Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

07 NİSAN 2023

06 Nisan 2023 Perşembe 17:34
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Çok şiddetli depremler, büyük bir felaket yaşadık!
Ülke olarak tarifsiz bir acı içindeyiz! 
06 Şubat 2023 saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 ve saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi ve yüreklerimiz yandı. Bütün yurtta ve dış temsilciliklerde yedi gün süreyle millî yas ilan edildi. 
Depremden, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Kilis ve Malatya illerimiz etkilendi. Resmi rakamlara göre bu satırların yazıldığı an, elli bine aşkın vatandaşımız hayatını kaybetmişti ve yüz küsur bini aşkın yaralımız vardı. Neredeyse beş yüz bin vatandaşımız bölgeden tahliye edildi. 20 Şubat gecesi ise Hatay’da 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki bağımsız deprem daha meydana geldi. Altı can daha hayatını kaybederken üç yüze yakın kişi de yaralandı. 
Hayatını kaybeden canlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. 
Tek düşüncemiz yaraların bir an evvel sarılması! Gün, yardım, destek ve dayanışma günü! Nerede olursak olalım, depremzedeler için yapabilecek mutlaka bir şeyimiz olmalı! Yüreğimiz yanıyor!
Kelimeler kifayetsiz! Hal böyleyken hemen hiçbir şeyin, bizim işimiz özelinde filmlerin ve vizyonda ne olup olmadığının bir önemi kalmıyor! İnsan deprem bölgesinden uzakta, yatağında yatmaya, bir bardak çay içmeye, neredeyse nefes alıp vermeye utanıyor! 
Öte yandan film şirketleri çalışmalarına devam ediyorlar. Sinemalar açık. Her hafta yeni filmler vizyona girmeye devam ediyor. İki hafta süreyle ara verdiğimiz vizyon/film tanıtımlarına, işimiz mecburiyeti gereği 24 Şubat haftasından itibaren yeniden başladık.


SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK

Darling
(Yönetmen: John Schlesinger / 1965)

Five Easy Pieces / Beş Kolay Parça
(Yönetmen: Bob Rafelson / 1970)

Carnal Knowledge / İlk Defa
(Yönetmen: Mike Nichols / 1971)

The Last Detail / Son Ayrıntı
(Yönetmen: Hal Ashby / 1973)

The Goodbye Girl / Elveda Güzelim
(Yönetmen: Herbert Ross / 1977)


Vizyonda bu hafta (7 Nisan 2023)

Üçü yerli yapım olmak üzere toplam yedi yeni filme ev sahipliği yapıyor, Nisan ayının ilk vizyon haftası!

Popüler masa üstü rol yapma oyunu ve yine aynı adlı kutu oyunundan türetilen video oyunundan uyarlanan fantastik avantür ‘Dungeons & Dragons: Honor Among Thieves / Zindanlar ve Ejderhalar: Hırsızlar Arasındaki Onur’ haftanın notlarımız arasında yer alan yegâne filmi! 


ZİNDANLAR VE EJDERHALAR: HIRSIZLAR ARASINDAKİ ONUR

-Kahraman hırsızlar!-

İlk kez 1974 yılında piyasaya sürülen popüler masa üstü rol yapma oyunundan ve ondan türetilen aynı isimli video oyunundan perdeye uyarlanan fantastik aksiyon, avantür geleneğinde sıkı bir yer ediniyor kendine. Jonathan Goldstein ve John Francis Delay ikilisinin uyarlayıp yönettikleri hareketli fantastik maceranın öyküsü ise Chris McKay ve Michael Gilio tarafından yazılmış. 

Kayıp ve gizemli bir kalıntının peşine düşen bir hırsız ve maceracı ekibinin fantastik ve sürükleyici öyküsü… Destansı soygun, kötücül şahısların plan ve büyüleriyle zora girecektir! Chris Pine ve Michelle Rodriguez’in başrolleri paylaştıkları fantastik öyküde, Regé-Jean Page, Justice Smith, Sophia Lillis, Daisy Head, Chloe Coleman ve usta aktör Hugh Grant’ı da izliyoruz. 
 
