78 YAŞINDA İLK TURNESİNE ÇIKIYOR
Disco müziğin babalarından sayılan Giorgio Moroder 78 yaşında ilk turnesine çıkmaya hazırlanıyor. A Celebration of the 80’s adı verilen turne 1 Nisan 2019’da Birmingham’dan başlayacak ve Avrupa’yı dolaşacak.
-Bu yaştan sonra turne fikri nereden aklınıza geldi ?
Dört yıldır bir yerlerde diskjokeylik yapmaya başladım ve çok da hoşuma gitti. Şimdi ara vermek istiyorum, çünkü yorucu bir şey. Sadece bu hafta nerelerde çalacağımı söylersem, anlayacaksınız durumumu. Önce Meksika’ya gideceğim, oradan Miami’ye geçeceğim, ardından bir turist gemisinde çaldıktan sonra Los Angeles’da program yapacağım. Yıpratıcı bir durum yani. Bir süre önce Hans Zimmer’in konserine gittim ve ortamı beğendim. Ben de konserler yapabilirim diye düşündüm. Bakın, Ennio Morricone 90 yaşında konsere çıkıyor; ben neden sahnede çalmayayım. Avrupa için bir turne planladık ve her şey yolunda giderse, ondan sonra dünya turnesi gündeme gelebilir.
- Repertuvarı saptadınız mı ?
18 ila 20 parça arasında bir liste düşünüyorum. Kendime yaptıklarımdan ve Donna Summer için bestelediklerimden oluşuyor büyük oranda. Cher, David Bowie ve Freddie Mercury için yazdıklarımdan da örnekler olacak.
- Sahne üzerinde ne gibi bir şov planlıyorsunuz?
Öyle fazla hareketli şov yapamam da, yıllar sonra ilk kez şarkı söylemeyi deneyeceğim. Güzel bir sesim yok gerçekten ve de şarkı sözlerini unutuyorum. Son olarak 50 yıl kadar önce Adriano Celentano’yla birlikte şarkı söylemeye kalkışmıştım. Ancak, şimdi teknoloji çok gelişti ve kargalar bile söylüyor. Kendi şarkılarımı seslendirmesi için başka birinden sahnede yardım almak pek hoş olmadığı için böyle bir işe kalkışıyorum açıkçası.
- Anlaşıldığı üzere, hâlâ çok yoğun bir programla yaşıyorsunuz…
2013’ten bu yana Daft Punk’ta işbirliğimiz sürüyor. Önce Tron filminin müziklerini yazmak için bir araya geldik ama tam bir fikir birliğine varamadık. Toplantıdan çıkarken beni yemeğe davet ettiler. İşim vardı, önce kabul etmedim ama yanımdaki oğlum ‘Onlar benim idolüm, yapma bunu’ dedi ve yemeğe onunla gittik. Bir yıl sonra onlarla Paris’te stüdyoda buluştuk. Birlikte çalacağımızı sanıyordum; ‘Lütfen oturup bize hayat hikayeni anlatır mısın?’ dediler. Daft Punk´ın işleri dışında özel geceler için sık sık programlar üretiyorum.
- Disco müziğin babası olarak tanımlanmayıı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana bir sürü lakap yakıştırdılar ve hepsini sevdim. ‘Disconun dedesi’ demesinler de ne derlerse desinler (gülüyor). Disco müzikle kendini Hollywood’a kabul ettirebilmek tabii ki önemli bir adım. 30-40 yıl önce Hollywood’da film müziği yapanların hepsi klasik müzik kökenliydi. Discoyu Hollywood’a ilk sokan benim. Alan Parker yeni filmi Geceyarısı Ekspresi için ‘I Feel Love’ tarzında bir tema istemişti. Ben de hemen yazıp vermiştim. O yolla Hollywood’a girmeyi başardım.