01 OCAK 2016
Yeni yılın ilk haftası, beraberinde getirdiği beş yeni filmle merhaba diyor bize. Üç yerli yapım; Can Evrenol’un aynı adlı kısa metrajından uyarladığı korku örneği ‘Baskın: Karabasan’, ilk filmi oldukça beğenilen komedinin ikinci halkası ‘Kocan Kadar Konuş: Diriliş’ ve Sadakat´la birlikte, özellikle küçük yaştaki izleyicilerin çok sevdiği serinin yeni filmi ‘Alvin ve Sincaplar: Yol Macerası / Alvin and the Chipmunks: The Road Chip’, haftanın notlarımız arasında yer alamayan yenileri. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! Herkese iyi seyirler.
DHEEPAN
Çok güçlü rakipleri arasından sıyrılarak, Coen Kardeşler başkanlığındaki, Xavier Dolan’lı, Guillermo del Toro’lu Cannes jürisinden, ‘Altın Palmiye’ kazanan ‘Dheepan’, Fransız usta Jacques Audiard imzası taşıyor. Sri Lanka’daki kanlı iç savaştan kaçan eski Tamil gerillası, beraberindeki genç bir kadın ve küçük bir kızla, başkalarının kimlikleriyle; bir aile görünümünde, Paris’in dışındaki toplu konutlarda bulur kendini. Konutun kapıcılığını üstlenen aile, birbirlerini tanımasalar da, yeni bir hayat kurmanın ‘umuduyla’ suçla dolu netameli Fransa gettosunda, ayakta ve birlikte kalmaya çalışacaklardır. Her türlü açık yarasıyla göçmenlik, şiddet ve sevgi. Paris’te meydana gelen terör saldırılarına acı bir teşhis ve/veya öngörü. Jacques Audiard, ‘Regarde les hommes tomber / Düşen Adamlara Bak’, ‘Sur mes lèvres / Dudaklarımı Oku’, ‘Un prophète / Yeraltı Peygamberi’ ve ‘De rouille et d’os / Pas ve Kemik´’ filmlerinin ardından yine uzun süre konuşulup, tartışılacak, insani bir öyküyle karşımızda. Dayanışma, şiddet, acımasızlık, medeniyet, güvenlik, politika, kanayan yaralar, ayakta kalabilmek. Öyküye olan hakimiyet ve tavizsiz bilgelik dikkat çekici. Son tahlilde Audiard, çaktırmadan ‘derinliğimizle’ oynamayı başarıyor! (4 / 5)
DENİZİN ORTASINDA
Usta yönetmen Ron Howard imzalı macera, ünlü klasik Moby Dick’e, dolayısıyla dev yazar Herman Melville’e ilham veren gerçek bir deniz faciasından uyarlanmış perdeye. Nathaniel Philbrick’in ‘In the Heart of the Sea: The Tragedy of the Whaleship Essex’ adlı biyografik kitabından adapte edilen yapımda, başlıca rolleri, Chris Hemsworth, Benjamin Walker, Cillian Murphy, Ben Whishaw, Tom Holland ve usta aktör Brendan Gleeson üstleniyorlar. 1820 yılında, New England’dan yola çıkan Essex adlı balina gemisi, kimsenin kolaylıkla inanamayacağı bir saldırı sonrası batar ve mürettebatından çok az gemici sağ olarak kurtulur. Doğanın, insana bir uyarısıdır adeta, devasa balinanın, gemiye olan saldırısı. İntikam güdüsü ile gemicilere saldıran dev balina, kurtulanları takip etmekten de geri kalmaz. Fırtınalar, susuzluk, açlık ve umutsuzlukla mücadele eden mürettebat, öte yandan; hayatın değeri, iş ahlak, vicdan ve onur gibi çok önemli kavramları tekrar sorgulama fırsatı bulacaklardır. Son derece iyi çekilmiş bir serüven filmi orijinal adıyla, ‘In the Heart of the Sea’. Howard’ın ne anlattığını bilen izleği, yaratılan kusursuz atmosfer, oyuncu kadrosu ve ‘Slumdog Millionaire / Milyoner’ ile ‘en iyi görüntü yönetmeni’ dalında Oscar kazanmış İngiliz Anthony Dod Mantle’ın kamerası, içi dolu anlamda artı değer katıyorlar, ‘dram’ tarafı iyice törpülenmiş serüvene. Kaslı rollerin adamı olarak akla gelen Chris Hemsworth, zihinde kalıcı performansıyla dikkat çekiyor. Amerikan ruhunu kutsayıp, kurucu ataların ahlaki erdemlerini okşasa da, adaletsizlik ve sermaye ahlakı üzerine kimi tespitleriyle ortada durmayı başarıyor Howard’ın filmi. Sürükleyici ve duygulu aynı zamanda. (3,5 / 5) MURAT ERŞAHİN