Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

27 MART 2015

26 Mart 2015 Perşembe 21:33
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Komedisi, animasyonu, korkusu ve dramıyla, yeni haftanın beraberinde getirdiği yeni film sayısı yedi. Dram türünde iki örnek ‘Bizim Hikaye’ ve ‘İçimdeki İnsan’ ile komedi ‘Güvercin Uçuverdi’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan üç yerli filmi. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın bırakmayın! Herkese iyi seyirler.

DANNY COLLINS
‘Yeniden başlamak, gidişatı değiştirmek veya ikinci bir şans üzerine’ duygusu yüksek, sıcacık bir film ‘Danny Collins’. ‘Crazy, Stupid, Love. / Çılgın Aptal Aşk’ ve ‘Last Vegas’ filmlerinin kalemi kıvrak senaristi Dan Fogelman’ın, ilk yönetmenlik denemesi, oldukça başarılı. Hüzünbaz oluşların, mizah da içeren yoğun bir duygusallığı beslediği öykü, yine Fogelman imzalı. Hikayenin çıkış noktası, gerçek bir olaya dayanıyor. Müziğin efsane isimlerinden John Lennon; bir röportajını okuyup etkilendiği İngiliz folk müzisyeni Steve Tilston’a, son derece sıcak, dostane ve şevk verici bir mektup yazıyor. Fakat mektup, Tilston’un eline tam 34 yıl sonra ulaşıyor. Film, işte bu mektuptan alıyor ilhamını. Danny Collins adlı yaşı ilerlemiş dünyaca ünlü rock yıldızı, menajeri ve en yakın dostunun, kendisine verdiği armağandan sonra; hayatını değiştirmeye, geçmişi onarıp, yeniden ‘gerçek’ müzikle içli dışlı olmaya karar verir. Aldığı hediye, John Lennon’un, kırk yıl önce kendisine yazdığı ama eline ulaşmayan bir mektuptur. Usta aktör Al Pacino’nun müzisyen ‘Danny Collins’i, son derece nüanslı canlandırdığı duygusal yapımda, Annette Bening, Bobby Cannavale, Jennifer Garner ve bir diğer usta isim, Christopher Plummer, kadronun diğer yıldız isimleri olarak yer alıyorlar perdede. Öykü itibariyle, bir baba-oğul ilişkisi filmi de denilebilir romantik tatlar da içeren drama. Robert Duvall ve Robert Downey Jr.’un baba-oğulu canlandırdığı, geçtiğimiz sezonun ‘sıkı’ filmlerinden ‘The Judge / Yargıç’ çağrışımı da yapıyor hikaye. Geçmişin arızalarını tamir edebilme gayreti, şefkat, sevgi, yeniden başlamanın ‘saf’ heyecanı ve o ilk günlerin acemi ama üretken telaşına dönme çabası… Yolun neredeyse sonuna gelmiş müzisyenin, kirlenmemiş, ‘aç’ ve yüreği gerçek müzik için çarpan gençliğini anımsama uğraşı içinde, gerçek bir sanatçıya ve insana, John Lennon’un değerli anısına sunulmuş zarif bir saygı filmi öte yandan Danny Collins. Kendisini dünyaca meşhur yapan, adını bile duymaya tahammül edemediği, ‘hit’inden sonra, otuz yıldır yeni beste yapmayan, altın kızların en ön sıradan alkışladığı müzisyenin, hem sanatı, hem de özel hayatı bakımından yeniden varolma hamlesi, yüreğe yerleşen bir samimiyet ve sıcaklıkta yansımış perdeye. Enfes ‘soundtrack’ın artı değer kattığı filmi ıskalamayın! (4 / 5)