Ejderhalar, canavarlar, büyüler, cüceler, Elfler, Gnomlar, Yarı Orklar, Buçukluklar ve daha birçok fantastik yaratıkla dolu bir evren… Baba-kız öyküsüne fon olan bir sevgi, dostluk, aşk, fedakârlık, kahramanlık, hainlik, gurur ve yapılan seçimlerin hikâyesi. İyilik ve kötülükle bezenmiş evrende, cesaret ve korkaklık arasında gidip gelen kahramanlar. Şövalyeler ve düşkünler… Karakterlerin kendi kimliklerini keşfedecekleri gizemli yolculukta tanık olduğumuz sahici duygular ve fantastik oluşlar… 
Vahşi tüketim çağında gönül adamı kalmış bir yanı var öykünün. Şımarık, duyarsız, nobran, küstah günümüz kalabalığının değer yargılarından uzak, insancıl bir masal perdede duran. Orta Dünya benzeri ve kendini çok ciddiye almayan bir evrende, güçlü bir mizahla şahane bir maceraya çıkıp, bir sürü yevmiyeli karakter tanıyoruz! Hüzünlü ve dokunaklı yapısına da dikkat çekmek isterim öykünün. Kötü yürekli karakterin bile özveri sahibi olması ilginç bir ayrıntı! Titiz yapım tasarımıyla da parlıyor fantastik serüven. Bir varız, bir yokuz! Zaten yarım kalmış bir masal değil mi yaşadıklarımız da? (3,5 / 5) 

Haftanın notlarımız arasında yer almayan diğer yenilerine da bakalım…
Bruce Willis’in başrolü üstlendiği, Jesse Atlas’ın yönettiği ‘Assassin / Hayalet Suikastçi’, gerilimi yüksek bir aksiyon! Özel bir askeri operasyon çerçevesinde, bir ajanın zihninin başka bir kişinin vücudunda gizli, ölümcül görevler gerçekleştirmesini sağlayan fütürist bir mikroçip yaratılır ancak ajan gizli görev sırasında öldürülünce, sorumluyu adalete teslim etmek için eski seçkin bir asker programa gizlice sızar. Andy Allo ve Dominic Purcell, Willis’in rol arkadaşları.
‘Simulant / Simulasyon’, April Mullen’in yönettiği Kanada yapımı bir bilimkurgu gerilim. Eşini trajik bir kazada kaybeden Faye, sevdiği insanın yerini insansı bir yapay zekâ olan SIM ile doldurur. Ancak SIM ve onun gibi zeki programlar, insanlara karşı isyan etmeyi planlamaktadır. SIM’leri ve onların ölümcül planlarını durdurmak üzere Ajan Kessler devreye girer. Robbie Amell, Jordana Brewster ve Simu Liu’ya, yıldız isim Sam Worthington eşlik ediyor.
Rusya-Slovenya-Türkiye-Almanya ortak yapımı ‘Convenience Store / Produkty 24’, Rusya’da yasadışı göçmen olarak çalışan Muhabbet’in yaşadığı zulümlere karşı verdiği mücadeleyi taşıyor perdeye. Suç dramını Michael Borodin yazıp yönetmiş.
Evden işe, işten eve gidip gelen Mitat Karaman’ın son derece sıradan bir hayatı vardır. Fakat bir gece zilin çalmasıyla uyanıp diyafon düğmesine basarak apartmanın kapısını açmasıyla hayatı değişir. Doğu Yücel’in ‘Kimdir Bu Mitat Karaman?’ adlı romanından uyarlanan kara komedi ‘Mitat’ı, Süleyman Arda Eminçe yönetiyor. Kadir Doğulu, Sinan Albayrak, Dilek Serbest, Bülent Çolak ve İpek Filiz Yazıcı, oyuncu kadrosunu oluşturan isimler.
Bora Onur’un yönettiği komedi macera ‘Gizemli Ada Mençuna’, aynı adlı bir video oyununun gerçek hayata uyarlanması ve bunu deneyimlemesi için bir adaya on çocuğun davet edilmesi sonrası gelişen olayları öykülüyor. Filmde rol alan isimlerse, Şahin Irmak, Masal Günay, Öykü Günay, Berkay Özgür, Emir Sefa Yıldırım ve Ünal Yeter. 
Mohsen Rabiei’nin yazıp yönettiği korku örneği ‘Gasp’ta başlıca rolleri, Nergis Odzak, Sercan Boztepe, Beyzanur Önispir, Mert Erkaya ve Tuğçe Demir üstleniyorlar.
İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!
İyi seyirler herkese!


TARİHTE BU HAFTA
Altı yıl öncesine, 2017 yılına gidiyor, tarihte bu haftayı anımsıyoruz!

Vizyonda bu hafta (7 Nisan 2017)
Üçü yerli, toplam yedi yeni film merhaba diyor bu hafta. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.


KOCA DÜNYA
-Gam yükü koca dünya, zalim dünya, yalan dünya-

‘A Ay’, ‘Kaç Para Kaç’, ‘Korkuyorum Anne’, ‘Beş Vakit’, ‘Hayat Var’, ‘Kosmos’, ‘Jin’ ve ‘Şarkı Söyleyen Kadınlar’ın ardından sinemamızın ‘auteur’ isimlerinden Reha Erdem’in yazıp yönettiği dokuzuncu uzun metrajı, dokunaklı, umutsuz, karanlık bir dram. İlk gösterimi Venedik Film Festivali ‘Ufuklar’ bölümünde gerçekleşen yapım; buradan Jüri Özel Ödülü ile ayrıldıktan sonra, 23. Adana Film Festivali’nde en iyi film dahil toplam dört ödülün sahibi olmayı başarmıştı. Başrollerini Ecem Uzun ve Berke Karaer’in üstlendikleri yapımın enfes görüntülerinin ardındaki isimse, Reha Erdem sinemasından alışık olduğumuz üzere yine, Florent Herry.
Kardeş oldukları söylenen ve yetimhanede birlikte büyümüş Ali ile Zuhal, koparılmışlardır. Yetimhane dışındaki koca dünyada bir başınadırlar ve üşümektedirler kimsesizlikten! Bir tamircide çalışan Ali’nin, bir ailenin yanında kalan Zuhal’i görmesine izin yoktur. Bir tek birbirleri vardır halbuki. Sadece birbirleri! Bu durum canına tak diyen Ali, motosikletine atladığı gibi Zuhal’i, İstanbul’dan uzağa kaçırır. Ormanın içinde yaşamaya başlayan iki kardeş, vahşi doğayla ve kocaman dünyayla baş etmek zorundadırlar. Sorumluluktan kaçan ailelerin terk ettikleri çocuklar, büyümenin netameli halleri, medeniyet denen aldatmaca, varlık, yokluk, masumiyeti hayatın soğuk, kötücül, acımasız, gerçek, zalim ve kapkara yüzü… Reha Erdem’in yeni filmi, ‘Kosmos’ ve ‘Hayat Var’ ile yakın akraba. Erdem, çok sevdiği Bresson sinemasına saygı sunmuş bir kez daha. Deneyüstücü, minimalist, hafif tinsel, parametrik, içli. İnsan ruhuna bakmaya çalışan titizlikte.
Öte yandan gerçek bir Reha Erdem ve yönetmen dokunuşu duruyor perdede. Yaşadığımız dünyanın duyarsızlığı, soğukluğu ve sığlığı ile tezat bir film ‘Koca Dünya’, her şeyden önce. Gezegenin ve teneffüs ettiğimiz coğrafyanın çok ötesinde, başka bir duyarlılığı, inceliği var Erdem’in. Meseleleri ve dokunuşları, bildik olanlar ve ezber edilenlerle mesafeli elbette. Başka bir yerden, başka bir bakıştan damıtılan hassaslıklar ilgilendiriyor onu her şeyden evvel. Yönetmen var diyorsunuz karşınızda! Perdedeki öykü ve biçim, sizi, Reha Erdem’in yarattığı dünyanın içine çekiveriyor. Üşüyorsunuz, çaresizliği hissediyorsunuz, sarsılıyorsunuz, şiir okuyup, şarkı söylüyorsunuz. Korkunç bir yerde yaşadığınızı yeni baştan algılıyorsunuz. Bir sürü yere gidiyorsunuz. Yönetmen, atmosfer ve sinema buluyorsunuz perdede. (4 / 5)


AŞKIN KRALLIĞI
-Bir aşka krallığım!-

İngiliz aktris-yönetmen Amma Asante’nin yönettiği, Susan Williams’ın ‘Colour Bar’ adlı kitabından uyarlanan biyografik dram, tamamen tarihsel ve gerçek olaylara dayanıyor. Geleceğe umutla bakan, parlak ve zeki hukuk öğrencisi Afrikalı Seretse Khama, 1947 yılında Londra’da bir partide İngiliz Ruth Williams ile tanışır. İkisi de caz müziğinden, dans etmekten hoşlanmaktadırlar ve ortak bir mizah anlayışları vardır. İlk görüşte birbirlerine aşık olan iki genç, kısa süre içinde; evlenmeye karar verirler. 
Bechuanaland’ın, bugünkü adıyla Bostwana’nın yeni kral adayıdır Seretse Khama! Prensin, beyaz bir kadını eşi olarak halkına, en çok da tahtta oturan amcasına kabul ettirmesi ise kolay olmayacaktır. Bu esnada, Ruth’un da ailesini ve çevresini, bu evliliğe ikna etmesi de çok zor gözükmektedir. İlişkileri, dünyanın politik gündemine oturan ikili, aşkları uğruna, siyasi çıkarları için bu evliliğe karşı olan İngiliz hükümetinin politik manevralarıyla daha da zoru, parçalanması mümkün gözükmeyen ‘kemikleşmiş önyargılarla’ mücadele etmek zorunda kalacaklardır.
David Oyelowo ve Rosemund Pike’ın başrolleri üstlendikleri romantik biyografi, dönemin politik ve sosyo ekonomik tablosunu barındırıyor fonda. Tom Felton ve Jack Davenport, oyuncu kadrosunun öne çıkan diğer isimleri. Klasik bir aşk hikayesini, ayrımcılık gerçeği, öteki olmak ve emperyalist beyaz adam kavramlarının yanı sıra, otantik ve dönemsel ayrıntılarla süsleyen öykü, maalesef son derece ‘yavan ve düz’ olmaktan kurtulamamış. Eli ayağı düzgün fakat lezzetsiz bir TV filmi desek daha doğru belki de. (2,5 / 5)


ŞİRİNLER: KAYIP KÖY
-Her yaştaki çocuğa ve gerçek insana sesleniyor-

‘Peyo’ olarak tanınan Belçikalı ünlü karikatürist Pierre Culliford’un (1928-1992) yarattığı Şirinler, üçüncü beyazperde macerası ile karşımızdalar! Kelly Asbury imzalı animasyon, sevimli kahramanlarımızı, ‘Yasak Orman’da bulunan gizemli bir kayıp köyün yollarına düşürüyor. Şirine, Gözlüklü, Sakar ve Güçlü Şirin, kayıp köyü, kötü büyücü Gargamel’den önce bulmak için tehlike dolu bir yolculuğa çıkıyorlar.
Bu kez tamamı animasyon olan yapım, yine fedakarlık, dostluk, iyilik, vicdan, ötekini sevip, anlamak gibi içi dolu ve hayati kavramlar etrafında dönüyor. Hasbelkader birlikte olmanın değil salt; birlikte kalmanın önemi, dayanışma, kahramanlık ve karşılıksız vermek; her yaştaki çocuğa çok önemli mesajlar olarak ulaşıyor. Sevimli, sıcak, bir o kadar da eğitici öykü, dört bir yanımızı savaşların, oluşturulan Voltranların, Power Rangers’ların sardığı günümüzde ilaç gibi geliyor bünyeye… Son jeneriklerde karşımıza çıkan bilgi, çaresiz ayrı hüzünlere sevk ediyor yüreği. Filmin, Peyo’nun vefat etmiş eşine adanması dokunaklı bir jest olarak takılıp kalıyor zihne. O kadın ki, ‘Şirinler’in kendine has özel mavi tonunu belirlemiş meğerse. 
Sosyalist bilince sahip Şirinler, köyleri, dostluk ve dayanışmanın canlıyı ayakta tutan gücü ile sevginin kudreti, efsane çizgi roman kahramanlarının asla unutulmayacak olduğu gerçeğini pekiştirirken, beyazperde uyarlamalarının kendine yeni bir mecra bulup birbiri ardına sinemalara uğraması, Şirinlerin’de kapitalist eğlence sürecinin yeni bir parçası olduğunu gösteriyor; o ayrı! Her ne olursa olsun şu gerçek ki, sevimli ufaklıklar, ruha iyi geliyor. Soundtrack ayrıca güzel! (3,5 / 5)


 BARAKA
-Ismarlama bir inanç meditasyonu-

William P. Young, Wayne Jacobsen ve Brad Cummings’in çok satan aynı adlı kitaplarından perdeye uyarlanan fantastik dram, affetmek ve acıyı dindirmek üzerine ‘ısmarlama’ bir inanç meditasyonu! İngiliz yönetmen Stuart Hazeldine imzalı filmde, Sam Worthington, Octavia Spencer, Radha Mitchell, Graham Greene, Alice Braga, oyuncu kadrosunun yıldız isimlerini oluşturuyorlar.
Çocuğunu yitirmiş bir babanın, Tanrı ile karşılaşması ve affetmeyi öğrendiği manevi yolculuğu var, öykünün odağında. Yaşadığı acı trajedi sonrası, gizemli bir mektup alan Mac Phillips, Oregon’un vahşi ve ıssız doğasında bulunan terk edilmiş bir barakaya gider. Burada aklının ucundan geçmeyen bir buluşma yaşayacak, gerçekle yüzleşme ve iyileşme imkanı bulacaktır. 
Bir Hristiyan tarikatı için yazılıp çekildiğini düşündürten yapım, biçimi ve anlatımı düzgün ama son derece yavan bir Hristiyan tarikatı spotu gibi. TV’den yayın yapan ABD’li özel kiliselerin inanç saati programını andıran içeriğin sürpriz ismi, filmde referans isim olarak da yer alan ünlü müzisyen Neil Young. (1,5 / 5)

Popüler TV dizisi ‘The Walking Dead’in yapımcılarının imzasını taşıyan korku denemesi ‘Satanic / Şeytani’ ile birlikte iki yerli yapım; Erhan Baytimur imzalı aksiyon ‘Bordo Bereliler Suriye’ ve bir dizi halini almış komedi türündeki ‘Sümela’nın Şifresi 3: Cünyor Temel’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yenileri. Tekrar iyi seyirler herkese.

MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar