Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

04 ARALIK 2015

03 Aralık 2015 Perşembe 17:48
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Altı filmlik yeni vizyonun üç yenisi notlarımız arasında. Julianne Moore ve Ellen Page’li kadrosuyla dikkat çeken biyografik dram ‘Freeheld / Aşka Özgürlük’ ile iki yerli yapım; başrollerini Muhammet Uzuner ve Defne Halman’ın üstlendikleri ‘Dolanma’ ile ilk filmi epey sevilen popüler komedi ‘Düğün Dernek 2: Sünnet’ haftanın notlarımız arasında yer alamayan yapımları. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.

LIFE
Ünlü dergi ‘Life’ın, o güne dek daha çok magazin haberleriyle ilgilenen fotoğrafçısı Dennis Stock, 1955’de, yıldızı parlamakta olan ‘aykırı’ aktör James Dean’in hayatına sokularak, fotoğraflarını çeker. Depeche Mode, U2 ve Metallica gibi ünlü grupların videolarıyla ünlenen Hollandalı sinemacı Anton Corbijn’in yönettiği biyografik dram, sezonun en kişilikli, en önemli filmleri arasında kuşkusuz. Joy Division grubunun solisti Ian Curtis’i mercek altına alan müzikle yüklü biyografik yapım ‘Control’, George Clooney’li suç dramı ‘The American / Centilmen’ ve yine gerilimli suç filmi ‘A Most Wanted Man / İnsan Avı’ filmleriyle tanıdığımız Corbijn’in filminde, ‘mit’ yıldız James Dean’i, Dane DeHaan canlandırırken, fotoğrafçı Stock’a, Robert Pattinson hayat veriyor. Natalie Wood’dan, Nicholas Ray’e, Elia Kazan’dan, Julie Harris’e, Pier Angeli’den, Judy Garland ve Eartha Kitt’e, dönemin en önemli sinema ve müzik ikonlarının perdeye yansıdığı filmde, Joel Edgerton ve Warner Bros.’tan Jack Warner karakterini canlandıran dev aktör Ben Kingsley, kadroya renk katan diğer isimler olarak çıkıyorlar karşımıza. Çevirdiği üç uzun metrajlı kurmacayla beyazperdede bir mit olarak alınan ve 24 yaşındaki gencecik ölümüyle bir efsaneye dönüşen James Dean’i daha yakından tanımak ve sinemada müthiş bir biyografi örneği daha izlemek adına kayıtsız kalınmaması gerekeli bir film ‘Life’. Şiire, edebiyata meraklı, varoluş meselesine kafa yoran, ayrıksı oyuncu James Dean, Hollywood’un cafcafına ve pırıltılı yalanına henüz en başındayken inanmamış ve sırtını dönmüş bir karakter. Duygusal ve derinlikli yapısıyla, oyuncunun önem verdiği ‘bambaşka’ değerleri görmek ve böyle ‘ciddi’ bir ikonu gencecik kaybetmenin acısını yeniden yaşamak adına kaçırmayın sakın. Dean’i canlandıran DeHann, gerçeği kadar yakışıklı ve karizmatik olmasa da, zor rolün altından kalkmayı ve Corbijn’in istediği duyguyu, perdeden koltuğa geçirmeyi başarıyor. (4 / 5)

MACBETH
William Shakespeare’in ilk gösterimi 1606’da gerçekleşmiş ünlü oyunu ‘Macbeth’in yeni beyazperde versiyonu, Avustralyalı sinemacı Justin Kurzel imzası taşıyor. Cannes’de Altın Palmiye adayı olan çok uluslu yapım, üzerinden dört asırdan fazla geçmiş olmasına rağmen en fazla uyarlama yapılmış eserlerden olan ‘Macbeth’in özüne ve diline sadık kalmış. Savaşın, kanın ve lanetin etkilediği İskoçya topraklarında yaşanan delice bir ihtiras ve hırsın öyküsü. Shakespeare’in en kısası olmasına rağmen, dünyada en sık sergilenen trajedisi, güncelliğinden en ufak bir şey kaybetmemiş, çağlar ötesi bir eser. Yaşadığımız topraklarla, günümüz dünyasıyla birebir benzerlik içeren politik ve dram yüklü trajedi, dün yazılmış kadar taze ve etkileyici. İhanetin, gözleri kör eden delice hırsın, güç, erk ve yüreği taş kılan acının ‘gerçekçi’ hikayesi, bildiğimiz medeniyet yok olduğunda örneğin, bambaşka uygarlıklar tarafından yeniden keşfedilecek ve tekrar tekrar üzerine durulacak denli önemli. Shakespeare’in, insanın doğasının bu denli derinine inmesi dahilikten de öte bir olgu kanımca. Karanlık oluşlar, dile gelmeyen isyanlar, zayıflıklar, yıkımlar, kıskançlıklar ve zaaflardır insanı zalim kılan ve var eden bakışı, özel bir uyarlamayla perdede yine. ‘Macbeth’ rolünde, usta aktör Michael Fassbender var. Lady Macbeth’e Marion Cotillard hayat vermiş. Trajedinin diğer önemli karakterlerini, Paddy Considine, Sean Harris, David Thewlis gibi usta Britanyalı oyuncular canlandırmış. Biçim anlamında biraz grafik kokan bir dokusu var filmin. Fazla sisli sahneler, Kurzel’in Macbeth yorumuna denk düşüp, özel bir karakter farkı yaratsa da, çaresiz, insanın aklına, belki de eserin ruhunu en yakından yakalamış ve aşılamayacak derecede farklı olan 1971 tarihli Roman Polanski uyarlaması ‘The Tragedy of Macbeth / Kanlı Saltanat’ geliyor ister istemez. Sinemaseverler, Shakespeare tutkunları ve beyazperdede yetkin bir uyarlama izlemek isteyenlere duyurulur. (3,5 / 5)

SARMAŞIK
Bir yük gemisi, yükünü doldurduktan sonra, tahliye limanı olan Angola’ya doğru yola çıkar. Yolculuk sırasında, geminin sahibi olan armatörün, liman parasını ödemediği ve geminin üzerinde haciz olduğu ortaya çıkar. Mısır’da, gemi, demirleme alanına çekilir ve deniz hukuku gereği, gemiyi olası tehlikelere karşı yeniden hareket ettirebilecek az sayıda mürettebatıyla birlikte kimsesizliğe ve çaresizliğe terk edilir. Birbirinden tamamen farklı gemi mürettebatının kalmayı seçişindeki hikaye, herkes için farklıdır. Altı kişinin, gemide geçirdiği günler, bambaşka oluşlara da gebedir. Hiyerarşi, otorite, beklemek, sağduyu, isyan, ayrımcılık, memleket halleri. Denizin bitip, geminin durduğu yerde geçen öyküyü, ‘Gişe Memuru’ adlı ilk uzun metrajıyla tanıdığımız Tolga Karaçelik yazıp yönetiyor. İkinci Karaçelik filminin titiz görüntü yönetimi ise Gökhan Tiryaki imzası taşıyor. Nadir Sarıbacak, Özgür Emre Yıldırım, Kadir Çermik, Osman Alkaş, Hakan Karsak ve Seyithan Özdemir, oyuncu kadrosunu oluşturan birbirinden başarılı isimler. İyi yazılmış, iyi çekilmiş, iyi oynanmış film, Karaçelik’in sineması için olumlu bir yeni adım. Sundance, Selanik ve Karlovy Vary gibi festivallerin yanı sıra, İstanbul Film Festivali’nde ‘Altın Lale’ için yarışmış dram, İngiltere’de düzenlenen East End Film Festivali’nde ‘en iyi film’ seçilmişti. Gayet iyi başlayan, finale doğru; biçimde dahil olmak üzere fantastik ayrıntılarla birlikte başka oluşlara yön alan film, akla Serdar Akar’ın 1998 tarihli özel dramı ‘Gemide’yi düşürüyor ister istemez. Özgün bir sosyo-politik dram olarak nitelenebilecek film, yılın yerli sinema adına önemli örneklerinden biri. (3 / 5) MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar