İLHAN İREM YAŞAMINI YİTİRDİ
Uzun süredir böbreklerinden tedavi gören İlhan İrem bu akşam yaşamını yitirdi. Sanatçının cenazesinin ne zaman, nereden kaldırılacağı daha sonra ailesi tarafından duyurulacak. İlk bilgiye göre Cumartesi günü CRR'de tören düzenlecek. Cenaze Aşiyan mezarlığında defnedilecek.
HEP KENDİNİ SÖYLEDİ
Müzikte kendini söyleyen, başkasından beste almadan yarım yüzyıla yakın zirvede kalan Türkiye’de değil sadece, dünyada kaç isim var?
İlhan İrem (d. 1955/ asıl adı İlhan Aldatmaz) bunu başarmış, her dem müziğiyle, sanatıyla, görüşleriyle gündem yaratabilmiş nadir ozanlardan biri.
Müzikal kariyerinin 70’ler dilimini pop müziğin gerektirdiği etkinliklerle, davranışlarla geçiriyor.
Bursa çıkışlı, romantik genç, ticari baskılara karşın kendi kafasındakileri, kalbindekileri plaklara aktarıp büyük bir kitlenin beğenisini kazanıyor ve aşağı yukarı her yapıtı listelerin üst sıralarında kabul görüyor.
Sonra askerlik görevi geliyor; Doğu Anadolu bölgesinde geçen iki yıl içinde İlhan İrem ülkesinin insanını, farklı gerçekleri tanıma olanağı buluyor.
Askerlik sonrası rotası değişik; Bezgin albümünde yöresel tatları ilk kez sevenlerine aktarırken Olanlar Olmuş parçasıyla yolunun başka adreslere yöneldiğinin ipuçlarını veriyor.
Her yaptığıyla liste başlarında kabul gören, popüler kültür tarafından el üzerinde tutulan İrem, 1980’lerde birden makas değiştirip mistik, metafizik, göksel çağırışımlarla şekillenen, rock ve ‘new age’e yakın seyreden çalışmalar sergilemeye girişiyor.
Bu radikal kararın, sert dönemecin hemen ardından, onu popçu olarak benimseyenler ve dışlayanların yerlerini yeni dinleyiciler dolduruyor.
Şöhretin kof mutluluğunu kenara itip, farklı gerçeği arayan, sürekli üreten, yazan, çizen, kitaplara, bestelere hayat veren İrem kartvizitine ozanlığı da ekliyor artık.
Bu arada Türkiye, olumsuzluğa ve gericiliğe doğru hızla yuvarlanıyor. İlk refleksi, kendi dünyasına çekilip, sanatla nefes alma biçiminde gelişiyor.
Tam yedi yıl sürüyor tecrit dönemi. Çıkış kanalı ise, binlerce üyesi bulunan İrem Bağı organizasyonu ile cesur arayışları yansıtan cesur albümler.
Doksanlar’da ise, yaşamdaki aksaklıklara, haksızlıklara, çarpık gidişe bire bir tavır aldığı dönem başlıyor.
İlk bakışta İlhan İrem göz önünde değil; ama meraklı bakışlar, duyarlı yürekler ona, yapıtlarıyla, kendine özgü söylemiyle bir çok yerde rastlıyor...
Sonra best ofları koyuluyor plakçı vitrinine birer birer. İlhan İrem diye birinin, ‘Hafif Müzik’ günlerinden senfonik rocka uzanan müzik serüvende neler yaptığını öğrenmek ya da anımsamak isteyenleri kalın bir arşiv bekliyor plakçıda.
Evrensel sevgiye yönelerek şeffaf kalabilmiş güzel insanlarla keyifli paylaşımını sürdürmeye devam ediyor sonrasında. Genç kuşağın önemli bölümü, radyoların çaldığı ilk dönem yapıtlarıyla İlhan İrem’le tanışırken, sanatçının Seksen sonrası sentezleriyle senfonik arayışları sadece meraklı kulakları ve inatla onun izini sürenleri yakalayabiliyor…
İlhan İrem, hatasıyla sevabıyla ‘özgün’ bir insan. 1972'den bu yana profesyonel müzik sahnesinde yer alan; başından beri kendini dillendirmiş, yorumlamış, büyük bölümü kendi dizelerinden oluşan şarkılar söylemiş ozan.
Müziği, mesajları, fikirleri beğenilir, beğenilmez o ayrı konu; ancak belli bir duruş sergilemesi, etrafta olan bitene kayıtsız kalmaması, sevginin peşinden gitmesi, politik söylemi, diğer sanatlarla da haşır neşir olması, O’nu ve müziğini, nefesiyle, kalemiyle farklı bir boyutta değerlendirmeyi gerektiriyor hep...