Yıllar önce Emin’in kızı evlilik dışı bir ilişki ile hamile kalmıştır. Bu durumu sadece Annesi bilmekte ve Emin’den gizlemektedirler. Dindar bir aile reisi olan ve kızıyla gurur duyan Emin bir gün işten erken gelir; eşinin kızının dizlerinin dibinde bir şeyler yaptığını görür. Kapı arasından izlerken eşinin laflarını dinler. Eşi kızına tembihte bulunuyordur. Hamileliğinin son aylarına geldiğini saklanacak hali kalmadığını, evden uzaklaşması gerektiğini söyler.
İki ünlü kardeş Hakan ve Ozan, arkadaşları Tato öldüğü için son görevlerini yerine getirmek için Ege’dedirler. Tesadüf bu ya, iki gün sonra ise Hakan’ın düğünü vardır fakat cenaze için köye gitmeleri gerekir. Hakan, Rize’nin ünlü çay tüccarlarından Muzaffer’in kızı Didem’le evlenecektir. Muzaffer, Hakan’ın şarkıcı olması yüzünden bu evliliğe tepkilidir. Bir yandan Didem’i baskı yaparken diğer yandan da Hakan’ı sıkıştırmaktadır.
Paddington, Brown ailesinin bir üyesi olmuş, sürekli taşıdığı marmelatları ve bitmeyen neşesi ile mahallenin en popüler sakini haline gelmiştir. Teyzesi Lucy’nin 100. doğum günü için bir kitap beğenen Paddington, para biriktirmek için çeşitli işlerde çalışmaya başlar. Ancak almak istediği kitap çalınınca Brown ailesi ve Paddington gizemli hırsızın peşine düşerler.
Superman’e olanlar, Bruce Wayne’in öncekilerden daha da güçlü bir düşmana karşı yeni arkadaşı Diana Prince’in yardımını almasına neden olur. Batman ve Wonder Woman birlikte hareket ederek, yeni tehdide karşı, meta insanlardan oluşan bir takım oluştururlar. Ancak, bu eşsiz kahramanlardan, Batman, Wonder Woman, Aquaman, Cyborg ve Flash’tan oluşan takıma rağmen gezegeni felaketten kurtarmak için geç kalmış olabilirler.
Steven Murphy başarılı bir cerrah, eşi Anna ise göz doktorudur. Çiftin iki çocuklarıyla beraber mutlu ve sağlıklı devam eden aile hayatı, Steven’ın babasını kaybetmiş bir genç olan Martin’i himayesine almasıyla raydan çıkar. Beraberinde bazı karanlık sırlar da getiren Martin aile fertleriyle giderek yakınlaşırken, Steven Mrphy’nin çocukları ansızın yemeden içmeden kesilir ve yürüyememeye başlarlar.
Seçkin bir cinayet timinin baş dedektifi, kışın ilk karında ortadan kaybolan bir kurbanı soruştururken yakalanması zor bir seri katilin yeniden eyleme geçmiş olabileceğinden korkmaktadır. Polisin, düşüncesi bile hoş olmayan bu kötülüğü bir sonraki kar yağışından önce alt edebilmesi için keskin zekalı Katrine Bratt´in ardımıyla on yıllık kapanmayan vakalar ve bu korkunç yeni vaka arasında bir bağ kurması gerekecektir.
Dünyanın en romantik şehrinde bile aşkı bulmak kolay olmayabilir… Paris´te yaşayan, boşanmış bir ressam. Hayata sımsıkı tutunan, her anı dolu dolu yaşayan bu kadının adı, Isabelle. Hayatını kendi kurallarına göre yaşayan, kendini korumak için sınırları olan ama yaşadığı onca şeye rağmen umudunu yitirmeyen bir kadındır Isabelle. Belki de şans pek yüzüne gülmediği için aşkı bu kadar tutkulu yaşar, belki de Paris´in büyüsüne kapılır zaman zaman. Aşk hikâyesinde aktörler değişse de sonuçlar Isabelle için hep aynıdır: hayal kırıklığı ve yalnızlık… Isabelle´in aradığı mutluluğu bulabilmesi için önce yanlış yerlere baktığını fark etmesi gerekecektir.
Yıllar önce dul kalmış olan Faruk’un taksi durağındaki arkadaşları ve şen şakrak komşusu dışında hayattaki tek yakını, İngiltere’deki torunudur. O’nun velayetini alabilmek için umutsuzca İngilizce öğrenmeye çabalar.
Birbirinden uzak gibi görünen ama iç içe geçmiş hayatların akıl almaz rastlantılarla biraraya gelişinin doğurduğu macera dolu bir aşk hikâyesi.
Rudolph adındaki küçük vampirin ailesi acımasız bir vampir avcısının tehdidi altındadır. Küçük Rudolph ailesinin tehdit altında olduğu tam da bu sıralarda kendi yaşlarındaki bir ölümlü ile tanışır. Tony adındaki bu küçük çocuk eski şatolar, mezarlıklar, ıssız yerler gibi korkutucu şeyler ile de çok ilgilidir. Arkadaş olan ikili Rudolph’un ailesini kurtarmaya çalışacaktır.
Anne ve babasını kaybetmiş, intiharı bile düşünecek kadar zor günlerden geçen Aysel´in hayattaki en büyük tutkusu dans etmektir. Şengül´ün dans okulunda çalışmaya ve büyük para ödülü olan bir yarışmaya katılmaya karar vermesiyle hayat ona heyecanlı günler sunmaya başlayacaktır.
Bayrampaşa’da doğan taksici Bülent ve döşemeci Sedat, mahalle kültürü ile büyümüş olan iki bıçkın delikanlıdır. Çocukluklarından bu yana kendilerine hem abilik hem babalık yapan Tarık abilerinin dolandırıldığını öğrenen ikili, onu kurtarmak için işe koyulurlar ve bol aksiyonlu bir serüvene yelken açarlar.
Hasan, başka bir erkekle kaçan yengesini, sülalenin üstüne leke düşmesinden korkan akrabalarının kışkırtmasıyla, kucağında çocuğu Ayaz varken öldürmüştür. Çok derin bir pişmanlık ve kandırılmışlık duygusuyla hapishanede geçen günleri son bulup çıktığında artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. İş bulmak eski bir mahkum için çok zor olduğu gibi kimsesiz kalmasına sebep olduğu yeğeni Ayaz’ın da sorumluluğunu üstlenmek zorundadır.
Özel dedektif Poirot, zengin bir işadamının kış mevsiminde batı yönünde giden bir trende öldürülmesinin ardından, yolcularının hangisinin katil olduğunu ortaya çıkarmak için, katil tekrar saldırmadan önce elinden geleni yapmalıdır. Branagh’ın, Agatha Christie’nin bu sevilen gizemi yeniden yaşatması, izleyicileri yaşamlarının en şüpheli tren yolculuğuna çıkarmaya davet ediyor.
Filmde, acımasız bir iş adamı olan Mazhar Kozanlı’nın yaşadığı büyük bir travma sonrası hayatında bir yol ayrımına gelişi anlatılıyor. Kozanlı, çalınmış çocukluğunu geri almanın, hayatını gerçekten istediği gibi yaşamanın bedelini ödemeye hazır mıdır? Doğayı ve insanları başka bir gözle görmenin, hissetmenin bedeli ne olacaktır? Hayatında ilk kez bir yol ayrımına varan Mazhar Kozanlı gerçekten istediği yoldan ilerleyebilecek midir?
Bir tarafta Helsinki’de yaşayan suratsız ve soğuk bir adam olan Wickström, diğer tarafta ise Halep’ten kaçarak kız kardeşi ile yollara düşen Suriyeli bir göçmen, Khaled. Bu uzun ve çileli yolculukta kız kardeşi kaybolan Khaled bir geminin kazan dairesinde Helsinki’ye varır ancak göçmenlik bürosu, Halep’te bir sorun olmadığını, o yüzden ülkeye geri dönmesi gerektiğini söyler.
Türk edebiyatının önemli ismi olan Sabahattin Ali´nin yaşam hikâyesini ve Türkiye´nin çalkantılı dönemlerini anlatan belgesel film, Almanya, Bulgaristan ve Türkiye de çekildi. Çekim ve araştırmaları iki yıl sürdü. Belgeselde Sabahattin Ali´nin aşkları, düşünceleri, edebiyatçı yönü araştırıldı ve anlatıldı. Yakın arkadaşlarının yazarın öldürülmesine giden süreci de anlatığı belgeselde faili meçhul cinayetlere de yer veriliyor.
Kaybedenleri kazananlara çeviren, müşterilerini hayata karşı ayakları dimdik yere basan insanlara dönüştüren "mutluet.com.tr " şirketinin başındaki yakışıklı, zengin ve çapkın Mert´in hayatı dünyalar güzeli Ada´yı gördüğünde değişmeye çoktan başlamıştır bile. Tüm hayatını; tam bir kaybeden olarak yaşayan abisi Cengiz´in mutlu olmasına adayan Ada, bir türlü güvenemediği Mert´e karşı içinde "ilk" kez yaşadığı AŞK duygusuna engel olmaya çalışsa da başarılı olamaz. Ne Cengiz´in "Çapkın arkadaşı Mert´in kız kardeşine aşık olduğundan" haberi vardır. Ne de Ada´nın "Abisinin Mert´ten Çapkınlık dersleri aldığından". Henüz!
Türkiye’den ve Azerbaycan’dan iki ailenin beraber geçirdikleri 10 günü anlatan filmde iki dilin hem yakınlığı hem farklılığı sonucu oluşan yanlış anlamaların getirdiği maceraları izleyeceğiz. Herkesin bildiği gibi, inen uçağa; uçak düşüyor diyen Azeriler’in hiç birimizin bilmediği daha nice kelime farklılıklarından meydana gelen komikler anlatılıyor.
Yıl 1996. Cüneyt, Arkın´la aynı ceza evinde yatmaktadır. Cüneyt hapishanede hafif yaralamadan dolayı cezasını çekerken haksızlıklara karşı gelir ve bu yüzden sık sık hücre cezası alır. Arkın işlemediği bir suçtan dolayı idama mahkumdur. O da sürekli sorun çıkardığı için hücre cezası alır. Cüneyt´in tahliyesine 2 gün kalmıştır. Arkın´ın idam infazı için de 2 gün kalmıştır. Hapishane müdürü bazı riskleri göze alıp bu 2 mahkumun ellerini birbirine kelepçeleyip aynı anda şehir merkezine naklini gerçekleştirir. Cabbar, suçunu üstlenen Arkın´ın idamdan önce konuşur diye gardiyanlar aracılığıyla nakil aracına pusu attırır.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Çekimleri sırasında sette Alex Baldwin'in silahından çıkan kurşunla görüntü yönetmeni Halyna Hutchins’in öldüğü Rusk filminden ilk fragman yayınlandı. Alec Baldwin’in başrolünde yer aldığı western filmi, 2 Mayıs’ta ABD sinemalarında ve dijital platformlarda yayınlanacak.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Aladdin'in serüvenleri bu kez korku versiyonuyla beyazperdeye dönmeye hazırlanıyor. Mayıs ayında İngiltere'de çekimlerine başlanacak yeni film, dileklerini gerçekleştirebilecek bir cinle karşılaşan genç adamın hikayesini 'karanlık ve doğaüstü' yaklaşımla ele alacak. Bradley Stryker'ın (Terrifier 3) yöneteceği Aladdin: The Monkey's Paw filminin ilk detayları Empire Studios, Every Entertainment ve 8th Law Pictures tarafından açıklandı. Hikaye, dilekleri gerçekleştirdiğine inanılan antik bir maymun pençesini miras alan ve her dileğin yürek parçalayıcı bir bedeli olduğunu keşfeden modern zaman Londra'sında yaşayan Aladdin'in etrafında dönüyor.
Ponyo, insan olmak isteyen bir Japon süs balığıdır. Beş yaşındaki Sosuke, bir sabah kayalık sahilde oynarken, saçlarını reçel kavanozuna sıkıştırmış Ponyo ile tanışır. Sosuke onu kurtarıp plâstik bir kovaya koyar. Ama bir zamanlar insan olan Fujimoto onu okyanusa dönmesi için zorlar. Ponyo ise insan olmak istemektedir.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: