CANDLE IN THE WIND (ELTON JOHN)

20 Ekim 2021 Çarşamba 17:52

Bir dönem Janis Joplin’i tanımlamak için ‘candle in the wind’ (rüzgarda mum) diye bir laf edilmişti ve sık sık tekrarlanmıştı. Aklında kalmıştı Bernie Taupin’in; birinin yaşamını özetlemek için isabetli olacağını düşünmüştü.

Elton John şarkılarının sözlerini yazan Taupin, ünlü Candle in The Wind’ın yaratı sürecinin nasıl başladığını anlatırken şarkının adının böyle aklına geldiğini söylemişti. 35 yıl arayla yaşamını yitirmiş iki kadını anacaktı bu şarkı daha sonra.

Tarih Ocak 1972’ydi. Elton John yeni albümü Goodbye Yellow Brick Road’u hazırlıyordu. İyiden iyiye uluslararası yıldız olmuştu artık. İngiltere’nin soğuğundan kaçıp ekip halinde Jamaika’ya gitmişler, Kingston’da otele yerleşmişlerdi.

Cennete geldiklerine inanıyorlardı; ancak Kingston tehlikeli bir yerdi. Ertesi sabah stüdyoya gittiklerinde eski tip aletler, binanın etrafında dikenli teller ve tüfeklerle nöbet bekleyenleri görünce fikir değiştirip Paris’e uçmuşlardı. Yeni mekanları Paris yakınlarındaki şatoydu.

Taupin şarkı sözü yazıyor, sabah Elton John’a veriyor; O da kahvaltı sırasında büyük salondaki piyanoya oturup besteliyordu. Candle in The Wind da aynı sırayla yaratılmıştı.

Taupin, Marilyn Monroe hayranıydı ve onun için bir şeyler dile getirmek istiyordu. Şarkı ‘Goodbye Norma Jean‘ diye başlıyordu; yani Monroe’nun gerçek adı Norma Jeane Baker’la.

Ancak, Taupin-John ikilisine göre Monroe’ya adanmış bir şarkı değildi. James Dean, Jim Morrison, Virginia Woolf gibi genç yaşta ölmüş birçok sanatçıyı da yansıtabilirdi.

Elton John, kahvaltıda Candle in the Wind’ı bestelerken orkestranın diğer elemanları Davey Johnstone (gitar), Dee Murray (bas gitar), Nigel Olsson da (davul) şarkının nasıl çıktığına şahit olmuş, öğleden sonra da hep beraber stüdyoya girip kaydı bitirmişti.

Candle in the Wind aslında şöhretin insanı nasıl etkilediğini anlatıyordu özetle. Sıradan birinin şöhrete ulaştıktan sonra ne hale geldiğinin, nasıl farklı algılandığının altını çiziyordu.

Candle in The Wind 5 Ekim 1973’te yayınlanan çift plaklık Goodbye Yellow Brick Road albümüne koyuldu; Şubat 1974’te de 45’lik olarak çıkarıldı ve İngiltere’de 11. sıraya kadar yükseldi.

Rolling Stone dergisinin bütün zamanların en iyi 500 şarkısı arasında da 356. sırada yer aldı.

ABD’de tekli olarak çıkması ise 1987’ye kadar sarktı. Live Australia albümünden alınan yorum, tekli halinde yayınlandı ve ABD listelerinde altıncılık gördü.

Sonra, ikinci bir hayatı daha oldu şarkının. 31 Ağustos 1997’de Lady Diana Paris’te trafik kazasında yaşamını yitirince, yakın arkadaşı Elton John depresyona girmiş ve cenazeye katılamayacağını duyurmuştu. Kraliyet Ailesi’nin ricasıyla kararından vaz geçip Diana için cenazede şarkı söylemeyi kabul etmişti.

Bernie Taupin’i arayıp Candle in The Wind’ın sözlerine takla attırmasını ve günün ehemmiyetine uygun bir şeyler yazmasını istemişti.

6 Eylül 1997’deki Lady Diana’nın cenazesine yetişen Candle in The Wind’ın yeni hali ‘Goodbye Norma Jean’ yerine ‘Goodbye England’s Rose’ diye başlıyordu…

Şarkının yeni hali 13 Eylül 1997’de Candle in The Wind ’97 adıyla çıktı ve gelirinin tamamıyla Lady Diana’nın kurduğu yardım vakfına aktarılacağı duyuruldu. Şarkı bir ayda İngiltere’de liste başı oldu ve beş hafta zirvede kaldı. ABD’de de 1 numara oldu ve 14 hafta yerini korudu. Dünya çapında 40 milyon sattı.

Candle in The Wind ’97 ile Grammy kazanan Elton John konserlerinde hep özgün versiyonu söylemeyi tercih etti…