KIBRIS YEŞİL HAT'TA İKİ HALKI BİR ARAYA GETİREN OLAYLI KONSER
.jpg)
Tarih 19 Mayıs 1997; Burak Kut’la Yunan şarkıcı Sakis Rouvas’ın Kıbrıs Yeşil Hat’taki barış konseri, tüm baskı ve olumsuz propagandaya karşın üç bin kişinin katılımıyla gerçekleşti. Ve Kıbrıslı Türklerle Rumlar iki saatlik konser süresince politikacılara dostluk dersi verdi.
19 Mayıs gecesi, birleşmiş Milletler kontrolündeki Ledra Palace’ın yanındaki Taksim sahasında düzenlenen konser, 1974’ten bu yana iki toplumu bir araya getiren en önemli organizasyondu. Daha önce, Lakadamya takımı ile Arap Ahmet takımının oynadığı bir dostluk maçı ve yine BM’lerin her iki taraftan kalburüstü kesimi topladığı resepsiyon dışında böyle bir yakınlaşma yaşamamıştı Kıbrıs halkı.
Konserden bir gün önce, ellerinde Birleşmiş Milletler’in yalnız Kıbrıs doğumlu Türklere dağıttığı davetiyeler bulunmasına karşın Burak Kut’la Sakis Rouvas’ı dinlemek için Yeşil Hat’a gitmekten çekinenlerin sayısı çok fazlaydı Türk kesiminde.
Bir tarafta Burak Kut’u, Yunan uşaklığıyla ve Kıbrıs Türkü’nün sırtından uluslararası ün peşinde olmakla suçlayan KKTC Ülkü Ocakları’nın baskısı, diğer yanda gazetelerin büyük bölümünün konseri aldatmaya diye değerlendirmesi ve her satırda 1974 öncesi yaşanılan vahşete göndermeler yapılması halkı iyiden iyiye ürkütmüştü. Çevrede konserle ilgili hiçbir afiş ve duyurunun bulunmaması diğer dikkat çeken bir noktaydı.
SAKİS’E TEHDİT
Güney Kıbrıs’tan gelen bilgiler de aynı yöndeydi. Rum Motosikletliler Federasyonu, Sakis’i adaya ayak basmaması için tehdit ediyor, kilisenin televizyonu Logos, sürekli geçen yaz Yeşil Hat’ta ölen iki Rum’un görüntülerini yayımlıyordu.
Bu arada, geçen hafta kalp spazmı geçiren Klerides’in konsere katılmayacağı açıklanıyor, böylelikle konser hakkında olumlu bir şey söylemeyen Denktaş’ın da işi kolaylaşıyordu. ‘O gelmezse ben de gelmem’ gibi ilginç bir mantık tabii ki ülkücü kesimi memnun ediyordu.
Konser günü, karşı propaganda ve baskı daha da yoğunlaştı. Sakis Rouvas özel bir uçakla Lefkoşa’ya gelir gelmez gizlice Ledra Palace’a yerleştirilmiş, öğleden sonra silah kuşanan BM askerlerinin geniş güvenlik önlemlerinin altında Burak Kut’la provaya çıkmıştı.
Motosikletliler ve ‘Kıbrıs’ta Müzik Yoluyla Dostluk’ adlı bu konseri protesto eden diğer kuruluşlar, Logos TV’nin aynı saatlerde Yeşil Hat’a çok yakın Lefteria (Özgürlük) Meydanı’nda düzenleyeceği alternatif konsere adam toplarken Türk kesiminde ülkücüler, mehter marşı eşliğinde otomobillerden üç hilalli bayraklarını dalgalandırarak gövde gösterisi yapıyordu.
OTOBÜSE SALDIRI
Bu turlar sırasında Burak Kut’u, organizatör Ahmet San’ı, orkestra elemanlarını ve bir televizyon ekibini konser alanına taşıyan otobüsle karşılaşan ülkücü kafile, aracın camlarını kırarak Burak Kut’a milliyetçilik dersi verme şansı yakalıyordu.
Rum tarafındaki benzerleri, alternatif konserde ‘Kıbrıs Yunandır, Yunan kalacaktır’, ‘Ya özgürlük ya ölüm’, ‘Konseri Tansu Çiller’in evinin önünde yapın’ gibi sloganlar atıyor, Yeşil Hat’taki barış konserine katılmak amacıyla alandan geçenleri lanetliyordu.
Gelen bilgilere göre baskı artınca polis müdahale etmiş, çıkan çatışmada dükkanlar yağmalanmış, iki polis yaralanmıştı.
Oysa aynı saatlerde Yeşil Hat’taki ortam çok farklıydı. Türk ve Rum taraflarından Taksim sahasına açılan iki kapıdan girenler karşı kapının önüne giderek ellerinde çiçeklerle ve zeytin dallarıyla dostlarını bekliyorlardı. Konseri izlemeye hazırlanan yüz kadar Türk ve Rum gazeteci-televizyoncu için bulunmaz görüntülerdi bunlar.
Konsere, ‘Notre Dame’ın Kamburu’ filmi için yaptıkları ‘Bir Gün’ (Some Days) adlı parçayı Türkçe ve Yunanca söyleyerek başladılar Kut ve Rouvas. Ardından ikişer ikişer kendi parçalarını yorumlayan genç şarkıcıların her şarkısına katıldı seyirci.
Bu arada Burak’ın birçok parçasını Rum genç kızların da söylemesi dikkat çekiciydi.
Burak’ın, sahne performansı yönünden bir parça Sakis’in gerisinde kalması normaldi. Konserden bir buçuk saat önce yaşadığı tehlikenin şokunu atlatıp barış adına sahnede gözükmesi bile çok önemliydi
BURUK SON
Gecenin sonunda, bir zamanlar beraber gezdikleri, oynadıkları, top koştukları Taksim sahasını ayrı kapılardan terk etmeye hazırlanan birçok insanın gözü yaşlıydı. Bir daha kimbilir ne zaman görüşeceklerdi…
BM Genel Sekreter Yardımcısı Gustave Feissel’la düzenledikleri basın toplantısında Kut ve Rouvas’a göre barış konserlerinin Yunanistan’da ve Türkiye’de tekrarlanması için çalışmalara başlanacaktı.
Konseri uzun bir yoldaki ilk adım olarak değerlendiren iki genç şarkıcının cesareti, barış yanlılarına moral, onlara da ‘Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü’ adaylığı getirdi.
Not: Daha sonra, Burak Kut ile Sakis Rouvas’a Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü verildi.