10 MAYIS 2013
Vizyona bu hafta merhaba diyecek yeni film sayısı dokuz. Notlarımızda beş film yer alıyor. Yerli film ‘Gitme Baba’, ‘Spring Breakers / Bahar Tatili’ adlı gençlik komedisi, ilki 2010 yapımı olan korku filminin ikinci halkası ‘The Last Exocism 2 / Son Ayin Bölüm 2’ ile Hindistan yapımı romantik komedi ‘Barfi / Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur’, notlarımızda yer alamayan filmler. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanı pamuklar arasında yaşatmaya devam edin. Sokakları tıka basa sinemadan çıkmayanlarla dolu bildiğiniz üzere! Herkese iyi seyirler.
KOD ADI: OLYMPUS
Beyaz Saray’a saldıran bir grup terörist, kontrolü ele geçirip, ABD başkanını rehin alırlar. Teröristler en ufak detaya dek, bütün hamlelerini planlamışlardır. Hesapta olmayan tek şeyse, başkanın eski yakın koruması olan gizli servis ajanıdır. 11 Eylül izleğindeki aksiyonda, düşman bu kez Orta Doğu’dan değil, Kuzey Kore’den geliyor. Son derece milliyetçi, muhafazakâr, hesaplı yapımı, Antoine Fuqua yönetmiş. Başrolde ise ‘300 / 300 Spartalı’nın Kral Leonidas’ı Gerard Butler yer alıyor. ABD Başkanını Aaron Eckhart canlandırırken, diğer önemli rolleri usta aktör Morgan Freeman, Rick Yune, Angela Bassett, Dylan McDermott, Cole Hauser, Melissa Leo, Radha Mitchell ve filmin henüz başında bir kaza sonucu hayatını yitiren ‘First Lady’ rolünde Ashley Judd üstleniyorlar. Özetle, çakma bir ‘Die Hard / Zor Ölüm’ perdede duran. Nerede bu akla seza aksiyon curcunası, nerede memur John McClane’in, tek başına verdiği savaşlar… ‘Training Day / İlk Gün’ gibi kaliteli bir yapımı imzalamış ve çıtayı belli bir seviyenin altına düşürmemiş Fuqua açısından büyük bir düşüş olarak adlandırabiliriz son derece suya tirit bu aksiyonu. ABD’nin Kuzey Kore’den korkutucu düşman yaratma ve geliştirme hamlesi, Pentagon’un onayıyla perdeye yansımış sipariş bir ‘ara gaz’ filmi. (1,5 / 5)
AKLIMI OYNATACAĞIM
Mexico City’ye giden uçak, iniş takımlarında meydana gelen bir arıza nedeniyle acil iniş için uygun bir havalimanı buluncaya kadar havada tur atmak zorundadır. Durumu fark eden ‘Business Class’ yolcuları, kıdemli kabin görevlileri ve pilot ile yardımcısıyla birlikte, ölümle burun buruna gelince, mahrem sırlarını, dertlerini, kimliklerini ve hasletlerini paylaşırlar. Ekonomik sınıf yolcuları ise bazı hosteslerle birlikte uyutulmuşlardır. Pedro Almodóvar ustanın belki de en hafif ve en önemsiz işi ama yine de hoş, zeki ve leziz anlar içeriyor. İncelikli her şeyden önce. Sınıf farklılıkları, kapitalist ahlaksızlık, moral değerler, cinsellik, insan zavallılığı, aşk, tutku ve kendini sorgulama, havadaki bir uçağın içinde, farklı ve zengin bir karakter galerisinde yaşanıyor. Yönetmenin kadim oyuncuları, yıldız isimler, Antonio Banderas ile Penélope Cruz, filmin hemen başında kısacık bir sahnede de olsa, ilk kez bir arada yansıyorlar perdeye. Kadronun gerisi, usta ve çılgın yönetmenin tanıdık ekibinden. Uçucu ama keyifli! (2,5 / 5)
KİMLİK HIRSIZI
‘Horrible Bosses / Patrondan Kurtulma Sanatı’ adlı komedinin gişe başarısı, yaratıcılarını yeni bir komediye sevk etmiş görünüyor. Yönetmen yine Seth Gordon. Oyuncusu Jason Bateman ise filmin başrol ortaklarından ve yapımcılarından biri. Bateman’ın rol arkadaşı ise ‘Biredsmaids / Nedimeler’ ile ‘en iyi yardımcı kadın oyuncu’ dalında Oscar adayı olan orkinos etli sevimli Melissa McCrathy. Pırıltılar saçan bir aktris McCarthy. İyi projelerde ve iyi bir yönetmenin elinde müthiş performanslar sergileyebilir. Gelelim filme, hoş ama biraz boş bir öykü. Başka bir şehirde yaşayan ve kadın ismine sahip bir erkeğin kimliğini ve kredi kartlarını kullanan kadın ve onunla yüzleşip, kendini aklamak için 2000 mil kat ederek yollara düşen adamın öyküsü bazı anlar gülümsetiyor. Bir yol filmi özetle, suç filmlerine göz kırpan komedi. Bir dostluk hikâyesi olarak da bakılabilir öte yandan. İzleniyor ama iz bıraktığı söylenemez. (2 / 5)
EKSİK SAYFALAR
Akıllara seza bir yerli film. Patronu intihar eden bir şirketin sekiz üst düzey çalışanı, kendilerine kurulan tuzaklar sonrası, bilmedikleri bir yerde bir araya gelirler. Şirketin yeni sahibi olduğunu söyleyen bir yabancı ve adamı, onlara, sonu kan ve ölümle biten görevler verecektir. Son derece klişe ve tanıdık öykü, her noktası arızalı bir senaryoda özenti bir yerli örnek olarak yansımış perdeye. ‘Cube / Küp’, ‘Saw / Testere’ gibi popüler korku-gerilim serilerini andıran yerli gerilim örneği, özellikle İspanyol yapımı ‘La habitación de Fermat / Kapan’ adlı korku-gerilimden epey esin almış gibi. Son tahlilde, ‘nereden baksan tutarsızlık’ diyebiliriz! (0,5 / 5)
BERNIE’NİN SUÇU NE?
Teksas’ın küçük bir kasabasında, cenaze levazımatı konusunda uzman bir isim yaşıyor Bernie. Neredeyse bütün kasabanın, yediden yetmişe herkesin sevgilisi. Kanatsız bir iyilik meleği deniyor ona. İşini çok iyi yapıyor. Defin işlemlerinden, ilahi seslendirmeye kadar üstelik. Eşini kaybeden dullarla, en ufak bir çıkar beklemeden yakında ilgileniyor. Günün birinde, eşini yeni kaybetmiş zengin bir dul çıkıyor karşısına. Aynı standart davranışı ona da gösteriyor ama kadın, Bernie’nin bu yardımlarını ve iyi niyetini fazla istismar ediyor. Adamın üzerinde korkunç bir baskı kuruyor ve Bernie’yi bir uşak, bir bahçıvan, bir şoför, bir eş, bir çocuk, kısaca, bir köle gibi kullanmaya başlıyor. Canına yetiyor Bernie’nin günün birinde ve bir Armadillo tüfeği ile dört kez vuruyor yaşlı kadını. Sonra onu, ilerde bir tarihte defin işlemlerini bizzat gerçekleştirmek üzere derin dondurucuya koyuyor. Kadından ses çıkmayınca kimse şüphelenmiyor tabii Bernie’den. Kadının finans ve yatırım uzmanının artan merakı sonrası, olaydan altı ay sonra bulunuyor ceset ve Bernie yakalanıyor. Rafine yönetmen Richard Linklater, doğup büyüdüğü, çok iyi bildiği Teksas’ı, dolayısıyla ABD’nin o bölgesini taşımış perdeye. İnce bir mizahın yanında; din, inanç, ahlak, politika ve insanlık halleri. Gerçek bir olaydan, yaşanmış bir cinayet suçundan uyarlanmış film. Skip Hollandsworth’un, ‘Texas Monthly’de yayımlanan bir makalesinden adapte edilmiş. Gerçek kasaba halkı ile yapılmış röportajlar ve kurgulanmış öyküden oluşuyor ilginç dram. Bernie Tiede’yi tanımış insanlar, onun ne kadar muhteşem biri olduğunu anlatırken, Linklater, yarattığı kurguda, olayı bütün çıplaklığıyla algılayabilmemiz için çabalıyor. ABD insanının hayatı ve sistemi kavrayışı üzerine sosyolojik ve psikolojik bir çalışma film öte yandan. Başrolü üstlenen Jack Black döktürmüş. Usta aktris Shirley MacLaine ve Matthew McConaughey, filmin diğer yıldız isimleri. Zeki ve ilginç denebilir film için. (3 / 5)
MURAT ERŞAHİN