Harry Turner tıpkı babası Leonard gibi bir CIA ajanıdır. Ancak üstleri onun bir türlü sahada çalışmasına izin vermemektedir. Bir gün CIA Leonard´ın kaçırıldığına dair bir video alır. Teröristler istedikleri bilgiye ulaşamazlarsa Leonard´ı öldüreceklerdir. Harry bu işe dahil olmadığını ve ajanların babasını kurtarmayacaklarını öğrendiğinde kendi kurtarma opersayonunu kendisi yapmaya karar verir.
Mark ve Jessie oğulları öldükten sonra 8 yaşındaki Cody´i evlatlık almaya karar verirler. Cody tam onlara göre bir çocuktur, fakat tek bir problem vardır o da, çocuğun gördüğü rüyalar ve kabuslar gerçek olmaktadır. Çift bu promlemi çözmek için her şeyi yapmaya razıdır.
Jesse, mankenlikte başarıyı yakalayıp yıldız olma hedefiyle Los Angeles’a gelmiştir. Kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya başlar. Genç model, Los Angeles’ta hayatının en parlak günlerini yaşarken, tanıştığı bir grup manken arkadaşının hırsı ve güzellik saplantısı, Jesse’yi geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sürükler.
Bir sitede çalışan Mirza, sitede işlenen bir cinayetin ve tek görgü tanığı küçük kızın kaçırılması sonrası mafya ile amansız bir mücadeleye girişir. İlk başta polisin ve mafyanın ciddiye almadığı Mirza hızla mafyayı çökertirken olaylar gittikçe derinleşir ve düğüm çözüldükçe aslında herkesin göründüğünden farklı olduğu ve ilişkilerin çarpıklığı ortaya çıkar.
Jason Bourne, artık tamamıyle kim olduğunu hatırlamaktadır. Ve dolayısıyla geçmişindeki tüm gizli sırları deşifre etmeyi ve bu duruma gelmesine neden olan her şeyi açığa çıkarmayı kendine görev edinmiştir.
Her aşk, zaman içerisinde bir enkaza dönüşmez mi? Prensim, acı ve özlem, tutku ve ihanet arasında gidip gelen sıra dışı bir ilişkiye odaklanıyor. Bir tarafta istikrarlı bir avukat olan Marie Antoinette, diğer tarafta ise karizmatik, özgür ruhlu, kadın avcısı Georgio. İdealize edilmiş bir aşk mefhumunu ve beyaz atlı prens kavramını sorgulayan film, klişelerden uzak durarak bir ilişkinin duygusal türbülanslarını cesur bir şekilde beyazperdeye taşıyor.
Manhattan doğa üstü güçlerin istilasına uğramıştır. Paranormal olaylara merak salan iki kafadar Erin ve Abby´e nükleer bilimci Jillian ve bir metro çalışanı olan Patty´de eklenince ortaya müthiş bir ekip çıkar. Görevleri bu doğa üstü olayları araştırmak ve halkın güvenliğine tehdit olacak unsurları yok etmektir.
Çocukları için her şeyin en doğrusunu ve iyisini yapmaya çalışan bir grup anne, tüm kurallardan sıkılıp kendileri için bir dizi çılgınlık yapmaya karar verirler. Diğer tarafta ise kendilerini, "mükemmel" anne olmaya çalışan fakat kendileri için hiçbir şey yapmayan kadınlarla mücadele içinde bulurlar.
Polis memuru Matt, öldürdüğü bir seri katilin evinde arama yaparken eski, tahta bir kutunun içinde küçük el yapımı oyuncaklar bulur. Fakat dikkatsizce arabasında unuttuğu bu tahta kutu, 8 yaşındaki kızının eline geçer. Takılar yapıp annesinin dükkanında bunları satan küçük kız, son kolyelerinde bu kutuda bulunan oyuncakları kullanır. Lanetli kolyeler artık başka insanların eline geçmiş, elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu oyuncaklara sahip olan her insan potansiyel bir katile dönüşerek, geri dönüşü olmayan şeytani bir yola girer.
Rebecca, evi terkettiğinde çocukluk korkularını da arkasında bıraktığını düşünmektedir. Büyüyüne kadar ışıklar kapandığında nelerin gerçek, nelerin gerçek olmadığından hiçbir zaman emin olamamıştır. Şimdi de küçük kardeşi Martin, Rebecca’yı dehşete düşüren bu gizemli olayları deneyimlemeye başlamıştır. Bu korkutucu varlık, anneleri Sophie ile olan gizemli bağdan dolayı tekrar ortaya çıkmıştır.
Hafızası ile ilgili sorunlar yaşayan yaşlı Zev, kaybettiği karısı Rurh’un yasını tutmaktadır. Karısına verdiği intikam sözü onu hayatta tutan tek güçtür. Zev, bakımevindeki arkadaşı Max’in de yardımı ile Max ve kendi ailesini Auschwitz toplama kampında katleden ve kaçak olarak yaşayan esrarengiz adamı bulmaya ve öldürmeye yemin eder. Ancak Zev’in bilmediği tek şey en büyük düşmanının kendi hafızası olduğudur.
Bir çift, Rus oligarkının hain planlarına dahil olur. Kısa sürede kendilerini Rus mafyasının ve İngiliz gizli ajanlarının arasında bulacaktır. İki tarafa da güvenmek mümkün değildir.
Kont Drakula ya da Kazıklı Voyvoda olarak bilinen III. Vlad hakkında bir belgesel çeken Amerikalı John Gillespie ve ekibi Türkiye´ye gelirler. Vlad kendi ülkesinde bir savaşta ölmeden evvel bir kaç yıl Türkiye´de tutuklu kalmıştır. Savaşta ölen Vlad´ın naaşı rivayetlere göre Türkiye´ye getirilip bilinmeyen bir yere gömülmüştür. Ekibin tanıştığı bir tarihçi Vlad´in mezarını bildiğini iddia eder. Garip köyü İstanbul yakınlarındadır ve tesadüf eseri bu köyde kaçırılmış olan küçük çocukların kurban edildiğinide öğrenirler. Gillespie durumdan şüphelense de köye gidip araştırma yapmaya karar verir.
Fransa’nın en kötüleri olarak bilinen öğretmenleri çok gizli bir görev için İngiltere’ye doğru yola çıkarlar. Tembeller kralı Bolat’la birlikte ülkenin en iyi lisesine tepeden inerler ve ünlü metodlarını ülkenin gelecek elitleri üzerinde uygularlar. Bahis çok büyüktür; krallığın geleceği onların başarılarına bağlıdır. Bu sefer en iyi öğrenciler en kötülerdir.
Ne okulda ne de evde aradığı huzuru bulamayan Nobita sonunda evden kaçmaya karar verir. Yakın arkadaşları Gian, Shizuka ve Suneo’nun da evden kaçmak için nedenleri vardır. Ancak nereye gideceklerine karar veremezler. Çünkü artık günümüzde bütün toprakların bir sahibi vardır. Doraemon’u da yanlarına alan yakın arkadaşlar zamanda bir yolculuğa çıkarak tam 70.000 yıl öncesine giderler. Ancak taş devrinde de her şey yolunda değildir.
Scrat’in meşe palamudu peşindeki destansı takibi, onu kazara Buz Devri Dünyası’nı dönüştürecek ve tehdit edecek olayların yaşanacağı evrene fırlatır. Sid, Manny, Diego ve sürünün geri kalan elemanları, kendilerini kurtarmak için evlerini terk etmek zorunda kalırlar. Egzotik topraklara doğru başlayan yolculuk, karşılaştıkları yeni karakterlerle birlikte neşeli ve eğlenceli bir maceraya dönüşür.
Tüm duyguların yasak olduğu yepyeni bir dünyada, Nia ve Silas birbirlerine aşık olurlar ve artık hayatları tehlike altındadır.
Bowling for Columbine, Sicko ve Fahrenheit 9/11 gibi filmlerin Oscar Ödüllü yönetmeni Michael Moore, ilk gösterimini 2015 yılında Toronto Film Festivali’nde yapan yeni filmi Şimdi Nereyi İşgal Edelim ? (Where to Invade Next) ile bu kez Finlandiya, İtalya ve Fransa gibi ülkeleri işgal ederek Amerika’nın sosyal ve ekonomik problemlerine çare arıyor.
"Naser" orta yaşlı inançlı bir öğretmendir. Bir gün para dolu bir çanta bulur ve çantayı sahibine hiç beklemeden iade eder. Paranın sahibi Naser´in bu güzel davranışı karşısında ona bir para ödülü gönderir ama Naser onu da iade eder ve bunun ardından bir televizyon kanalı onu ve eşini olayı anlatmak üzere programa konuk eder ardından bir de Brezilya seyahati kazanırlar. Ancak seyahatin daha başında oradaki kültür farklılıklardan dolayı huzursuzluk duymaya başlar. Orada Angela adlı genç kadınla yanlışlıkla tanışan Neser´i Angela eski sevgilisi Salvador sanmaktadır. Naser kendisinin Salvador olmadığını kanıtlamak için kılı kırk yarar.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Türk Milli Futbol Takımı ile Fenerbahçe'nin efsanesi Lefter Küçükandonyadis’in hayatını anlatan Lefter: Bir Ordinaryüs Hikayesi'nden ilk fragman yayınlandı. Erdem Kaynarca’nın ünlü sporcuyu canlandırdığı film, 14 Kasım 21025 tarihinden itibaren Netflix'te gösterime koyulacak..
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Leonardo DiCaprio, 1930'ların en gözde oyuncularından Bela Lugosi'nin gençlik yıllarını canlandırmaya hazırlanıyor. DiCaprio'nun yapım şirketi Appian Way Productions'ın yapımını üstleneceği film, tiyatro sahnesinde ve Hollywood'da Dracula'yı oynamış Bela Luigosi'nin biyografisini beyazperdeye yansıtacak.
Abbas Kiyarostami’nin Ve Hayat Devam Ediyor adlı filminin setinde başlayan hikayede, amatör oyunculardan biri, filmde eşini canlandıran kadına sevdalanır. Kadının gerçek hayatta ona hiç ilgisi yoktur. Yönetmen Kiyarostami iki oyuncusu arasında kalır.
Türkiye popüler müzik ve kültür tarihinde önemli yer edinmiş, etkin olduğu kısa süreye rağmen kentsoylu müzik adına merkez işlevi görmüş Çekirdek Sanat Evi'nin tarihi, araştırmacı-yazar Uğur Biryol tarafından kitap haline getirildi. İletişim Yayınları etiketiyle satışa çıkan Bir Müzik Rüyası–Çekirdek Sanat Evi kitabı, Çekirdek projesinde yer alan Bülent Ortaçgil, Ahmet Sırmaçek, Şeyda Özbudun gibi isimlerin anlattıklarıyla, sanat evinin işleyişini, alternatif kültürel oluşumlara örnek alınası sıra dışı vizyonunu, bir müzik rüyasını içeriyor. 207 sayfalık kitabın kapağından alıntı:
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: