İnsanlık toparlanmaya çalışırken, tarihin akışını kontrol etmeyi amaçlayan karanlık bir grup kendini gösterir. Bu arada Dünya’ya kendi hedef göstergesinin içinde eskiden kalma, güçlü ve yeni bir tehdit gelir. Optimus Prime ve Autobotlar, yeni insan kadrosunun yardımıyla bugüne kadar karşılaştıkları en korkunç meydan okumaya karşı koyarlar. Olağanüstü bir macerada, sonunda tüm dünyaya yayılan heyecanlı bir mücadeleye dönüşen iyi ile kötünün savaşına çekilirler.
Entrikacı polis memuru Bruce Robertson terfi beklemektedir. Bir cinayeti çözerken meslektaşlarıyla da uğraşmak zorunda kalan Bruce, diğer polislerin sonunu getirecek bir olay tezgâhlar. Hepsinin sırlarını ortaya çıkartan ve onları birbirine düşüren Bruce, kontrolünden çıkan hile ağında kaybolmaya başlar. Çevirdiği oyundan şüphelenen meslektaşları, geçmişi, kayıp eşi ve uyuşturucu alışkanlığı içinde yitip giden Bruce Robertson’a bir oyun oynarlar.
16 yaşındaki Hazel kanser akciğerlerine sıçradığından yanında bir oksijen tüpü, burnunda borularla gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun terapi seansında Augustus´la tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bir bacağını kaybetmiştir. İkili kısa sürede birbirlerine aşık olur.
Haber muhabiri Meghan Miles arkadaşlarıyla felekten bir gece çalar. Ancak sabahın ilk saatlerinde uyandığında, yaşadığı tek gecelik ilişkiden sonra arabasız, kimliksiz ve parasız hiç bilmediği bir mahallede kalakalmıştır. Hayatının en önemli iş görüşmesini yapmadan durumunu düzeltmesi için önünde sadece sekiz saati vardır.
1930´ların Türkiye’si. Ülke Atatürk Devrimleri’ne geçişin acemiliklerini yaşamaktadır. Tıbbiyeden mezun olan iki arkadaş Ahmet ve Refik Anadolu’yu gezmeye çıkarlar. Yolları Ege’de bir kasabaya düşer ve eski İttihatçılardan Haşim Bey onları konağında misafir eder. Haşim Bey’in kızı Elif, melankolik bir kızdır. O gece Göl kenarında Refik’le karşılaşır ve aralarında bir aşk başlar. Kafası yeni fikirlerle dolu olan Refik’in aşk konusunda da kafası karışıktır.
Deniz biyoloğu Skylar Shane Kuzey Sumatra denizi açıklarındaki tarih öncesi hayat formlarına ait yaptığı araştırmada kendisine yardım etmesi için bir tekne kaptanı olan Jack Bowman ile anlaşır. Yolculukları sırasında denizin ortasındaki balıkçı platformuna sığınan ikili burada kimsesiz bir çocuk olan Tamal ile tanışır. Tamal’ın yanlarına gelmesi ile birlikte garip olaylar ortaya çıkar ve karanlık suların altında onları bekleyen ve büyüyen dehşetin farkına varırlar.
Londra’da yaşayan genç Kai’nin ani ölümü, Çin – Kamboçya asıllı inatçı annesi Junn ve Kai’nin sevgilisi Richard’ı derinden sarsar. Kai’nin yaşayan tek aile üyesine karşı bir sorumluluk duygusuyla hareket eden Richard, bir huzurevinde yaşayan Junn’u sık sık ziyaret etmeye başlar. Richard, onunla iletişim kurmayı reddeden Junn’un taştan duvarlarını bir çevirmen aracılığıyla aşmaya çalışır. Bu şekilde geçmişte birbirlerine karşı oluşan yanlış anlamaları yıkmaya başlarlar.
Yıl 1942. Japonlar Singapur’u istilâ ettiklerinde sinyal subayı Eric teslim olanlardan biridir. Tayland’daki Ölüm Demiryolu inşaatına çalışan Eric, hayatta kalmayı bir şekilde başararak ülkesine döner, kendini dış dünyaya kapatır. Ve sonra bir gün güzel bir kadınla tanışır ve evlenirler. Eric’in kâbusları geri döner. Eric’in tam olarak neler yaşadığını bilen Japon subay hâlâ yaşamaktadır ve onun nerede olduğunu öğrenirler.
Bir psikolojik gerilim olan filmde yönetmen Dolan’ın canlandırdığı Tom, sevgilisi Guillaume’un cenazesi için Quebec kırsalına gidiyor. Orada, Guillaume’un annesi ve maço abisi Francis ile tanışıyor. Kederli ailenin bu ilişkiden haberinin olmadığı açık olmasına açık da, Francis şaşırtıcı bir oyunun kurallarını birer birer koymaya başlayınca işler iyice karışıyor. Bu oyun Tom’u hem boğuyor hem heyecanlandırıyor.
Sahir, sahibi oldukları sirkte babası ile birlikte gösteriler yapan yetenekli bir çocuktur. Sirkin kapanmaması için bankadan kredi çeken babanın bu borcu ödemesi mümkün olmayacaktır. Baba intihar etmeye mecbur bırakılır. Sahir babasının intiharına şahit olmuş ve tüm hayatını bu olayın intikamını almaya adamıştır. İntikam yolu ise soygun yapmaktan geçecektir. Fakat o bir palyaço, illüzyonist ve sihirbaz olarak büyüdüğünden soygunlar da hiç sıradan olmayacaktır.
Astrid, Südüklü ve ekibin geri kalanı adanın yeni popüler sporu olan ejderha yarışlarına katılmak için birbirlerini gaza getirirken, ayrılmaz ikilimiz gökyüzünde maceradan maceraya atılıyor ve yeni dünyalar keşfediyorlar. İki kafadar kendilerini, yüzlerce yeni vahşi ejderhaya ve gizemli Ejderha Binicisine ev sahipliği yapan buzdan bir mağarada çıkan bir savaşın ortasında buluyorlar.
Simon, utangaç, annesi tarafından küçümsenen ve rüyalarının kadını Hannah tarafından bir türlü fark edilmeyen bir adamdır. Dünyanın ona kayıtsızlığını değiştirmek içinse elinden bir şey gelmemektedir. Ta ki, iş yerine ona tıpatıp benzeyen James gelene kadar. James onun fiziksel olarak ikizidir ama karakter olarak tam zıddıdır. Bir anda herkesin gözdesi oluverir ve Simon’un bütün yaşamını ele geçirmeye başlar.
Kış Uykusu, eski bir tiyatro oyuncusu olan Aydın’ın, Anadolu bozkırlarının ortasında, adeta bir kış uykusuna yatmış gibi görünen ıssız bir mekânda, kendisiyle, hayalleriyle, sevdikleri ve taşrayla kurduğu ve düşe kalka sürdürmeye çalıştığı ilişkilerini konu alıyor. Karı-koca ve kardeşlik bağları da dahil her türlü insan ilişkisinin ön yargılar ve çıkışsızlıkla mühürlenmiş olan o ağır kapısını aralıyor.
Felâkete dönüşen görücü usulü ilk buluşmalarının ardından bekâr ebeveynler Lauren (Drew Barrymore) ve Jim (Adam Sandler), bir tek şey konusunda anlaşırlar: Bir daha asla birbirlerini görmek istememektedirler. Ancak, birbirlerinden habersiz çocuklarıyla organize ettikleri muhteşem bir aile tatili için, Afrika’da lüks bir safari tatil köyünde, bir hafta muhteşem bir suit odayı paylaşmak durumunda kalırlar.
Locke’un hayatı adeta bir rüya gibidir; mükemmel bir ailesi ve sevdiği bir işi vardır. Bunlara ek olarak bir sonraki gün kariyerinde uzun zamandır beklediği adımı atacaktır. Fakat aniden gelen bir telefon Locke’un bütün hayatını kâbusa çevirecek ve her şeyi bir kenara bırakmasına neden olacaktır. Locke’un hayatını bir arada tutma çabası adeta zamana karşı bir yarışa dönüşür.
Filmde Muppets ekibi dünya turuna çıkıyor ve en heyecan verici şehirlerinde büyük salonlarda satılan biletleri tükeniyor. Ama kargaşa Muppets ekibinin peşini yurt dışında da bırakmıyor ve kendilerini istemeden, Dünya’nın Bir Numaralı Suçlusu ve Kermit’in tıpatıp benzeri Constantine ve İki Numara adıyla da bilinen, Ricky Gervais’in canlandırdığı, korkak yardımcısı Dominic tarafından yönetilen uluslararası bir suç hareketinin içinde buluyorlar.
Tutturamayanlar, belirsiz bir zamanda, “O-Land” adlı hayali bir ülkede geçer. Modern hayatın insanlar üzerindeki yabancılaştırma etkisi, insanların toplumdan ve dünyadan soyutlaşması, maddi çıkarların manevi olguları yok etmesi ve insanların kolay yoldan paraya ulaşma çabasıdır. Tutturamayanlar, günümüzün kapitalist dünya düzeninde insanların ne kadar kolay sömürüldüklerinin, hiçe sayıldıklarının ve sadece müşteri olarak görüldüklerinin öyküsüdür.
Binbaşı William Cage, birdenbire kendisini bir intihar görevinde bulur. Birkaç dakika içinde öldürülür ve hemen ardından kendisini bir zaman döngüsünün içinde bulur. Döngü onu aynı savaşı tekrar tekrar yaşamaya ve tekrar tekrar ölmeye zorlar. Ama yeniden başladığı her savaşta Cage, yanındaki Özel Kuvvetler savaşçısı Rita Vrataski ile becerilerini geliştirir. Cage ve Rita’nın tekrarladıkları her savaş onları uzaylıları yenme hedeflerine bir adım daha yaklaştırır.
Russell ve Rodney kardeşler küçük bir kasabada yaşıyorlardır. Rodney gizemli bir şekilde ortadan kaybolur ve Russell da bir hatadan dolayı kendini hapishanede bulur. Russell özgürlüğü ve adaleti bulmak için mücadele verecektir.
İngiliz çift Nick ve Meg,evliliklerinin otuzuncu yıldönümünde, ilişkilerini tekrar canlandırmak umuduyla, zamanında balayı için gittikleri Paris’e tekrar gitmeye karar verirler. Ancak seyahat planladıkları gibi gitmez ve karşılaştıkları olaylar aralarındaki farklılıkları ve gerilimi daha belirgin hale getirir. Çift Nick’in eski bir arkadaşı olan ve Paris’in havalı bir semtinde oturan Morgan’ın akşam yemeği davetini kabul edince, sürpriz dolu olaylar birbirini takip eder.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Yeni sezonun merakla beklenen filmlerinden Queer'den fragman geldi. İlk gösterimi Venedik Film Festivali'nde yapılan, Luca Guadagnino'nun yönettiği, başrolünü Daniel Craig'in üstlendiği Queer'in Oscar'ın bir numaralı favorilerinden olacağı söylentisi Hollywood kulislerinde dolaşıyor.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Warner Bros. Pictures, 'Game of Thrones' evreninde geçen bir film üzerinde çalışıyor. The Hollywood Reporter'ın haberine göre, senaristi ve yönetmeni daha belli olmayan filmin ön hazırlıkları sürüyor. '
Bo Lee Swagger Amerikan hükümeti için çalışan keskin nişancıdır. Etiyopya'da ki görevi sırasında girdikleri çatışmada arkadaşı Donnie'yi kaybeder ve kendisi de çatışma alanında terk edilir. Bu olay sonrası keskin nişancılığı bırakarak dağda inzivaya çekilir. Bir gün Amerikan hükümetini temsil ettiklerini söyleyen bir grup kişi kendisini bulur ve başkana bir keskin nişancı tarafından suikast yapılacağını, ondan alacakları teknik bilgilerle ancak bunu önleyebileceklerini söylerl. Bob başta çekinceli davransa da sonrada "vatan için can feda" anlayışı ile kabul eder.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: