MAMMA MIA (ABBA)
Dünya, 70’li yıllarda grevlerle, terörle, protestolarla baş etmeye çalışırken ABBA’nın kolay kulaklara yer eden şarkıları orta sınıfa pembe bir gerçek sunarak sisteme azami hizmet ediyor.
Genelde beyaz giysileriyle şarkılar söyleyen İsveçli dörtlü büyük hızla bütün zamanların en fazla satan grubu olmaya doğru ilerliyor.
Ancak rock camiası onları yerden yere vuruyor, küçümsüyor, yaptıklarının paraya yönelik basit bir numara olduğunu söylüyor. ABBA, 70’lerin ‘en çok eleştirilen’ en ünlü grubu haline geliyor.
İlk kez Göteburg’da bir restoranda Festfolk adıyla sahneye çıkan, 1974’te bir aşk öyküsünü Napolyon’un savaşlarına benzeten Waterloo adlı parçayla Eurovision’u kazanan ABBA, kısa sürede en fazla fan kulübe sahip grup unvanını da kazanıyor.
Volvo’dan sonra İsveç’in ihraç ettiği en ünlü marka haline gelen, müzik camiasından da iade-i itibar görmeye başlayan ABBA’nın başarısında sıcak melodi, disko müziği sevme, glam rocka yakın imaj, bütün bunları İngiltere ve ABD’de olmadan İsveç’ten idare edebilme yatıyor.
400 milyondan fazla albüm satan Benny Andersson (1946), sarışın Agnetha Faltskog (1950), Bjorn Ulvaeus (1945) ve kumral Frida Lyngstad’ın (1950) isimlerinin ilk harflerinden oluşan ABBA’nın müthiş yükselişinde birkaç şarkının büyük payı var. Bunlardan biri de Mamma Mia.
Benny Andersson, Björn Ulvaeus ile Stig Andersson’un bestesi Mamma Mia, ABBA’nın üçüncü albümünün açılış parçası olarak seçiliyor. Eylül 1975’te 45’lik olarak da yayınlanan Mamma Mia, Waterloo’dan sonra İngiltere’de liste başı olabilen ilk ABBA parçası olarak müzik tarihindeki yerini alıyor. Aynı başarıyı Avustralya, İrlanda, İsviçre, İngiltere, Türkiye, Federal Almanya listelerinde de tekrarlıyor. Bugüne kadar yapılan ‘en iyi ABBA şarkısı’ anketlerinde sürekli ilk beşte.
Marimbanın büyüleyici ritmiyle açılan parça o kadar seviliyor ki, adına yazılan müzikali Broadway’de 5700 kez sahneleniyor, Hollywood filmlerini yapıyor.