Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

04 ARALIK 2009

02 Nisan 2011 Cumartesi 18:07
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Bu hafta dört yeni film var karşımızda. Çakışan iş takvimi ve iki filme basın gösterimi düzenlenmemesi sonucu bu hafta yalnızca bir filmi, ´´Zamanın Tozu´´nu izleyebildim. Diğer filmler, yapım notlarından faydalanarak kaleme alındı. Hepinize iyi seyirler.

ZAMANIN TOZU
Usta yönetmen Theo Angelopoulos´un ´´Ağlayan Çayır´´la başlayan üçlemesinin ikinci filmi, zamana meydan okuyan bir aşk ve dostluk ilişkisi aracılığıyla geride bıraktığımız yüz yıla şiirsel bir bakış atıyor. ´´Ağlayan Çayır´´, 1919´da başlayıp, İkinci Dünya Savaşı yıllarına dek süren dönemde geçiyordu. ´´Zamanın Tozu´´, Angelopoulos´un çok sevdiği zaman kavramını ve insanların hayatlarında belirleyici olan bu kesin süreci, yine tarihsel olaylarla öykülüyor. Sibirya´dan Kazakistan´a, İtalya´dan Almanya ve ABD´ye uzanan öykü, Stalin´in ölümünden Watergate Skandalı´na, Vietnam Savaşı´ndan en nihayet Berlin duvarının yıkılışına, 20. yüzyıla damgasını vurmuş önemli anlara tanıklık yapıyor. Usta yönetmen filmini, ´insan kaderine ağıt´ olarak tanımlamış. Geçmişi, bugünün yerine koyan film, dünyayı değiştirmeye, onu izlemeye ve akıp giden hayat içinde kavgaya, aşka ve insanca yaşamaya dair ütopyalar, düşler, planlar kuran insanın geldiği noktayı gözler önüne seren özel bir yapım. Usta sinemacının bildik dokunuşları, görüntüleri eşliğinde, insanın gelip tıkandığı, düşlerini yitirdiği, belki de yenildiği yeri görüyoruz filmde. 90´ların başında başlayan ve birçok insanın belki de en önemli değerlerini, umutlarını yitirdiği dönemin; yaşadığımız günlerin bambaşka bir röntgeni ´´Zamanın Tozu´´. Çılgın kapitalizmin dayattığı ´yabancılaşma´ içinde yok olan, sevgisini ve bütün değerlerini yitiren ´insanın´ son çığlığı. Filmin en önemli artılarından biri de oyuncu kadrosu. Dev oyuncular Michel Piccoli, Bruno Ganz ve Iréne Jacob´a, usta aktör Willem Dafoe eşlik etmiş. Zarif ve leziz Angelopoulos sinemasının son örneği, özellikle sanatseverler için bir ev ödevi.



ABİMM

Yönetmenliğini, ´´Asmalı Konak´´, ´´Çemberimde Gül Oya´´ gibi popüler TV dizilerinin kurgucusu olarak tanıdığımız Şafak Bal´ın üstlendiği ´´Abimm´´, komedi ile dramın at başı ilerlediği bir yapım. Bal´ın ilk yönetmenlik denemesi, akla ilk olarak Barry Levinson´un ´´Rain Man / Yağmur Adam´´ adlı filmini getiriyor. Başrolleri, renkli camda yıldızları parlayan iki aktör üstleniyor: ´Muro´ tiplemesiyle ünlenen Mustafa Üstündağ ile ´´Avrupa Yakası´´nın damadı Levent Üzümcü. Hayatını yasa dışı işlerle kazanan Çetin´e halasından gelen telefon, ona, köyde kendisini bekleyen bir miras olduğunu söyler. Büyük bir servetin hayaliyle köyüne giden Çetin, orada varlığından bile haberdar olmadığı zihinsel engelli kardeşi ile karşılaşır. Çekimlerinin büyük bölümü Marmaris´te gerçekleşen filmin diğer önemli rollerini Rüçhan Çalışkur ile Haldun Boysal üstleniyorlar.



ADINI SEN KOY

´´Git Kendini Çok Sevdirmeden´´ adlı ilk romanıyla edebiyat dünyasına hızlı ve popüler bir giriş yapan Tuna Kiremitçi, ilk sinema filmini çeken isimler arasına girdi. ´Aşka erkeklerin dünyasından bakan bir film´ olma iddiası taşıdığı yapım notlarında yer alan ´´Adını Sen Koy´´un senaryosu da Kiremitçi imzalı. Can, Aybige ve Ilgaz arasında yaşananlar… Melis Birkan, Cemal Toktaş, Ali İl ve Ahmet Mümtaz Taylan´ın önemli rolleri üstlendiği filmin, Kiremitçi´nin çok satan kitapları kadar sevilip sevilmeyeceği merak konusu.



DÖNÜŞÜM

Evli ve iki çocuklu bir yazar olan Jeanne´ın fizyonomisinde değişimler olmaya başlamıştır. Etrafındakiler bunun farkında değildir. Ailesi ve yakınları, onun korkularını, yeni kitabını yazmakla ilgili strese bağlasa da, Jeanne daha derinlerde tuhaf bir şeyler yattığını bilmektedir. Annesinin evinde bulduğu bir fotoğraf onu İtalya´ya dek sürükler. İlk olarak 2009 Cannes Film Festivali´nde izleyiciyle buluşan, Marina de Van´ın yönettiği psikolojik gerilimin başrollerini iki ünlü aktris üstleniyorlar: Monica Bellucci ve Sophie Marceau. Sadece bu iki isim için bile izlenebilecek olan film, güzel ve çekici yıldızların hayranları içinse bir mecburiyet…



MURAT ERŞAHİN



 



Diğer Yazılar