17-18 ARALIK 2015
17 Aralık Perşembe vizyon gören ‘Star Wars: The Force Awakens / Star Wars: Güç Uyanıyor’ ile birlikte, normal vizyon tarihi olan 18 Aralık’ta salonlara merhaba diyen sekiz yeni yapımdan iki tanesi, notlarımız arasında. Çağan Irmak’ın yeni filmi ‘Nadide Hayat’, Sony Animation’un sevilen çizgi film serisinin son halkası ‘Open Season: Scared Silly / Çılgın Dostlar 4: Korkak Kahraman’, usta İspanyol sinemacı Julio Medem imzalı dram ‘Ma Ma’, Danimarka yapımı serüven filmi ‘Skammerens Datter / Kahin’in Kızı’ ile birlikte iki yerli yapım; korku-gerilim örneği ‘Gassal’ ve Neşet Ertaş ustayı perdeye taşıyan belgesel ‘Ah Yalan Dünyada’ haftanın notlarımızda yer alamayan filmleri. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.
STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR
George Lucas’ın 1977’de yarattığı ve perdeye yansıyan altı filmiyle ‘hakiki’ bir efsane olarak anılan ‘Star Wars’un yedinci filmi, iple, değil, halatla çekiliyordu hayranları tarafından. Vizyona bir gün erken, 17 Aralık Perşembe merhaba diyen efsanenin yedinci halkası, ‘Star Wars’ evreniyle ilk kez karşılaşacak taptaze jenerasyonu, aynı ataları gibi kucaklayan bir film olmuş. Serinin üçüncü üçlemesinin ilk halkasının yönetmen koltuğunda, son dönemin dahi çocuklarından J. J. Abrams oturuyor. Lucasfilm’in yapımcılığında hayata geçen yeni üçlemenin ilk filminin öyküsü de, yine Abrams, Lawrence Kasdan ve Michael Arndt tarafından kaleme alınmış. Efsane, ikinci üçlemenin son bölümü olan “Revenge of the Sith / Sith’in İntikamı’ ile veda etmişti bize. Yeni film, imparatorluğun yenilgiye uğramasının otuz yıl sonrasında başlıyor. Karanlık taraf, ilk düzen (first order) adıyla, galaksinin yeni tehdididir. Direniş, hiç beklenmedik biçimde ortaya çıkan yeni kahramanların, Rey ve Finn’in de yardımıyla aydınlık tarafa yeni bir zafer kazandırmak için müthiş bir mücadele verecektir. Karanlık ve aydınlık tarafların sonsuza uzanan savaşında, ‘güç’ yine odakta yer alıyor. Müthiş maceranın zihinde ve gönülde yer etmiş kahramanlarının yanı sıra, yeni üçlemeye eklemlenen müthiş karakterle de tanışıyoruz. Aydınlık tarafın temsilcileri; filmin güçlü kadın kahramanı Rey, bir kaçakken özgürleşen ve hayatını anlamlı kılan Finn, yüzbaşı Poe Dameron, bilge Maz Kanata ve sevimli mi sevimli droid BB-8 ile Darth Vader’in tahtına göz diken karanlık tarafın temsilcisi Kylo Ren, General Hux ve en nihayet karanlığın kötü lideri Snorke. Korkusuz savaşçı Rey, Star Wars evrenindeki özel bağıyla; başlı başına ayakları yere basan bir kadın kahraman olarak tek kelimeyle büyüleyici. Ona hayat veren İngiliz aktris Daisy Ridley’in yıldız ışığı ise göz alıcı! Efsane öykünün, gerçek bir Shakespeare trajedisi olmasındaki en büyük etmen olan baba-oğul durumu, yeni filmde de unutulmamış. Darth Vader-Luke Skywalker ilişkisi, bu kez Han Solo ile Kylo Ren arasında kurulmuş. Eski dostlar Han Solo, Prenses Leia, Chewbacca, C-3PO, R2-D2 ve tabii ki finalde de olsa Luke Skywalker, yine bizimle birlikteler. Han Solo ve Chewbacca’nın perdede ilk görüldüğü an, salondan yükselen alkış sesleri, karakterlerin, filmin, ne bileyim belki de çocukluğumuzun ne denli özlendiğinin kanıtı. Kapitalist endüstrinin en önemli ürünlerinden olan, özel bir meta ve ticaret sembolü haline alan görkemli seri, bir tarafıyla da, duygusal yanı kuvvetli, nostaljik bir serüvenidir beyazperdenin. J. J. Abrams, bu sahici bağımlılığı çok iyi analiz etmiş ve neredeyse orijinal filmin aynısını çekmiş. Dekorlara, kostümlere, karakterlere ve o orijinal ‘ilk’ hallere dokunmadan. Yeni üçleme merakla ve hararetle izlenecek kuşku yok. Uzatmadan koyalım son noktayı: Güç sizinle olsun! (4 / 5)
LOLO
Aktris ve yönetmen Julie Delpy imzalı komedi, ne çekiyorsak şımarttığımız insanlardan, özellikle de hiç büyümeyen çocuklarımızdan diyen, sevimli ama Delpy’den alışık olduğumuz üzere ‘lafazan’ bir film. Moda endüstrisinde çalışan işkolik Violette, kırklı yaşlarının başındadır. Özel hayatında arzuladığı ilişkiyi uzun süredir yaşayamayan Violette, kız kardeşiyle çıktığı taşra gezisinde, bir bilgisayar dahisi olan Jean-Rene ile tanışıp yakınlaşır. Tatil dönüşü, Paris’te devam eden ve ciddileşen ilişkinin önündeki tek engel, Violette’nin yirmi yaşındaki oğlu Lola’dır. Delpy, yönettiği ve başrolü üstlendiği filmde, senaryoyu da, Eugénie Grandval ile birlikte kaleme almış. Danny Boon, genç aktör Vincent LaCoste ve usta aktris Karin Viard, oyuncu kadrosunu oluşturan diğer isimler. Ünlü reklamcı, yazar, senarist ve yönetmen Frédéric Beigbeder ile modanın efsane isimlerinden Karl Lagerfeld, misafir oyuncu kadrosunda mizahi öyküye renk katıyorlar. Bazı anlar ve özellikle finali itibariyle, kara mizahın sınırlarında gezen sevimli hikaye, incelikli sosyo kültürel saptama ve değinilerde bulunsa da, ‘gerçek anlamda’ keyifli bir seyirlikten öteye geçemiyor. (3 / 5)
MUTLU YILLAR
Sezonun bu döneminin olmazsa olmazlarından, bol karlı, şefkatli, Noel ve yeni yıl filmi karşımızda. Mutlu Noeller diyen yapım, birlikte kalmanın, sevmenin ve kutsal ailenin öneminin bilmem kaçıncı kez altını çizerken, usta ve yıldız isimlerden oluşan güçlü oyuncu kadrosuna güveniyor en çok. Cooper ailesinin dört nesli de duygusal hayatlarında iniş-çıkışlar yaşamaktadırlar. Herkesin derdi ‘içerisinde’ dururken, Noel’de yenecek aile yemeğine beklenmeyen konuklar da katılır ve arıza halinde olan her şey, tamir edilmeye çalışılır. ‘I Am Sam / Benim Adım Sam’ filmiyle tanıdığımız Jessie Nelson’un yönettiği romantik komedide, Diane Keaton, Alan Arkin, John Goodman, Marisa Tomei, Ed Helms, Amanda Seyfried, Olivia Wilde ve ‘Nebraska’ ile ‘en iyi yardımcı kadın oyuncu’ dalında Oscar ve Altın Küre adayı olan June Squibb, görkemli oyuncu kadrosunu oluşturuyorlar. Sıcak yazılmış, yüreklere iyi gelen bir kendini iyi hisset filminin ötesinde özelliği yok yapımın. Nina Simone’dan, Sting’e, Otis Redding’ten, Bob Dylan’a, güçlü soundtrack, filmin bir diğer silahı. (2,5 / 5) MURAT ERŞAHİN