Polis Halil, bir Afrikalı göçmenin ölümüne sebep olur. Olayın vicdani sorumluluğu Halil’i kendi dünyasına hapseder. Jordan ise annesiyle birlikte başladığı yolculuğu Yunanistan’da buluşacağı babasıyla İngiltere’de sonlandıracaktır. Bu haftalar sürecek olan kaçak yolculuktur. Babasına ulaşmadan önceki son durağı Dalyan’da Jordan’la Halil’in yolları kesişir.
Şehir sularına karışan zehirli bir madde, kasaba sakinlerini psikopat katillere dönüştürdüğünden, yetkililer kasabayı karantinaya almaya karar verirler. Kasaba sakinlerinin kontrollerini kaybederek birer caniye dönüşmeleriyle Amerikan rüyası sona erer. Salgını önlemeye çalışan askeriye, kasabaya girişi ve çıkışı engelleyince, sağlıklı kalanlarla gözü dönmüş katiller arasında bir kaos başlar.
Appalachian mağarasında yaşanan dehşetten kurtulan Sarah, yetkililere içeride yaşananları ve neden her yerinin arkadaşlarının kanlarıyla kaplı olduğunu anlatamayacak haldedir. İçeride yaşananları bilen tek kişi olduğu için Sarah, o korku dolu mağaraya tekrar girmek zorunda bırakılır. Mağaraya girince yetkili ekibin kendisine güvenmemesi bu korku dolu anları Sarah için iyice zorlaştırır.
Birbirinden kopan iki kardeşin kaderleri, ırkçı bir baskında buluşur. Kardeşler karşı saflardadır: Georgi, Neo Nazi bir gruba yeni dahil olmuş ve saldırırlardan birine katılmıştır. Abisi Itso ise saldırıya uğrayan Türk aileyi kurtarır. Georgi’den artık daha büyük saldırılara katılması beklenmektedir ancak Georgi bu hareket içerisindeki yerini sorgulamaya başlamıştır.
Sandy, 40 yaşına yeni basmış, 2 çocuk annesi güzel bir kadındır. Pasta yapmak, sandviç hazırlamak, çocukları okula bırakmak gibi birçok işi aynı anda yürütme konusunda uzmanlaşmıştır. Kocasının onu aldattığını öğrenince, yeni bir hayata başlamak üzere New York’a taşınır. Orada 24 yaşındaki, üniversiteden yeni mezun olmuş, Aram Finkelstein’la tanışır.
İlkokuldaki Yusuf’un babası Yakup ormanın karakovan balcılığıyla uğraşmaktadır. Babasıyla sık sık gittiği orman, Yusuf için gizemli bir yerdir. Yakup, soyu hızla tükenen Kafkas arılarının peşinden uzak bir ormana gider. Günler geçer, Yakup’un gecikmesi Zehra’yı ve Yusuf’u tedirgin eder. Sis Dağı şenliğinde de Yakup’a rastlayamazlar. Babasını aramak için ormanın derinliklerine dalan Yusuf’un gördüğü rüya gerçekleşecek midir?
Aydın, İstanbul’a tayin olmuş bir polis memurudur. Şehre alışmaya çalışırken, Beyoğlu’ndaki bir şekerci dükkânında çalışan Mehtap’a gönlünü kaptırıverir. Fakat ne yapsa onun dikkatini çekemez. Tıpkı, oyuncak trenler satarak yaşamaya çalışan eski hukuk öğrencisi Şevket’in, aynı şekerci dükkanında çalışan Dilek’in dikkatini çekemediği gibi. Tam bugünlerde Dilek’in karşısına, Aydın çıkar ve kontrolsüz arzusunu Dilek’e yöneltir.
Kemal ve Elif yaşları 25′i geçmesine rağmen hayatta ne yapacaklarına karar verememiş genç insanlardır. Yolları İstanbul’un sıcak bir yaz gecesinde düzenlenen bir ofis partisinde kesişir. İkisi de birbirlerinden çok etkilenirler. Elif yıllar önce çocukluğunu geçirdiği sahil köyünde açık denizi ilk kez görüşünü anlatır ve birlikte yola çıkarlar.
Altı yaşında ikiz çocukları olan boşanmış bir baba ile hovarda ruhlu arkadaşı bu iki çocuğun bakımı ve sorumluluğu iki hafta boyunca üzerlerine kalınca çareyi ikizleri ve kendilerini bir yaz kampına katılmakta bulurlar. Yaz kampının yöneticisi Barry ikizlerle birlikte kampa gelen adamların aslında sevgili olduklarını ve ikizleri evlât edindiklerini düşünür. Bu nedenle bir an bile eleştirel gözlerini onların üzerlerinden ayırmaz.
Rina, ada ve insanın yalnızlığının benzeşmesinden doğan bir metafor. Filmde hayallerimize ulaşmak için yaşadığımız sürece neler yaptığımız sorgulanıyor. Hayatta birçok maddi şeye sahip olabiliriz ama sonuca baktığımızda koca bir hayatı geride bırakmışızdır ve hayallerimizi gerçekleştirememişizdir.
Norma ve Arthur Lewis çiftinin hayatı bir gün kapılarına bırakılan tahta kutu içindeki hediye ile tamamen değişir. Kutu, hayatlarında geri dönüşü olmayan olaylara sebep olacaktır. Gizemli bir yabancı eğer kutunun üstündeki düğmeye basarlarsa bir milyon doların sahibi olacakları yazılı bir not iletir. Fakat düğmeye basmaları aynı zamanda hiç tanımadıkları bir insanın ölmesine sebep olacaktır.
Diyarbakır - Batman yolunda, karanlık bir Mayıs gecesinde, on yaşındaki Gülistan’ın ve kardeşi Fırat’ın hayatı acı bir şekilde değişir. Gazeteci olarak çalışan babaları ve anneleri çocukların gözleri önünde öldürülürler. Geriye sadece altı aylık kız kardeşleri Dilovan kalır. Kısa bir süre sonra teyzeleri de kaybolunca, Gülistan ve Fırat, kendi başlarına kalırlar, Diyarbakır’ın sokaklarında yaşamaya başlarlar.
Evli ama çapkın bir adam, zengin kocası tarafından aldatılan mutsuz bir kadın. İkisinin yolları bir gece aynı otelde kesişir, yatağa zor atarlar. Sabah uyandıklarında kadındaki öfke yerini şaşkınlığa bırakmış, adam ise evine ve karısına dönmek için hazırlanmaktadır. Fakat her ikisini de büyük bir sürpriz beklemektedir. Adamın karısı ve kadının kocası aynı otelde burunlarının dibinde kalmaktadırlar.
Bir tanrı olarak doğmuş, ancak insan gibi yetiştirilmiş olan Perseus, ailesini kinci tanrı Hades’e karşı koruma konusunda çaresizdir. Kaybedecek hiçbirşeyi kalmayan Perseus, Zeus’un güçlerini ele geçirebilecek ve dünyaya cehennemi yaşatabilecek Hades’e karşı, çok tehlikeli bir görevi yönetmeye gönüllü olur. Korkunç canavarlarla olan savaşı kazanmanın tek yolu kendi kaderini çizmektir.
İnsanların düş gücünü etkileme yeteneğine sahip olan Dr. Parnassus karanlık bir sır ile lânetlenmiştir. Parnassus, şeytan Bay Nick ile bir iddiaya girer ve ölümsüzlüğü kazanır. Yüzyıllar sonra, tek gerçek aşkıyla karşılaşınca Dr. Parnassus şeytanla bir başka anlaşma yapar, kızının 16 yaşına ulaştığı gün Bay Nick’in mülkiyetine geçmesi şartıyla, ölümsüz gençliğe ulaşır.
Astronot Sam, Ay’a gönderilir. Uydu bağlantısının kopmasıyla iletişimi kaybeden Sam’i zor zamanlar beklemektedir ama sonunda üsten ayrılabilecektir. Sam halüsinasyonlar görmeye, hafızasını yitirmeye ve oraya nasıl geldiğini dahi unutmaya başlar. Sam o andan itibaren etrafında neler olup bittiğini anlamak için savaşmaya başlayacaktır.
Yaz tatilinde sadece aşkın peşinde olanlar, tatile gidemeyip evde sivrisineklerle savaşanlar, sadece günübirlikçi olarak denizle buluşanlar, yazı mezuniyet balosu ile karşılamak için önce mahalleliyle uğraşanlar, yaz tatilinin en güzel hediyesi bisikletin değerini bilemeyenler, tatile uçakla gidenlerle tatili bitip okula dönerken halâ ayakları yerden kesilenler, hepimizin, hepinizin yaz hikâyeleri bu filmde.
“Serseri Mayınlar”, makarna üreticisi bir İtalyan ailesinin geleneksel ve ahlâki kalıpların dışına çıkan çocuklarının, ne yöne gideceği kestirilemeyen öykülerini anlatıyor. İki arkadaşının başına gelen gerçek bir olaydan esinlenerek yazdığı filmde Ferzan Özpetek, bu öykülerin iç-içe geçirdiği büyülü bir zamanın içine çektiği izleyiciyi, oyuncularının yarattığı duygu denizindeki gelgitlerle baş başa bırakıyor.
Zamanda ileriye doğru sıçrayan Dadı McPhee, aile çiftliğini tek başına çekip çevirmeye çabalayan Bayan Green’in kapısında belirir. Bayan Green’in çocukları, eve yerleşen küstah iki kuzene karşı mücadele vermektedirler. Uçan motosikletlerle heykellerin, ağaçlara tırmanabilen bir domuz yavrusunun ve yavru bir filin yardımıyla harekete geçen Dadı McPhee, küçük yaramazlara yepyeni beş ders öğretmek için büyülü güçlerini kullanacaktır.
İlişkisinde evlilik teklifi almadan dördüncü yılını dolduran Anna, bu işi çözmeye kararlıdır. Kadınların erkeklere 29 Şubat tarihinde evlilik teklifi yapmasına izin veren eski bir İrlanda geleneğini keşfeden Anna, Boston’dan Dublin’e giden erkek arkadaşı Jeremy’nin izini sürmeye karar verir. 29 Şubat’ta evlilik teklifi yapması fikrini ise serseri ruhlu ama iyi niyetli babası Jack gündeme getirmiştir.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Michael Jackson’ın hayatını konu alan “Michael” filminin tanıtımı yayınlandı. Antoine Fuqua’nın yönettiği filmde, ünlü şarkıcıya yeğeni Jaafar Jackson canlandırıyor. Michael Jackson’ın müziğe adım atışından popun kralı olmasına kadar uzanan kariyerini konu alan filmin kadrosunda Miles Teller, Colman Domingo, Nia Long ve Kendrick Sampson gibi isimler yer alıyor. “Michael”, 24 Nisan 2026 tarihinde sinemalarda gösterime girecek.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Haberturk.com'da yayınlanan habere göre, Gülse Birsel 'Aile Arasında 2'nin çekimlerine Mayıs ayında başlanacağını duyurdu. Nazif Şahin Karpuz'un haberine göre Gülse Birsel, 'Fora' adlı tiyatro oyununun prömiyerinde medyanın sorularını yanıtlarken "Senaryo çok önce bitti diziler bitince büyük ihtimalle mayısta kayıta girip çekeceğiz" dedi.
Güney Fransa, 1879. Ferdinand Cheval, içine kapanık ve sessiz bir köy postacısıdır. Posta dağıtırken kilometrelerce yürür ve yalnızlıktan büyük zevk alır. Eline geçen kartpostallar ve dergiler aracılığıyla harikalar ve güzelliklerle dolu bir dünya hayal eder. Kızı Alice'in doğumundan sonra bir aydınlanma yaşar: Onu bir prensese dönüştürmek için bir saray inşa edecektir. Mimarlık geçmişi olmayan, Alice'e olan sevgisi ve eşi Philomène'nin koşulsuz desteğiyle hareket eden Ferdinand Cheval işe koyulur...
Amerikan müzik dergisi Ultimate Classic Rock, punk dünyasına dalıp 60'ların sonuyla 70'ler müzik dünyasının en güçlü akımlarından punkın en ünlü aktörlerini inceledi ve 30 şarkılık bir liste hazırladı. Sex Pistols, Clash ile Ramones'ten Green Day ile Blink-182 gruplarına uzanan zaman diliminden şu şarkılar öne çıktı:
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: