Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

15 TEMMUZ 2022

14 Temmuz 2022 Perşembe 23:32
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Dünya genelinde altı milyondan fazla, ülkemizde yüz binin üzerinde can kaybına yol açan Koronavirüs (COVID-19) belasından, aşılarımızı olarak, sosyal mesafelerimizi koruyarak, hijyen kurallarına sıkı sıkıya uyarak, maskelerimizi kapalı alanlarda ve toplu taşıma araçlarında çıkartmamaya çalışarak korunmaya devam ediyoruz. Umuyoruz çok yakında bu beladan kurtulacağız tamamen!

Tarih 2 Temmuz 2021’i gösterdiğinde sinema salonları yine izleyicileri ağırlamaya başlıyor; perdeler umduğumuz o ki, bir daha kapanmamak üzere açılıyordu! Sinemalar açılmadan önce her hafta, naçizane iyi filmler ve diziler önerdim sizlere! 2020 Mart ayından bu güne, artık hayatta olmayan canım ‘Sinema’ dergisindeki ‘Sinemadan Çıkmış İnsan’ adlı köşemde, geçmiş sayılarda yayınlanmış eski yazılarımı paylaştım. 5 Mart 2021’den itibarense, sinema salonları perdelerini açana dek, her yeni hafta, o tarihe ait eski ‘sinemadan çıkmış insan / vizyonda bu hafta köşeleri’ni sizlerle buluşturdum. Sizlere her hafta sinema tarihinden 5 klasik film önerdiğim ‘Önce Tavsiyeler’ adlı bölüm ve geçmiş vizyon haftalarını anımsadığımız ‘Tarihte Bu Hafta’ adlı bölümler devam edecek!

Önce sağlık; gerisi hikâye! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Kurda kuşa yem olmayın bir de!

 

ÖNCE TAVSİYELER…

SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK

Jeanne Dielman, 23, quai du commerce, 1080 Bruxelles
(Yönetmen: Chantal Akerman / 1975)

Gertrud
(Yönetmen: Carl Theodor Dreyer / 1964)

L’Atalante
(Yönetmen: Jean Vigo / 1934)

Chelovek s kino-apparatom
(Yönetmen: Dziga Vertov / 1929)

Dr. Mabuse, der Spieler
(Yönetmen: Fritz Lang / 1922)

 

Vizyonda bu hafta (15 Temmuz 2022)

15 Temmuz vizyonu, biri Azerbaycan, diğer ikisi yerli yapım olmak üzere üç yeni filme ev sahipliği yapıyor!

Azerbaycan yapımı dram ‘Zehir Zemberek’i, Orkhan Mardan ve Taleh Yüzbeyov ikilisi yönetmişler. Bir bıçaklı saldırıdan sonra arkadaşları Şakir ile Rana’nın yardımlarıyla hayata geri dönen Adil’in değişen yaşamına tanıklık ediyoruz! Anı zamanda yönetmen koltuğunu paylaşan Taleh Yüzbeyov, Leman Merrih ve Nezaket Heyderova filmin oyuncuları. 

‘Babil-i Cin’, Ahmet Yaşar Gümüş’ün yazıp yönettiği bir korku örneği! Ela çocuk yaşlarda cin musallatına uğramıştır. Ela her gece rüyasında kendisini eski bir kiliseye çağıran ve kendisini oğluyla evlendirmek istediğini söyleyen yaşlı bir kadından bahseder. Hoca Ela’yı bu musallattan kurtarır ancak bir ömür evlenmemesi gerektiğini belirtir. Daha sonra nişanlanan Ela, o kâbus dolu günlere geri döner. Tuğba Duygu, Ersin Özkan, Gülfem Eğilmez ve Arif Bal, oyuncu kadrosunu oluşturan isimler. 

Senaryosunu Banu Şentürk’ün kaleme aldığı, yönetmenliğini Ahmet Karaağaç’ın üstlendiği komedi ‘Külahıma Anlat’, dedesi zamanından beri aile işi olan dondurmacılığı sürdürmek için Kahramanmaraş’a dönen Mert’in başından geçenleri öykülüyor! Başrolleri, Okan Karacan ve Tuğba Özay paylaşıyorlar.


İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!


İyi seyirler herkese!

 

TARİHTE BU HAFTA

On iki ve altı yıl önceye, 2010 ve 2016 yıllarına gidiyor; tarihte bu haftayı anımsıyoruz.


Vizyonda bu hafta (16 Temmuz 2010)

Vizyonun yaz bereketi, Nicolas Cage’li fantastik avantür ‘Sihirbazın Çırağı’ ile sürüyor. Başrolünde Jennifer Lopez’i izleyeceğimiz romantik komedi ‘B Planı’ haftanın diğer popüler yapımı. İstanbul dışında olduğumdan basın gösterimlerine katılamadığım bu iki filmin eğlenceli anlar vaat ettiğine inanıyorum. Üç filmlik haftanın ‘sanat sineması’ örneği ‘Sıradan İnsanlar’ ise notlarımız arasında. Herkese iyi seyirler ve şunu unutmayın; bunaltıcı yaz sıcağından bedeninizi ve zihninizi koruyan ender yerlerden biridir serin ve sihirli sinema salonları…

SIRADAN İNSANLAR
Doğu Avrupa sinemasının en önemli festivallerinden Cottbus’ta ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödüllerini kazanmıştı Vladimir Perisic’in ilk uzun metrajı. Ben de oradaydım. Eski Doğu Almanya’nın kültür başkentinde bulunmak keyifliydi. FIPRESCI olarak bilinen uluslararası film eleştirmenleri birliği jürisinde görevliydim ve film, ben dahil bütün jüriyi etkilemişti. Uzun tartışmalar sonrası, gerçekten çok iyi filmlerin yer aldığı yarışmada Hırvatistan yapımı ‘Crinci / Tha Blacks’ adlı filmi ödüllendirmiştik. Ana jüri ise tercihini ‘Sıradan İnsanlar’dan yana kullanmıştı... Sırbistan yapımı, çok acı bir dram özünde. Savaşın insanlıktan çıkarıcı yanını, genç insanların birer canavara, katile dönüşmesini, günlük bir uğraşa dönüşen cinayetleri, inanılmaz etkileyici ve doğal anlatıyor. Acımasız, kesin savaş koşulları altında, devlet, otorite tarafından planlanıp organize edilen suçlar. Bir barbara dönüşen, insanlıktan çıkan sıradan bireyler. Sözü, minimale indirip, ortadaki kanayan gerçeği olanca çıplaklığı ve sarsıcı yanıyla perdeye yansıtan yapımın ana karakteri ‘Dzoni’yi canlandıran Relja Popovic’in sahici, müthiş oyunu sonra. Savaş filmi türüne kafa tutan cesur bir deneme. Yönetmen Perisic ve başrol oyuncusunu takibe almak gerek.


Vizyonda bu hafta (15 Temmuz 2016)

Yerli yapımsız yeni haftanın beraberinde getirdiği film sayısı yedi. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.

AŞK UĞRUNA
Venedik’te Altın Aslan adayı olmuş bilimkurgu bazlı romantik dram, Drake Dromus imzası taşıyor. Dromus’un öyküsünü de kaleme aldığı yağım, fütüristik ve duygusal bir aşk hikayesi. Duyguların yasak olduğu, karanlık bir ütopik dünyada birbirlerine aşık olan iki insanın toplumdan kaçma çabası! Duyguların hastalık sayıldığı, hemen her hissin, tedavi edilmesi gereken kötücül bir virüs olarak tanımlandığı geleceğin dünyasında, ‘aşk’a düşen çiftin, özgürleşme ümitleri, toplumsal baskı ve despotik kurallar yüzünden tehlike altındadır. Faşist geleceğin kapkara ve tek tip evreninde, intiharların kurtuluş olarak görüldüğü, insani olan bütün duyguların sıfırlandığı noktada bir isyan çığlığıdır aşk! Yeni neslin popüler oyuncuları Kristen Stewart ve Nicholas Hoult’un uyumlu kimyalarına, Guy Pearce, Jacki Weaver ve David Selby eşlik ediyorlar. Titiz yapım tasarımıyla vücut bulan başarılı atmosfer, John Guleserian’ın kamerasıyla artı değer kazanıyor. Beethoven, Chopin, Shubert, Berlioz, Mozart ve Bach klasikleri, güçlü yorumlarla perdeye yansıyan romantik öyküyü besliyor. Spike Jonze filmi ‘Her / Aşk’, Michel Gondry klasiği ‘Eternal Sunshine of the Spotless Mind / Sil Baştan’ ve Yorgos Lanthimos imzalı ‘The Lobster’ arasında gidip gelen yapım; orijinal ve yeni cümleler kurmasa da, lafı dolandırmadan iddiasız bir hatırlatma yapıyor. Şık bir şekilde üstelik. (3 / 5)

SİMÜLASYON
İngiltere’den çıkagelen bilimkurgu aksiyon, düşük bütçeli zeki ve parlak bir başarı hedeflese de, vasatın altında bir seyirlik olmakla yetiniyor. Sanal gerçeklikte çığır açan yeni bir savaş oyununda, tek çıkış şansı oyunu kazanmaktır. Oyuncular, son teknoloji kıyafetler içinde, gizemli simülasyon dünyasında, gerçeğin düşündüklerinden farklı olduğunu görürler. Oyunda ölmenin gerçek hayattaki karşılığı, tahminlerinin çok ötesindedir. Charles Barker’ın yazıp yönettiği tek mekan aksiyonda önemli rolleri, Morfydd Clark ve Max Deacon üstleniyorlar. Kötü denilemeyecek ama çıkışsız kalıpların içinde sıkıştırılmış senaryo, yeni virajları dönmeden sokağa açılmaya karar verdiği için, son derece yavan bir ‘aynılık’ tadı içeriyor. Yine de türün hayranları için ilginç olabilecek anlara sahip. (1,5 / 5)


Yaman sistem çomakçısı Michael Moore imzalı belgesel ‘Where to Invade Next / Şimdi Nereyi İşgal Edelim?’, sevilen animasyon serisi ‘Ice Age / Buz Devri’nin yeni halkası, ‘Ice Age: Collision Course / Buz Devri 5: Büyük Çarpışma’, Hindistan’dan çıkagelen Bollywood örneği ‘Sultan’, Fransa yapımı gerilimli suç filmi ‘Braqueurs / Soygun’ ve İran-Brezilya ortak yapımı komedi I Am Not Salvador / Ben Salvador Değilim’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Herkese tekrar iyi seyirler. 

MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar