Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

21 HAZİRAN 2024

20 Haziran 2024 Perşembe 21:57
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Bayram sonrası, uzun bayram tatiline denk gelen vizyon hafifçe frene bastı… Sekiz, dokuz, on filmlik kalabalık haftaların ardından 21 Haziran vizyonunda üç yeni film var… 
Yaz da geçiyor hızla… Başlamaya görsün! 
Yıllar geçip, yaş ilerledikçe, sakin, sessiz, huzurlu, kimsenin kimseyi tanımadığı ‘sahici’ yazları özlüyoruz aslında. Onları arıyoruz!
‘Kimsenin kimseyi tanımadığı
ne güzel bir yazdı
cin içiyordum gene
mevsimlerden yaz olsa bile
ben cin içerken kar yağardı.’ diyor Edip Cansever.
Öyle…

 

SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK

Les quatre cents coups / 400 Darbe
(Yönetmen: François Truffaut / 1959)

L'année dernière à Marienbad / Geçen Yıl Marienbad’da
(Yönetmen: Alain Resnais / 1961)

Vivre sa vie / Hayatını Yaşamak
(Yönetmen: Jean-Luc Godard / 1962)

Ma nuit chez Maud / Maud’daki Gecem
(Yönetmen: Eric Rohmer / 1969)

Le Boucher / Kasap
(Yönetmen: Claude Chabrol / 1970)

 


HAFTA SONU AİLE SİNEMASI

ANNE VE BABA İÇİN
Scent of a Woman / Kadın Kokusu
(Yönetmen: Martin Brest / 1992)

Carlito’s Way / Carlito’nun Yolu
(Yönetmen: Brian De Palma / 1993)

Awakenings / Uyanışlar
(Yönetmen: Penny Marshall / 1999)


ÇOCUKLAR İÇİN
The Pirates! / Korsanlar!
(Yönetmen: Peter Lord, Jeff Newitt / 2012)

The Boxtrolls / Kutu Cüceleri: Yaratıklar Aramızda
(Yönetmen: Graham Annable, Anthony Stacchi / 2014)

Shaun the Sheep Movie / Kuzular Firarda
(Yönetmen: Mark Burton, Richard Starzak / 2015)

 

 

Vizyonda bu hafta (21 Haziran 2024)
Biri yerli yapım olmak üzere üç yeni filme ev sahipliği yapıyor 21 Haziran vizyonu!
Şehir dışında bulunduğumdan ve kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan dolayı 21 Haziran haftasının filmlerine yapım notlarıyla değineceğim.
Orta batılı bir motosiklet kulübü olan Vandals’ın yükseliş öyküsü! Üyelerinin hayatlarına bakıldığında kulüp, on yıl içinde yerel yabancıların bir araya geldiği noktadan, orijinal grubun benzersiz yaşam tarzını tehdit eden daha kötü niyetli bir çeteye dönüşür. ‘Take Shelter / Sığınak’, Mud / Kaçak’, ‘Midnight Special / Gece Yarısı’ ve ‘Loving / Sevmek’ adlı farklı türlerdeki sıkı filmlerin ‘yaman’ ismi Jeff Nichols’ın yazıp yönettiği ‘The Bikeriders / Motorcular’, karşı kültür hareketinin yükseldiği ve otorite karşıtı duyguların yaygın olduğu, büyük bir değişimin yaşandığı geçmiş bir dönemi çağrışımlarla yeniden canlandırıyor. Oyuncu kadrosunda yer alan isimlerse, Austin Butler, Jodie Comer, Tom Hardy, Norman Reedus ve Michael Shannon. 
Başrolünü Russell Crowe’un üstlendiği korku-gerilim ‘The Exorcism / Şeytan Ayini’, Joshua John Miller’ın yönettiği bir korku-gerilim. Eşinin ölümünü bir türlü atlatamayan Anthony, bir korku filminin başrolüne seçilerek oyunculuk kariyerine geri döner. Ancak çekimler esnasında Anthony’de tuhaf ve rahatsız edici değişiklikler görülmeye başlar. Adeta aklını kaybetmiş gibidir. Kızı, babasındaki bu anormalliği psikolojik rahatsızlık olarak görürken, Anthony kendini geri dönülemez, şeytani bir oyunun içinde bulur. Sam Worthington, Ryan Simpkins, Adam Goldberg ve David Hyde Pierce, ürkütücü öykünün oyuncu kadrosunu oluşturan diğer isimler.
‘Saýara / Sayara: İntikam Meleği’, izleyici ile ilkin 43. İstanbul Film Festivali’nin ‘Mayınlı Bölge’ bölümünde buluşmuştu. Can Evrenol’un yazıp yönettiği sert aksiyon, Türkmenistanlı sessiz bir spor salonu temizlikçisi olan Sayara’nın, kız kardeşinin kontrolden çıkan bir arkadaş grubu tarafından öldürülmesinin ardından başlayan intikam hikâyesini taşıyor perdeye. Göçmen Sayara, İstanbul’da lüks bir spor salonunda çalışmaktadır. Ablası Yonca, yasak ilişki yaşadığı spor salonunun sahibi Barış ve onun üç arkadaşı tarafından tecavüze uğrayıp öldürülür. Barış’ın babası milletvekilidir. Göstermelik bir mahkemede olayın intihar olduğuna kanaat getirilerek Barış ve arkadaşları delil yetersizliğinden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırlar. Olayın, ülkedeki sayısız benzer davadan biri gibi unutulup gideceği düşünülür. Ancak Sayara’nın bir sırrı vardır. Babası Türkmenistan’ın en güvenilir derin devlet figürlerinden biri ve Sovyet sambo şampiyonlarından Şamil Bazarov’dur. Şamil, Sayara’yı dövüş konusunda bir ajan gibi eğitmiştir. Sayara o gece kendi adaletini sağlamaya ant içer! Oyuncu kadrosunda yer alan isimlerse Duygu Kocabıyık, Emre Kızılırmak ve Özgül Koşar.
İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!
İyi seyirler herkese!

 

 

TARİHTE BU HAFTA
On bir yıl öncesine, 2013 yılına dönüyor, tarihte bu haftayı anımsıyoruz!

 

Vizyonda bu hafta (21 Haziran 2013)
Yeni haftanın film sayısı altı. Notlarımız arasında yer alamayan yapımlar, Disney’in yeni üç boyutlu animasyonu, ‘Monster University / Sevimli Canavarlar Üniversitesi’ ve Fransa’dan gelen dram ‘38 Témoins / 38 Şahit’. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insana sıkı sıkıya sarılın. Herkese iyi seyirler!

DÜNYA SAVAŞI Z
Eski bir Birleşmiş Milletler çalışanı, günün birinde aniden başlayan korkunç ve kaynağı belli olmayan bir salgın nedeniyle, dünyanın ve insan ırkının kaderini belirleyecek bir görevde bulur kendini. İnsanları, zombiye dönüştüren virüsün kaynağı ve çaresi en kısa zamanda keşfedilmek zorundadır. Dünyayı kurtaran adam bu kez, Brad Pitt. Aynı zamanda filmin yapımcıları arasında bulunan Pitt, Zombie külliyatının yeni filminde başarılı. Max Brooks’un ‘World War Z: An Oral History of the Zombie War’ adlı romanından uyarlanan aksiyon katkılı korku-gerilimi Marc Foster imzalmış. ‘Monsters Ball / Kesişen Yollar’, ‘Finding Neverland / Düşler Ülkesi’, ‘Stranger than Fiction / Lütfen Beni Öldürme’, The Kite Runner / Uçurtma Avcısı’ ve ‘Quantum of Solace’ gibi birbirinden farklı, kaliteli ve popüler örneklerle tanıdığımız Foster, yine büyük bir prodüksiyonun başında. Uçaktaki karmaşa başta olmak üzere bazı sahneleri büyük keyif veren ve çok iyi çekilmiş film, daha önce aynı mesele ve tür üzerine perdeye yansıyan işlerin bıraktığı ‘aynılık duygusu’ ve ‘ısırılmayanlar kurtarılabilir, ısırılanlar için yapacak bir şey yok’ acımasız çıkarımı ile aranıza mesafe koysa da akılda kalıcı birçok sahne içeriyor. Özellikle finaldeki laboratuvar gerilimi gayet başarılı. Romero geleneğine bir katkısının olup olmayacağı soru işareti taşıyan ama türün meraklıları için mutlaka uyarısı içeren film izlenmeli. (3,5 / 5)  

 

SESSİZ EV
2010 tarihli Uruguay filmi ‘La Casa Muda’nın yeniden çevirimi, 2011 tarihli. 2003 yapımı gerilim ‘Open Water / Açık Deniz’ ile anımsayacağınız Chris Kentis ve eşi Laura Lau, yine birlikte yönettikleri korku gerilime, keskin bir dram eklemeyi ihmal etmemişler. Sarah ve babası, aile yadigari eski göl evine giderler. Evi boşaltıp, satmaktır ailenin amacı. Sarah, babası ve amcasıyla evde yalnızken, kendini bir anda içerde kilitli bulur ve daha önemlisi, evde bir yabancı vardır. Kapalı mekân gerilimini oldukça başarılı veren yapım, sürprizler içeriyor. Kesintisiz tek çekim duygusu uyandıran film, gerçekten ürküten, koltuktan sıçratan sahnelere sahip. Başrolde, beyazperdedeki ilk rolünde izleyeceğimiz 89 doğumlu aktris Elizabeth Olsen var. Filmi, başından sonuna dek sürükleyen Olsen’in performansı, üst düzey. 
Adam Trese ve Eric Sheffer Stevens, kadronun diğer isimleri. Küçük ve sınırları belli olsa da pişman olmazsınız! (3 / 5)

 

HİPNOZCU
Ülkemizde ilk kez, 32. İstanbul Film Festivali’nde izlenme şansı bulan İsveç yapımı gerilim, dilimizde de aynı isimle basılmış çok satan kitaptan uyarlanmış perdeye. Alexander Ahndoril ve eşi Alexandra Coelho Andhoril’in, Lars Kepler mahlasıyla yazdıkları ‘Hypnotisören’, dedektif Joona Linna’nın maceralarının yer aldığı 8 kitaplık serinin ilki. Filmin, gösterime girdiği hemen her yerde beğenilip, popüler olmasının ardından, diğer kitapların da film hakları satın alınmış. Beyazperdenin, İsveçli bir polis dedektifi kahramanı var artık anlayacağınız. Gayet mütevazi, cesur, iyi niyetli ama yalnız bir polis Joona Linna. Bu karakteri beyazperdede, Tobias Zilliacus canlandırıyor. Kimliği belirsiz bir katil iki ayrı yerde, bir aileyi yok etmek üzere kanlı ve vahşi bir saldırı yapar. Katliamdan ağır yaralı olarak kurtulan evin oğlu şoktadır. Dedektif Joona Linna, çocukla iletişim kurabilmek için, hipnoz konusunda uzman olan Erik Maria Bark’tan yardım ister. Yıllar önce bir hipnoz seansı sırasında başına gelen aksi bir olay yüzünden, tekrar bu işlere girmek istemeyen adam, kendi çocuğu da kaçırılınca adeta mecbur kalır ve gizemli katille bir köşe kapmaca oyunu başlar. Hollywood’da çektiği ‘What’s Eating Gilbert Grape / Gilbert Grape’i Ne Yiyor?’ ‘The Cider House Rules / Tanrının Eseri, Şeytanın Parçası’, ‘Chocolat / Çikolata’ gibi popüler filmlerin ardından, ülkesi İsveç’e dönen ve kamera diyen Lasse Hallström’ün yönettiği karanlık filmde, Mikael Persbrandt ve usta aktris Lena Olini diğer önemli rolleri üstleniyorlar. Gayet iyi açılan, kuzey ışığıyla, karanlık öyküsüne titiz başlayan yapım, başarısını sürdüremiyor ve bariz sarkmalarla, izleyiciyi tatmin edemeyen finale dek sürüyor. Yine de vasatın altına düşmüyor tabii Hallström. Orijinal müziğin, kameranın, oyuncuların ve atmosferin katkısı büyük. Bu arada, ‘Ejderha Dövmeli Kız’ serisi ile popülarite kazanan İskandinav polisiyesi hayranları, koşulsuz izlesinler filmi. Meraklısının bulup çıkaracağı lezzetler farklı olabilir. (2,5 / 5)

 

RÜZGARLAR
İlk uzun metrajı ‘İki Çizgi’nin ardından Selim Evci, ‘Rüzgarlar’ ile Antonioni sinemasına olan hayranlığını sürdürüyor ama bu kez, Angelopoulos ve Nuri Bilge Ceylan esintileri de hissediliyor perdede. Ses kayıtçısı Murat, Gökçeada’ya, gider. Gökçeada’nın tarihi ile ilgili bir fotoğraf sergisi açmak istemektedir. Adada tek başına yaşayan Madam Styliani ile tanışır ve tarihin bu canlı tanığının fotoğraflarını çekmeye, anılarını kaydetmeye başlar. Madam’ın çok sevdiği torunu Eleni’nin adaya gelişi ve yapılan kayıtlar, geçmişi yeniden canlandıracaktır. Bellek, toplumsal değişimler, kimlik, tarih, acılar, yalnızlık duygusu ve bugünün gerçeği üzerine değinilerde bulunan dram, oldukça ağır bir tempoya sahip ve duygular, perdeden izleyiciye geçmekte zorlanıyor. Öykünün kafası karışık. Fakat yine de Selim Evci’nin ikinci denemesine tanık olmak, onun gelişim sürecini, tarzını ve sinemasına ait anahtar oluşları izlemek açısından meraklısı için ilginç olabilir. (2 / 5)

MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar