04 MART 2016
Korkudan komediye, bilimkurgudan aksiyona, yerli ve yabancı filmlerin yer aldığı yeni haftanın, beraberinde getirdiği film sayısı yedi. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.
BABALAR SAVAŞIYOR
Çok sevdiği eşinin iki çocuğuna, tarihin en iyi üvey babası olmak için, içten çaba harcayan iyi huylu radyo yöneticisi Brad’in tek isteği, çocukların, kendisine ‘baba’ olarak seslenmeleridir. Bu hedefte bayağı bir yol almışken gelen telefon, hemen her şeyi berbat eder. Çocukların gerçek babası, onları ziyarete gelecektir. Sorumsuz ama son derece karizmatik ve yakışıklı baba ve eski eş Dusty Myron eve geldiğinde, tarihin en çetin savaşlarından biri başlamış olur! İki adamın sevgi rekabeti üzerinden, yerel motiflerle desteklenmiş bir Hollywood komedisi perdedeki. ‘Horrible Bosses 2 / Patrondan Kurtulma Sanatı 2’ filminin yönetmeni ve Mr. Popper’s Penguins / Babamın Penguenleri’, ‘We’re the Millers / Bu Nasıl Aile!’, ‘Dumb and Dumber To / Salak ile Avanak Geri Dönüyor’ adlı yapımların senaristi Sean Anders’in senaryosuna katkıda bulunduğu ve yönettiği yeni komedisi, Brian Burns’ün kaleme aldığı öyküden uyarlanmış. Başrolleri, iki yıldız isim, Will Ferrell ve Mark Wahlberg’in paylaştıkları komedinin oyuncu kadrosunda, Thomas Haden Church ve Bobby Cannavale gibi usta aktörlerin yanı sıra, Linda Cardellini de yer alıyor. ABD Spor ve eğlence dünyasının önde gelen isim ve markalarının konuk olarak yer aldıkları komedi, Brecht’in ölümsüz epik eseri ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’ düzeyinde bir mülkiyet-emek ilişkisi sorgusundan uzak olsa da, yine de, özveri, iyilik, dostluk, barışçıl duygular ve dürüstlük gibi insani değerleri kutsuyor son tahlilde. Çok parlak olmayan bir haftanın belki de en iyisi olan yapım, sevgi emek ister diyor tabii ama ‘sulandırılmış’ Hollywood stiliyle. (3 / 5)
ÖLÜM VE ÖTESİ
İspanya’dan çıkagelen gerilim, bir morgda geçen ölüm kalım anlarını öykülüyor! Güzelliği ve yeteneğiyle, aranılan ve hakkında çok konuşulan bir yıldız olan çekici aktris Anna Fritz, çılgın bir partinin sabahında ölü olarak bulunur. Ani ölümü şok etkisi yaratan aktris, hastane morguna kaldırıldığında, morg görevlisi Pau, yıldız oyuncunun fotoğrafını çekerek, arkadaşlarıyla paylaşır. Hastaneye gelen arkadaşları ve Pau, ölü kadının cansız bedeninden faydalanmaya karar verdiklerinde, kendilerini nasıl bir kabusun beklediğini bilmemektedirler. Yönetmeni Hèctor Hernández Vicens’in ilk uzun metraj kurmaca filminde başrolü, Alba Ribas üstleniyor. Cristian Valencia, Albert Carbó ve Bernat Saumell, dar ama etkili kadronun diğer isimleri. Çoğunlukla tek mekanda, hastane morgunda geçen film, tek mekan gerilimini başarıyla kuruyor ama öyküdeki tıkanmalar ve kimi yaratıcı pırıltı eksiklikleri, gayet iyi olabilecek öyküyü, kötü değil ama bir hayli sıradan kılıyor. Yine de türü her şekliyle kabul edenler için doyurucu bir seyirlik. (2,5 / 5)
5. DALGA
Gezegenimiz, uzaylıların tehdidi altındadır. İstila öncesi yeryüzüne düzenlenen dört saldırı dalgasının ardından, korku ve güvensizlik artarken, geride kalan insanlar, kaçınılmaz gözüken, nihai ve ölümcül beşinci dalgaya hazırlanmaktadırlar. Rick Yansey’in çok satan romanından uyarlanan aksiyon katkılı bilimkurgu serüveni, hafif miktarda romantizm de içeriyor. İşin aslı özellikle ergenliklerini süren izleyiciye seslenen ‘Twilight / Alacakaranlık’ ve türevi serilerin, yeni versiyonu diyebiliriz film için. Kurt adamların ve vampirlerin yerini, bu kez uzaylılar alıyor. Uzaylı ve dünyalı yakışıklı arasında kalan cesur genç kız motifi, sorumluluk, fedakarlık, cesaret gibi kavramlar etrafında çok benzer bir öykü sunuyor bize. Tecrübeli kalemler, Oscar’lı Akiva Goldsman ve Oscar adayı olmuş Susannah Grant’ın senaryolarını yöneten isimse, ikinci uzun metrajını imzalayan senaryo kökenli J Blakeson. Başrolünde, üst üste çektiği filmlerle yıldızı hızla parlayan 1997 doğumlu yetenekli aktris Chloë Grace Moretz’i izleyeceğimiz ‘atıştırmalık’ serüvende, genç oyuncuya, Liev Schreiber, Maria Bello ve Ron Livingston gibi tecrübeli isimlerin yanı sıra, Alex Roe ve Nick Robinson gibi genç aktörler eşlik ediyorlar. Seyreltilmiş ve oldukça tanıdık, hatta ezber ettiğimiz gelişmelerle süslenmiş hikaye, Alacakaranlık serisinin açtığı güvenli yoldan ilerlerken, o ve türevlerinin gölgesi altında kalmaktan kurtulamıyor maalesef. Epey seyreltilmiş anti-militarist söylem ve kurulamayan duygusal etki de, ‘geçiştirilmiş’ gidişatı sağlama almakta başarılı olamayınca; beklenen seriye dönüşmesi oldukça zor, ‘sıkıntılı’ bir süreç kalıyor elde. (2 / 5)
Notlarımız arasında yer alamayan filmlere gelecek olursak, adına basın gösterimi düzenlenmeyen aksiyon ‘London Has Fallen / Kod Adı: Londra’ ile yerli yapımlar, korku-gerilim türündeki ‘Ceberrut’ ile iki komedi örneği; ‘Kaçma Birader’ ve bir devam filmi olan ‘Ali Kundilli 2’, haftanın diğer yenileri arasında. Tekrar iyi seyirler herkese! MURAT ERŞAHİN