BEYAZ KARGA
THE WHITE CROW
Nureyev, 1950lerin Rusya’sında çekici kişiliği ve vahşi danslarıyla balenin ünlü yıldızları arasına girer. Batılı sanatçılarla olan ilişkileri ve fikirleri onu KGB ile amansız bir kedi fare oyununa sürükler.
SEANSLAR
YÖNETMEN:
Ralph Fiennes
OYUNCULAR:
Oleg Ivanko
Ralph Fiennes
Adèle Exarchopoulos
Chulpan Khamatova
SENARYO:
David Hare
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ:
MÜZİK:
YAPIM:
2018, İngiltere-Fransa
DAĞITIM:
Bir Film
SÜRE:
127 dakika
ELEŞTİRMEN YILDIZLARI:
MEHMET AÇAR (Habertürk)....3
MURAT ERŞAHİN (sinemamuzik.com)... 3
MURAT ÖZER (Sinema Seven Mecmua)... 2,5
ALİ ULVİ UYANIK (Milliyet Sanat)....3
UĞUR VARDAN (Hürriyet).... 3
ELEŞTİRMEN GÖRÜŞÜ:
ATİLLA DORSAY (t24.com.tr): '... Tümüyle bakıldığında, Nureyev efsanesi sanki yeterince, beklenen tüm boyutlarıyla ortaya çıkmıyor sanki. Dans sahneleri görece olarak az; olanlar da onun zirvedeki performanslarına erişemiyor gibi. Baş oyuncunun Ukraynalı ünlü ve iyi dansçı Oleg Ivenko olmasına karşın... Ama filmin övülecek yanları da var. Öncelikle hemen tümüyle Rusça konuşulması ve böylece ait olduğu kültürün bir parçası olarak sunulması. Birçok filmin tersine, ‘Amerikanca’ya teslim edilmemiş bu güzel hikaye...Ve kendi dilinde anlatılmış. Elbette 1960’ların başında Batı’ya göçten sonra, o dünyanın uluslararası diline mecburen katılmadan önce... 1962 doğumlu oyuncu Ralph Fiennes, senaryosunda yine ünlü yazar David Hare’in emeği bulunan filmi hem yönetmiş, hem de sanatçıyı eğitip yükselten hocası Pushkin’i oynamış. Oyunculuğu her zamanki gibi kusursuz. 2000’lerde yönettiği Coriolanus ve The Invisible Woman- Görünmeyen Kadın’dan sonraki bu yeni çabasındaysa mükemmel değil, ama yeterince iyi bir iş çıkarmış. Özellikle bale ve biyografi sevenler için...'
ŞENAY AYDEMİR (gazeteduvar.com.tr): '... Filmin birbirinin içine geçmiş zaman kurgusu hem estetik hem de hikaye açısından ciddi kafa karışıklıklarına neden oluyor. Hatta kimi yerlerde Paris’te mi yoksa Leningrad’da mı olduğunu karıştırabiliyor seyirci. “Öyle Bir Gündü ki”, “Aşk Dersi”, “Beni Asla Bırakma”, ve “Büyük Budapeşte Oteli” gibi önemli yapımları kurgulayan Barney Pilling’in elindeki ham çekimleri bilmediğimiz için filmi o mu karmaşık hale getirdi yoksa ancak bu kadar mı kurtardı bilemeyeceğiz. Ralph Fiennes, ‘yoksul bir çocuğun’ Sovyet sistemi içerisinde baş balerin olmaya doğru yolculuğunu gösterirken; Batı söylencelerine göre ‘boyun eğmeye’ programlı Sovyet sistemi yerine her zaman asi, gerektiğinde üstlerine kafa tutan ama yine de mesleğinde ilerlemesi konusunda bir engel çıkartılmayan genç bir adamı anlatırken ‘adil’ davranıyor belki. Bu büyük balet hakkında yazılmış onca metin ve belgeselden sonra bile bu tür eksiklikler, ele aldığı tarihi karakterin ruhuyla filmin ruhunun bir türlü örtüşememesi gibi ağır bir sonuç doğuruyor maalesef. Nureyev’in eğitmenlerinden Pushkin’i canlandıran Ralph Fiennes, iş yönetmenliğe geldiğinde “Beyaz Karga” ile bir kez daha vasatın sınırlarında geziniyor ne yazık ki.'
CÜNEYT CEBENOYAN (BİRGÜN): '... Beyaz Karga’yı, aleni bir anti-komünist propaganda filmi olan Jennifer Lawrence’li Kızıl Serçe gibi filmlerle kıyaslamak doğru değil. Oyuncu ve aktör Ralph Fiennes daha nüanslı bir film yapmış. Hatta bazen, filmin kalbinin nerede durduğundan şüphe bile edebilirsiniz. Nureyev o kadar sevimsiz ki onun karşısında olduğu her şeye sempati duyabilirsiniz. Ama nihayetinde film sanatçının özgürlüğünü kısıtlayan sosyalizme karşı bir tonda bitiyor. Ortada Küba haricinde sosyalizmin esamesi kalmamışken ve Avrupa’nın ve Amerika’nın her yerinde faşistler iktidara yürürken, bu tür filmler neden yapılıyor?...'