EVİM
Son derece sevimli, sıcacık bir animasyon. Üç boyutlu Dreamworks animasyonu, ‘Antz / Karınca Z’, ‘Over the Hedge / Orman Çetesi’ gibi kaliteli çizgi yapımlardan tanıdığımız Tim Johnson imzalı. Bilimkurgu özlü senaryo, aslında bir bakıma ‘güler yüzlü’ bir distopya öyküsü. Dünya, uzaylılar tarafından istila edilmiştir. Gezegene yerleşen uzaylı halk, insanları, toplu bir şekilde yaşayacakları sürgün bölgelerine göndermektedir. Annesini, bu sürgünde kaybeden Tip ile dünyaya yerleşen, arkadaş canlısı, sevimli uzaylı Oh arasında sıcak bir dostluk gelişir. İki kafadar, Tip’in annesini aramaya karar verip, yola düşerler. ‘Ev’, ‘dostluk’, ‘fedakarlık’ ve ‘barış’ kelimelerinin anlamını sorgulayan çizgi film, sadece özellikle hedeflediği küçük izleyiciye değil, hemen her yaşa seslenmeyi başarmış. Şefkat, anlayış ve sevgi ile halledilemeyecek problem olmadığını, en büyük cesaretin, karşılıksız atan düşünceli, barışçıl ve koca bir yürekte yer aldığını söyleyen yapım, son tahlilde, ‘ev kalbini bıraktığın yerdir’ mottosunu anımsatmayı unutmuyor! Orijinal seslendirme kadrosunda, Rihanna, Jennifer Lopez, Jim Parsons, Matt Jones ve usta aktör Steve Martin’in yer aldığı yürek ısıtan animasyonun zengin ‘soundtrack’ında, Rihanna’dan ‘As Real As You And Me’, ‘Drop That’, Lana Del Rey’den ‘Young and Beautiful’, Gloria Estefan’dan ‘Conga’, Jennifer Lopez’den ise ‘Feel the Light’ adlı popüler şarkılar da yer alıyor. (3,5 / 5)

GERONIMO
Pek sevdiğimiz sinemacılardan Tony Gatlif’in yeni filmi, bildik renk ve müzik cümbüşünü içerse de, fazla tanıdık imgeler üzerinde dönüp, defalarca ısıtılıp, servis edilen bir yemeğin lezzetini bırakıyor damakta. Güney Fransa’da, sıcak bir yazda yaşanan, acı, hüzün ve romantizm yüklü bir Romeo-Juliet öyküsü. Kendi de zor şartlarda büyümüş, gönüllü olarak çalışan sosyal hizmet görevlisi Geronimo, Saint Pierre mahallesinde yaşama mücadelesi veren kimsesiz gençlerle ilgilenmektedir. Bir Türk kızı, görücü usulü evleneceği adam yerine, aşık olduğu çingene sevgilisine kaçar. İki aile birbirine girip, ortalık karışınca, işleri yoluna koymak, Geronimo’ya kalır. Başrolde, Céline Sallette’yi izlediğimiz Fransız filminde, Rachid Yous, David Murgia, Tim Seyfi ve usta aktör Sergi López diğer önemli rolleri üstleniyorlar. İbrahim Tatlıses yorumuyla dinlediğimiz, ‘her demet zalim felek, sineme dokunma benim’, Gatlif’in adeta kartviziti olan, müzik ve dans zenginliğinin içindeki özel sürprizlerden biri olarak takılıyor zihne. Özgürlük, aşk, ötekiler, dışardakilerin yaşamı, gayri safi hasıla ve mutluluktan pay alamayanlar, öfke, tutku, hüzün, mizah, acı, keder ve omuz başımızdan akıp giden zalim hayat. Gatlif ustanın bildik izleğinde rol alırken, o eski özel anların etkisini arıyoruz çaresiz. Kekremsi bir aynılık tadı alsak da, izlettiriyor film kendini. (2,5 / 5)

ŞEYTANIN KAPISINDA
2012 tarihli ‘The Pact / Ruh’ adlı korku denemesiyle tanınan Nicholas McCarthy, yine saf ve yalın bir korku filmiyle karşımızda. Başarılı bir emlak danışmanı olan genç kadın, netameli bir evin satışını üstlenir. Evde karşısına çıkan genç kız, şeytan tarafından ele geçirilmiş ve ona ruhunu satmış bir kurbandır. Emlakçının kız kardeşi, bir şekilde olayın içine girecek ve ölümcül bir kabusun sırlarını keşfedecektir. Ev yapımı bir korku filmi adeta, orijinal adıyla ‘At the Devil’s Door’. Bilgisayar efektlerine fazla yüz vermeden, babadan kalma metotlarla korkutmayı deneyen, bunda da kısmen başarılı olan yapım, bir ‘Omen’ esintisi yaratıyor bünyede. Naya Rivera, Ashley Rickards ve Kolombiyalı aktris Catalina Sandino Moreno’nun başlıca rolleri paylaştığı ürkütücü film, gerçekten bazı ‘sağlam korku anları’ yaratmayı başarmış. Çok orijinal ve fazla katmanlı olmasa da, sınırlarını bilen ve o çizgiler içinde, hedefe ulaşan yapım, kendine has bir tarz ve ruha sahip kuşkusuz! (3 / 5)
MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar