Sinema Haberleri

BAŞARILMIŞ, İYİ YERLİ FİLMLER DE VAR

29 Ekim 2015 Perşembe 14:03

Emre Şahin´in yönettiği, başrollerinde Fırat Tanış,Yağız Can Konyalı, Beyza Şekerci,Erkan Kolçak Köstendil´in yer aldığı Takım: Mahalle Aşkına adlı film, birbirinin benzeri bir çok yerli filme boğulmuş sinema pazarında, farklı öyküsü ve duruşuyla dikkat çekti. Eleştirmenlerden de geçer not alan film için şunlar yazıldı:

MURAT ERŞAHİN (sinemamuzik.com): ´Yerli popüler gişe sineması filmleri böyle olmalı gerçekten! Memleket insanın kaybettiği, ona çoktan unutturulan takım ruhunu ve takım olma duygusunu yeniden anımsatan iyi niyetli, tertemiz yapım, hedefi on ikiden vuran toplumsal bir dram. Kentsel değil, rantsal dönüşümün gerçek yüzü ve yok olmaya yüz tutmuş mahalle dayanışması üzerine yürek ısıtan ´iyi kalpli´ bir öykü duruyor perdede. ´40´ adlı ilk uzun metrajıyla tanıdığımız Emre Şahin´in yeni filmi, babalarından miras kalan halı sahayı ´mafya oluşumlarına´ satmak istemeyen iki kardeşin öyküsü. Kimi anlar hüzünlü, kimi anlar eğlenceli bir dille altı çizilen dayanışma ruhuna saygılarını sunan hikayede başlıca rolleri, Fırat Tanış, Yağız Can Konyalı ve Beyza Şekerci üstleniyorlar. Usta isimler Rozet Hubeş, Mehmet Özgür, Sinen Bengier, Cezmi Baskın ise genç oyunculara destek veriyorlar. Filmin sürpriz ismi ise, Afrikalı bir göçmen futbolcu canlandıran Pascal Nouma. Plazalar tarafından kuşatılmış bir mahallede, ranta ve zorbalığa direnen ´küçük´ insanların dayanışma çabası. Ortak ve hayati bir hedef için bir araya gelen futbol takımı, katıldığı turnuvada terinin son damlasına kadar müthiş bir mücadele verecektir. Senaryosu Emre Şahin ve İnan Temelkuran tarafından yazılmış sıcak filmin Anadolu Rock ağırlıklı müzikleri de izlediğimiz öykünün ruhuna başarıyla eşlik ediyor. Tertemiz çekilmiş, biçim anlamında da derdi olmayan film, kurgu dahil pek çok detayda sırıtmıyor. Eksik yanları olsa da, ´başarılmış´, diğer popüler yerli yapımlara örnek olması gereken sosyal dram, ´haklı´ bir neden için ´bir arada duran´ sıradan insanların umut dolu ve iyi yürekli öyküsü.´

UĞUR VARDAN (HÜRRİYET): ´... Son 13 yıldır yaşadığımız toplamdan biliyoruz ki bu yeni Türkiye düzeninde sadece yapı ya da bina formları değil, insanlar ve görüşleri de dönüştürülmek isteniyor. Şahin-Temelkuran ikilisi fikirsel ve ruhsal değişime de değinmişler ama öykünün asıl odaklandığı şey, çok kültürlü ve farklı kökenlere sahip bireylerden oluşan küçük bir mahalle takımı ve bu takımın katıldığı ´Halı saha turnuvası´ üzerinden bir direniş ve var olma mücadelesi anlatmak olmuş. ´Pilav Üstü Kuru´ turnuva boyunca basamakları tek tek aşıp final için mücadele ederken ara duraklarda mafyöz yöntemlerle rantçı zihniyetin nasıl ilerlediğine şahit oluyoruz. Bu arada takımın tek ´Yabancı´sı konumundaki (Pascal Nouma´nın canlandırdığı) ´Puma´ karakteri ve yaşadıkları, birebir olmasa da uzaktan uzağa, ´Festus Okey vakası´nı hatırlatıyor. Oyunculukların da gayet iyi seyrettiği yapımda tıpkı takımdaki gibi herkes üzerine düşen görevlerin üstesinden ustalıkla geliyor. Öyküdeki kimi tercihler bizi daha fazla hüzünlendirip öyküyü belki daha gerçekçi sulara çekebilirmiş ama anlaşılan bunca acının sarıp sarmaladığı bir coğrafyada filmin yaratıcıları seyirciye ´Gülümseten´ bir öykü sunmak istemişler...´

NİL KURAL (MİLLİYET): ´... Yönetmenliğini Emre Şahin´in yaptığı, senaryosunu ise Şahin ve İnan Temelkuran´ın yazdığı "Takım: Mahalle Aşkına", ticari yerli filmler arasında özenli yönetimi, müzik kullanımı, düzgün senaryosu ve baskılara karşı dayanışma mesajıyla öne çıkan dört başı mamur bir yapım. Film kentsel dönüşüme meydan okuyan bir futbol sahası sahibini (Fırat Tanış) merkeze alıyor. Borçlarını kapamak için Türkiye panoraması sunan amatör bir futbol takımıyla bir turnuvaya hazırlanıyorlar. "Takım: Mahalle Aşkına", sadece futbol sevenlerin değil, nitelikli yerli film arayan bütün izleyicilerin dikkatine sunulur. ´

KEREM AKÇA (haberturk.com): ´... "40" ile dikkat çeken Emre Şahin´in ikinci filmi. "Takım: Mahalle Aşkına", aslında iyi kurgulanmış, yetenekli oyuncuların rol aldığı bir futbol komedisi. Ama anlam verilemeyen bir ruhsuzluktan zarar gördüğü, zaman zaman küçük ekran seyirliğine dönüştüğü de unutulmamalı.´




Diğer Haberler