MAKSAT, İNSANLIĞA BİR HAYRIMIZ DOKUNSUN
Bilindiği üzere yaradılışımıza ilişkin iki temel tez var; biri, kutsal kitapların yazdığı ve kökü Âdem’le Havva’ya uzanan çizgi, diğeri de Charles Darwin’in evrim teorisi... Marvel Sinematik Evreni’nin son üyesi olan ‘Eternals’, Darwin’e selam gönderiyor ama asıl olarak kendi kahramanlarının kökenleri ve insanlık serüveni içindeki yerleriyle ilgileniyor. Söz konusu film, Arishem adlı yaratıcının insanlığın gidişatına bir parça yön vermek ama asıl olarak gücünü türümüzü yiyerek sağlayan Deviant’lardan korumak için Dünya’ya gönderdiği 10 kişilik Eternal’ların serüvenine odaklanıyor.
Mezopotamya’da açılan, sonrasında Londra’ya sıçrayan, akabinde Babil, Hiroşima, Güney Amerika, Avustralya, Hindistan, Dakota, Chicago gibi coğrafyalara farklı zaman dilimlerinde uzanan öykü 7 bin yıllık bir parantezin içinde dolaşıyor. Farklı kişilik ve yeteneklere sahip ekipte Ajak, Tanrı konumundaki Arishem’la konuşma hakkına sahip tek üyedir ve bir anlamda ‘sınıf başkanı’dır. Sersi’yle ‘Superman’i andıran Ikaris binlerce yıldır birbirlerine âşık yaşarlar. Güzel Thena sık sık nöbetler geçirir, Gılgamış sürekli onu korur, Sprite bir çocuk vücuduna sıkışmış olarak yaşar, genç Druig isyankâr bir vicdan bekçisidir. Phastos buluşlar yapar ve icatlarını bir an önce insanlığın hizmetine sunmak ister. Duyma engelli Makkari çok hızlı koşar, Kingo’nun lazerle arası iyidir. İnsanlığın evrimsel sürecine hız kazandırmaktan ziyade gidişatı kontrol etmek ve sorun yaşandığında devreye girmek gibi bir öğretiyle hayatlarını sürdüren ekip, gün gelir aslında başka bir ajandanın parçası olarak kullanıldıklarını fark eder.
İlk kez Temmuz 1976’da çizgi roman olarak basılan ve yaratıcısı Jack Kirby olan ‘Eternals’, Marvel’ın da 26’ncı filmi unvanına sahip. Yapımda kamera arkasına son Oscar’ların gözde ismi, ‘Nomadland’in yönetmeni Chloé Zhao geçmiş. ‘Bağımsız sinema’dan ticari sulara doğru gerçekleşen bu transferin, doğrusu filmi izlerken perdede etkileyici bir karşılığını göremedik. Öte yandan ekip üyelerinden dördü beyaz, üçü Asya kökenli, ikisi siyah, biri Latindi. Ayrıca Phastos, Marvel Evreni’nin ilk eşcinsel karakteri...
Keza filme Pink Floyd’un ‘Time’ı eşliğinde girmek de eskilerin deyişiyle ‘ince bir bilek hareketi’ydi! Öykünün ‘felsefi’ kısmındaysa bir noktadan sonra yaratıcılarına isyan eden ‘kullar’ı (‘Eternal’ları yani) görüyoruz. “7 bin yıllık itaat döneminden sonra böylesi bir hesaplaşmaya gitmek mantıklı mı” diye sorabilirsiniz. Ama günümüzden bir ateisti ele alın, sonuçta onun durumu da çok farklı değil sanırım!
Zhao’nun filmine ilişkin altı çizilmesi gereken diğer notlara gelince: Sersi’de Gemma Chan, Ikaris’te Richard Madden performansları tatmin edici düzeyde olan iki genç isimdi. Salma Hayek, Ajak’ta fazla anaç bir profil çiziyordu, Thena’daki Angelina Jolie ise kadroda tecrübeli bir isim olarak yer alan ama teknik direktörünün gadrine uğrayarak oyuna pek sokulmayan eski şöhret bir futbolcu pozisyonundaydı sanki.
Öykünün politik açıdan iyi yanlarıysa 1520’de Hernan Cortes öncülüğündeki İspanyol işgalcilerin Aztek topraklarında gerçekleştirdiği Tenochtitlan Katliamı ve Hiroşima’ya atılan bombaya yaptığı vurguydu. Ekip üyelerinden Kingo vasıtasıyla Bollywood’a uzanma fikri de fena değildi. Nihayetinde Chloé Zhao’nun ‘The Rider’ ya da ‘Nomadland’ gibi önceki yapıtlarındaki orijinal dokunuşları ‘Eternals’da bulmanız mümkün değil elbet. Belki öykünün kahramanlarının başka bir gezegenden gelmeleri itibariyle ‘göçmen’ olmaları, meseleye politik bir bakış katıyordur!
Son olarak 2 saat 37 dakikalık süre çok çok uzundu...
UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/06.11.2021)