KIŞ GÜNEŞİ (TARKAN)
Tarkan, ilk albümü Yine Sensiz’deki Kıl Oldum, Kimdi, Çok Ararsın Beni gibi şarkılarla Türkiye’yle tanıştıktan ve 700 bin sattıktan sonra 1994 tarihli ikinci albümü Aacayipsin’de aynı çizgide devam ediyor.
Albümün lokomotif şarkısı tabii ki Hepsi Senin mi. Ardından Unutmamalı’yla tam anlamıyla zirveye yerleşiyor ve megastar muamelesi görmeye başlıyor.
Vitrinlik işlerin yanında pırıl pırıl parlayan, kalite kokan Kış Güneşi ise üçüncü single olarak seçiliyor ve Tarkan’a adeta sınıf atlatarak yerli popun en sevilen 10 parçası arasına giriyor.
Tarkan diskografisinin gözbebeği Kış Güneşi’nin öyküsü şöyle:
Aslında beste, genel bilginin tersine Yıldız Tilbe’ye ait değil. Tilbe sözleri yazıyor ve dizeleri kaleme alırken Tarkan’ı düşündüğünü söylüyor daha sonra.
Bestenin sahibi ise, o dönem kendine albüm hazırlayan Yıldız Tilbe’ye yapıtını veren İzmirli bas gitarist Nurhat Şensesli.
Tilbe dinlerken Tarkan’ın sesine daha uygun olabileceğini, ona yakışabileceğini hissediyor. Tarkan’ı tanımıyor ama sözleri yazdıktan sonra bir şekilde bağlantı kuruyor.
‘Bende bir şarkı var, sana yakışacağına inanıyorum’ diyor.
Tarkan çok seviniyor. Dinliyor ve hemen kabul ediyor.
Tarkan, Kış Güneşi’yle nasıl buluştuğunu şöyle anlatıyor: ‘Kapı açıldı, minicik bir kız girdi ilk önce. Yıldız’ın kızı Sezen. Sonradan Yıldız geldi içeri. Sezen önce bana sarıldı, öptü. Sonra Yıldız şarkıyı söyledi ve ben çok etkilendim. Tüylerim diken diken oldu. Hatta stüdyoya girdi ve mikrofondan söyledi.’…
Gerçekten de Kış Güneşi çok yakışıyor Tarkan’a. Nurhat Şensesli ise ‘Tarkan’ın ikinci albümünde yer alan Kış Güneşi, bilinen kalıpların dışında bir parçaydı. Sonra diğer sanatçılara verdiğim besteler de oldu ama, o şarkı başkaydı’, diyor.
Kış Güneşi, Kral TV’nin listesinde 10 hafta ‘1 numara’da kalıyor. Bu başarıda, düzenlemeyi yazan Ozan Çolakoğlu ile klibi yöneten Umur Turagay’ın da önemli payı var.
Kış Güneşi’ni zamanla Yıldız Tilbe, Kutsi, Hande Yener, Edis, Niran Ünsal, Glasxs de yorumluyor ama, Tarkan hayranlarının görüşü ‘Tarkan’dan başkalarının söylemesi yasaklansın’!
Aaacayipsin, 750 bini yurtdışında olmak üzere iki buçuk milyon adet satılıyor ve müzikseverler Tarkan’ın hala bu yapıtı aşacak bir iş çıkaramadığına inanıyor…
Devamında Tarkan ‘megastar’ oluyor, karizmasını kendi alın teriyle yaratıyor, annesinin yemeklerini özleme pahasına gurbette yaşamaya başlıyor.
Türkiye gibi dengelerin an be an değiştiği, her şeyin kısa sürede eskidiği pazarda üç-dört yılda bir albüm üretebilme lüksüne ve gücüne sahip oluyor. Yarattığı ‘ulaşılmaz’ havasıyla bir Mustafa Sandal, Serdar Ortaç ya da Kenan Doğulu gibi ‘bizim çocuk’ rolüne girmiyor hiçbir zaman…