BAHADIR AKKUZU (GİTAR)
Kurtalan Ekspres’in ikinci kuşak üyelerinden olan Bahadır Akkuzu (3 Şubat 1955 İstanbul doğumlu) müziğe dokuz yaşında mandolin çalarak başlamıştı. 12 yaşında gitara geçti. İlk grubu Hoko Moko’yu 15 yaşında Gebze’de kurdu.
1975’te Mithat Danışan, Ali Serdar ve Siret Yurtsever’le Kadıköy’de ‘4 Adam’ adıyla rock yaptı.
1977’de Kurtalan Ekspres’e dahil oldu. O günden yaşamını yitirdiği 7 Ağustos 2009’a kadar Kurtalan’da gitar çalan ve Manço’nun ardından grubun önünde şarkı söyleyen Akkuzu’nun grubun diskografisinde Sakız Hanım ile Mahur Bey adlı bestesi vardı.
Müziğin yanında uzun yıllar grafik ve reklam sektöründe çalışan Akkuzu, İngiltere’ye giden Ohannes Kemer’in yerini almıştı.
Caner Bora (davul), Ahmet Güvenç (bass), Ohannes Kemer (yaylı tambur, bağlama, gitar), Kılıç Danışman (tuşlular), Celal Güven (vurmalılar) ve 1977’in sonlarında gelen Bahadır Akkuzu (gitar), Yeni Bir Gün (1979) albümünde çok üstün performans sergileyerek Anadolu Pop/Rock’ın en iyi albümlerinden birini yapmıştı. Kurtalan Ekspres en parlak günlerini yaşamaktaydı.
1987’de ise ilginç bir durum yaşandı; Barış Manço elemanlardan Ufuk Yıldırım, Bahadır- Cihangir Akkuzu kardeşler ile Ahmet Güvenç’e Kurtalan Ekspres adıyla çalışabileceklerini, kendisinin bir süre dinleneceğini söylemişti. Bir şekilde, Kurtalan’ın tek başına neler yapabileceğini sınama operasyonuydu bu her iki taraf için de.
Ancak yeniden birleşildi. Özellikle, 1988’den sonra bilgisayarın nimetlerinden yararlanmayı kafaya koyan Manço parçaların düzenlemelerini Garo Mafyan’a yazdırmaya başlayınca, grubun rock havası zedelendi.
Kurtalan daha bir merkeze kayarken sahne performansı da hayli zayıfladı. Manço’nun televizyon programlarına eğilmesi, müziği uzun süreliğine ikinci plana çekerek devamlı seyahate çıkması Kurtalan’ın varlık nedenini sorgulanır hale getirmişti.
Grup bir şekilde yürümekteydi ama işler tatsızlaşmıştı. Kadroya dahil olan Elif Turhan (tuşlular), Eser Taşkıran (tuşlular) gibi isimlerle taze kan aransa da, Manço-Kurtalan Ekspres ilişkileri pek sıcak gelişmediğinden elemanlar albümlerin birçoğunda tam kadro yer alamadı ve sadece konserlerde bir araya geldi. Manço’nun soundu büyük ölçüde makinelere yaslanmaktaydı artık.
Doksanlar sorunlarla akıp biterken Barış Manço 31 Ocak 1999’da yaşamını yitirdi ve Manço’nun ölümünden sonra Kurtalan Ekspres boşluğa düştü. Bir ara, Af grubundan Asrın’ı solist alarak yola devam etmek istediler ve bir, iki iş de yaptılar. Ancak sonuç pek tatmin edici değildi.
2001’de Bahadır-Cihangir Akkuzu Kardeşler, Eser Taşkıran ve Ahmet Güvenç’li kadro Cem Karaca’yla buluşup konserler verdi, lokal çalışmaları yaptı. Karaca’nın şarkılarıyla Manço-Kurtalan yapıtlarının ortak seslendirildiği ilginç bir projeydi konserler.
Kurtalan’ın vitrindeki simge isimleri Ahmet Güvenç ile Bahadır Akkuzu’ydu. Güvenç-Akkuzu ekibi ilk ‘bağımsız’ Kurtalan Ekspres albümünü 2003’te çıkarmayı başardı.
Beş yıl geciken, üzerinde hayli çalışılan bir projeydi bu. Daha 1998’de rahmetli Barış Manço, ‘Mançoloji’ adını vereceği toplamasıyla ilgilenirken, Kurtalan Ekspres’in kendi albümü için çalışmalara başladığı haberi ulaştı müzikseverlere. Manço’nun yeni çizgisinin fazla popüler olduğunu iddia eden Ahmet Güvenç ile Bahadır Akkuzu bağımsız albüm hazırlayacaklarını, yapıtın çizgisinin Gülpembe ile Dönence sounduna benzeyeceğini, Anadolu’daki insanların neleri dinlemek istediğini çok iyi bildiklerini ve o yönde ilerleyeceklerini anlatmıştı gazetelere.
Manço’nun ardından, anma geceleri, saygı geceleri, konserler, Cem Karaca’yla iş birliği derken araya çok uzun zaman girmiş; Kurtalan Ekspres ancak Ekim 2003’de ‘3552’ adını verdiği bağımsız albümünü yayımlayabilmişti.
Yerli popun tıkanmaya yüz tuttuğu, ürünlerin müzikten çok şov ve cinsellikle pazarlanmaya çalışıldığı bir ortamda albüm çıkarmaları tabii ki çok önemliydi ama sonuç Anadolu Rockçılar’ı heyecanlandırmadı.
Ahmet Güvenç, Bahadır Akkuzu, Cihangir Akkuzu ve Eser Taşkıran’dan oluşan 2003 model Kurtalan Ekspres’in dağarcığında birikmiş besteler, grupta üçüncü kuşağı temsil eden Eser Taşkıran’a emanet edilmişti. Genç yaşına karşın uzun yıllar piyasanın içinde olan Taşkıran da parçaların düzenlemelerini geniş kitlelerin hoşuna gidebilecek şekilde süsleyince, o meşhur Gülpembe ile Dönence’nin soundundan, Anadolu Pop’un özlenen tadından çok şey taşınamamıştı albüme.
Bir zamanlar Moğollar’ın da yaşadığı ve bünyesindeki Berkay’la Öngür’ün vokalleriyle çözmeye çalıştığı solist sorununa yeni yakalanmış Kurtalan Ekspres, ‘Asrın Vakası’ndan sonra Bahadır Akkuzu’nun vokaliyle yoluna devam etmeyi denedi albümde.
Ne var ki, Akkuzu’nun sesi yetersiz kalınca, yapıt vokal açısından vasatın üzerine çıkamadı. Bestelere teker teker bakıldığında melodik açıdan zengin sayılabilirdi, sözler de sırıtmadı ama vokal yorum eksik kalmıştı.
Haydarpaşa-Kurtalan-Haydarpaşa arasında gidip gelen trenin sefer sayısı ‘3552’nin isim olarak verildiği albüm, popla rock arasında bir yerde duran birkaç parçanın parladığı yapıt olarak Kurtalan Ekspres’in diskografisine yazıldı…