Yaşar, arkadaşları tarafından kandırılıp hırsızlık yapmak için girdiği atölyede yakalanır ama hırsızlık yapmaya gittiği yerin sahibi tarafından işe alınır. Çalışmaya başladığı yer, modern sanat heykellerinin yapıldığı bir atölyedir. Sanattan hiç anlamayan Yaşar, Hülya’nın yanında modern sanat heykellerinin yapılışına yardımcı olurken birbirinden komik ve neşeli olaylar gelişir.
Shyamalan, büyükanneleri ile büyükbabalarının Pennsylvania’nın ücra bölgesindeki evlerine bir haftalık bir tatil için gönderilen Becca ile kardeşi Tyler’ın korku dolu hikâyesiyle köklerine geri dönüyor. Çocuklar yaşlı çiftin çok rahatsız edici bir şeyle ilgili olduklarını keşfettiklerinde eve, annelerine dönüş olasılıklarının her geçen gün biraz daha azaldığını görürler.
Üniversite kampüsünde bir dizi intihar ve cinayetler olmaktadır. İntihar eden en son kişi de, Duygu’nun alt kat komşusu, üniversite arkadaşı Aslı’dır. Duygu bir tesadüf eseri Aslı’nın laptopunu karıştırırken bazı bilgilere ulaşır. Bunun üzerine Aslı’nın ölümünün cinayet olduğunu düşünür ve olayı araştırmaya başlar. Araştırması ilerlerken, 4 yıldır hiç karşılaşmadığı eski erkek arkadaşının da olaya dahil olması ile işler iyice karışacaktır.
Erkeklerin ve geleneklerin arasında sıkışmış genç bir kadının, geçmişte yaşanan evliliklere inat geleceği yeniden şekillendirdiği bir ayrılık ve kavuşma hikâyesi. Abi, kardeş olan Orhan ve Ali, bir dağın tepesinde torlukçuluk (odun kömürü) yaparak geçimlerini sağlamaktadır. Ormanda salep orkidelerinin peşine düşen Bahar, mangal kömürü yapmak için kurumuş ağaçları kesen Orhan’ın ve onun kardeşi Ali’nin yolu eski, yorgun, yıkılmak üzere olan bir konakta kesişir.
Dabbe serisi ile yerli korku sinema türünü damgasını vuran Hasan Karacadağ, hepsi cin temalı olan Dabbe filmlerine bir yenisini daha ekliyor. Serinin devam filminde en tehlikeli cin kabilesi olarak kabul edilen Cuhenna kabilesi beyazperdeye aktarılıyor.
Esat cezaevinde yüzbaşıdır, darbeden sonra hücreye atılanları terbiye etmekle görevlidir. Mazlum, Sakine, Sofi, Laz Kemal ve daha birçok kişi cezaevinde kalan tutuklulardır. Mahkûmlar siyasi görüşleri, inançları yüzünden Esat ve gardiyanlarından ağır işkenceler görürler. Mazlum, kendini asar, dört arkadaşı da kendilerini yakar. Mahkemede istekleri yerine gelmediğinden tutuklular ölüm orucuna girer ve olaylar büyüyerek devam eder.
Nobita, Tokyo’da yaşayan 10 yaşında saf bir çocuktur. Bir gün Nobita’nın karşısına torununun torunu Sewashi ve insanlara yardım etmek için üretilmiş olan kedi robot Doraemon çıkagelir. Sewashi’nin ailesi çok zor zamanlar geçirmektedir. Sewashi, ailesinin geleceğini değiştirmek için Nobita’ya göz kulak olacak Doraemon’u getirmiştir. Nobita’yı mutlu edemezse Doraemon asla 22. yüzyıla geri dönemeyecektir.
Büyükbabası ve büyükannesi ile birlikte yaşayan 12 yaşındaki Nano kötü bir olaya tanıklık eder. Tehlikeli professör Schlotter, Nono’nun büyükbabasına uzaktan kontrol edebileceği bir robot enjekte etmistir. Nano ve arkadaşı Lilly küçültülerek büyükbabasını bu beladan kurtarmak için denizaltının içinde bir maceraya atılırlar.
Ağabeyinin ölümünün detaylarını The Act of Killing filminin çekimleri sırasında öğrenen Adi, bugün hâlâ iktidarda olan katillerle yüzleşmeye karar veriyor. Kuşkusuz çok cesur bir karar bu. Bazı sorular nasıl sorulur ki? Adi’nin yüzleşmelerinde bir o kadar da sessiz bir onur var. Amacı suçlamak değil, olayları anlamak. Adi, söze gelmeyecek kadar korkunç bir travmaya bir bitiş cümlesi arayan, kolektif bir kabusun özrünün ve dolayısıyla şifasının peşine düşmüş bir savaşçı.
Broadway´de yönetmenlik yapan Arnold Albertson çapkın biridir ve evli olmasına rağmen kaçamaklarını sürdürmeye kararlıdır. Son zamanlarda birlikte olduğu hayat kadını Isabella "Izzy" Patterson umut vaat eden bir oyuncudur. Arnold, Izzy´e yardımcı olmaya başlar. Ancak bu kararı hem iş hem de özel hayatında büyük karışıklıkların yaşanmasına neden olacaktır.
Genç yazar Tomas, trajik bir araba kazası sonrasında içine girdiği vicdani döngü onu başka birine dönüştürürken, bir yandan da yazar kimliğini beslemesine yol açar. Yıllar içinde değişen yaşamını izlerken, yavaş yavaş olayın izlerinin silindiğini gördüğümüz hikâyede, Tomas’ın karşısına hiç ummadığı bir “hatırlatıcı” çıkacak ve gerçek bir yüzleşme yaşamadan da peşini bırakmayacaktır.
Otele verecek beş kuruşu olmayan Nick elinde trompeti, tren istasyonunda ertesi gün katılacağı seçmeye hazırlanmaktadır. Bu sırada yanından koşup geçen Brooke ise Boston’a giden son treni kaçırmamak için ne yapsa da başarısız olur. Son tren kalkıp da istasyon kapatılınca kendilerini soğuk New York gecesinin ortasında bulan ikilinin gidecek yeri yoktur. İkili aradıkları her şeyin aslında yanı başlarındaki kişide olduğunu fark eder.
Mr. Holmes, 1947 yılında, iyileştirici güçleri olan nadir bir bitki aramak için Japonya’ya gider. Burada nükleer savaşın yol açtığı hasara tanıklık eder. Yaşı geçkin olan Sherlock Holmes hafıza sorunlarıyla mücadele etmektedir. Deniz kıyısındaki evinde son günlerini bekleyen Holmes’a, temizlikçisi ve onun oğlu Roger eşlik etmektedir. Holmes, hayat ve sevginin gizeminin cevaplarını aramaktadır.
Filmde, Streep, rock’n roll yıldızı olma hayallerinin peşinde koşan Ricki Rendazzo’yu canlandırıyor. Ricki eve dönüp ailesiyle yüzyüze geldiğinde kendini affettirme fırsatı şansı buluyor. Streep filmde kendi kızı Mamie Gummer, Ricki’ye aşık bir Flash üyesini canlandıran Rick Springfield, Ricki’nin eski kocası rolünde Kevin Kline ve Kline’ın yeni eşi rolünde Audra McDonald’la kamera karşısına geçiyor.
Frank Martin, Fransa’nın güneyinde yaşamakta ve sadece bazı çok gizli teslimatlarla ilgilenmektedir. Ancak yaptığı son teslimat başına büyük iş açacaktır. 3 güzel kadına şoförlük yaptıktan sonra, onu ziyarete gelmiş babasının Rus mafyası tarafından kaçırıldığını öğrenir. Babasını kurtarabilmek için Anna önderliğindeki kadınlarla tehlikeli bir işbirliğine girişir.
Tek hücreli sarı organizmalar olarak doğan Minyonlar her zaman efendilerin en çılgınına hizmet ederler. Efendilerini elde tutma konusunda sürekli başarısız olan Minyonlar hizmet edecekleri kimseleri kalmayınca büyük bir depresyona girerler. Ama Kevin adlı minyonun bir planı vardır. Genç asi Stuart ve sevimli minik Bob ile birlikte kardeşlerinin izinden gideceği kötü bir patron bulmak üzere işe koyulacaklardır
25 yaşında bir bilgisayar korsanı olan Benjamin, karizmatik hacker Max’in dikkatini çeker ve onun Clay adlı hacker grubuna katılır. Clay öyle iyi işler ki, Alman Gizli Servisi peşlerine düşer. Bunlar yetmiyormuş gibi karanlık bir hacker grubu da onları tehlikeli bir rakip olarak görecek ve peşlerine düşecektir.
Üç arkadaş Tarık, Kadir ve Ediz, tiyatrocu Savaş Usta’nın babadan kalma tiyatro salonunda oyunlar sergilemektedirler. Tiyatronun organizatörü Sadri oldukça başarısız biri olduğundan bir türlü oyunlara seyirci gelmemektedir. Çaresizlik içindeki gençlere bir gün arkadaşları Yönetmen Ertem tarafından teklif gelir. Bir dizi projesi hazırlayacaklar ve televizyon kanallarına satacaklardır.
Bir grup genç, terkedilmiş bir akıl hastanesinde şehirden ve polislerden uzak bir parti düzenler. Gece boyunca her şey yolunda gider fakat sabaha karşı eğlenmek için ruh çağırma seansı düzenleyen grup başına büyük bir bela alır. Gizemli bir güç, içlerinden birinin vücudunu ele geçirir ve kolay kolay bir yere gitmeye niyeti yoktur. İlk başta eğlenceli görünen parti planı, zaman ilerledikçe gençler için kanlı, korkutucu bir kabusa dönüşür.
Issız adadaki Robinson Crusoe ve Cuma, ada sahiline yanaşan bir gemi görürler. Bu gemiden Viktor isminde bir adam iner. Viktor, gemisine doldurduğu hayvanlarıyla yaşayabileceği yeni bir dünyanın arayışına girmiştir. Üstelik bu adaya yalnız da gelmemiştir. Biri öz, biri evlatlık iki güzel kızı da onunla birlikte bu seyahate çıkmışlardır. Robinson ve Cuma bu konuklarını memnuniyetle adalarına kabul ederler ve yaşamları renklenir.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Yeni sezonun merakla beklenen filmlerinden Queer'den fragman geldi. İlk gösterimi Venedik Film Festivali'nde yapılan, Luca Guadagnino'nun yönettiği, başrolünü Daniel Craig'in üstlendiği Queer'in Oscar'ın bir numaralı favorilerinden olacağı söylentisi Hollywood kulislerinde dolaşıyor.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Warner Bros. Pictures, 'Game of Thrones' evreninde geçen bir film üzerinde çalışıyor. The Hollywood Reporter'ın haberine göre, senaristi ve yönetmeni daha belli olmayan filmin ön hazırlıkları sürüyor. '
Miami’de zor koşullarda yaşayan beş genç, kendilerine ilham olan öğretmenlerinin desteğiyle Ulusal Satranç Şampiyonası’na katılmaya karar verir. Öğretmen Mario Martinez, öğrencilerinin turnuvayı kazanabilmesi için elinden geleni yapar. Gençler, Mario’nun verdiği güçle, karşılarına çıkan zorlukların üstesinden gelmeye çalışır.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: