Su altında kazı çalışmaları yürüten bir ekibin, dünyanın en karmaşık tünel sistemlerinde yaşadıkları trajedi ve tehlikeleri konu alan filmin yapımcısı Avatar ve Titanic filmlerinin yönetmeni James Cameron. James Cameron, Avatar’da yarattığı yenilikçi 3D sisteminin bu filmde bir adım öne çıkacağı kesin gözüyle bakılıyor.
Film, doğumlarından itibaren çocukluk ve ilk gençlik yılları boyunca yolları Ankara’da kesişen, 2010 yılında İstanbul’da tanışan Özgür ve Deniz’in birbirlerine doğru ve engellerle dolu aşk macerasını anlatırken, bir yandan da geri dönüşlerle onların bugünlerini yaratan dönemlere uzanıyor. Film, Türkiye’nin 70’li, 80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarını ziyaret ederek, o yılların unutulmaya yüz tutmuş yaşam biçimlerinden besleniyor.
Jellystone Parkının ziyaretçileri azaldığından Belediye Başkanı Brown parkı kapatıp arazisini de satmayı plânlamaktadır. İşin kötüsü Jellystone Parkında yaşayan Ayı Yogi ve yakın dostu Boo Boo ev olarak bildikleri bu parktan atılacaklardır. Yogi hayatının en büyük sorunuyla karşı karşıyadır. Parkı kapanmaktan kurtarmak için Boo Boo ile birlikte Korucu Smith ile güçlerini birleştirmelidirler.
Ormanda tek başına yaşayan Felix Bush’tan bütün kasaba halkı yıllardan beri uzak durmuş, ondan korkmuştur. Gözü dönmüş bir katil ve cani olduğuna dair hikâyeler anlatılan Felix, günlerden bir gün, elinde tüfeği ve bir tomar parayla kasabaya iner ve henüz hayattayken kendi cenaze törenini düzenlemek istediğini söyler. Cenaze levazımatçısı Frank ve çırağı Buddy, kısa sürede Felix’in asıl amacını öğrenirler.
Bu filmde, baba olmayı, sevgiyi, ruhsallığı, suçu, pişmanlığı ve ölümlülüğü, Barcelona’nın tehlikeli yeraltı dünyasında dengelemeye çalışan Uxbal’ın hikâyesi anlatılıyor. Uxbal, parasını kazanmak için hiçbir kural tanımıyor, çocukları için yaptığı fedakârlıklarda ise hiçbir sınır tanımıyor. Aynen hayatın kendisi gibi bu hikâye de başladığı yerde bitiyor.
Gazze’ye insani yardım malzemeleri götürmeye çalışan gemilere yapılan kanlı baskın üzerine Polat Alemdar ve arkadaşları Filistin’e gitmiştir. Bu baskının askeri plânlayıcısı İsrailli komutan Moşe ele geçirilmelidir. Polat, Moşe’ye ulaşmaya çalışırken, Filistin’de masum insanların nasıl öldürüldüklerini görür. Teknolojik imkânlar ve kural tanımazlık, Moşe’yi kurtarmaya yetmeyecektir.
Sam Flynn, Kevin Flynn’in 27 yaşındaki teknoloji meraklısı oğlu, babasının ortadan kayboluşunu araştırır ve kendini babasının 25 yıldır yaşadığı Tron’un dijital dünyasında bulur. Kevin’in sadık sırdaşı Quorra’yla birlikte, baba ile oğlu çok fazla gelişmiş ve son derece tehlikeli bir hale gelen, görsel açıdan dudak uçuklatan sanal alemde bir ölüm kalım yolculuğuna çıkarlar.
Henüz minik bir bebekken kendisini cami avlusunda bulan yavru Sebo (Sebahattin), güvercinlerin ve kumruların yemleriyle beslenip kendi kendini yetiştirmiştir. Aklı başına geldiğinde zengin bir işadamının konağında iş bulan ve kızı Demet’e plâtonik bir aşkla bağlanan Sebo’nun mutluluğu bir anda bozulur. Bir geceyarısı ansızın müştemilâtın kapısı çalınır, gelen efsanevi kan emici Kont Dracula’dır.
Almanya’daki şöhretli, zengin, fakat mutsuz hayatını arkasında bırakıp sade ve normal bir hayata kavuşma arzusundaki Şahin K., Bodrum’da yaşamaya karar verir. Kötü şöhreti yüzünden kaybettiği oğlu Caner’e kavuşmak için çabalarken kasabanın sıkıntılarını da çözecek bir halk kahramanı haline gelir. Peşini bırakmayan şöhreti onu farklı maceralara sürükleyecektir.
Dawn, eşini kaybettikten sonra çocukları ile baş başa kalmıştır. Küçük kızı babasının ruhunun bahçelerindeki ağaçta yaşadığını ilk söylediğinde bunu çocukça bir şaka olarak kabûl eder. Bu olay, giderek aile içinde kabûl görür. Bir süre sonra tüm çocuklar babaları ile konuşmaya başlarlar. Dawn da hayatın hayal kırıklıklarından sonra çocukları gibi davranmaya başlar.
Film, küçük bir kasabada babası ve üç amcasıyla birlikte yaşayan on üç yaşındaki Gunther’in ergenliğe geçiş hikâyesini anlatıyor. Gunther baba evinde her gün, fazlaca alkol, kadın, uygunsuz durum ve aylaklıkla karşı karşıya kalır. Görünüşe göre o da gelecekte aynı kaderi paylaşacaktır. Acaba bu talihsizlikten kurtulmayı başarabilecek midir?
Burjuvazi, yasak aşk ve tutku üçgeninde gelişen trajik bir aşk hikâyesi. Zengin bir ailenin hasta olan büyükbabası, işi oğluna ve torununa bıraktığını ilân eder. Evin hanımı Emma, kocasının iş seyahatleri ile kızının okul için evden ayrılmasıyla kendini yalnız hissetmeye başlar ve oğlunun aşçı arkadaşıyla bir ilişki yaşamaya başlayınca kendini yeni bir dünyanın içinde bulur.
Emrah, ilk sinema filmini çekmeye çalışmaktadır. Babası Mehdi Bey, Emrah’ın eczacı olacağına inanıyordur. Arkadaşları ve annesi Şahane Hanım’ın da desteğiyle para bulan Emrah’ın karşısına bürokrasinin çarkları çıkar. Hayalleriyle Emrah arasında sansür kurulu başkanı Müzeyyen Hanım’dan alacağı son bir imza kalmıştır. Ama bu kolay olmayacaktır. Resmi otoritenin karşısına dikilen Emrah’ı hiç de hoş olmayan gelişmeler beklemektedir.
Megazeka, dünyanın en zeki süper kötü kahramanıdır. Her yolu deneyerek Metro City’yi ele geçirmeye çalışır, ancak Metro Man olarak bilinen süper kahraman yüzünden başaramaz. Metro Man yenilmez bir kahramandır, ta ki bir gün Megazeka tarafından öldürülene dek. O andan sonra Megazeka’nın hayatta hiçbir amacı kalmamıştır. Süper kahramansız bir Süper kötü kahraman olmanın hiçbir anlamı yoktur.
Jamie, karizmatik fakat pek başarı yakalayamamış birisidir. Sonunda aradığı başarıyı Viagra mümessilliği yapmaya başladığında bulur. Yeni işi ve tesadüfler, onu Maggie ile karşılaştırır. Maggie ve Jamie’nin aralarında gelişen ilişki sürprizlere içermektedir. Zira ilkelerinden taviz vermemeye alışkın iki insan da aynı uyuşturucunun, aşkın etkisi altındadır.
Los Angeles'da kumarbazlık ve anlaşmalı evliliklerle hayatını sürdüren Jay Ray, günün birinde Gina adlı zengin kızla çıkmaya başlar. Gina'nın babası kentin en ünlü kumarhanesinin sahibidir. Aileye kabul edilen Jay, bir süre sonra Gina'nın ağabeyi ve sevgilisi Natasha ile tanışır. Natasha, Jay'ın son anlaşmalı evliliği yaptığı kızdır ve kağıt üzerinde onun hala karısıdır ...
Yıllarca savaştıktan sonra evlerine dönen iki yakın arkadaş, vebanın her şeyi yakıp yıktığını görür. Kilisenin ileri gelenleri bir kızı cadılıkla suçlamaktadır ve onlara göre bütün olanların sorumlusu odur. İki arkadaşın bu kızı çok uzaklardaki bir manastıra götürmeleri emredilir. Ancak bu yolculuk, onların dünyanın kaderini belirleyecekleri bir maceraya dönüşecektir.
Belgesel, tutuklu ve hükümlülerin çoğunun Kürt olduğu Diyarbakır 5 No.lu Cezaevi’ndeki tüm tutuklulara, 12 Eylül askeri darbesinden sonra, devlet tarafından ne tür akıl almaz sistematik işkencelerin yapıldığını ve nasıl Türkleştirme politikalarının uygulandığını gösteriyor. Film, 42. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülleri, 21. Ankara Uluslararası Film Festivali ve 46. Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Belgesel Film ödülüne lâyık görülmüştü.
2001 tarihli Alman yapımı Das Experiment adlı filmden uyarlanan filmde, 26 kişi psikolojik bir deney için, gardiyan ve mahkûm rolünü oynamaya başlarlar. Deneyin devamında olaylar karmaşık bir boyuta ulaşacak ve kontrolden çıkacaktır. Yeni filmde Adrian Brody mahkûmların liderini, Forest Whiteaker ise gücün yozlaştırdığı bir gardiyanı canlandırıyor.
Hür Adam, yazdığı kitaplar ve yetiştirdiği talebelerle 80 seneyi aşkın süredir Türkiye’den başlayarak bütün dünyayı etkileyen Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatından kesitler taşıyor. Pek çok ilmî ve edebî çalışmaya konu olan Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatı Hür Adam’da ilk kez dramatik bir yapıyla sinemaya uyarlandı.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Yeni sezonun merakla beklenen filmlerinden Queer'den fragman geldi. İlk gösterimi Venedik Film Festivali'nde yapılan, Luca Guadagnino'nun yönettiği, başrolünü Daniel Craig'in üstlendiği Queer'in Oscar'ın bir numaralı favorilerinden olacağı söylentisi Hollywood kulislerinde dolaşıyor.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Warner Bros. Pictures, 'Game of Thrones' evreninde geçen bir film üzerinde çalışıyor. The Hollywood Reporter'ın haberine göre, senaristi ve yönetmeni daha belli olmayan filmin ön hazırlıkları sürüyor. '
Bir anne, baba ve 16 yaşındaki oğulları köyün sonundaki tepede yaşarlar. Geçimlerini bir otelin çarşaflarını yıkayarak kazanırlar. Su kaynağının tutarsız akmasından dolayı genellikle yeterli su bulamazlar. Bu arada sondaj işçisİ baba ile kızı su sorununu çözmek için köye gelir ve...
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: