Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

19 KASIM 2010

02 Nisan 2011 Cumartesi 22:38
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Haftanın iki filminden ´´Harry Potter Ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 1´´, bayram hediyesi olarak 17 Kasım Çarşamba günü vizyon gördü. Çağan Irmak´ın yeni filmi ´´Prensesin Uykusu´´ ise izleyiciyle, standart vizyon saatinde, Cuma günü buluşuyor. Herkese iyi seyirler ve mutluluklar!

HARRY POTTER VE ÖLÜM YADİGÂRLARI: BÖLÜM 1
J. K. Rowling´in fantastik edebiyata bomba gibi düşen serisi, ilk olarak 2001´de uyarlanmıştı beyazperdeye. Serinin iki bölüm halinde perdeye yansıyacak son romanını yöneten isim, 2009´da çekilen bir önceki film ´´Harry Potter ve Melez Prens´´ ile 2007 tarihli ´´Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı´´ filmlerinde de yönetmen koltuğunda gördüğümüz David Yates. Harry Potter ve iki can yoldaşı Ron ile Hermione´nin nihai maceralarının birinci bölümü, üç arkadaşın bütün geçmişlerini geride bırakarak çıktıkları zorlu yolculuğu öykülüyor. Nevi şahsına münhasır Harry Potter evreninde eski ve yeni karakterlerle ´insani´ bir yolculuk. Potter´ı canlandıran ve büyüdükçe antipatikliği artan aktör Daniel Radcliffe´e kafayı takmazsanız her şey yolunda denebilir. Yeni filmde dikkat çeken en önemli nokta ise kuvvetli dramatik yapı. Ağır ağır, acele etmeden akan macera, durup düşündüren geniş zamanlı ´es´lerle yüklü. Romantik anlar, duygusal planlar, öykünün oldukça karanlık olan fonunda gözle görünür bir denge oluşturuyor. Yönetim ve dev oyuncu kadrosu iyi. Filmin plastiği ve Alexandre Desplat´ın müzik çalışması ise kusursuz. Nick Cave & Bad Seeds´in seslendirdiği Cave imzalı ´O Children´ ise yeni filmin bonusu. ´Bütün zamanların gişede en başarılı olmuş serisi´ unvanına sahip yapımın, eserin fanatik izleyicilerine ve türün tutkunlarına keyifli dakikalar geçirteceği kesin. Mevzuya çok yakın olmayan izleyici içinse filmin izlenirlik teminatı içerdiğini önemle belirtelim.


PRENSESİN UYKUSU
Çağan Irmak, formülünü iyi bildiği tanıdık bir sinema yapıyor. Dozu da gayet iyi ayarlıyor. Adını, Redd grubunun ikinci albümü ´Kirli Suyunda Parıltılar´ da bulunan ´Prensesin Uykusuyum´ şarkısından ödünç alan duygusal dram, ne yazık ki Çağan´ın iyi filmleri arasında değil fikrimce. Derdini anlatmayı başarmış, bunu da ´iyi niyetli´ biçimde yerini getirmiş olan yapım, bir ´´Babam ve Oğlum´´, bir ´´Karanlıktakiler´´ değil. Onların gerisinde. Çağan´ın bir önceki filminin ardından; ´bir sonrakinde çok iyi bir iş çıkacak ortaya´ hissiyatıyla ayrılmıştım salondan. O beklediğim film değil ´´Prensesin Uykusu´´. Aralarında HBO yapımı televizyon filmlerinin de olduğu, benzerlerini sıklıkla izlediğim bir yapım. ´´Muhsin Bey´´e, ´´Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni´´ne, ´´Üç Arkadaş´´a, Douglas Sirk, Capra duyarlılığına, özellikle eski Yeşilçam´a saygılarını sunan bir film. Son jeneriklerde de yer aldığı gibi, Yılmaz Atadeniz´e örneğin. Bir de Shyamalan sinemasına, Almodovar´ın ´´Hable con elle / Konuş Onunla´´sına ve özellikle Tarsem Singh´in ´´The Fall / Düşüş´´üne sevgi besleyen sahneler, oluşlar yansımış perdeye sıkça. ´´The Fall´´un yapılmış olması, belki de bu filmi sıradan kılan. Yapım tasarımı, ruhu, atmosferi, genel olarak sineması ile yapılmış bitmiş bir işti Singh´in filmi. Çağan´ın ki, onun iyi yürekli, zeki ama okula yeni başlayan küçük kardeşi gibi. Genco Erkal´ın zincirlere sığmayıp taşan ´virtüöz´ performansı şapka çıkaracak cinsten. Oyuncu kadrosu genel olarak vasatın üzerinde. Oyuncu yönetimi de iyi. Efektlerle sağlanmaya çalışılan ´büyü´ ve ´atmosfer´in etkileyiciliğinde zaten bütün mesele. Sinema büyüsü deyince orada durmak lazım yalnız… Bir de senaryoda yer alan kocaman diyaloglar. Büyük laflı felsefi oluşlar yerine filmin ´iyi niyetli´ genel yapısına uygun sade, basit cümleler, hatta kelimeler seçilseydi sanki diyor insan. Sıfır diyalog gerektiren önemli anlarda izahlı müzik yayılıyor perdeden. Belli ki çok seviyor Redd grubunu Çağan Irmak. Onlara, ´Prensesin Uykusuyum´ şarkısına bir film çekmek istemiş. İyi de etmiş. Ama yeteneğini, sinemaya olan tutkusu ve aşkını ispatlamış; hepsinden önemlisi iyi niyetli bir yönetmen olan Irmak´tan şahsi beklentim gerçekten ´başka bir yerde´ duruyor. Yakında perdeye yansıyacağından kuşkum yok. Bu arada, söylemeden geçemeyeceğim. Eğer tanıyanı varsa dikkat etsin; başrolü üstlenen aktör Çağlar Çorumlu, İKSV´den tanıdığımız dostumuz Üstüngel İnanç´ın ikiz kardeşi sanki. Film başladı; baktım bizim Üstüngel perdede.

MURAT ERŞAHİN

 



Diğer Yazılar