Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

12 TEMMUZ 2024

11 Temmuz 2024 Perşembe 19:43
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Temmuz’un ortasındayız. Yurt genelinde yüksek sıcaklıklar bildiriliyor. Büyük şehirlerin medarı maişet koşuşturmasında çaresizce savrulanlar, sayfiye yerlerine gidebilen şanslı vatandaşlar, evinde kalanlar, hemen herkes yazlık sinemaları özlüyor sanırım… 
Dört kuşak Kadıköylü olarak, Anadolu yakasının yazlık sinemalarını anmak istedim… 
İstanbul’un orta yeri sinemadır ya; Kadıköy’ün her köşesi sinematografiktir! Saint Joseph’in duvarı, Kadıköy Anadolu’nun denize inen yolu, Çarşı’nın balıkçıları, Kalamış’ın ağaçları, Kızıltoprak’ın rüzgârı, Moda’nın iskelesi, okulları, çeşmeleri, kiliseleri, köşkleri, çayırları, eczaneleri, lokantaları, meyhaneleri, kulüpleri, lokalleri, esnafları, doktorları, yazarları, şairleri, spor kulüpleri, hamamları, tramvayları, kedileri, köpekleri, renkli simaları ve elbet sinemaları…  
Kadıköy, günümüzde olduğu gibi eskiden de kültür ve sanata ev sahipliği yapıyordu. Beyoğlu ve Şehzadebaşı gibi Kadıköy de sinema salonlarının merkez semtlerinden biriydi. Bahariye Caddesi ve civarından Bostancı’ya dek uzanan bölgede çok sayıda kışlık kapalı salonlar ve yazlık bahçe sinemaları vardı. Çok azı günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başarırken birçoğu yıkıldı, yok oldu, dönüşüme uğradı ve isimleri unutulmaya yüz tuttu.
İşte Anadolu yakasının yazlık sinemaları: 
Sahil (Kalamış),Yoğurtçupark (Yoğurtçupark), İstasyon, Stad (Kurbağalıdere),  Moda Park (Moda), Çınar, Çiçek (Çınardibi), Budak, Ozan, Serdar (Caddebostan), Toraman, İkizler (Kızıltoprak), Çamlık, Özen (Erenköy),Can (Suadiye), Site (Feneryolu), And, Renk (Göztepe), Kulüp (Şaşkınbakkal), Uğur (Söğütlüçeşme), Bostancı (Bostancı), Saray, Cengiz (Acıbadem), İnci (Çamlıca), Çiftlik (Kısıklı), Koru (Koşuyolu), İkbaliye (İkbaliye), Ziverbey (Ziverbey), Murat (Fikirtepe), Aypark (Üsküdar), İpek, İhya (Küçükyalı), 
 

 

SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK
In This Our Life / Aşk Yarışı
(Yönetmen: John Huston, Raoul Walsh / 1942)

Old Acquaintance / Eski Dost
(Yönetmen: Vincent Sherman / 1943)

To Each His Own / Günah Çocuğu
(Yönetmen: Mitchell Leisen / 1946)

The Snake Pit / Talihsizler Yuvası
(Yönetmen: Anatole Litvak / 1948)

The Heiress / Miras
(Yönetmen: William Wyler / 1949)

 

 

HAFTA SONU AİLE SİNEMASI

ANNE VE BABA İÇİN
The Mission / Misyon
(Yönetmen: Roland Joffé / 1986)

Angel Heart / Şeytan Çıkmazı
(Yönetmen: Alan Parker / 1987

The Untouchables / Dokunulmazlar
(Yönetmen: Brian De Palma / 1987)


ÇOCUKLAR İÇİN
The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe / Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap
(Yönetmen: Andrew Adamson / 2005)

Night at the Museum / Müzede Bir Gece
(Yönetmen: Shawn Levy / 2006)

Alice in Wonderland / Alice Harikalar Diyarında
(Yönetmen: Tim Burton / 2010)

 

 

