Konuk Yazar

'HERKES MÜZİK YAPABİLİR'

31 Mayıs 2020 Pazar 23:18
'HERKES MÜZİK YAPABİLİR'

İnternet devriminin hayatımıza getirdiği birçok yenilik ve avantaj var. Her geçen gün artıyor. Bunlardan biri de ‘dijital müzik’. Dijital müziği farklı ama birbirine bağlı iki ayrı yoldan ele alabiliriz.

Bunlardan biri kendi müzik üretimini, dijital teknolojileri kullanarak evde kurduğu stüdyosunda yapan yeni besteci-müzisyen kuşağının temsil ettiği kol. Bir diğerine de müziğin dinlendiği mecranın yaşadığı değişim/dönüşüm sürecinin temsil ettiği yol diyebiliriz.

Aslında ikisi de kolay gerçekleşmedi, ama hızlı ilerleme kaydedildi. Avantajları çoktu. ‘Eski tadı alamıyorum’ diyenler yok olmasa da alışma süreci hızlı oldu.

Peki neler yaşandı? Kısaca bakmakta fayda var.

Sırasıyla plak, kaset ve CD ile kabaca ifade edebileceğimiz müziğin metalaşmış hali geçmişte fiziksel bir deneyim sunuyordu. 1990'lardaki teknolojik ilerlemeyle ve özel televizyonların, müzik kanallarının hayatımıza girmesiyle işaret fişeği yakıldı. 1990'larda video klip patlaması yaşanmasını beraberinde getiren müzik kanalları kısa sürede müzik endüstrisinin tek hakimi konumuna geldi.

Kanalların gücü, müzik türlerini ve çıkış yapacak isimleri dahi belirleyebiliyordu. Kaset ve CD tüketimi bu sürece direnebilmişti. Dönem dönem yükselişe bile geçtiği oldu. Ancak sürdürülebilir olmadı.

2000'li yılların başına geldiğimizde ise, internet hızla evlerimize girmeye başladı. Bu da MP3 formatının zirveye çıkması demekti.

Kaset ve CD satışının önündeki tek engel olarak MP3 gösterildi. Bunu savunanlar pek haksız değildi. İnternet, kaset ve CD deneyimini, depolama ve arşivleme imkanı olan MP3 ile takas etmemizin imkanını sunuyordu. Satışların düşmesi nedeniyle de internet o dönem müzik yayımcılarının ve müzisyen-yorumcuların önemli kısmının tepki duyduğu araç halini alıyordu. Ancak, bu kriz dönemi yine internet teknolojisinin devinimiyle aşıldı.

Akıllı telefonlara geçiş, internette yeni bir dalga yarattı ve mobil internet kısa sürede vazgeçilmez araç oldu. Eş zamanlı olarak yeni bir tüketim alanı açtı. Kredi kartı kullanan herkes, görece, küçük bir giderle sınırsız müzik arşivinin kapılarını aralayabiliyordu.

Bunun yanında youtube gitgide büyüyen bir ağa dönüştü, içinde her türden videonun bulunduğu geniş platform oldu. Geçmişte büyük rakamlara çekilen video klipler yerini youtube klibi denen yeni görsel dile bıraktı. Aynı zamanda bu yazılımlar yasal bir ağ kurarak elde edilen geliri plak şirketleri ve müzik üreticileriyle paylaştı. Böylelikle ‘tüketici dostu’ dijital müzik üreticiye de kolaylık sağlamış oldu.

Peki bu kolaylık maddi imkanların dışında en çok hangi alanda fayda gösterdi?

Geçmişte güçlü yapımcı-plak şirketi, güçlü dağıtımcı ve medya desteği olmadan albümün veya şarkının ortaya çıkmasının pek olanağı yoktu. Son yirmi yıl içinde aşama aşama bu süreç de değişime uğradı.

Değişimin iki önemli noktası var. Artık dijital platformlarda kendi parçanızı, sesli veya görüntülü olarak kolaylıkla dolaşıma sokabiliyorsunuz. Bağımsız kalabiliyorsunuz.

Bir diğer önemli nokta da, müziğinizi artık, kayıt teknolojilerindeki ilerlemeyle birlikte tek başınıza evde kaydedebiliyorsunuz.

Bunun yansımalarını nasıl gözlemledik? Aslında en büyük yansıması, çok fazla sayıda ismin kolaylıkla müzik üretebiliyor hale gelmesi. Gözlemleyebildiğim kadarıyla son beş yılda çok fazla sayıda genç isim albüm veya tekli yayımladı.

Sayı giderek artıyor. Hemen hepsi de belli bir kitleye ulaşabildi. Kimileri onlara ‘üçüncü kuşak’ ismini veriyor. 2000-2010 arasında, yeni çıkan isimlerin birçoğu böyle bir rüzgar yakalamamıştı. Ayrıca, hem söz kalitesi hem de şarkı kalitesi olarak bugün çıkan isimlerin epey gerisindeydiler.

Bugün enstrümanına hakim, iyi söz yazmaya çalışan birçok genç isimden söz edebiliyoruz. Hepimizin hatırlayacağı pop, rock ve rap kamplaşması da bu süreçte değişti veya dönüştü.

Doğal bir süreçmiş gibi şehir müziği kavramının ortaya çıktığı bir durum söz konusu. Şehir müziğini genç isimler taşıyor. Genç müzisyenler üretiyorlar, kaydediyorlar ve yayımlayabiliyorlar. Bu onların müzikal bağımsızlığını sağlayabiliyor.

Bu nedenle, plak şirketi sahibinin söylediğini giyen, müzik kanalının istediği türde kategorize edilen ‘şahane 90’lar’ bölümü tarihe karışmış gibi görünüyor. Bakalım ne kadar devam edebilecek? GÖKÇE KAAN DEMİRKIRAN



Diğer Yazılar