İri mi iri burnuyla ve kendine özgü alaycı, hınzır, üç kağıtçı gülüşüyle belleklere kazınmış bir dolu rolle Amerikan komedisinin büyük ustaları arasına girmiş, komediler kadar avantürde de iyi filmlere imzasını atmış Walter Mattheu, (asıl adı Walter John Matthow) tırnaklarıyla zirveye yükselenlerden. 1 Ekim tarihinde New York’da göçmenlerin fakir semtlerinden Lower East Side’da dünyaya geliyor. Rahip babasının tanıdığı vasıtasıyla 11 yaşında bir tiyatroda küçük roller buluyor ve oradan kazandığı üç kuruşla okulunu bitirebiliyor.
İlk ciddi ödülü ise 1966’da 3. Antalya Film Şenliği’nde Namusum İçin’le kazandığı En İyi Yönetmen heykelciğiydi; Ün’ün sineması tam 32 yıl sonra Antalya’da bu kez ‘yaşam boyu onur ödülü’yle taçlandırılacaktı. Ayrıca, yurt içi (Antalya, Adana, İstanbul, Ankara) ve yurt dışı (İtalya, İspanya, Almanya, Tunus, Hindistan, Fransa, Japonya) festivallerinde kazandığı ödüllerin yanı sıra Uluslararası İstanbul Film Festivali, Uluslararası Ankara Film Festivali ve Sinema Yazarları Derneği’ den de (SİYAD) onur ödülleri almıştı.
1930’larda halkın kulağında yer etmesi amacıyla Boğaziçi vapurlarında yolculuk boyunca gramofonla tango dinletilmişti. Bir ara bu vapurlarda sekiz kişiden oluşan orkestralar da çalmış, büfeyi ünlü Pandeli işletmiş ve çok rağbet gören bu seferlere ‘caz vapuru seferleri’ denmişti…
TRT’nin tek kanallı, siyah-beyaz günlerinin ilk ekran yıldızlarından Güneş Tecelli. Televizyona çok çıktığından mı? Tabii ki onun da payı var ama, bu kadar sevilmesinin nedeni, TRT’nin katı kuralları içinde bile son derece rahat, özgüvenli, sıcak davranabilmesi ve aileden, mahalleden biri olduğunu hissettirebilmesi.
İstanbul’un en ünlü ilçesi Beyoğlu’nda faaliyetini sürdüren ‘Tuborg Şark Birahanesi’ tanınırlığını arttırmak için ‘Bira İçme yarışması’ düzenlemiş ve gazeteye ‘Yılın En İlginç Yarışması’ başlığıyla ilan vermiş. Gerçekten de çok ilginç bir yarışma, özellikle de jüri üyeleri. Kimler yok ki?
Eserin adı Hisseli harikalar Kumpanyası; Anadolu’da turne yapan çadır tiyatrosunun assolisti aniden başka bir yere transfer oluyor ve yerine birini bulma gerekiyor. İlginç bir kararla assolist sorunu çözülüyor ama bölgenin ağası assoliste abayı yakıyor… O günün parasıyla sekiz buçuk milyona mal olan Hisseli Harikalar Kumpanyası’nın ilk gösterim tarihi 3 Mart 1980.
Uzun yıllar öncesinden bir fotoğraf; temiz yüzlü Liverpoollular’ın grubu Beatles hâlâ zirvededir, yaramaz ve hınzır rakipleri Rolling Stones’un nefesi ise enselerinde. ABD’de durum İngiltere’ye göre daha politizedir. İngiltere işin müzik yönüyle ilgilenirken Vietnam Savaşı’na karşı gelen Amerikalı gençler olayı yoğun bir muhalif çizgiye ve underground atmosfere taşıyıp egemen kültüre gayet organize şekilde karşı çıkar. Uzun süredir sesi gür çıkmayan Amerikan folk müziği yeniden kıpırdanmaktadır; ilk üç albümünün ardından folktan rocka akan, rock’n’rollun dansına ve eğlencesine alternatif sunan Bob Dylan ile yoldaşı Joan Baez sevginin, barışın, dostluğun önemini vurgulayan bir duruş sergileyip savaşı lanetlemektedir.
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi Yüksek Frekans kürsüsünden profesör Mustafa Santur, 16 Temmuz 1951’de dekanlığa mektup yazıyor ve üniversite bünyesinde televizyon altyapısını oluşturabilmek için36 bin TL. ödenek talep ediyor. Olumlu yanıt veriliyor ve doçent Adnan Ataman Hollanda’ya giderek Philips’ten cihazları teslim alıyor. Perşembe Pazarı’nda yaptırılan verici anten Taşkışla binasının çatısına monte ediliyor…
Şeref Canku; Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Anadolu’da zor şartlarda derlemeler yapmış müzik sevdalılarından biri. Doğan Canku’nun babası olmasından ötürü ismi biraz daha biliniyor ama gölgede kalmış ustalardan. Kızı Kumru Canku tarafından yazılan ‘Şeref Canku Eserleri’ kitabında yaşamı şöyle özetleniyor:
Düsseldorflu müzik öğrencileri Ralf Hutter ile Florian Schneider, ‘Organisation’ adı verdikleri grupla müzikal serüvenlerine başlamıştı. 1970’de adları Kraftwerk (Elektrik Santrali) olmuş ve 1971-73 arasında Anglo-Amerikan arayışlara girişmişlerdi. 1974’de genişleyen kadroyla sentetik ritmleri keşfetmişler ve ortaya Autobahn gibi bir yapıt çıkmıştı. Müzik dünyası için çok önemli adımdı Autobahn.
Geçen yıl 3 Haziran’da Bodrum'da geçirdiği kalp krizi sonucu 57 yaşında yaşamını yitiren Kalan Müzik'in sahibi ve kurucusu, müzik yapımcısı Hasan Saltık’ın birinci ölüm yıldönümüydü birkaç gün önce. Ona ‘Gölge Kültür Bakanı’ deniyordu. Otuz yıldan fazla süredir müzik adına çok önemli işler üretmiş Saltık'ın bu kadar önemsenmesinin, sevilmesinin nedeni neydi?
Hikmet Hanım ile Veteriner Ahmet Bey’in ilk ve tek çocuğu. 18 Kasım 1947 Ankara doğumlu. Tam adı İbrahim Şükrü İzzet Özhindu. Bebek yaştayken anne ile babası ayrılınca, dede evinde anne, anneanne, teyze, kuzenlerle büyüyor. Annesi İzzet’i klasik müzik konserlerine götürmeye başlıyor ve orada müziğe sevdalanıyor. ‘İsmet Teyze’si Ankara Radyosu’nda Tiyatro Eğlence Yayınları müdürü. Onun yardımıyla Ankara Radyosu Çocuk Saati programının kadrosuna katılıyor. Oradan ‘Çocuk Tiyatrosu’na geçiyor.
Milliyet Gazetesi’nin 22 Kasım 1959 tarihli sayısında bir haber yayınlanıyor; başlığı şöyle: ‘Bir Şantör Mahkemede 4 Defa Şarkı Söyledi’. Şantörün adı Yaşar Güvenir. O dönem Ankara hafif müzik piyasasının en bilinen isimlerinden biri. Gelin, Milliyet’in haberine göz atalım:
Yeşilçam filmlerinin demirbaş oyuncularından Feridun Çölgeçen. Kötü rollerle belleklerde ama karikatürize tiplemeleri de garip bir mizah tadında. 10 Mayıs 1911'de Mehmet Sami Çölgeçen (Atatürk dönemin milletvekillerinden) ile Sıdıka Nevin Hanım'ın dört çocuğundan biri olarak İstanbul'da doğuyor. Çölgeçen'in babası Sami bey, Fizan'a sürgüne gönderilen ittihatçılardan. Mustafa Kemal Atatürk, çölü geçen ilk Türk olması münasebeti ile kendisine Çölgeçen soyadını veriyor.
Konumuz yabancılar; hani şu büyük orkestralarıyla dönemin gözde hafif müzik parçalarını yorumlayıp milyonluk albümlere imza atanlar. James Last, Paul Mauriat, Fausto Papetti ve diğerleri... Bizde plakların raflara alfabetik yerleştirildiği dönemde Batı’da ‘tür’e göre bölümler hizmette. Şeflerin yaptıkları ‘easy listening’ diye etiketleniyor.
Melih Kibar’ın Hababam Sınıfı’yla birlikte en sevilenler listesinde hep en üstte Selvi Boylum Al Yazmalım’ın film müziği. Oysa ne Altın Portakal’ı var, ne de dişe dokunur ödülü; halkın beğenisiyle sevgisinden başka. Döneminde filme yazılmış eleştirilerde müziğinin adı bile yok…
Taksim’den Galatasaray’a yürürken solda kalan Hasan Bey Apartmanı (No: 133) girişindeki ilk dükkan. Öğleye doğru açılıyor; gece yarısına doğru kepenk indiriyor. Üç buçuk metre kare kadar; Vakko ile Tanca’nın bitişiği. 1966’da açılmış. Adı Karakedi Plak Evi. Kurucusu İslam Bey (Nurhat). Dükkanın sahibi bilinen Hasan Üngör işe 1967’de Mecidiyeköy Lisesi’nde öğrenciyken girmiş ve zamanla Karakedi’ye ortak olmuş.
Tarih 3 Aralık 1990. TRT, özendirici yayın olarak Telegün’ü başlattığını duyuruyor. Avrupa’daki 15 ülkenin bir süredir kullandığı ‘teleteks’ hizmetinin bizdeki adı Telegün. Haberler, spor sonuçları, TV ve radyo programları, sermaye piyasası ile döviz kurları, hava ve yol durumu, uçak ve tren tarifeleri ile sanat etkinliklerine ilişkin bilgiler içeriyor Telegün. Diğer deyişle ekran gazetesi bu. Acil yardım rehberi de denebilir.
İsmini, yüzünü bilen az, ama ya sesini? Ramazanlarda TRT’deki iftar duasının vaz geçilmez sesi Nur Subaşı artık aramızda değil; ancak moda deyimle ‘efsaneleşmiş’, kuşaktan kuşağa devrolmuş yorumu hala belleklerde. Evet; mükemmel ses, mükemmel tonlama, mükemmel vurgulama ve derin huzur… Devlet Tiyatrosu oyuncusu, TRT’nin ilk seslendirmecilerinden (Seslendirme sanatçısı diyemiyoruz, kendisi seslendirmeyi sanat olarak kabul etmiyordu) Nur Subaşı Türkiye’deki nadir markalardan biri.
Yerli popta ekip çalışmasını başarıyla uygulamış, besteleriyle herkesin beğenisini kazanmış Melih Kibar, amansız hastalığın pençesinden kurtulamayarak genç yaşta yaşama veda etmişti 2005’in 7 Nisan’ında… 1951 doğumlu Kibar, sekiz yaşında İstanbul Konservatuarı Yarı Zamanlı Piyano Bölümü’ne başlamış, Alman Lisesi'nde okurken Milliyet Liselerarası Müzik Yarışması'nda ilk kez geniş kitlelerin önüne çıkmış, ardından kimya mühendisliği okurken Timur Selçuk'tan dersler alarak yoluna devam etmişti…
Haziran’ın son vizyon haftasındayız… Hemen önümüz Temmuz. Yazın tam ortası! Filmler gündelik hayata eş değer; hız kesmiyorlar! Vizyon gündeminde ise yeni moda sürüyor: Yeniden vizyon gören eski popüler yapımlar. Yerli yapımlar da dahil oldu akıma… Üçü yerli yapım olmak üzere toplam sekiz filme ev sahipliği yapıyor Haziran ayının son vizyon haftası! Murat Düzgünoğlu’nun yazıp yönettiği yerli dram ‘Kurtla Köpek Arasında’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan filmi.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Kariyerinin başlangıcında parlak bir profil çizen ama geçirdiği kazayla pistlere veda eden eski bir pilotun 30 yıl sonra sektörün zirvesi sayılan Formula 1 yarışlarında tekrar boy göstermesi üzerine bir hikâye anlatan ‘F1 Filmi’, dibi görüp tekrar ayağa kalkan sporcu formülünü yeniden üretiyor. Filmi bu yapımdaki rolüyle meslek hayatının en yüksek ücretini (30 milyon dolar) alan Brad Pitt sürüklüyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/29 HAZİRAN 2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Bu yıl, Uçan Süpürge Film Festivali, 27 Mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında düzenlendi. Gösterimlerin büyük bölümü Kült Kavaklıdere’de gerçekleştirildi. Bu yıl Etimesgut Belediye’sinin Kültür Merkezi’nde de gösterimler yapıldı. Üzerinden belli bir zaman geçmiş olsa da, filmler eskimez diyerek, festivalde izlediğimiz filmlere, izleme sırasıyla bir göz atmaya başlayalım.
Gülşen Kutlu'nun sunumuyla genç Türk halk müziği sanatçılarının performansı bugün 20.00'de TRT Müzik'te.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
Müzik yazarı, eleştirmen ve program yapımcısı Yavuz Hakan Tok'un yeni kitabı Şarkı Hikayeleri Masa Kitap yayınevi etiketiyle satışa çıktı. 240 sayfalık yapıtta Tok, 60'lardan 90'lara uzanan zaman diliminde yerli popu şekillendirmiş 80 şarkının yaratı öyküsünü, ilginç notları ve toplumdaki yeri ile rolü hakkındaki görüşlerini anlatıyor.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.