02 KASIM 2018
Üçü yerli, toplam yedi filmin merhaba dediği yeni vizyon haftası, birçok farklı tür içeriyor. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! İyi seyirler herkese.
CLIMAX
-Yok başka bir cehennem!-
Behçet Aysan’ın ‘Sesler ve Küller’ adlı şiirinde altını çizdiği üzere: ‘Yok başka bir cehennem yaşıyorsunuz işte’nin filmini çekmiş yaman sinemacı Gaspar Noé! ‘Ezginin Günlüğü’ tarafından bestelenen (Nadir Göktürk) ve seslendirilen şiirin, o unutulmaz nakaratı düşüyor akla, incelikli filmin hemen her karesinde. Fransa’da, çetin bir kış günü, boş bir okul binasında son provalarını yapmak için buluşan dans grubunun düzenlediği parti çığırından çıkar!
‘Seul Contre Tous / Herkese Karşı Tek Başına’, ‘Irréversible / Dönüş Yok’, ‘Enter the Void / Boşluk’, ‘Love / Aşk’ gibi zorlayıcı, akıl açıcı ve sert filmleriyle izleyiciyi zorlayan Arjantinli ‘auteur’ Gaspar Noé, yeni filminde de yolundan ayrılmıyor ve bildik meselelerini, son derece yetkin ve şık biçimde yansıtıyor yine perdeye. Cannes’de ‘Yönetmenlerin On Beş Günü’ bölümünde ‘En İyi Film’ seçilen karanlık dram; ‘cehennemvari bir sinemasal dans gösterisi’ olarak adlandırılıyor! Yakındaki gösteri için son provalarını yapan kalabalık bir dans grubu, gece için hazırlanan mütevazı kokteyl Sangria’nın etkisiyle kontrolden çıkıyorlar ve yaklaşık yirmi kişilik grubun aralarında konuştukları, hatta düşündükleri, bir bir gerçekleşmeye başlıyor. İçleri, dışlarına çıkıyor insanların ve hakiki bir cehennemin ortalık yerinden ‘sahici’ oluşlar geçidi izliyoruz.
Gerçek bir üçüncü sayfa haberinden esinlenmiş Gaspar Noé; yeni öyküsünü yaratırken. Rüyaları, gerçekte ‘kabusları’ yansımış perdeye. Aynı anda rahatsız edici ve göz kamaştırıcı olmayı başaran nadir yönetmenlerden biri olan Arjantinli, yine uçan tekme saldırıyor, içinde devindiğimiz çürümüş medeniyete ve insanlığa! Filmin girişinde yer alan röportajları izlediğimiz TV ekranının etrafındaki VHS video-kasetler, zaten birazdan atılacağımız netameli karanlığı hissettiriyor bize. Neler yok ki orada? Luis Buñuel’in 1929 tarihli fantastik kısa filmi ‘Un Chien Andalou’ var. Fassbinder’ın 1975 yapımı saldırısı ‘Faustrecht der Freiheit / Özgürlüğün Zorbalık Hakkı’ var. Pasolini’nin başyapıtlarından ‘Salò o le 120 giornate di Sodoma / Salo Ya da Sodom’un 120 Günü’ var. Argento’nun 1977 harikası ‘Suspiria’ var. David Lynch’in yine 1977’de çıkagelen rahatsız ‘Eraserhead’i var! 1981 yapımı Andrzej Zulawski tuhaflığı ‘Possession’ var. Yine Fassbinder imzalı 1982 tarihli ‘Querelle’ var. Bir de kendi tekinsiz filmi ‘Irréversible / Dönüş Yok’ var!
Saykodelik bir tasvir Climax! Başta Cezayirli Sofia Boutella’yı sayabileceğimiz, birbirinden müthiş dansçıların rol aldığı filmin koreografileri, Sia, Diplo, Björk, Rihanna ve ‘30 Seconds to Mars’la çalışmış ünlü isim Nina McNeely imzası taşıyor! Genel yapım tasarımından, Gaspar Noé’nin yanından ayırmadığı görüntü yönetmeni Benoît Debie’nin kamerasına dek, son derece titiz bir teknik ekibin imzası var filmde. Uyuşturucu ile tetiklenen kirli ve kötücül ruh altımız! Adaletsiz ve insansız bir cehennemde yaşıyor olduğumuz gerçeği. Her gün, günün hemen her saatinde aklımızdan geçenler ve ‘gerçekte var olan o hüzünlü ve korunaksız saflığımız’! Akıl almaz plan sekanslarla süren bir tespit filmi Noé’nin yeni şaheseri! Umutsuz, çıkışsız ve kapkara! Bize yine doğruyu söylüyor Gaspar Ağa. Mükemmel! (5 / 5)
Bryan Singer’ın yönettiği ve Rami Malek’in efsane müzisyen Freddie Mercury’ye hayat verdiği biyografik müzikal dram ‘Bohemian Rhapsody’, başrolde Julianne Moore’u izleyeceğimiz, Paul Weitz imzalı romantik dram ‘Bel Canto / Tutsak’, Lasse Hallström ve Joe Johnston’ın birlikte yönettikleri, Morgan Freeman, Helen Mirren ve Keira Knightley’li fantastik macera ‘The Nutcracker and the Four Realms / Fındıkkıran ve Dört Diyar’ ile birlikte üç yerli yapım; yönetmenliğini Umut Aral’ın üstlendiği, günümüzde popüler olan video oyun dünyasını tanımlayan e-spor ve gençlik filmi ‘İyi Oyun’, Mehmet Sağlam’ın yazıp yönettiği korku türündeki ‘Ecinni’ ve başrollerini Murat Dalkılıç ile Melis Sezen’in paylaştıkları, Ömer Can’ın yönettiği romantik komedi ‘Dünya Hali’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan diğer yeni yapımları. Tekrar herkese iyi seyirler! MURAT ERŞAHİN