Vizyonda bu hafta (12 Temmuz 2024)
Dördü yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni film içeriyor 12 Temmuz vizyonu.
Şehir dışında bulunduğumdan ve kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan dolayı 12 Temmuz haftasının filmlerine yapım notlarıyla değineceğim.
Toplumsal ve tarihsel derinliklere sahip korku-gerilimleriyle tanıyıp sevdiğimiz Ti West’in 2022’de çektiği ‘X’ ve ‘Pearl’ün ardından yazıp yönettiği üçüncü halka ‘MaXXXine’, 1980’li yılların Hollywood’unda geçen korku yüklü bir suç öyküsü. Yetişkinler için çekilen tür filmlerinin yıldızı Maxine Minx’in etrafında gezinen ürkütücü bir yapım. Üç filmin ortak oyuncusu Mia Goth yine başrolde! Simon Prast, Charley Rowan McCain, Moses Sumney, Deborah Gaffner ve Elizebeth Debicki ile birlikte usta isimler Giancarlo Esposito, Michelle Monaghan, Bobby Cannavale ve Kevin Bacon, diğer önemli rolleri üstleniyorlar.
Andy Fickman’ın yazıp yönettiği korku örneği ‘Don’t Turn Out the Lights / Işıkları Söndürme’, bir müzik festivaline gitmek için yola çıkan bir grup arkadaşın bu süreçte karşılaştıkları doğaüstü olayları konu ediniyor. Jarrett Austin Brown, John Bucy, Jasper Cole, Bella DeLong ve Crystal Lake Evans oyuncu kadrosunda yer alan isimler.
‘Fly me To the Moon / Beni Ay’a Uçur’, Greg Berlanti’nin yönettiği bir romantik komedi.  NASA’nın riskli Ay’a iniş görevinin ters gitmesi olasılığına karşı sahte bir Ay’a iniş videosu hazırlanması sırasında yaşananlar! NASA’nın tarihi aya inişinin riskli zemininde geçen romantik komedi de NASA’nın kamuoyundaki imajını düzeltmek için göreve getirilen pazarlama harikası Kelly Jones, fırlatma direktörü Cole Davis’in zaten zor olan görevini alt üst eder. İşler sarpa sarınca, görevin başarısız olamayacak kadar önemli olduğunu düşünen Başkan, Jones’a destek olarak sahte bir aya iniş düzenlemesi talimatı verir ve geri sayım başlar! Scarlett Johansson ve Channing Tatum’un başrolleri paylaştıkları romantik öyküde Woody Harrelson da rol alıyor. 
1996 yılında gösterime giren ve dünya genelinde 494,6 milyon dolar hasılata ulaşan Jan de Bont imzalı ‘Twister / Kasırga’nın bağımsız bir hikâyeyi konu edinen devam filmi, hortumların muazzam gücünü tahmin etmeye ve muhtemelen ehlileştirmeye çalışmak için bir araya gelen iki farklı ekibin öyküsü! Lee Isaac Chung’un yönettiği, başlıca rollerini Daisy Edgar-Jones, Glen Powell, Anthony Ramos ve Brandon Perea’nın üstlendikleri ‘Twisters / Kasırgalar’, gerilim ve aksiyon içeren felaket filmlerinin yeni nesil örneği! Üniversite yıllarında bir kasırgayla yaşadığı yıkıcı karşılaşmanın etkisinde kaldıktan sonra şimdi New York’ta güvenli bir şekilde ekranlarda fırtına modellerini inceleyen eski bir fırtına avcısı olan Kate Cooper, çığır açan yeni bir takip sistemini test etmek için arkadaşı Javi tarafından açık alanlara geri götürülür. Orada yolu, şamatacı ekibiyle fırtına kovalama maceralarını yayınlamaktan zevk alan çekici ve pervasız sosyal medya yıldızı Tyler Owens’la kesişir. Fırtına mevsimi yoğunlaştıkça, daha önce hiç görülmemiş korkunç olaylar ortaya çıkar ve Kate, Tyler ile rakip ekipler, hayatlarının mücadelesini verirken kendilerini Oklahoma’nın merkezinde birleşen çok sayıda fırtınanın tam ortasında bulurlar.
İsveçli yönetmen Niclas Larsson imzası taşıyan ‘Mother, Couch / Anne, Kalk!’ bir kara komedi. Bir mobilya mağazasında ‘Anne’ yeşil bir kanepeye oturup, kalkmayı reddederken yıllardır görüşmeyen üç çocuğundan bu davranışının sebebini anlamalarını bekler. Mağaza yöneticilerinin yardımıyla kardeşler, hayatlarını değiştirecek aile gerçeklerini ortaya çıkaran akıl almaz bir yolculuğa çıkarlar. Ewan McGregor, Rhys Ifans ve Taylor Russell’a eşlik eden isim usta aktris Ellen Burstyn.
‘Cin Köyü’, Anastasiya Budakva’nın yönettiği yerli korku denemesi, annesi İnci’nin ölümünün ardından korkunç kabuslar görmeye başlayan Sinem’in, Karanlık Âlem’de bir yansıması olduğunu öğrendikten sonra başından geçenleri konu alıyor. Edanur Sertdemir, Bahar Tutkum Ertok ve Mehmet Kancar, oyuncu kadrosunda yer alan isimler.
‘Lumme’, farkında olmadan kendisine genç bedenler arayan bir ruha yakalanan ailenin ürkütücü öyküsü. Eşini kaybeden bir adam, bir süre sonra yeni tanıştığı bir kadınla evlenir. Karısı ve iki küçük kızı ile birlikte yeni bir hayata başlamak isteyen adam, bu amaçla bir köye yerleşmeye karar verir. Ancak köyde kendisinin ve ailesinin başına geleceklerden habersizdir. Aile, farkında olmadan kendisine genç bedenler arayan bir ruhun etkisine girer. Atakan Şatıroğlu’nun yönettiği korku denemesinde başlıca rolleri Berkay Berkman, F. Senem Yıldırım, Defne Polat, Sudenaz Soysal ve Ümit Acar üstleniyorlar. 
Otuzlu yaşlarının ortalarında olan Murat’ın mürüvvetini görmek isteyen annesi Safiye bir hocaya gider ve oğlunun kısmeti açılsın diye muska yazdırır. Bu sırada Murat sokakta tesadüfen karşılaştığı Pelin’e aşık olur. Kaderle büyünün çakışması sonucu Murat ve Pelin aynı kâbusları görmeye başlarlar. Safiye işin içinde bir terslik olduğunu anlayınca tekrar hocaya gider ve bu sefer hoca Vefk büyüsüne başvurur. Vefk büyüsünün yapılması ise olayların içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olur. Gökhan Fidan’ın yönettiği ‘Vefk-i Cin Sekar’ın oyuncu kadrosunda yer alan isimler Gözde Duru, Güvenç Selekman ve Ahmet Şekeroğlu. 
İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!
İyi seyirler herkese!
 
 

 

TARİHTE BU HAFTA
On bir ve beş yıl öncesine, 2013 ve 2019 yıllarına dönüyor, tarihte bu haftayı anımsıyoruz!


Vizyonda bu hafta (12 Temmuz 2013)

Haftanın yedi yeni filminden dördü notlarımız arasında. Başrolünü Audrey Tautou’nun üstlendiği ‘Therese Desqueyroux / Bir Kadının Gözyaşı’, Kanada yapımı ‘Le Vallee Des Larmes / Vadimdeki Gözyaşları’ ve Almanya yapımı aile komedisi ‘Hexe Lili: Die Reise Nach Mandolan / Tatlı Cadı Lili: Mandolan’a Yolculuk’, haftanın notlarımızda yer alamayan diğer yapımları. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insana sıkıca sarılmayı ihmal etmeyin. Herkese iyi seyirler.


BEYAZ SARAY DÜŞTÜ
Büyük bütçeli gişe filmlerinin ünlü yaratıcısı Roland Emmerich imzalı aksiyonun senaryo yazarı, ‘Zodiac’ı da uyarlayan James Vanderbilt. Geçtiğimiz aylarda vizyon gören Antoine Fuqua’nın yönettiği ‘Olympus Has Fallen / Kod Adı: Olympus’da, işgal edilmiş Beyaz Saray’ı ve cesaret sınavındaki ABD başkanını izlemiştik. Emmerich’in filminde yine Beyaz Saray işgali yaşıyoruz. Bu kez düşman Kuzey Kore’den değil, içerden. Başkan Obama’yı çağrıştıran Afro-Amerikalı başkan ve başkanı korumak için gizli servise başvuran ama kabul edilmeyen güvenlik görevlisinin el ele vererek, düşmanı alt etmesi, gösterişli görsel efektlere sahip ama mantık sınırlarını zorlayan senaryo, ilkokul seviyesine sesleniyor. Başroldeki Channing Tatum ve başkanı canlandıran Jamie Foxx’un yanı sıra, Maggie Gyllenhall, Jason Clarke, Richard Jenkins ve usta aktör James Woods, zengin kadroyu oluşturuyorlar. ‘Die Hard / Zor Ölüm’ün mirasını yemeye devam ediyor yapımcılar. Son hız tüketilen yapımın sulandırılmış aksiyonu ve zayıf olay örgüsü, Bruce Willis’in ünlü serisini yeniden izleme isteği doğuruyor yalnızca. (2 / 5) 


ZOR KAZANÇ
90’lı yıllarda Miami’deyiz. Vücut geliştirmeci ve bir spor salonunda eğitmen olarak çalışan Daniel, Amerikan rüyasının içinde yeniden varolmak için karanlığa adım atar. Salonun müdavimi sahtekar iş adamını kaçıran Daniel ve iki arkadaşı, adamın parasını üzerlerine geçirirler. Beş parasız kalan adam, tuttuğu özel dedektifle, servetini geri almak için üç kafadarın peşine düşer. Aksiyonu bol, adrenalini yüksek, ters köşe Amerikan rüyası filmini, büyük prodüksiyonların ismi Michael Bay imzalamış. Bütçe anlamında nispeten mütevazı bir yapım olan suç filmi, Miami New Times dergisinde Pete Collins tarafından yayımlanan üç bölümlük ilginç yazı dizisinden uyarlanmış perdeye. Başrolde Mark Wahlberg var. ‘The Rock’ olarak da tanınan Dwayne Johnson, Anthony Mackie, usta aktör Ed Harris ve Tony Shalhoub, zengin kadronun diğer isimleri. Wahlberg ve Johnson, kas gösterişinde yarışıyorlar. Tempolu, sürükleyici ve yazlık! (2,5 / 5)


GE(N)Ç ÇIRAKLAR
Vahşi kapitalizmin teknolojik boyutuna ayak uyduramayan iki eski satıcı, mesleklerinde dinozor durumuna düşerler ve işsiz kalırlar. Bilgisayar devrinde eski usul satış yapmak zor, hatta imkansıza yakındır. Kendilerine bir çıkış yolu arayan iki kafadar, Google’da çalışma ve iş şansı veren bir stajyerlik programına katılırlar. Teknolojiyi hayatlarının hemen her alanında yaşayan, yarı yaşlarında gençlerle baş etmek hiç kolay olmayacaktır. İmzaladığı komedilerin ardından ‘Real Steel / Çelik Yumruklar’ adlı bilimkurgu aksiyonla sınıf atlayan Shawn Levy’nin yönettiği komedide başrolleri, ‘Wedding Crashers / Davetsiz Çapkınlar’ da da birlikte oynayan Vince Vaughn ve Owen Wilson ikilisi paylaşıyor. Filmin öyküsü yine Vince Vaughn’a ait. Teknoloji, kapitalizm, çalışkanlık, eski adamlar ve değişmeyen kurallar üzerine bir serbest pazar masalı olarak adlandırılabilecek komedinin merkezinde, dünyanın en önemli arama motorlarından olan Google var. Çekimlerinin bir kısmının, aynı zamanda, sistemin geliştiricisi olan şirketin adıyla anılan Google’un merkez ofisinde, Kaliforniya’da gerçekleştiğini not düşelim. Usta aktör John Goodman, misafir oyuncular arasında. Etkisi kısıtlı ama bazı anlar matrak! (2,5 / 5)


KAHRAMAN UZAYLILAR
Cal Brunker imzalı animasyon Kanada-ABD ortak yapımı. Brendan Fraser, Jessica Alba, Sarah Jessica Parker, William Shatner gibi yıldızlarda dolu orijinal seslendirme kadrosuyla dikkat çeken macera dolu animasyon, dünyaya gelen uzaylı kahramanlar gözüyle bakıyor gezegenimize. Mavi renkli sempatik ve son derece medeni uzaylıların yaşadığı Baab gezegeninin korkusuz astronotu Scorch Supernova, katıksız bir halk kahramanıdır. Özel bir görev için dünyaya gelir ve burada ABD ordusu tarafından yakalanıp, farklı uzaylı canlıların tutulduğu bölüme hapsedilir. Çok zeki ancak, kahramanlığı, kardeşi kadar bilinmeyen silik astronot Gary ise, kardeşini kurtarmak ve gezegeninin geleceğini korumak adına dünyaya gelir. Son derece özgürlükçü, antimilitarist ve heyecan dolu animasyon, kahramanlık mitini mercek altına alırken, demokrasi, kardeşlik, dayanışma, dostluk, aile olmak gibi içi dolu kavramlara değiniyor. Yaşadığımız gezegene ait tarihsel ve sosyokültürel göndermeler, yerinde! Gayet sürükleyici ve sıcak. (3 / 5)

 

 

Vizyonda bu hafta (12 Temmuz 2019)
İkisi yerli yapım olmak üzere toplam on film merhaba diyor yeni vizyona! İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın. Herkese iyi seyirler.


AMERİKAN SOYGUNU
-Hep hayal kırıklığı yüzünden!-

‘Bu film gerçek olaylardan uyarlanmamıştır, gerçek olayların ta kendisidir!’ ibaresiyle başlıyor biyografik suç dramı. ABD tarihinin en önemli sanat hırsızlıklarından birini konu alıyor gerçek öykü. İngiliz belgeselci Bart Layton’un yazıp yönettiği ilk uzun metraj kurmacası, İngiltere-ABD ortak yapımı! Her üniversite öğrencisi gibi sıradan hayatlar süren dört genç, onlara pompalanan ‘Amerikan Rüyası’nı yaşanır kılmak ve karşılarına çıkan tekdüze kabullenişe karşı durmak adına şaşırtıcı bir soygun planı yaparlar. Okulun kütüphanesinde korunan on iki milyon dolarlık koleksiyon kitaplarını çalıp, satacaklardır! 
Soygun yapmış dört karakteri canlandıran oyuncular ve soygunu yapan hakiki dört genç, hınzır kurguda beraber naklediyorlar olayı! Belgesele göz kırpan yapısıyla Amerikan toplumuna ve değerlerine uçan tekme bir saldırı orijinal adıyla ‘American Animals’. Barry Keoghan, Evan Peters, Blake Jenner ve Jared Abrahamson’a gerçekten soyguna karışmış dört isim; Spencer Reinhard, Warren Lipka, Eric Borsuk ve Chas Allen eşlik ediyorlar.
Filmin kilit sahnelerinden birinde, okulda spor bursuyla okuyan Warren Lipka’ya sıradan bir nutuk adan öğretmenine; ‘Hayal kırıklığı… Etraftaki her şey hayal kırıklığı, siz de öylesiniz’ der genç adam! Derin Amerika’ya, sıradan vatandaşa sunulup, pompalanan sadece hayal kırıklığıdır ve film ardı arkası kesilmeyen sistematik saldırısını finale dek taşır. Ole Bratt Birkeland’ın kamerası ile Nick Fenton, Chris Gill ve Julian Hart’tan oluşan yaman kurgu ekibinin titiz çalışmasına dikkat çekmek gerek! The Doors’dan, Leonard Cohen’e, At the Gates’ten, The Swinging Blues Jeans’e uzanan enfes bir soundtrack’ı var filmin ayrıca. Sezonun çarpıcı sürprizlerinden biri! (3,5 / 5) 
 

COLETTE
-Umudu özgür kılmak-

Kadının özgürleşme, zincirlerini kırma savaşındaki en önemli figürlerden biri olan Fransız oyun yazarı Sidonie-Gabrielle Colette (1873-1954)in biyografisi. 
Colette, Güney Fransa’da bir taşra kasabasında dünyaya geldi. Ordudan emekli babası ve renkli bir kişiliğe sahip annesinin etkisiyle, taşra yaşamının sıkıcılığından uzakta büyüdü. 1893 yılında, Willy olarak bilinen yazar ve müzik eleştirmeni Henri Gauthier-Villars’la evlendi. Çektikleri para sıkıntısı ve eşinin baskısı onu yazar olmaya yöneltti. Boşanmasından sonra Paris’te kabare artistliği ve dansözlük yaptı. Gazeteci Henri de Jouvenel’le evlendi. 1913-1923 yılları arasında tiyatro eleştirileri yazdı. İkinci kocasından da ayrılarak yazar Maurice Goudeket’yle evlendi. Ülkemizde 1945’te ‘Duygusal Sürgün’, ‘Dişi Kedi’ ve ‘Cicim’ adlı romanlarıyla tanınan Colette, eserlerinde ağırlıklı olarak etik kıskacından kurtarılmış cinselliği, kadın bedenini ve arzularını irdeledi. Kahramanlarının hemen tümü, içgüdüleri ve duygularıyla davranan kişilerdi. Yapıtlarında kolay anlaşılır bir dil ve ustaca yazılmış diyaloglar kullandı. 1944 yılında ise en başarılı sayılan romanı sayılan ‘Gigi’yi yayımladı Collette. Parisli koket bir genç kızın öyküsünü anlatan ‘Gigi’ büyük bir başarı elde etmiş, daha sonra filmi çekilip, Broadway’de defalarca müzikal olarak sahnelenmiştir 1945’te, 72 yaşında, Fransa’nın en önemli edebiyat kurumlarından biri olan Académie Goncourt’un ilk kadın üyesi oldu. 1954’te 81 yaşındayken öldüğünde cenazesi büyük bir devlet töreniyle kaldırıldı. 
Kadınların aşk acılarını, kadınlar arası aşkı, kadın cinselliğini romanlarına taşıyan Colette entelektüel kadın dostluğunu, lezbiyen cinselliğinin temelinde bulunan aşkı açık bir dille anlatmış ve bu konulardaki yazınların önünü açmıştır. Colette’in romanlarına konu olan kadınlar çalışarak kendi geçimlerini sağlayan, kız kıza içki içebilen, tek başına olmaktan sıkılmayan kadınlardır. Bu kadınları emekçi, yoksul ve acılı kadınlar olarak tasvir eder Colette. Çizdiği bu özgür kadın figürleriyle istediği konulara rahatlıkla değinebilmiş, bu sayede pek çok feminist kadına öncü olabilmiştir. Skandallar Kraliçesi taşralı bir genç kız olarak başladığı sanat hayatını modern zaman kadınlarının aşk ve cinsellikle ilgili sorunlarına ışık tutacak eserlerle dolduran Colette, on dokuzuncu yüzyıldan, yirminci yüzyıla bir köprü görevi görerek, çağdaş romancılar için de bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
İngiliz sinemacı Wash Westmoreland’in yönettiği biyografik dramda ‘Colette’i, Keira Knightley canlandırıyor. Başta yazarın ilk eşi ‘Willy’ rolünde başarılı bir performans sergileyen Dominic West olmak üzere, Fiona Shaw ve Al Weaver oyuncu kadrosunun öne çıkan diğer isimleri olarak dikkat çekiyorlar. Film, Colette’in yazarlığa adım atmasına vesile olan ilk eşi Willy ile olan tuhaf ilişkisinden ivme almış. Bencil, serseri ruhlu ve kötücül Willy, en az Colette kadar yer alıyor öyküde! Dönemin bohem yaşantısı, cinsellik, özgürlük, tercihler ve edebiyat-hayat ilişkisi. Buna karşılık belirli bir sihri, kıvraklığı ve yol haritası yok filmin. Dağınık anlatı, meselenin içine atamıyor izleyiciyi. Yine de bilgi verici ve ilginç. (2,5 / 5) 


ÖLÜMCÜL SULAR
-Evde timsah var!-

Florida’yı vuran büyük kasırga sonrası oluşan sel felaketinde, evlerinin bodrumunda yaralı babasıyla mahsur kalan yüzücü Haley Keller, evi basan timsahlara karşı müthiş bir mücadele verecektir!
Doğadan gelen felaket filmlerini, canavar hayvan temalı korku unsuruyla harmanlayan demode bir yapım, Alexandra Aja imzalı ‘Crawl’. Korku gerilimin başarılı Fransız ismi, bu kez çok başarılı değil! Yani film, çoğu tek mekânda yaşanan yoğun gerilimle izlettiriyor, hatta koltukta birkaç kez sıçratıyor izleyiciyi fakat o finalde oluşan ‘tatmin’ duygusu eksik kalıyor. Başrolü üstlenen İngiliz aktris Kaya Scodelario iyi! Kanadalı usta karakter oyuncusu Barry Pepper, ‘bundan böyle ‘baba’ rollerinde karşınıza çıkacağım’ı ilan etmiş! Shawn ve Michael Rasmussen’in kalem aldıkları senaryo, bir hayli düz ve fazla cinlik içermiyor. Yine de türün meraklıları ve yaz sezonunda ürkmek isteyen izleyici için hoş olabilir. National Geographic Wild izleyicileri içinse tekdüze! Son tahlilde şu önemli noktayı da belirtmek lazım. Amerikan rüyası, müreffeh toplum filan yerinde dursun! Ne coğrafyaymış, ne fırtınaymış kardeşim; el âlemin evini timsah basıyor, timsah! Bizde en fazla hamam böceği, bilemedin fare çıkar karşına! (2,5 / 5) 


ÖLÜ ADAM
-Ölü adamla yolculuk!-

Yedinci sanatın ustalarından Jim Jarmusch’un yıllar önce izlediğimiz klasiklerinden biri daha yıllar sonra perdede! 1995 tarihli fantastik soslu western dramı ‘Dead Man’de Jarmusch, bütün western kalıplarına fiilen saldırarak, varoluşçuluğu, anlam ve anlam arayışı perdeye yansıtmış adeta. ‘Kimse bir efsane haline gelmeden hayatta kalamaz’ diyor hınzır anlatı! Adı ünlü şairle karıştırılabilecek William Blake, ailesini yeni kaybetmiştir. Cleveland’tan, vahşi batıya uzanan bilinmeze doğru yola çıkar. Ölümler, değişimler ve her şey yolda sürer…
Başrolü üstlenen Johnny Depp’e, ‘Kızılderili Hiç kimse’ karakteriyle Garry Farmer eşlik ederken, Jarmusch’un başucu isimlerinden müzisyen Iggy Pop, Crispin Glover, Michael Wincott, Lance Henriksen, Jared Harris, Billy Bob Thornton, Alfred Molina ile artık hayatta olmayan iki dev oyuncu, John Hurt ve Robert Mitchum, ‘müthiş’ kadroyu oluşturuyorlar. Steve Buscemi ise kadronun sürpriz ismi! Dev müzisyen Neil Young’ın orijinal müziği ve efsane görüntü yönetmeni Robby Müller’in kamerası, filmin birçok artı değerinden zihne ilk anda takılanlar! Cannes’de Altın Palmiye adayı olmuş, yirmi dört yıl önceki ‘ayrıksı’ Jarmusch klasiğini vizyonda, beyazperdede izlemek heyecan verici olacaktır! (4 / 5) 
Fransa-Belçika ortak yapımı, başlıca rollerini Gerard Depardieu, Sandrine Kiberlain ve Daniel Auteuil’in paylaştıkları romantik komedi ‘Amoureux de ma femme / Arkadaşımın Aşkı’, başrolünde Sylvester Stallone’nin yer aldığı aksiyon serisinin üçüncü filmi olan ‘Escape Plan: The Extractors / Kaçış Planı 3’, Fransız yapımı animasyon ‘Terra Willy: Planète inconnue / Astronot Willy: Macera Gezegeni’, Azerbaycan’dan çıkagelen aksiyon-korku ‘Aporia / Kıyamet Deneyi’ ve iki yerli yapım; İlker Tunçay’ın yönettiği korku türündeki ‘Cin Deresi: Müsfer’ ile yönetmenliğini M. Hakan Kurşun’un üstlendiği ‘Yuvaya Dönüş’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese!

MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar