Kont Drakula ya da Kazıklı Voyvoda olarak bilinen III. Vlad hakkında bir belgesel çeken Amerikalı John Gillespie ve ekibi Türkiye´ye gelirler. Vlad kendi ülkesinde bir savaşta ölmeden evvel bir kaç yıl Türkiye´de tutuklu kalmıştır. Savaşta ölen Vlad´ın naaşı rivayetlere göre Türkiye´ye getirilip bilinmeyen bir yere gömülmüştür. Ekibin tanıştığı bir tarihçi Vlad´in mezarını bildiğini iddia eder. Garip köyü İstanbul yakınlarındadır ve tesadüf eseri bu köyde kaçırılmış olan küçük çocukların kurban edildiğinide öğrenirler. Gillespie durumdan şüphelense de köye gidip araştırma yapmaya karar verir.
Fransa’nın en kötüleri olarak bilinen öğretmenleri çok gizli bir görev için İngiltere’ye doğru yola çıkarlar. Tembeller kralı Bolat’la birlikte ülkenin en iyi lisesine tepeden inerler ve ünlü metodlarını ülkenin gelecek elitleri üzerinde uygularlar. Bahis çok büyüktür; krallığın geleceği onların başarılarına bağlıdır. Bu sefer en iyi öğrenciler en kötülerdir.
Ne okulda ne de evde aradığı huzuru bulamayan Nobita sonunda evden kaçmaya karar verir. Yakın arkadaşları Gian, Shizuka ve Suneo’nun da evden kaçmak için nedenleri vardır. Ancak nereye gideceklerine karar veremezler. Çünkü artık günümüzde bütün toprakların bir sahibi vardır. Doraemon’u da yanlarına alan yakın arkadaşlar zamanda bir yolculuğa çıkarak tam 70.000 yıl öncesine giderler. Ancak taş devrinde de her şey yolunda değildir.
Scrat’in meşe palamudu peşindeki destansı takibi, onu kazara Buz Devri Dünyası’nı dönüştürecek ve tehdit edecek olayların yaşanacağı evrene fırlatır. Sid, Manny, Diego ve sürünün geri kalan elemanları, kendilerini kurtarmak için evlerini terk etmek zorunda kalırlar. Egzotik topraklara doğru başlayan yolculuk, karşılaştıkları yeni karakterlerle birlikte neşeli ve eğlenceli bir maceraya dönüşür.
Tüm duyguların yasak olduğu yepyeni bir dünyada, Nia ve Silas birbirlerine aşık olurlar ve artık hayatları tehlike altındadır.
Bowling for Columbine, Sicko ve Fahrenheit 9/11 gibi filmlerin Oscar Ödüllü yönetmeni Michael Moore, ilk gösterimini 2015 yılında Toronto Film Festivali’nde yapan yeni filmi Şimdi Nereyi İşgal Edelim ? (Where to Invade Next) ile bu kez Finlandiya, İtalya ve Fransa gibi ülkeleri işgal ederek Amerika’nın sosyal ve ekonomik problemlerine çare arıyor.
"Naser" orta yaşlı inançlı bir öğretmendir. Bir gün para dolu bir çanta bulur ve çantayı sahibine hiç beklemeden iade eder. Paranın sahibi Naser´in bu güzel davranışı karşısında ona bir para ödülü gönderir ama Naser onu da iade eder ve bunun ardından bir televizyon kanalı onu ve eşini olayı anlatmak üzere programa konuk eder ardından bir de Brezilya seyahati kazanırlar. Ancak seyahatin daha başında oradaki kültür farklılıklardan dolayı huzursuzluk duymaya başlar. Orada Angela adlı genç kadınla yanlışlıkla tanışan Neser´i Angela eski sevgilisi Salvador sanmaktadır. Naser kendisinin Salvador olmadığını kanıtlamak için kılı kırk yarar.
En iyi online bilgisayar oyuncuları ve esrarengiz bir turnuva. Sanal gerçeklikte çığır açan yeni bir savaş oyunu bu. Oyuncular, son teknoloji ile donatılarak hazırlanmış kıyafetleri ve ekipmanları sayesinde tamamen oyunun dünyasına giriyorlar. Kendilerini bir savaşın ortasında bulan genç gamer’ları daha da büyük bir sürpriz beklemektedir. Bu simülasyonun gerçeklik seviyesi tahminlerinin çok ötesindedir: Oyunda ölürsen, gerçek hayatta da ölür müsün?
Hindistan’ı Olimpiyatlarda temsil etmenin hayalleriyle yaşayan yerel bir güreşçi şampiyonu Sultan Ali Khan’ın ve yine Sultan’la aynı küçük kasabada yaşayan cesur ve yine kendince hayalleri olan Aarfa isimli genç kızın hikâsini anlatan “SULTAN” filminde, iki yerel güreş efsanesinin karşı karşıya gelmesi, tomurcuklanan aşk, hayaller ve arzular konu ediliyor. Ancak şöhret yolu taşlıdır ve zafere ulaşmadan önce bu yolda pek çok kez düşebilirsin ve bu yolculuk bazen bir ömür boyu sürebilir.
Yanis ve çetesi için her şey yolunda gitsede yine de bir huzursuzluk vardır. Yanis’in kardeşi Amine, büyük bir soygunda kullanılan silahtan kurtulmak yerine onu satar. Ancak silahı bir uyuşturucu çetesi almıştır ve silah yüzünden başları derde girince, Yanis’i onlar için bir soygun yapmak zorunda bırakırlar. Soygundan sonra Yanis çaldıkları milyonlarca dolar değerindeki uyuşturucuyla ilgilenmese de bu çeteyle yeniden iş yapmak zorunda kalacaktır.
Denizdeki Ateş özellikle Kuzey Afrikalı mültecilerin Avrupa´ya giriş noktası olan, İtalyan adası Lampedusa´da geçiyor. Gianfranco Rosi, adanın çeşitli sakinlerinin hayatını takip ediyor: bir balıkçı ailesi, bir radyo DJ´i, adada göçmenlerle ilgilenen tek doktor ve büyükannesi ve amcası ile yaşayan 12 yaşındaki Samuele... Bir anlamda filmin yıldızı olan Samuele´nin göz hastalığı, sapanla oynadığı oyunlar, hatta onunla ilgili hemen her şey Avrupa´nın göçmen sorununa yaklaşımıyla ilgili bir metafora dönüşüyor.
Tarzan olarak bilinen Lord Greystoke, yıllar once Afrika ormanlarını, karısı Jane ile birlikte arkasında bırakmıştır. Şimdi ise parlementonun ticari hükümet temsilciğini yapması için Congo’ya tekrar davet edilir. Ancak, Kaptan Leom Rom’un tezgâhladığı aç gözlülük oyununda piyon olduğundan bihaberdir. Fakat bu öldürücü komplonun arkasında olanların nasıl bir savaşı başlattıkları hakkında hiçbir fikirleri yoktur.
Clay Riddell, yaşamlarıyla ilgili iyi haberler vermek için, arasının açık olduğu eşi Sharon’ı, Boston’daki Havalanı’ndan arar. Yazdığı romanının bilgisayar oyun haklarını yeni satmıştır ve evine, oğlu Johnny’nin yanına gelmek istemektedir. Ancak konuştuğu eşinin cevabından hemen önce hat kopar. Bilinmeyen bir frekans GSM şebekelerinde dolaşmaya başlar ve bu cep telefonu kullananlarda ölümcül bir öfke oluşmasına neden olur.
Hayatları partiyle geçen iki kardeş Mike ve Dave, kız kardeşlerinin Hawaii’deki düğünlerine katılacakları eşlerini bulmak için internete ilan verirler. Bu durumdan kolayca sıyrılmayı bekleyen kardeşler, kendilerini bir anda bir ikilinin ellerinde bulurlar. Mike ve Dave Stangle, genç, maceracı, eğlence düşkünü ve bazılarına göre uygunsuzlardır.
Filmde, Amerika’nın yeni kurucularının her yıl hayata geçirdiği 12 saatlik anarşinin dehşet verici yeni bölümü gözler önüne seriliyor.
8 yaşındaki oğlunun doğaüstü güçleri olduğunu fark eden baba, oğlunu koruyabilmek için bir kaçış planı yapar. Baba – oğulun takımına Sarah ve Lucas eklenir ve bildikleri korunmalı yere peşlerindeki polislere ve çeşitli gruplara yakalanmadan varmaya çalışırlar.
Antoine ünlü bir film müziği bestecisidir. Hindistan´da çekilecek bir Romeo ve Juliet filmi uyarlamasının müziklerini yapması için davet alır. Antoine aşka ve duygusal ilişkilere oldukça rahat bakmaktadır ancak Fransız Büyükelçisinin eşi Anna ile tanışınca değişmeye başlar. Antoine ve Anna, Hindistan’da mecburi bir yolculuğa çıkar. Fiziksel ve ruhsal şifa arayan ikili bu yolculuk sırasında birbirlerine âşık olurlar.
Nazi dönemi Almanya’sında geçen film, yerleştirdiği bomba ile Adolf Hitler’i ve kurmaylarını havaya uçurmayı sadece 13 dakikayla kaçıran Georg Elser’in hikâyesini anlatıyor. Yaklaşan Nazi tehlikesini herkesten önce fark eden, başkaları bilinçsizce emirlere itaat ederken ya da sus pus otururken harekete geçen bu esrarengiz adam kimdi? Diğer insanların görmezden geldiği bir şeyi görmüştü, ama neyi?
Mehmet varlıklı bir ailenin çocuğudur. Bir gece trafik kazasında annesini ve babasını kaybeder. Bu olay onun için çok zor bir sürecin başlangıcıdır. Mehmet bir süre sonra annesinin ve babasının yaptığı dolandırıcılıklar yüzünden her şeyini kaybeder ve bir gece hayatına son vermeyi dener. Hastanede gözlerini açtığında ise karşısında babaannesi Zehra Hanımı bulur. Babaannesi, bundan sonraki tüm hayatını onu iyileştirmeye adayacağını söyler.
Anne ve babasını kaybettikten sonra çocukluğunun geçtiği eski evde oturmak istemeyen Alev, evini kiraya verir. Bu eve taşınan tekinsiz ve tuhaf kiracılar Alev, kızı Eda ve kocası Erol’un hayatlarını bir anda kâbusa çevirir. Eve taşınan Dilek ve Kadir yeni evli bir çifttir. İkisinin de geçmişinde ürkütücü olaylar vardır ve farklı şekillerde Alev’in ailesine musallat olurlar.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Steven Spielberg'ün 12 Haziran 2026 tarihinde gösterime girecek yeni filmi İfşa Günü (Disclosure Day) filminden ilk fragman yayınlandı. Universal Pictures'ın yapımcılığını üstlendiği filmde SAG ve Oscar ödüllü Emily Blunt (Oppenheimer, A Quiet Place), Emmy ve Altın Küre ödüllü Josh Connolly (Avengers, The Crown), Oscar ödüllü Colin Firth (The King’s Speech, Kingsman) ve iki kez Oscar adayı Eve Hewson (Bad Sisters, The Perfect Couple) rol alıyor.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Şafak Sezer'in başrolü üstlendiği, sbenaryosunu da yazdığı Ketenpere'nin sekiz yılın ardından gelen devam filmi Ketenpere: Dalavere'den ilk fragman yayınlandı. Doğuş Onur Karasu'nun yönettiği film, 9 Ocak 2026 tarihinde sinema salonlarında gösterime girecek. İlk filmde cast şirketindeki maceraları anlatılan Kalender'in sinema dünyasındaki hikâyesini devam ettiren Ketenpere: Dalavere'de, Şafak Sezer'le birlikte Büşra Pekin, Uğur Aslan, Mehmet Esen, Orhan Aydın, İnan Ulaş Torun, Toygan Avanoğlu, Abidin Yerebakan, Diren Polatoğulları, Ersin Korkut, Gökhan Yıkılgan, Serkan Şengül, Aslı Bekiroğlu, Kayhan Pinç, Metin Keçeci ve Deniz Oral gibi isimler rol alıyor.
Maltalı balıkçı Jesmark, geçimini sağlamakta zorlanmaktadır. Acımasız balıkçılık endüstrisi ve durgun olan ekosistem, önceki nesillerden kalan aile işini tehlikeye sokmuştur. Hasta olan karısı ve yeni doğan oğlunun geçimini sağlamak için çaresiz kalan Jesmark, yavaş yavaş karaborsa balıkçılık operasyonuna karışır.
Amerikan müzik dergisi Ultimate Classic Rock, punk dünyasına dalıp 60'ların sonuyla 70'ler müzik dünyasının en güçlü akımlarından punkın en ünlü aktörlerini inceledi ve 30 şarkılık bir liste hazırladı. Sex Pistols, Clash ile Ramones'ten Green Day ile Blink-182 gruplarına uzanan zaman diliminden şu şarkılar öne çıktı:
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: