Film, üçlü bir aşk hikâyesinin ardında bireyin vicdani hesaplaşmasını açığa çıkarmaya çalışırken, 12 Eylül darbesi ve sonrasında yaşanan Kürt - Türk çatışmasının Batı’daki bireyler üzerinde bıraktığı yaraların hikâyesini anlatıyor. Türkiye’deki Kürt - Türk çatışmasına ve diğer politik sorunlara değinse de büyük lâflar yerine, bu çatışmadan etkilenen bireylerin hayatına odaklanıyor.
İnsan nüfusunun çoğu gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Arkalarında herhangi bir ipucu bırakmadan kaybolan bu insanlar, arkalarında bıraktıkları kişisel eşyalara bakılırsa, yanlarında hiçbir şey götürmemişlerdir. Bu tuhaf ve karanlık olaydan kurtulan bir grup insan 7. Cadde’de buluşur. Aralarında son kalan insanlar olduklarını düşünenler vardır.
Rango kendini, çölün en sahtekâr yaratıklarının oluşturduğu Toprak kasabasında bulur. Kasabalılar Rango’yu beklemekte oldukları kurtarıcı olarak karşılayınca, rolünü oynamaya mecbur kalır ve giderek gerçek bir kahramana dönüşmeye başlar.
Mert Amerika’da okulunu bitirmiş ve büyük bir şirkete yönetici olarak atanmıştır. Yakın dostları Aylin ve Bora ile birlikte bir tekne turuna çıkarlar. Bodrum’a geldiklerinde Mert’in sevgilisi Dilek de ekibe katılır. Dilek ve Mert herkesin beğendiği ideal bir çifttir ama Mert’in hayatına birden Deniz girer. Tutarlı ve düzenli Mert, Dilek’i unutup Deniz’e tutulur.
Alevilerin maruz bırakıldığı toplumsal baskı ve önyargılar artık Yeşilçam’ın senaryolarına giriyor. Beyazperdede Alevi kızla Sünni oğlanın imkânsız aşkına değinen filmler görmüştük ancak Alevi toplumunun yaşamak zorunda bırakıldığı ötekileştirmeyi doğrudan konu edinen bir film yapılmamıştı şimdiye kadar. Kültür Bakanlığı Fonu’ndan da destek alan Saklı Hayatlar bu konuda bir ilk.
1963 yılında Kıbrıs’ta Türklerle Rumlar arasında parlayan ‘Kıbrıs Olayları’nı bir Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen genç bir kızın gözünden anlatan film, Türk sinemasında farklı bir yapıt olarak göze çarpıyor. Gölgeler ve Suretler, Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken (minyatür) ve Nokta (hat) ile başladığı ‘Geleneksel Türk Sanatları’ üçlemesinin son halkası.
Yakışıklı, asi ve karizmatik Luke ile ana kuzusu olmaktan sıkılan Malachy, muhteşem bir yaz tatili geçirmeye hazırlanmaktadır. Ancak Malachy’nin çalıştığı spor salonunun sahibinin kızı Michelle’in gelişiyle işler değişecektir. Michelle’in cazibesi karşısında her ikisi de de onu tavlamak için oynadıkları oyunların dozunu arttırmakta geri adım atmayacaktır.
Alman Dans Tiyatrosu akımının öncülerinden, Tanztheater Wuppertal Pina Bausch isimli topluluğun koreografı, 2009 yılında hayata gözlerini yuman Pina Bausch için Wim Wenders’ın çektiği Pina geçtiğimiz haftalarda İstanbul Film Festivali’nde gösterilmiş ve biletleri ilk günden tükenmişti. Wenders filmi, sanatçının yaratım hayatına arka plân oluşturan Wuppertal şehrinde çekti.
1940´lar, 2. Dünya Savaşı´nın etkisinde kalan Türkiye´nin kıtlık yılları. Cezaevinin 72 no.lu koğuşunda çeşitli suçlardan yatan Adembabalar. Onların sefaleti, acıları, insanlığa özlemi, hayata dair düşleri, çelişkileri, aşkları ve kavgaları ile bu derin çukura yuvarlanmış, en yakınını üç kuruşa vurabilecek kadar alçalmış insanların dünyası. Bir koğuşun karanlığındaki direniş ve yaşam mücadelesi.
Bu filmde, baba olmayı, sevgiyi, ruhsallığı, suçu, pişmanlığı ve ölümlülüğü, Barcelona´nın tehlikeli yeraltı dünyasında dengelemeye çalışan Uxbal´ın hikâyesi anlatılıyor. Uxbal, parasını kazanmak için hiçbir kural tanımıyor, çocukları için yaptığı fedakârlıklarda ise hiçbir sınır tanımıyor. Aynen hayatın kendisi gibi bu hikâye de başladığı yerde bitiyor.
Yıllar önce oğlunu ve kendisini terk eden kocasından sonra hiçbir erkeği kapısından bile içeri sokmayan Sinyora Enrica, evindeki boş odaları kız öğrencilere kiralamakta ve pazarda çalışmaktadır. Yıllarca bozmadığı bu kuralı, evine gelen Türk öğrenci Ekin için bozar. Enrica´nın oğlu Giovanni´nin annesine karşı haksız davranışları Ekin´de Enrica´ya karşı bir koruma duygusuna dönüşür ve aralarında bir gönül bağı oluşur.
Politikacı David, güzel modern balerin Elise ile tanışır. Tam ona âşık olmaya başladığını fark ettiği an, gizemli adamlar çifti ayırmak için karşılarına çıkar. Bu adamlar ikisinin bir araya gelmesine engel olmak için, herşeyi yapacaklardır. David ya Elise´nın peşini bırakıp daha önce kendisi için çizilmiş yoldan gidecek, ya da kadere karşı gelmek için kendisini tehlikeye atacaktır.
Alabama´nın küçük bir kasabasında yaşayan 17 yaşındaki Ree, iki kardeşine ve hasta annesine bakmak zorundadır. Ruhsal bir çöküntü içinde olan annesinin o hale gelmesinde uyuşturucu bağımlısı babasının rolü çok büyüktür. Methamphetamin bağımlısı olan babası onları terk etmiştir. Ama Ree, ailesini yeniden bir araya getirmeye kararlıdır.
Bir grup dansçı, Moose ve Natalie ile beraber çalışmaya başlayınca kendilerini dünyanın en iyi sokak dansçılarının karşısında bulurlar. Karşı karşıya geldikleri yarışmayı kazanan grup tüm hayallerine kavuşurken kaybeden taraf elindeki her şeyi kaybedecektir. Luke ailesinden kalan vasiyeti korumaya çalışırken, Natalie kalbine mi yoksa mantığına mı güveneceğini bilemez.
Bir gece, Abu adlı Afrikalı bir çocuk, köyündeki çocuklarla birlikte, yerliler tarafından kaçırılır. Thomas da, yakın arkadaşı Abu´nun ortadan kaybolduğunu öğrenince babası Eduard´a baskı yapar. Eduard, Abu´nun akıbetini öğrenmek için Afrika´nın acımasız dünyasına doğru bir yolculuğa çıkar ve çocuk askerlerden kurulu bir ordu tarafından esir alınır.
Bilge Köyü´ndeki korucuların, çoğu kadın ve çocuktan oluşan 42 kişiyi katletmesi sonrası, koruculuk sisteminin kaldırılmasını isteyenlerin haklı olduklarına dikkat çeken film, sırtını devlete dayayıp halk üzerinde terör estiren koruculuk sisteminin kirli yönlerini gün yüzüne çıkarmayı amaçlıyor
İnsanların doğal ortamları yok etmeye devam etmesiyle, Kuzey Kutbu´ndaki buzullar hızla erir, büyük yangınlar Orta Avustralya´yı kasıp kavurur. Doğal yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalan, bir grup hayvan, paslı bir banyo küvetinin içinde okyanusu geçer. Rotaları dünyanın el değmemiş son köşelerinden biri olan Afrika´daki Okavango Deltası´dır.
Nic ve Jules, yapay döllenmeyle çocuk sahibi olmuş lezbiyen çifttir. Uzun yıllar beraber olan her çift gibi çeşitli problem yaşamaktadırlar. Çocukları Joni ile Laser, Joni´nin 18. yaşgününden hemen sonra babalarıyla tanışmak ister...
Başına buyruk bir kız çocuğu olan Zefir, yaz tatilini anneannesiyle dedesinin Doğu Karadeniz Dağları’ndaki yayla evinde geçirmektedir. Uzaklardaki annesinin gelip onu alacağı günü iple çekmektedir. Annesi sonunda beklenmedik bir anda çıkagelir. Ne var ki Zefir’i almaya değil, her zamankinden daha uzun bir yolculuğa çıkmadan önce onunla vedalaşmaya gelmiştir. Oysa Zefir, bir daha ondan ne pahasına olursa olsun ayrılmamaya kararlıdır.
Wajdi Mouawad’ın ünlü oyunundan uyarlanan bu trajedi, anneleri Nawal’ın ölümünün ardından Lübnan’a doğru yola çıkan Simon ve Jeanne adlı ikizleri anlatıyor. Bu serüven, onları annelerinin geçmişiyle ilgili çarpıcı bir gerçekle karşı karşıya getirir. İzleyiciyi tamamen içine alan film, tüm iniş çıkışların sonunda şok etkisi yaratıyor.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Türkiye'de Temmuz 2024'te gösterime girecek Deadpool & Wolverine (Deadpool 3) , Marvel Comics'in aynı adlı anti-kahramanına dayanan yeni bir süper kahraman filmi. Film, 20th Century Fox filmleri Deadpool ve Deadpool 2'nin devamı niteliğinde. Marvel Sinematik Evreni'ndeki otuz yedinci film olan yapıtı Shawn Levy yönetti.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Fatih Akın, 2. Dünya Savaşı sırasında geçen, Alman yönetmen ve senarist Hark Bohm'un çocukluk anılarının anlatıldığı yeni filmi Amrum'un çekimlerine Hamburg'da başladı. Akın ile Bohm, daha önce 2017 yılında Akın'ın yönettiği 'Paramparça' filminin senaryosu için birlikte çalışmıştı. 1945 baharında, savaşın son günlerinde Almanya'nın Kuzey Denizi'ndeki Amrum adasında geçen Akın'ın yeni filmi, fok avlayan, geceleri balık tutan ve ailesi için tarlalarda çalışan 12 yaşındaki Nanning adlı bir çocuğu konu ediniyor.
Yetenekli bir adam. Anlaşılamamış ve sansürlenmiş bir dahi. Sevgi dolu şefkatli bir baba. Özgürlük için mücadele vermiş yalnız bir insan. Yaşadığı dönemde değer görmemiş talihsiz bir şair. Mukagali Makataev, 1976 yılında hayatını kaybettikten sonra değeri anlaşılmış ve tanınmaya başlanmıştır. Günümüzde Kazak edebiyatının efsanevi şairi olarak anılmaktadır.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: