriyle 2010’da bir kez daha beyazperdeye yansımıştı. Carroll’un yarattığı döneminin çok ötesinde duran tuhaf evren, Burton’un gotik ve sınır tanımayan özgür bakışıyla bambaşka bir masala dönüşmüştü. Carroll’un zaman ötesi klasiği, üç boyutlu olarak vücut bulmuştu perdede. Aslında ortada bir değil iki metin vardı; bir de şiir. Burton filmini, Carroll’un Alis’in maceralarını topladığı iki ayrı kitap; ‘Alis Harikalar Diyarında’ ile ‘Aynanın İçinden’ ve ikinci kitapta yer alan ‘Jabbervocky’ adlı şiirden oluşturmuştu. Çok tuhaf, delice bir edebi eser olarak tanımlayabileceğimiz ve Türkçeye Tomris Uyar’ın lezzetli çevirisiyle kazandırılan ‘Jabbervocky’ şiiri de filmde özel bir yer tutuyordu. Burton, eserin kahramanlarından ‘Şapkacı’yı, civa zehirlenmesi geçirmiş ilginç ve derin karakteri (Mad Hatter), Alis’in yanı başında konumlandırmıştı. Kırmızı ve Beyaz Kraliçeler, tuhaf ikizler Tweedeldee ve Tweedledum, Cheshire kedisi, bilge tırtıl Absolem, ünlü beyaz tavşan, canavar köpek Bandersnatch ve kötücül kupa valesi, öyküde karşımıza çıkan önemli kahramanlardı. Yeni filmin yönetmen koltuğunda James Bobin oturuyor. Senaryo, 2010 tarihli filmde olduğu gibi yine Linda Woolverton imzalı. Mia Wasikowska ve Johnny Depp’e, yine Helena Bonham Carter ve Anne Hathaway eşlik ediyorlar. Bu kez ‘zaman’ rolünde Sacha Baron Cohen yer alıyor kadroda. Üç boyutlu fantastik macerada Alis bu kez sevgili dostu Şapkacı’yı kurtarmak üzere yeraltının gizemli dünyasına geri dönüyor ve ‘zaman’da geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyor. Arkadaşları onu yalnız bırakmıyorlar tabii. Cesaret ve kendine güvenle örülü mesaj evrenini, görsel olarak zengin tutan ama öyküdeki klişe ve tekrarlara hapsolan yeni Alis, asla kötü değil ama 2010 tarihli Tim Burton filminin gölgesinde. (2,5 / 5)
RÜZGARIN OĞLU
Irkçılık başta olmak üzere her türlü ayrımcılık ve evreni dolduran engellere karşı en hızlı koşan adamın öyküsü! Efsane atlet Jesse Owens’ın, Nazi Almanya’sının hüküm sürdüğü başkent Berlin’de, 1936 olimpiyatlarında, Adolf Hitler’in ari ırk üstünlüğü görüşünü çöpe atarak altın madalya kazanması ve ülkesi dahil dünyayı dolduran bütün zorluklara karşın verdiği mücadele. Tecrübeli ve yetenekli sinemacı Stephen Hopkins imzası taşıyan biyografi, Owens’ın öyküsünü hemen her açıdan yansıtmaya çalışmış. Olimpiyatları görüntüleyen belgeselci Leni Riefenstahl’dan, Owens’ın antrenörü Larry Snyder’a, nazilerin propaganda bakanı Goebbels’den Amerikan olimpiyat komitesi başkanı Jeremiah Mahoney ve milyarder sanayici Avery Brundage’e dek nerdeyse dönemin ve olayın bütün önemli aktörlerine yer verilmiş öyküde. Irkçılık illetinin, ünlü sporcuyu doğup büyüdüğü topraklardan, Nazilerin hüküm sürdüğü Avrupa’ya dek izlemesi, işin en trajik yanı öte yandan. Jesse Owens rolünde genç aktör Stephen James’i izlediğimiz filmde, Jason Sudeikis, William Hurt ve Jeremy Irons, diğer önemli rolleri üstleniyorlar. Sporcu öykülerinden ve biyografilerden hoşlananlar dışında, sağlam anlatısı ve sineması ile hemen her izleyici için ilginç olmayı başarıyor orijinal adıyla ‘Race’. (3 / 5)
‘Blinky Bill The Movie / Kahraman Koala’ adlı animasyonun haricinde dört yerli yapım; ‘Abbas’ın Melekleri’ ve ‘1 Kezban 1 Mahmut: Adana Yollarında’ adlı komedilerle, ‘Memleket’ adlı dram ve ‘Cinni: Uyanış’ adlı korku örneği, notlarımız arasında yer alamayan haftanın diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese.
MURAT ERŞAHİN