P.T. Barnum´ın hırsı ve hayal gücünden esinlenilen "The Greatest Showman", yoktan başlayarak dünya çapında sansasyona sebep bir gösteriyi yaratan bir vizyonerin öyküsünü anlatır.
Film, yetmiş yaşındaki Pier´in, beynindeki tümörün büyümesiyle ötanazi kararını alması ve Asya adındaki bir bakıcıyla tanışması sonrası yaşananları anlatıyor.
ACT-UP Paris, 1990´ların başında sayısız hayatı karartan ve sonlandıran AIDS´e karşı dünyanın her yerinde oluşturulan sivil örgütlerden biridir. Nathan Sean, Sophie ve Jeremie önderliğinde bu epidemiye karşı toplumun duyarsızlığı, bilgisizliği ve ilaç şirketlerinin çıkarcılığıyla savaşan gruba yeni katılanlardandır. İnsanları bilinçlendirmek için ACT-UP Paris ile verdiği mücadelede Sean´ın hayatına girmesiyle, onun için her şey kökünden değişecektir.
Dört zoraki arkadaş, her biri özel güçlere sahip avatarlara dönüşerek, Jumanji´nin riskli ve tehlikeli dünyasında mahsur kalırlar. Ya hayatlarının en tehlikeli macerasına atılacaklar, ya da sonsuza dek Jumanji´nin içinde kalacaklardır.
Maggie Q, bir gece vakti gizemli bir şekilde ölen küçük erkek kardeşinin ölümü tarafından musallat olunmuş bir uyku doktorunu canlandırmaktadır. Uyku problemi olan travmalı bir ailenin rutin muayenesini yaparken, Alice uyuyan babası tarafından saldırıya uğramıştır. Babası sonra tutuklanmış ve ailenin uyku problemlerinin oluşmasından dolayı suçlanmıştır, ancak baba hapse atılınca, problemler giderek daha kötü bir hal almıştır. Alice bilimsel gerçeklerden vazgeçmeye ve ailesinin, uykudayken zayıf kişilerden beslenen parazit bir şeytan tarafından korkutulduğuna inanmaya zorlanmaktadır. Bu karanlık ruhu defetmek için, Alice kendi kabuslarına girmeli ve kendi çocukluğundaki şeytanlarla yüzleşmelidir.
1963 yılı Mayıs ayının son günleri… Film ordudan tasfiye edilmiş dört eski askerin bir gece boyunca süren sıra dışı yolculuğunu anlatır. Teğmen Şinasi, Binbaşı Kemal, Binbaşı Rıfat ve Albay Reha aynı gece Ankara´da başlayacak olan askeri darbenin İstanbul ayağında, Ankara´daki radyolardan yapılacak darbe bildirisinin bir benzerini İstanbul Radyosu´ndan anons etmeyi planlamaktadır. Yeterince güçlü ve etkili yapılan bir anons sonucunda darbenin başarılı olacağından ve halk desteğini arkalarına alacaklarından emindirler. Fakat hiçbir şey bekledikleri gibi gitmeyecektir. Her şeyin planlama ve askeri güçle çözülebileceğine inanan bu dört asker, kendilerini başkalarının adına karar verebilecek konumda hissetmişlerdir. Fakat onları yenilgiye uğratan şey sivil hayatın görünmez gücüdür.
Kumarhane müdürü Nermin çok akıllı ve zeki bir kadındır. Türkiye´de kumar oynatmanın yasak olduğunu bildiği için, polis baskınlarına karşı önlem olarak kumarhaneye film seti havası verir. Bir süre sonra hayatını figüranlık yaparak kazanan Artist Kemal´in orayı gerçek film seti sanıp orada işe başlaması ile kumarhanede yaşanan olaylar tam bir komediye dönüşür.
Mask, ünlü¨ ve acımasız Meksikalı bir hayduttur. Devlet, Mask tarafından gasp edilerek kullanılan topraklara el koyar. Topraklarının elinden gitmesini hazmedemeyen Mask etrafa saldırmaya başlar. Bu işle uğraşan şerifleri ortadan kaldırmayı düşünür...
Dönme Dolap, 1950´lerde Coney Adası´ndaki lunaparkın kalabalığı içinde hayatları kesişen dört karakterin hikayesini anlatıyor: Sürekli duygusal dalgalanmalar yaşayan, bir zamanların aktristi, şimdinin garsonu Ginny; onun atlı karınca operatörü, kaba saba kocası Humpty, babası Humpty ile uzun yıllar konuşmamış olsa da şimdi onun evinde gangsterlerden saklanan Carolina ve oyun yazarı olmanın hayaliyle yaşayan yakışıklı ve genç cankurtaran Mickey.
Sıradan bir adam olan Jeff Bauman´ın (Jake Gyllenhaal) Şehrinde ve dünyasında, umudun sembolü olarak insanların kalbine girer. 27 yaşındaki işçi sınıfı bir Bostonlu olan Jeff, maratonda eski kız arkadaşı Erin´i (Tatiana Maslany) geri kazanmaya çalışır. Patlama meydana geldiğinde bitiş çizgisinde onu beklerken, saldırıda iki bacağı da kaybeder. Jeff´in hastanede bilinci yerine geldiğinde güvenlik güçlerine bombacıların birini tespit etmede yardımcı olur, ancak kendi savaşı yeni başlamıştır. Erin ve Erin´in ailesinin desteğiyle aylarca süren fiziksel ve duygusal rehabilitasyona başlar.
İstanbul´da deniz kıyısında sakin bir yaşam süren bir adam olan Martıların Efendisi´nin (MEF), uzun zamandır beklediği misafiri sonunda çıkagelir. Beyazlar içinde, tam bir masumiyet simgesi misali kıyaya vuran bu kadın MEF için mutlu bir başlangıcın ilk işaretidir. Bütün umutlarını yüklediği gizli misafir, MEF´nin saf ve temiz dünyasından etkilense de onu gerçek dünyayla, acı bir tecrübeyle tanıştıracaktır.
2016 yılında gösterime girip gişede hatırı sayılır bir başarı yakalayan Bad Moms´ın devam filmi A Bad Moms Christmas, kurallara karşı koyan üç anne; Amy, Kiki ve Carla´nın Noel maceralarını anlatıyor.
Murat ve Duygu çocukluklarından beri birbirine aşıktır. Üniversiteden mezun olurken Murat Duygu´ya evlenme teklif eder. Oysa Duygu´nun gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır. Beş sene sonra yeniden birleşmek üzere bir ayrılık anlaşması yaparlar. Halbuki hayatın onlar için başka sürprizleri vardır.
Ferdinand, arenada dövüşmektense tarlalarda çiçek koklamayı tercih eden bir boğanın öyküsünü anlatıyor. Ferdinand sakin mizacına ve doğa sevgisine rağmen dış görünüşü sebebiyle vahşi bir canavar olarak algılanır. Tehlikeli bir canavarla karıştırıldıktan sonra yakalanıp evinden ayrı düşürülür. Kendini İspanya´da bulan Ferdinand, evine dönmeye kararlıdır. Ancak bunun için yardıma ihtiyacı olacaktır.
Gazetecilikte kendini göstermek için bir tercih yapmak zorunda kalan Jay, kendi ailesinin yanında mutlu yaşadığı bodrum katını dünyanın en tehlikeli suçluları arasında bir hayat sürmek için terk eder. Tüm olanaksızlıklara rağmen, doğal cazibesi ve saflığı sayesinde hayatını tehlikeye sokan tüm durumlardan kaçmayı başarıp bütün dünyaya yaşanan tüm gerçekleri aktaran ilk uluslararası gazeteci olabilecek midir?
Gölge Sağlık Bakanı Janet, başarısını kutlamak için evinde bir parti düzenler. Salonda kendi halinde oturan eşini fark etmez. Aslında Janet’ın dikkatini dağıtan, telefonuna gelen gizemli “seni özledim” mesajlarıdır. Eşi ise sevdiklerine vereceği kötü haberin derdindedir. Bu sırada yakın arkadaşı April, ayrı olduğu eski erkek arkadaşıyla parti için eve gelir. Kimin kimi kiminle aldattığı anlaşılmaz hale gelen partinin en büyük sırrı ise gece sonunda kimin öleceğidir.
Yer Paris, sene 1967. Dönemin en çok konuşulan yönetmeni Jean-Luc Godard Çinli Kız filmini çekmektedir. Filmin başrolünde, sevdiği kadın olan, kendinden 20 yaş küçük Anne yer almaktadır. Mutlu çift evlenir, ama filmin gördüğü ilgi, ardından gelen 1968 olayları, Jean-Luc´ün kendini sorgulamasına neden olur.
Tam da Yeni Yıl öncesi heyecan doruktayken hiç beklenmedik bir şey olur. Noel Baba´nın 92.000 elfi yatak döşek hastalanır. Hem de aynı zamanda! Hep neşeli görmeye alıştığımız Noel Baba için bu ağır bir darbe olur. Peki şimdi dünyadaki bütün çocuklar için hediyeleri kim hazırlayacak? Akıllarına tek bir seçenek gelir. O da geyikleriyle birlikte Noel Baba´nın dünyaya gidip elfleri için bir tedavi bulmasıdır. Ancak tehlikede olan Yeni Yıl´ı kurtarmak hiç de göründüğü kadar kolay olmayacaktır. Noel Baba´yı burada hiç ummadığı sürprizler beklemektedir.
2014 yılında geçen hikâyede, o zamanların mafya babalarından Kulaksız Adnan´ın kızı Yasemin, kirli işler yapan Makber´in oğlu Semih ile birliktedir. Bu ilişkiyi istemeyen Kulaksız Adnan´ın, kızını Semih´ten ayırmasını Bahri Umman´dan istemesi ile başlar tüm olaylar. Bahri Baba bu görevi Sadrettin ve adamlarına vermesiyle de tehlikeli ama bir o kadar da komik ve heyecanlı maceranın pimi çekilmiş olur.
Umut, son sınıfta okuyan bir üniversite öğrencisidir. Küçükken kazada yitirdiği babasının yokluğunu hissetmektedir. Nuri ise O’nun can yoldaşıdır. Umut’un babasız büyümesi ile Nuri’nin babasının Nuri’ye karşı ilgisiz davranması baba ideali konusunda dertleşmeleriyle telafi edilir. Her ikisi de gerçek bir babanın özlemini çeker. Yaşamlarındaki tekdüzelik Umut’un izlediği bir TV röportajıyla değişir. Röportajdaki kız ilgisini çeker ve ona yönlenir.
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Çekimleri sırasında sette Alex Baldwin'in silahından çıkan kurşunla görüntü yönetmeni Halyna Hutchins’in öldüğü Rusk filminden ilk fragman yayınlandı. Alec Baldwin’in başrolünde yer aldığı western filmi, 2 Mayıs’ta ABD sinemalarında ve dijital platformlarda yayınlanacak.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Aladdin'in serüvenleri bu kez korku versiyonuyla beyazperdeye dönmeye hazırlanıyor. Mayıs ayında İngiltere'de çekimlerine başlanacak yeni film, dileklerini gerçekleştirebilecek bir cinle karşılaşan genç adamın hikayesini 'karanlık ve doğaüstü' yaklaşımla ele alacak. Bradley Stryker'ın (Terrifier 3) yöneteceği Aladdin: The Monkey's Paw filminin ilk detayları Empire Studios, Every Entertainment ve 8th Law Pictures tarafından açıklandı. Hikaye, dilekleri gerçekleştirdiğine inanılan antik bir maymun pençesini miras alan ve her dileğin yürek parçalayıcı bir bedeli olduğunu keşfeden modern zaman Londra'sında yaşayan Aladdin'in etrafında dönüyor.
Ponyo, insan olmak isteyen bir Japon süs balığıdır. Beş yaşındaki Sosuke, bir sabah kayalık sahilde oynarken, saçlarını reçel kavanozuna sıkıştırmış Ponyo ile tanışır. Sosuke onu kurtarıp plâstik bir kovaya koyar. Ama bir zamanlar insan olan Fujimoto onu okyanusa dönmesi için zorlar. Ponyo ise insan olmak istemektedir.
Baba Zula’nın filme yazdığı müzikleri yeterli bulmayan Derviş Zaim, Şenol Filiz-Birol Yayla ikilisinin Bab-ı Esrar albümünden de parçalar alıyor. Hatta bu parçaların sayısı Baba Zula’nınkileri aşıyor. Filiz ile Yayla, istemleri dışında işin içine giriyor açıkçası. 1995 tarihli ikinci albümleri Bab-ı Esrar’daki şarkıların bir bölümünün Tabutta Rövaşata filminde kullanılması albümün tanıtımına önemli katkıda bulunuyor aslında. Özellikle Bab-ı Esrar parçası çok dikkat çekiyor, filmle özdeşleşiyor.
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: